» 12 / Yûsuf  17:

Kuran Sırası: 12
İniş Sırası: 53
Yusuf Suresi = Yusuf Suresi
Hz. Yusuf’un hayati anlatildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالُوا (GELWE) = ḳālū : dediler
2. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
3. أَبَانَا (ÊBENE) = ebānā : babamız
4. إِنَّا (ÎNE) = innā : biz
5. ذَهَبْنَا (Z̃HBNE) = ƶehebnā : gittik
6. نَسْتَبِقُ (NSTBG) = nestebiḳu : yarışıyorduk
7. وَتَرَكْنَا (WTRKNE) = ve teraknā : ve bırakmıştık
8. يُوسُفَ (YWSF) = yūsufe : Yusuf'u
9. عِنْدَ (AND̃) = ǐnde : yanında
10. مَتَاعِنَا (MTEANE) = metāǐnā : yiyeceğimizin
11. فَأَكَلَهُ (FÊKLH) = fe ekelehu : onu yemiş
12. الذِّئْبُ (ELZ̃ÙB) = ƶ-ƶi'bu : kurt
13. وَمَا (WME) = vemā : fakat değilsin
14. أَنْتَ (ÊNT) = ente : sen
15. بِمُؤْمِنٍ (BMÙMN) = bimu'minin : inanacak
16. لَنَا (LNE) = lenā : bize
17. وَلَوْ (WLW) = velev : şayet
18. كُنَّا (KNE) = kunnā : (söylesek de)
19. صَادِقِينَ (ṦED̃GYN) = Sādiḳīne : dosdoğru
dediler | EY/HEY/AH | babamız | biz | gittik | yarışıyorduk | ve bırakmıştık | Yusuf'u | yanında | yiyeceğimizin | onu yemiş | kurt | fakat değilsin | sen | inanacak | bize | şayet | (söylesek de) | dosdoğru |

[GWL] [Y] [EBW] [] [Z̃HB] [SBG] [TRK] [] [AND̃] [MTA] [EKL] [Z̃EB] [] [] [EMN] [] [] [KWN] [ṦD̃G]
GELWE YE ÊBENE ÎNE Z̃HBNE NSTBG WTRKNE YWSF AND̃ MTEANE FÊKLH ELZ̃ÙB WME ÊNT BMÙMN LNE WLW KNE ṦED̃GYN

ḳālū ebānā innā ƶehebnā nestebiḳu ve teraknā yūsufe ǐnde metāǐnā fe ekelehu ƶ-ƶi'bu vemā ente bimu'minin lenā velev kunnā Sādiḳīne
قالوا يا أبانا إنا ذهبنا نستبق وتركنا يوسف عند متاعنا فأكله الذئب وما أنت بمؤمن لنا ولو كنا صادقين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler They said,
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
أبانا ا ب و | EBW ÊBENE ebānā babamız our father
إنا | ÎNE innā biz Indeed, we
ذهبنا ذ ه ب | Z̃HB Z̃HBNE ƶehebnā gittik [we] went
نستبق س ب ق | SBG NSTBG nestebiḳu yarışıyorduk racing each other
وتركنا ت ر ك | TRK WTRKNE ve teraknā ve bırakmıştık and we left
يوسف | YWSF yūsufe Yusuf'u Yusuf
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde yanında with
متاعنا م ت ع | MTA MTEANE metāǐnā yiyeceğimizin our possessions,
فأكله ا ك ل | EKL FÊKLH fe ekelehu onu yemiş and ate him
الذئب ذ ا ب | Z̃EB ELZ̃ÙB ƶ-ƶi'bu kurt the wolf.
وما | WME vemā fakat değilsin But not
أنت | ÊNT ente sen you
بمؤمن ا م ن | EMN BMÙMN bimu'minin inanacak (will) believe
لنا | LNE lenā bize us,
ولو | WLW velev şayet even if
كنا ك و ن | KWN KNE kunnā (söylesek de) we are
صادقين ص د ق | ṦD̃G ṦED̃GYN Sādiḳīne dosdoğru "truthful."""

