Kırık Meal (Okunuş) : |velev: bile | cā'ethum: gelse | kullu: bütün | āyetin: ayetler | Hattā: kadar | yeravu: görünceye | l-ǎƶābe: azabı | l-elīme: acıklı |
Kırık Meal (Transcript) : |WLW: bile | CEÙTHM: gelse | KL: bütün | ËYT: ayetler | ḪT: kadar | YRWE: görünceye | ELAZ̃EB: azabı | ELÊLYM: acıklı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kendilerine her çeşit deliller, mucizeler gösterilse de elemli azâbı görmedikçe.
Adem Uğur : Kendilerine (istedikleri) bütün mucizeler gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar inanmayacaklardır.
Ahmed Hulusi : İsterse onlara bütün mucizeler gelsin (yine de iman etmezler). . . Acı azabı görünceye kadar!
Ahmet Tekin : Onlara Allah’ın varlığına, birliğine, kudretine, kulluğa, İslâm’a giden yolu gösteren bütün mûcizeler birden gelse, can yakıp inleten müthiş azâbı görünceye kadar iman etmeyecekler.
Ahmet Varol : Kendilerine bütün ayetler gelse bile! Acıklı azabı görmedikleri sürece (iman etmezler).
Ali Bulaç : Onlara her ayet getirilse bile.. Acı azabı görünceye kadar.
Ali Fikri Yavuz : Onlara bütün mûcizeler gelse bile; tâ acıklı azabı görecekleri ana kadar...
Bekir Sadak : (96-97) Dogrusu Rabbinin soz verdigi azabi hak edenler, can yakici azabi gorene kadar kendilerine her turlu belge gelse bile inanmazlar.
Celal Yıldırım : (96-97) Onlar ki haklarında Rabbin sözü gerçekleşti, kendilerine her türlü âyet (belge ve mu'cize) de gelse, elem verici azabı görmedikçe (emin olunuz ki) inanmazlar .
Diyanet İşleri : (96-97) Şüphesiz, haklarında Rabbinin sözü (hükmü) gerçekleşmiş olanlar, kendilerine bütün mucizeler gelse bile, elem dolu azabı görünceye kadar inanmazlar.
Diyanet İşleri (eski) : (96-97) Doğrusu Rabbinin söz verdiği azabı hak edenler, can yakıcı azabı görene kadar kendilerine her türlü belge gelse bile inanmazlar.
Diyanet Vakfi : (96-97) Gerçekten haklarında Rabbinin sözü (hükmü) sabit olanlar, kendilerine (istedikleri) bütün mucizeler gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar inanmayacaklardır.
Edip Yüksel : Onlara her çeşit mucize gelse bile, acı azabı görünceye kadar (inanmazlar).
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlara bütün mucizeler hep birden gelse, yine de o acıklı azabı görünceye kadar inanmazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (evet imana gelmezler) -kendilerine her türlü mucize gelse bile- o acı azabı görecekleri ana kadar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Velevse kendilerine her âyet gelmiş olsun, tâ o elîm azâbı görecekleri âna kadar
Fizilal-il Kuran : Onlara bütün uyarıcı mesajlar gelse bile. Ancak acıklı azabı görünce iman ederler.
Gültekin Onan : Onlara her ayet getirilse bile... Acı azabı görünceye kadar.
Hakkı Yılmaz : (96,97) Şüphesiz, şu, aleyhlerinde Rabbinin Kelime'si hak olmuş olan kimseler, kendilerine bütün alâmetler/göstergeler hep birden gelse, yine de o acıklı azabı görünceye kadar iman etmezler.
Hasan Basri Çantay : (96-97) Üzerlerine Rabbinin kesilmesi hak olmuş bulunanlar (yok mu?) onlar, velev kendilerine her (hangi bir) âyet gelmiş olsun, acıklı bir azâb görecekleri (zamâ) na kadar îman etmezler.
Hayrat Neşriyat : (96-97) Muhakkak ki üzerlerine Rabbinin (azab) sözü (hükmü) hak olanlar, kendilerine bütün âyetler gelmiş olsa bile, o (pek) elemli azâbı görünceye kadar (isyanları sebebiyle) îmân etmezler.
İbni Kesir : Onlara her türlü ayet gelse bile elem verici azabı görünceye kadar.
İskender Evrenosoğlu : Ve eğer onlara bütün âyetler gelse bile, elîm azabı görene kadar (onlar mü'min olmazlar - âyet 96).
Muhammed Esed : Kendilerine her türlü kanıtlayıcı belge gelse bile, ta ki (öte dünyada kendilerini bekleyen) o çok can yakıcı azabı gözleriyle görünceye kadar...
Ömer Nasuhi Bilmen : Velev ki, onlara her âyet gelsin. Pek acıklı azabı görünceye kadar (küfürlerinde devam ederler).
Ömer Öngüt : Kendilerine (istedikleri) bütün âyetler (mucizeler) gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar (inanmazlar).
Şaban Piriş : Can yakıcı azabı görene kadar, kendilerine her türlü belge gelse bile...
Suat Yıldırım : (96-97) (Kâfir olarak ölüp cehenneme gideceklerine dair) haklarında Rabbinin hükmü kesinleşmiş olanlar, her türlü mûcize de önlerine gelse, gayet acı azabı görmedikçe iman etmezler.
Süleyman Ateş : Onlara bütün âyetler gelmiş olsa bile, acı azâbı görünceye kadar (inanmazlar).
Tefhim-ul Kuran : Onlara her ayet getirilse bile.. Acıklı azabı görünceye kadar.
Ümit Şimşek : Onlara her türlü âyet gelecek olsa bile, o acı azabı görmedikçe sana inanmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Tüm ayetler onlara gelse bile. Ta, o korkunç azabı görünceye kadar...
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]