» 10 / Yûnus  66:

Kuran Sırası: 10
İniş Sırası: 51
Yunus Suresi = Yunus Suresi
Hz. Yunus ve kavminden bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَلَا (ÊLE) = elā : iyi bilin ki
2. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
3. لِلَّهِ (LLH) = lillahi : Allah'ındır
4. مَنْ (MN) = men : kim varsa
5. فِي (FY) = fī :
6. السَّمَاوَاتِ (ELSMEWET) = s-semāvāti : göklerde
7. وَمَنْ (WMN) = ve men : ve kim varsa
8. فِي (FY) = fī :
9. الْأَرْضِ (ELÊRŽ) = l-erDi : yerde
10. وَمَا (WME) = ve mā : ve
11. يَتَّبِعُ (YTBA) = yettebiǔ : uymuyorlar
12. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
13. يَدْعُونَ (YD̃AWN) = yed'ǔne : tapınan(lar)
14. مِنْ (MN) = min :
15. دُونِ (D̃WN) = dūni : başkalarına
16. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'tan
17. شُرَكَاءَ (ŞRKEÙ) = şurakā'e : ortak koştuklarına
18. إِنْ (ÎN) = in : ancak
19. يَتَّبِعُونَ (YTBAWN) = yettebiǔne : onlar uyuyorlar
20. إِلَّا (ÎLE) = illā : sadece
21. الظَّنَّ (ELƵN) = Z-Zenne : zanna
22. وَإِنْ (WÎN) = ve in : ve
23. هُمْ (HM) = hum : onlar
24. إِلَّا (ÎLE) = illā : sadece
25. يَخْرُصُونَ (YḢRṦWN) = yeḣruSūne : saçmalıyorlar
iyi bilin ki | şüphesiz | Allah'ındır | kim varsa | | göklerde | ve kim varsa | | yerde | ve | uymuyorlar | kimseler | tapınan(lar) | | başkalarına | Allah'tan | ortak koştuklarına | ancak | onlar uyuyorlar | sadece | zanna | ve | onlar | sadece | saçmalıyorlar |

[] [] [] [] [] [SMW] [] [] [ERŽ] [] [TBA] [] [D̃AW] [] [D̃WN] [] [ŞRK] [] [TBA] [] [ƵNN] [] [] [] [ḢRṦ]
ÊLE ÎN LLH MN FY ELSMEWET WMN FY ELÊRŽ WME YTBA ELZ̃YN YD̃AWN MN D̃WN ELLH ŞRKEÙ ÎN YTBAWN ÎLE ELƵN WÎN HM ÎLE YḢRṦWN

elā inne lillahi men s-semāvāti ve men l-erDi ve mā yettebiǔ elleƶīne yed'ǔne min dūni llahi şurakā'e in yettebiǔne illā Z-Zenne ve in hum illā yeḣruSūne
ألا إن لله من في السماوات ومن في الأرض وما يتبع الذين يدعون من دون الله شركاء إن يتبعون إلا الظن وإن هم إلا يخرصون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألا | ÊLE elā iyi bilin ki No doubt!
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
لله | LLH lillahi Allah'ındır to Allah (belongs)
من | MN men kim varsa whoever
في | FY (is) in
السماوات س م و | SMW ELSMEWET s-semāvāti göklerde the heavens
ومن | WMN ve men ve kim varsa and whoever
في | FY (is) in
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yerde the earth.
وما | WME ve mā ve And not
يتبع ت ب ع | TBA YTBA yettebiǔ uymuyorlar follow
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
يدعون د ع و | D̃AW YD̃AWN yed'ǔne tapınan(lar) invoke
من | MN min other than Allah
دون د و ن | D̃WN D̃WN dūni başkalarına other than Allah
الله | ELLH llahi Allah'tan other than Allah
شركاء ش ر ك | ŞRK ŞRKEÙ şurakā'e ortak koştuklarına partners.
إن | ÎN in ancak Not
يتبعون ت ب ع | TBA YTBAWN yettebiǔne onlar uyuyorlar they follow
إلا | ÎLE illā sadece but
الظن ظ ن ن | ƵNN ELƵN Z-Zenne zanna the assumption
وإن | WÎN ve in ve and not
هم | HM hum onlar they
إلا | ÎLE illā sadece but
يخرصون خ ر ص | ḢRṦ YḢRṦWN yeḣruSūne saçmalıyorlar guess.