12:17 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dediler | EY/HEY/AH | babamız | biz | gittik | yarışıyorduk | ve bırakmıştık | Yusuf'u | yanında | yiyeceğimizin | onu yemiş | kurt | fakat değilsin | sen | inanacak | bize | şayet | (söylesek de) | dosdoğru |

[GWL] [Y] [EBW] [] [Z̃HB] [SBG] [TRK] [] [AND̃] [MTA] [EKL] [Z̃EB] [] [] [EMN] [] [] [KWN] [ṦD̃G]
GELWE YE ÊBENE ÎNE Z̃HBNE NSTBG WTRKNE YWSF AND̃ MTEANE FÊKLH ELZ̃ÙB WME ÊNT BMÙMN LNE WLW KNE ṦED̃GYN

ḳālū ebānā innā ƶehebnā nestebiḳu ve teraknā yūsufe ǐnde metāǐnā fe ekelehu ƶ-ƶi'bu vemā ente bimu'minin lenā velev kunnā Sādiḳīne
قالوا يا أبانا إنا ذهبنا نستبق وتركنا يوسف عند متاعنا فأكله الذئب وما أنت بمؤمن لنا ولو كنا صادقين

[ق و ل] [ي] [ا ب و] [] [ذ ه ب] [س ب ق] [ت ر ك] [] [ع ن د] [م ت ع] [ا ك ل] [ذ ا ب] [] [] [ا م ن] [] [] [ك و ن] [ص د ق]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

أبانا ا ب و | EBW ÊBENE ebānā babamız our father
,Be,Elif,Nun,Elif,
,2,1,50,1,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – accusative masculine singular noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
أداة نداء
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنا | ÎNE innā biz Indeed, we
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
ذهبنا ذ ه ب | Z̃HB Z̃HBNE ƶehebnā gittik [we] went
Zel,He,Be,Nun,Elif,
700,5,2,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
نستبق س ب ق | SBG NSTBG nestebiḳu yarışıyorduk racing each other
Nun,Sin,Te,Be,Gaf,
50,60,400,2,100,
V – 1st person plural (form VIII) imperfect verb
فعل مضارع
وتركنا ت ر ك | TRK WTRKNE ve teraknā ve bırakmıştık and we left
Vav,Te,Re,Kef,Nun,Elif,
6,400,200,20,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
يوسف | YWSF yūsufe Yusuf'u Yusuf
Ye,Vav,Sin,Fe,
10,6,60,80,
"PN – accusative masculine proper noun → Yusuf"
اسم علم منصوب
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde yanında with
Ayn,Nun,Dal,
70,50,4,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
متاعنا م ت ع | MTA MTEANE metāǐnā yiyeceğimizin our possessions,
Mim,Te,Elif,Ayn,Nun,Elif,
40,400,1,70,50,1,
N – genitive masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فأكله ا ك ل | EKL FÊKLH fe ekelehu onu yemiş and ate him
Fe,,Kef,Lam,He,
80,,20,30,5,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الذئب ذ ا ب | Z̃EB ELZ̃ÙB ƶ-ƶi'bu kurt the wolf.
Elif,Lam,Zel,,Be,
1,30,700,,2,
"N – nominative masculine noun → Wolf"
اسم مرفوع
وما | WME vemā fakat değilsin But not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الواو استئنافية
نافية بمنزلة «ليس»
أنت | ÊNT ente sen you
,Nun,Te,
,50,400,
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
بمؤمن ا م ن | EMN BMÙMN bimu'minin inanacak (will) believe
Be,Mim,,Mim,Nun,
2,40,,40,50,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine indefinite (form IV) active participle
جار ومجرور
لنا | LNE lenā bize us,
Lam,Nun,Elif,
30,50,1,
P – prefixed preposition lām
PRON – 1st person plural personal pronoun
جار ومجرور
ولو | WLW velev şayet even if
Vav,Lam,Vav,
6,30,6,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
كنا ك و ن | KWN KNE kunnā (söylesek de) we are
Kef,Nun,Elif,
20,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
صادقين ص د ق | ṦD̃G ṦED̃GYN Sādiḳīne dosdoğru "truthful."""
Sad,Elif,Dal,Gaf,Ye,Nun,
90,1,4,100,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler | يَا: EY/HEY/AH | أَبَانَا: babamız | إِنَّا: biz | ذَهَبْنَا: gittik | نَسْتَبِقُ: yarışıyorduk | وَتَرَكْنَا: ve bırakmıştık | يُوسُفَ: Yusuf'u | عِنْدَ: yanında | مَتَاعِنَا: yiyeceğimizin | فَأَكَلَهُ: onu yemiş | الذِّئْبُ: kurt | وَمَا: fakat değilsin | أَنْتَ: sen | بِمُؤْمِنٍ: inanacak | لَنَا: bize | وَلَوْ: şayet | كُنَّا: (söylesek de) | صَادِقِينَ: dosdoğru |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWE dediler | يا YE EY/HEY/AH | أبانا ÊBENE babamız | إنا ÎNE biz | ذهبنا Z̃HBNE gittik | نستبق NSTBG yarışıyorduk | وتركنا WTRKNE ve bırakmıştık | يوسف YWSF Yusuf'u | عند AND̃ yanında | متاعنا MTEANE yiyeceğimizin | فأكله FÊKLH onu yemiş | الذئب ELZ̃ÙB kurt | وما WME fakat değilsin | أنت ÊNT sen | بمؤمن BMÙMN inanacak | لنا LNE bize | ولو WLW şayet | كنا KNE (söylesek de) | صادقين ṦED̃GYN dosdoğru |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler | : EY/HEY/AH | ebānā: babamız | innā: biz | ƶehebnā: gittik | nestebiḳu: yarışıyorduk | ve teraknā: ve bırakmıştık | yūsufe: Yusuf'u | ǐnde: yanında | metāǐnā: yiyeceğimizin | fe ekelehu: onu yemiş | ƶ-ƶi'bu: kurt | vemā: fakat değilsin | ente: sen | bimu'minin: inanacak | lenā: bize | velev: şayet | kunnā: (söylesek de) | Sādiḳīne: dosdoğru |
Kırık Meal (Transcript) : |GELWE: dediler | YE: EY/HEY/AH | ÊBENE: babamız | ÎNE: biz | Z̃HBNE: gittik | NSTBG: yarışıyorduk | WTRKNE: ve bırakmıştık | YWSF: Yusuf'u | AND̃: yanında | MTEANE: yiyeceğimizin | FÊKLH: onu yemiş | ELZ̃ÙB: kurt | WME: fakat değilsin | ÊNT: sen | BMÙMN: inanacak | LNE: bize | WLW: şayet | KNE: (söylesek de) | ṦED̃GYN: dosdoğru |
Abdulbaki Gölpınarlı : Baba demişlerdi, biz yarışa gitmiştik, Yûsuf'u da elbiselerimizin başında bırakmıştık, bir kurt gelip yemiş onu, fakat biz doğru söylesek de sen inanmazsın bize.
Adem Uğur : Ey babamız! dediler, biz yarışmak üzere uzaklaştık; Yusufu eşyamızın yanında bırakmıştık. (Ne yazık ki) onu kurt yemiş! Fakat biz doğru söyleyenler olsak da sen bize inanmazsın.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Ey babamız! Doğrusu biz gittik, yarışıyorduk. . . Yusuf'u da eşyamızın yanına bırakmıştık. . . Onu o kurt yemiş. . . Her ne kadar doğruyu söylesek de, sen bize inanmazsın. "
Ahmet Tekin : 'Ey babamız, biz yarış yaparken uzaklaştık. Yûsuf’u eşyalarımızın yanında bırakmıştık. Onu kurt yemiş. Biz doğru söylesek bile sen bize itimat etmeyeceksin.' dediler.
Ahmet Varol : 'Ey babamız! Biz gittik yarışıyorduk. Yusuf'u da eşyalarımızın yanında bırakmıştık. Bu sırada onu kurt yemiş. Ama biz doğru söylesek de sen bize inanacak değilsin' dediler.