10:66 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

iyi bilin ki | şüphesiz | Allah'ındır | kim varsa | | göklerde | ve kim varsa | | yerde | ve | uymuyorlar | kimseler | tapınan(lar) | | başkalarına | Allah'tan | ortak koştuklarına | ancak | onlar uyuyorlar | sadece | zanna | ve | onlar | sadece | saçmalıyorlar |

[] [] [] [] [] [SMW] [] [] [ERŽ] [] [TBA] [] [D̃AW] [] [D̃WN] [] [ŞRK] [] [TBA] [] [ƵNN] [] [] [] [ḢRṦ]
ÊLE ÎN LLH MN FY ELSMEWET WMN FY ELÊRŽ WME YTBA ELZ̃YN YD̃AWN MN D̃WN ELLH ŞRKEÙ ÎN YTBAWN ÎLE ELƵN WÎN HM ÎLE YḢRṦWN

elā inne lillahi men s-semāvāti ve men l-erDi ve mā yettebiǔ elleƶīne yed'ǔne min dūni llahi şurakā'e in yettebiǔne illā Z-Zenne ve in hum illā yeḣruSūne
ألا إن لله من في السماوات ومن في الأرض وما يتبع الذين يدعون من دون الله شركاء إن يتبعون إلا الظن وإن هم إلا يخرصون

[] [] [] [] [] [س م و] [] [] [ا ر ض] [] [ت ب ع] [] [د ع و] [] [د و ن] [] [ش ر ك] [] [ت ب ع] [] [ظ ن ن] [] [] [] [خ ر ص]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألا | ÊLE elā iyi bilin ki No doubt!
,Lam,Elif,
,30,1,
INC – inceptive particle
حرف ابتداء
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
لله | LLH lillahi Allah'ındır to Allah (belongs)
Lam,Lam,He,
30,30,5,
"P – prefixed preposition lām
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
من | MN men kim varsa whoever
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
في | FY (is) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
السماوات س م و | SMW ELSMEWET s-semāvāti göklerde the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
ومن | WMN ve men ve kim varsa and whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
في | FY (is) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yerde the earth.
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – genitive feminine noun → Earth"
اسم مجرور
وما | WME ve mā ve And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
يتبع ت ب ع | TBA YTBA yettebiǔ uymuyorlar follow
Ye,Te,Be,Ayn,
10,400,2,70,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) imperfect verb
فعل مضارع
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يدعون د ع و | D̃AW YD̃AWN yed'ǔne tapınan(lar) invoke
Ye,Dal,Ayn,Vav,Nun,
10,4,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min other than Allah
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
دون د و ن | D̃WN D̃WN dūni başkalarına other than Allah
Dal,Vav,Nun,
4,6,50,
N – genitive noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah'tan other than Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
شركاء ش ر ك | ŞRK ŞRKEÙ şurakā'e ortak koştuklarına partners.
Şın,Re,Kef,Elif,,
300,200,20,1,,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
إن | ÎN in ancak Not
,Nun,
,50,
NEG – negative particle
حرف نفي
يتبعون ت ب ع | TBA YTBAWN yettebiǔne onlar uyuyorlar they follow
Ye,Te,Be,Ayn,Vav,Nun,
10,400,2,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلا | ÎLE illā sadece but
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
الظن ظ ن ن | ƵNN ELƵN Z-Zenne zanna the assumption
Elif,Lam,Zı,Nun,
1,30,900,50,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
وإن | WÎN ve in ve and not
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
هم | HM hum onlar they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
إلا | ÎLE illā sadece but
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
يخرصون خ ر ص | ḢRṦ YḢRṦWN yeḣruSūne saçmalıyorlar guess.
Ye,Hı,Re,Sad,Vav,Nun,
10,600,200,90,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَلَا: iyi bilin ki | إِنَّ: şüphesiz | لِلَّهِ: Allah'ındır | مَنْ: kim varsa | فِي: | السَّمَاوَاتِ: göklerde | وَمَنْ: ve kim varsa | فِي: | الْأَرْضِ: yerde | وَمَا: ve | يَتَّبِعُ: uymuyorlar | الَّذِينَ: kimseler | يَدْعُونَ: tapınan(lar) | مِنْ: | دُونِ: başkalarına | اللَّهِ: Allah'tan | شُرَكَاءَ: ortak koştuklarına | إِنْ: ancak | يَتَّبِعُونَ: onlar uyuyorlar | إِلَّا: sadece | الظَّنَّ: zanna | وَإِنْ: ve | هُمْ: onlar | إِلَّا: sadece | يَخْرُصُونَ: saçmalıyorlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ألا ÊLE iyi bilin ki | إن ÎN şüphesiz | لله LLH Allah'ındır | من MN kim varsa | في FY | السماوات ELSMEWET göklerde | ومن WMN ve kim varsa | في FY | الأرض ELÊRŽ yerde | وما WME ve | يتبع YTBA uymuyorlar | الذين ELZ̃YN kimseler | يدعون YD̃AWN tapınan(lar) | من MN | دون D̃WN başkalarına | الله ELLH Allah'tan | شركاء ŞRKEÙ ortak koştuklarına | إن ÎN ancak | يتبعون YTBAWN onlar uyuyorlar | إلا ÎLE sadece | الظن ELƵN zanna | وإن WÎN ve | هم HM onlar | إلا ÎLE sadece | يخرصون YḢRṦWN saçmalıyorlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |elā: iyi bilin ki | inne: şüphesiz | lillahi: Allah'ındır | men: kim varsa | : | s-semāvāti: göklerde | ve men: ve kim varsa | : | l-erDi: yerde | ve mā: ve | yettebiǔ: uymuyorlar | elleƶīne: kimseler | yed'ǔne: tapınan(lar) | min: | dūni: başkalarına | llahi: Allah'tan | şurakā'e: ortak koştuklarına | in: ancak | yettebiǔne: onlar uyuyorlar | illā: sadece | Z-Zenne: zanna | ve in: ve | hum: onlar | illā: sadece | yeḣruSūne: saçmalıyorlar |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊLE: iyi bilin ki | ÎN: şüphesiz | LLH: Allah'ındır | MN: kim varsa | FY: | ELSMEWET: göklerde | WMN: ve kim varsa | FY: | ELÊRŽ: yerde | WME: ve | YTBA: uymuyorlar | ELZ̃YN: kimseler | YD̃AWN: tapınan(lar) | MN: | D̃WN: başkalarına | ELLH: Allah'tan | ŞRKEÙ: ortak koştuklarına | ÎN: ancak | YTBAWN: onlar uyuyorlar | ÎLE: sadece | ELƵN: zanna | WÎN: ve | HM: onlar | ÎLE: sadece | YḢRṦWN: saçmalıyorlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bilin, haberdâr olun ki Allah'ındır ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve ondan başka ona eş saydıkları şeylere tapanlar, onlara uymuyorlar, ancak kuru bir zanna uyuyorlar ve ancak yalan söylüyorlar.
Adem Uğur : İyi bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa yalnız Allah'ındır. (O halde) Allah'tan başka ortaklara tapanlar neyin ardına düşüyorlar! Doğrusu onlar, zandan başka bir şeyin ardına düşmüyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar.
Ahmed Hulusi : Kesinlikle bilin! Semâlarda ve arzda ne varsa muhakkak ki Allâh içindir (Allâh'ın, El Esmâ ül Hüsnâ'sının işaret ettiği özelliklerini ilminde seyretmesi içindir; bunun için de her şeyi Esmâ'sından Esmâ özellikleriyle yaratmıştır). . . (O hâlde) Allâh dûnunda ortak koştuklarına dua edenler (bu gerçek dolayısıyladır ki) onlara tâbi olamazlar. . . (Onlar) ancak (vehmederek) varsaydıklarına tâbi oluyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar.
Ahmet Tekin : Unutmayın, göklerde ve yerde olan akıllı ve sorumlu varlıkların tamamı Allah’ın koyduğu düzenin içindedir. O halde, Allah’ı bırakıp da, kulları durumundakilerden, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a koştukları ortaklara tapanlar, yalvaranlar neyin ardına düşüyorlar? Onlar kesinlikle ilme, delile dayanmayan zanlarının ardına düşüyorlar. Onlar kesinlikle yalan-yanlış saçmalıyorlar.