Ali Bulaç : Dediler ki: "Ey Babamız, gerçek şu ki, biz gittik, yarışıyorduk. Yusuf'u da yiyeceklerimizin (veya eşyamızın) yanında bırakmıştık. Fakat onu kurt yemiş. Ne var ki biz doğruyu söylesek bile sen bize inanacak değilsin."
Ali Fikri Yavuz : Şöyle dediler: “- Ey babamız, biz gittik koşu yapıyorduk. Yûsuf’u da eşyamızın yanında bırakamıştık. Bir de gördük ki, onu kurt yemiş. Şimdi biz ne kadar doğru söylesek de, sen bize inanmazsın.”
Bekir Sadak : (16-17) Aksam ustu aglayarak babalarina geldiklerinde: «Ey babamiz! Inan olsun biz yaris yapiyorduk; Yusuf'u esyamizin yanina birakmistik; bir kurt onu yedi. Her ne kadar dogru soyluyorsak da sen bize inanmazsin» dediler.
Celal Yıldırım : (16-17) Onlar yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler ve: «Ey babamız ! Dediler, biz yarışmak üzere gittik; Yûsuf'u da eşyamızın yanına bıraktık, derken onu kurt yemiş; biz doğru (sözlü)ler de olsak sen bize inanacak değilsin.»
Diyanet İşleri : “Ey babamız! Biz yarışa girmiştik. Yûsuf’u da eşyamızın yanında bırakmıştık. (Bir de ne görelim) onu kurt yemiş. Her ne kadar doğru söylesek de sen bize inanmazsın” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : (16-17) Akşam üstü ağlayarak babalarına geldiklerinde: 'Ey babamız! İnan olsun biz yarış yapıyorduk; Yusuf'u eşyamızın yanına bırakmıştık; bir kurt onu yedi. Her ne kadar doğru söylüyorsak da sen bize inanmazsın' dediler.
Diyanet Vakfi : Ey babamız! dediler, biz yarışmak üzere uzaklaştık; Yusuf'u eşyamızın yanında bırakmıştık. (Ne yazık ki) onu kurt yemiş! Fakat biz doğru söyleyenler olsak da sen bize inanmazsın.
Edip Yüksel : 'Ey babamız,' dediler, 'Gittik, yarışıyorduk. Yusuf'u da eşyamızın yanında bırakmıştık. Sonunda onu kurt yedi. Doğru konuşsak bile sen bize inanmıyacaksın.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Dediler ki: «Ey babamız! Biz gittik, aramızda yarış yapıyorduk. Yusuf'u da eşyamızın yanına bırakmıştık. Bir de baktık ki, onu kurt yemiş, şu anda biz doğru da söylesek, yine de sen bize inanacak değilsin.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey babamız, biz gittik yarışıyorduk, Yusuf'u eşyamızın yanında bırakmıştık; bir de baktık ki, onu kurt yemiş. Şimdi biz doğru da söylesek sen bize inanmazsın! dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Dediler: ey pederimiz, biz gittik yarış ediyorduk, Yusüfü eşyamızın yanında bırakmıştık bir de baktık ki onu kurt yemiş, şimdi biz doğru da söylesek sen bize inanmazsın
Fizilal-il Kuran : Dediler ki; «Ey babamız, Yusuf'u eşyalarımızın yanında bırakarak yarış yapmaya gitmiştik, o sırada onu kurt kapıverdi; her ne kadar söylediğimiz doğru ise de, bize inanmayacaksın.»
Gültekin Onan : Dediler ki: "Ey Babamız, gerçek şu ki, biz gittik, yarışıyorduk. Yusuf'u da yiyeceklerimizin (veya eşyamızın) yanında bırakmıştık. Fakat onu kurt yemiş. Ne var ki biz doğruyu söylesek bile sen bize inanacak değilsin."
Hakkı Yılmaz : Onlar dediler ki: “Ey babamız! Şüphesiz biz yarış yaparak gittik. Yûsuf'u da eşyamızın yanına bırakmıştık. Bir de baktık ki, o'nu kurt yiyivermiş. Ve biz doğru kimseler olsak da sen bize inanmazsın.”