Ahmet Varol : İyi bilin ki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allah'ındır. Allah'tan başkalarına tapınanlar da gerçekte ortak koştukları şeylere uymuyorlar. Onlar sadece zanna uyuyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar.
Ali Bulaç : Haberiniz olsun; şüphesiz göklerde kim var, yerde kim var tümü Allah'ındır. Allah'tan başkasına tapanlar bile, şirk koştukları varlıklara ve güçlere (gerçekte) uymazlar. Onlar yalnızca bir zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminde bulunarak yalan söylemektedirler.'
Ali Fikri Yavuz : Biliniz ki, göklerde (meleklerden) kim var, yerde (insan ve Cinlerden) kim varsa, hep Allah’ındır. Allah’dan başkasına tapanlar dahi, gerçekte Allah’a koştukları ortaklara tâbi olmuyorlar. Ancak zanna (zayıf bir ihtimale) tâbi oluyorlar ve yalandan başka bir şey söylemiyorlar.
Bekir Sadak : Iyi bilin ki, goklerde ve yerde kim varsa hepsi Allah'indir. Allah'i birakip putlara tapanlar sadece zanna uyanlardir. Onlar ancak tahminde bulunuyorlar.
Celal Yıldırım : Haberiniz olsun ki, göklerde olanlar da, yerde olanlar da şüphesiz ki Allah'ındır. Allah'tan başkasına tapınanlar, ortak edindiklerine (de gerçek anlamda) uymazlar; onlar ancak zanna uyarlar, onlar ancak yalan uydurup söylerler.
Diyanet İşleri : Bilesiniz ki göklerde kim var, yerde kim varsa, hep Allah’ındır. Allah’tan başkasına tapanlar (gerçekte) Allah’a koştukları ortaklara tâbi olmuyorlar. Şüphesiz onlar ancak zanna uyuyorlar ve sadece yalan söylüyorlar.
Diyanet İşleri (eski) : İyi bilin ki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allah'ındır. Allah'ı bırakıp ortak koşanlar sadece zanna uyanlardır. Onlar ancak tahminde bulunuyorlar.
Diyanet Vakfi : İyi bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa yalnız Allah’ındır. (O halde) Allah’tan başka ortaklara tapanlar neyin ardına düşüyorlar! Doğrusu onlar, zandan başka bir şeyin ardına düşmüyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar.
Edip Yüksel : Göklerde ve yerde ne varsa ALLAH'ındır. ALLAH'tan başkalarına yalvaranlar aslında koştukları ortakları izlememektedirler. Onlar sadece tahmin yürütüyorlar ve sadece saçmalıyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Açın gözünüzü! Göklerde kim var, yerde kim varsa hep Allah'ındır. Allah'dan başkasına tapanlar dahi, Allah'a ortak koştuklarına uymuş olmuyorlar, ancak zanna uymuş oluyorlar. Ve yalandan başka bir şey söylemiyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Uyan! Göklerde kim var ve yerde kim varsa hepsi Allah'ındır! Allah'tan başkasına tapanlar dahi, ortakların tebeası olmazlar; ancak zanna uyar ve sadece kendi mızraklarıyla ölçer yalan uydurup söylerler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Uyan: Göklerde kim var, Yerde kim varsa hep Allahındır, Allahdan başkasına tapanlar dahi, şeriklerin tebaası olmazlar, ancak zanne teba'ıyyet ederler ve ancak kendi mızraklarıyle ölçer yalan söylerler
Fizilal-il Kuran : Haberiniz olsun ki, göklerde ve yerde kimler varsa hepsi Allah'ındır. Allah'ı bir yana bırakarak putlara tapanlar aslında bu düzmece ortaklara uymuyorlar; sadece sanıya, dayanaksız bilgiye uyuyorlar, sırf asılsız hayallerin peşinden gidiyorlar.
Gültekin Onan : Haberiniz olsun; şüphesiz göklerde kim var, yerde kim var tümü Tanrı'nındır. Tanrı'dan başkasına tapanlar bile, şirk koştukları varlıklara ve güçlere (gerçekte) uymazlar. Onlar yalnızca bir zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminde bulunarak yalan söylemektedirler.'
Hakkı Yılmaz : Gözünüzü açın! Göklerde olan kimseler ve yeryüzünde olan kimseler kesinlikle Allah'ındır. Ve Allah'ın astlarından istekte bulunan kimseler, eş tuttuklarına tâbi olmuyorlar. Onlar sadece zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar.
Hasan Basri Çantay : Haberiniz olsun ki göklerde kim var, yerde kim varsa (hepsi) şübhesiz Allahındır. Allahdan başkasına tapanlar dahi (hakıykatde) Allaha katdıkları ortaklara tâbi olmuyorlar. Onlar (kuru) zandan başkasına uymuyorlar ve onlar ancak yalandan başkasını söylemiyorlar.
Hayrat Neşriyat : Dikkat edin! Göklerde kim var, yerde kim varsa şübhesiz Allah’ındır. Allah’dan başkasına yalvarıp duranlar (hakikatte Allah’a şirk) koştukları ortaklara uymuyorlar (çünki o putların bunlardan haberleri bile yoktur); (onlar) ancak zanna tâbi' oluyorlar. Ve onlar, sâdece yalan söylüyorlar.
İbni Kesir : Dikkat edin; göklerde kim varsa ve yerde kim varsa, hepsi Allah'ındır. Allah'tan başkasına tapanlar, gerçekte Allah'a koştukları ortaklara tabi olmuyorlar, onlar bir takım zannlara uyuyor ve ancak yalan söylüyorlar.
İskender Evrenosoğlu : Semalarda ve yeryüzünde olan kimseler muhakkak Allah'ındır, öyle değil mi? Allah'tan başka ortaklara dua edenler (ibadet edenler) neye tâbî oluyorlar? Ancak zanna tâbî olurlar ve onlar sadece tahmin ederler (yalan uydururlar).
Muhammed Esed : Unutmayın ki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi ister istemez Allah'a aittir; hal böyleyken, peki, Allah dışında tanrısal nitelikler yakıştırılan varlıklara yalvarıp yakaran kimseler (böyle yapmakla) neye uyuyorlar? Sadece zanna uyuyorlar; yalnızca tahmine dayanıyorlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Agâh olunuz ki, göklerde kim var ise ve yerde kim var ise şüphe yok ki, Allah Teâlâ'nındır. Allah Teâlâ'dan başkasına tapanlar da şeriklere tebaiyyet etmiş olmazlar. Onlar zandan başkasına tebaiyyet etmiyorlar ve onlar yalan söyler kimselerden başka değildirler.
Ömer Öngüt : İyi bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Allah'tan başkasına tapanlar, gerçekte şirk koştuklarına uymazlar. Doğrusu onlar yalnızca zanna uyarlar ve onlar sadece yalan söylerler.
Şaban Piriş : İyi bilin ki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allah’ındır. Allah’ı bırakıp da ortak koştuklarına dua edenler yalnızca zanna uyanlardır. Onlar sadece tahminde bulunuyorlar.
Suat Yıldırım : İyi bilesiniz ki göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allah’ın kuludur,O’nun hükmü altındadır. Allah’tan başka birtakım şeriklere ibadet edenler de gerçekte o putlarına tâbi olmazlar. Onlar sadece birtakım zanlara uymakta ve sırf kafadan atmaktadırlar.
Süleyman Ateş : İyi bilki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allâh'ındır. Allah'tan başkasına yalvaranlar (gerçekte koştukları) ortaklara uymuyorlar, onlar sadece zanna uyuyorlar, (hayallerine kapılıyorlar) ve onlar sadece saçmalıyorlar.
Tefhim-ul Kuran : Haberiniz olsun; şüphesiz göklerde kim var, yerde kim var tümü Allah'ındır. Allah'tan başkasına tapanlar bile, şirk koştukları varlıklara ve güçlere (gerçekte) uymazlar. Onlar yalnızca bir zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminde bulunarak yalan söylemektedirler.'
Ümit Şimşek : Bilmiş olun ki, göklerde kim var, yerde kim varsa Allah'ındır. Allah'tan başkalarına dua edenler, o şeriklere uymuş olmuyorlar. Onlar sadece bir kuruntunun peşine takılıyor ve ancak yalan uydurup duruyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Gözünüzü açın! Göklerde kim var yerde kim varsa Allah'ındır! Allah'ın yanında başka şeylere yalvaranlar, ortak koştuklarına uymuyorlar/Allah'ın yanında ortaklara yalvaranlar neyin ardı sıra gidiyorlar? Onlar sadece sanıya uyuyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}