Hasan Basri Çantay : «Ey babamız, dediler, hakıykaten biz gitdik. Yarış edecekdik. Yuusufu da eşyamızın yanına bırakmışdık. (Bir de ne görelim) onu kurt yemiş! Biz doğru söyleyenler olsak da (biliyoruz ki) sen bize inanıcı değilsin».
Hayrat Neşriyat : Dediler ki: 'Ey babamız! Doğrusu biz gittik, yarış ediyorduk; Yûsuf’u da eşyâmızın yanında bırakmıştık (bir de baktık) ki onu kurt yemiş! Şimdi (biz), ne kadar doğru söyleyen kimseler olsak da, sen bize inanıcı değilsin!'
İbni Kesir : Dediler ki: Ey babamız; gerçekten biz gitmiştik ki yarış yapalım. Yusuf'u da eşyaların yanında bırakmıştık. Onu kurt yemiş. Her ne kadar doğru söylüyorsak da sen, bize inanacak değilsin.
İskender Evrenosoğlu : “Ey babamız! Biz, yarış yapmak için gittik ve Yusuf'u eşyamızın yanına bıraktık. O zaman (o esnada) onu kurt yedi. Biz doğru söylesek bile, sen bize inanacak değilsin.” dediler.
Muhammed Esed : "Ey babamız!" dediler, "Yarış yapmak için bulunduğumuz yerden (biraz) uzaklaşmış ve Yusuf'u azıklarımızın yanında bırakmıştık... Meğer kurt kapmış o'nu! Ama (biliyoruz ki,) biz böylece doğruyu söylüyor olsak da sen bize inanmayacaksın!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «Ey bizim pederimiz! Biz hakikaten bir yarış ederek gittik. Yusuf'u da eşyamızın yanında bıraktık, hemen O'nu kurt yemiş ve sen bize velev ki doğru sözlü kimseler olmuş isek de inanır değilsin.»
Ömer Öngüt : Dediler ki: “Ey babamız! Biz yarış yapmak için gitmiştik, Yusuf'u da eşyamızın yanına bırakmıştık. Ne yazık ki onu kurt yemiş! Şimdi biz ne kadar doğru söylesek de sen bize inanmazsın. ”
Şaban Piriş : - Babamız, inan ki biz yarış yapıyorduk. Yusuf’u eşyalarımızın yanına bırakmıştık, o sırada kurt onu yemiş. Her ne kadar doğru söylüyorsak da sen yine bize inanmazsın, dediler.
Suat Yıldırım : (16-17) Yatsı vakti, ağlayarak babalarının yanına dönüp dediler ki: "Sevgili babamız, biz yarışmak üzere bulunduğumuz yerden ayrılırken Yusuf’u da eşyalarımızın yanında bıraktık. Bir de döndük ki onu kurt yemiş! Şimdi biz doğru da söylesek sen bize inanmayacaksın!"
Süleyman Ateş : "Ey babamız, dediler, biz gittik, yarışıyorduk; Yûsuf'u yiyeceğimizin yanında bırakmıştık. Onu kurt yemiş! Ama biz doğru söylesek de sen bize inanmazsın!"
Tefhim-ul Kuran : Dediler ki: «Ey Babamız, gerçek şu ki, biz gittik, yarışıyorduk. Yusuf'u da yiyeceklerimizin (veya eşyamızın) yanında bırakmıştık. Fakat onu kurt yemiş. Ama biz doğruyu söyleyenler olsak bile sen bize inanacak değilsin.»
Ümit Şimşek : Dediler ki: 'Baba, biz yarışa çıkmış, Yusuf'u da eşyamızın yanına bırakmıştık. Onu kurt yemiş! Artık biz doğruyu söylesek de sen bize inanmazsın.'
Yaşar Nuri Öztürk : "Ey babamız, dediler, gittik, yarışıyorduk; Yûsuf'u eşyamızın yanında bırakmıştık, kurt onu yemiş. Şimdi biz doğru da söylesek sen bize inanmayacaksın."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}