» 16 / Nahl  33:

Kuran Sırası: 16
İniş Sırası: 70
Nahl Suresi = Ari Suresi
68-69. ayetlerinde Allah’in balarisina daglardan agaçlardan ve çardaklardan evler edinmesi emrinden dolayi bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. هَلْ (HL) = hel : mi?
2. يَنْظُرُونَ (YNƵRWN) = yenZurūne : bekliyorlar
3. إِلَّا (ÎLE) = illā : ille
4. أَنْ (ÊN) = en :
5. تَأْتِيَهُمُ (TÊTYHM) = te'tiyehumu : kendilerine gelmesini
6. الْمَلَائِكَةُ (ELMLEÙKT) = l-melāiketu : meleklerin
7. أَوْ (ÊW) = ev : yahut
8. يَأْتِيَ (YÊTY) = ye'tiye : gelmesini
9. أَمْرُ (ÊMR) = emru : emrinin
10. رَبِّكَ (RBK) = rabbike : Rabbinin
11. كَذَٰلِكَ (KZ̃LK) = keƶālike : öyle
12. فَعَلَ (FAL) = feǎle : yapmıştı
13. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler (de)
14. مِنْ (MN) = min :
15. قَبْلِهِمْ (GBLHM) = ḳablihim : onlardan önceki
16. وَمَا (WME) = ve mā :
17. ظَلَمَهُمُ (ƵLMHM) = Zelemehumu : onlara zulmetmedi
18. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
19. وَلَٰكِنْ (WLKN) = velākin : fakat
20. كَانُوا (KENWE) = kānū : onlar
21. أَنْفُسَهُمْ (ÊNFSHM) = enfusehum : kendi kendilerine
22. يَظْلِمُونَ (YƵLMWN) = yeZlimūne : zulmediyorlardı
mi? | bekliyorlar | ille | | kendilerine gelmesini | meleklerin | yahut | gelmesini | emrinin | Rabbinin | öyle | yapmıştı | kimseler (de) | | onlardan önceki | | onlara zulmetmedi | Allah | fakat | onlar | kendi kendilerine | zulmediyorlardı |

[] [NƵR] [] [] [ETY] [MLK] [] [ETY] [EMR] [RBB] [] [FAL] [] [] [GBL] [] [ƵLM] [] [] [KWN] [NFS] [ƵLM]
HL YNƵRWN ÎLE ÊN TÊTYHM ELMLEÙKT ÊW YÊTY ÊMR RBK KZ̃LK FAL ELZ̃YN MN GBLHM WME ƵLMHM ELLH WLKN KENWE ÊNFSHM YƵLMWN

hel yenZurūne illā en te'tiyehumu l-melāiketu ev ye'tiye emru rabbike keƶālike feǎle elleƶīne min ḳablihim ve mā Zelemehumu llahu velākin kānū enfusehum yeZlimūne
هل ينظرون إلا أن تأتيهم الملائكة أو يأتي أمر ربك كذلك فعل الذين من قبلهم وما ظلمهم الله ولكن كانوا أنفسهم يظلمون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
هل | HL hel mi? Do
ينظرون ن ظ ر | NƵR YNƵRWN yenZurūne bekliyorlar they wait
إلا | ÎLE illā ille except
أن | ÊN en that
تأتيهم ا ت ي | ETY TÊTYHM te'tiyehumu kendilerine gelmesini (should) come to them
الملائكة م ل ك | MLK ELMLEÙKT l-melāiketu meleklerin the Angels
أو | ÊW ev yahut or
يأتي ا ت ي | ETY YÊTY ye'tiye gelmesini (should) come
أمر ا م ر | EMR ÊMR emru emrinin (the) Command
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbike Rabbinin (of) your Lord?
كذلك | KZ̃LK keƶālike öyle Thus
فعل ف ع ل | FAL FAL feǎle yapmıştı did
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler (de) those who
من | MN min (were) before them.
قبلهم ق ب ل | GBL GBLHM ḳablihim onlardan önceki (were) before them.
وما | WME ve mā And not
ظلمهم ظ ل م | ƵLM ƵLMHM Zelemehumu onlara zulmetmedi wronged them
الله | ELLH llahu Allah Allah
ولكن | WLKN velākin fakat but
كانوا ك و ن | KWN KENWE kānū onlar they were
أنفسهم ن ف س | NFS ÊNFSHM enfusehum kendi kendilerine themselves
يظلمون ظ ل م | ƵLM YƵLMWN yeZlimūne zulmediyorlardı wronging.

16:33 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

mi? | bekliyorlar | ille | | kendilerine gelmesini | meleklerin | yahut | gelmesini | emrinin | Rabbinin | öyle | yapmıştı | kimseler (de) | | onlardan önceki | | onlara zulmetmedi | Allah | fakat | onlar | kendi kendilerine | zulmediyorlardı |

[] [NƵR] [] [] [ETY] [MLK] [] [ETY] [EMR] [RBB] [] [FAL] [] [] [GBL] [] [ƵLM] [] [] [KWN] [NFS] [ƵLM]
HL YNƵRWN ÎLE ÊN TÊTYHM ELMLEÙKT ÊW YÊTY ÊMR RBK KZ̃LK FAL ELZ̃YN MN GBLHM WME ƵLMHM ELLH WLKN KENWE ÊNFSHM YƵLMWN

hel yenZurūne illā en te'tiyehumu l-melāiketu ev ye'tiye emru rabbike keƶālike feǎle elleƶīne min ḳablihim ve mā Zelemehumu llahu velākin kānū enfusehum yeZlimūne
هل ينظرون إلا أن تأتيهم الملائكة أو يأتي أمر ربك كذلك فعل الذين من قبلهم وما ظلمهم الله ولكن كانوا أنفسهم يظلمون

[] [ن ظ ر] [] [] [ا ت ي] [م ل ك] [] [ا ت ي] [ا م ر] [ر ب ب] [] [ف ع ل] [] [] [ق ب ل] [] [ظ ل م] [] [] [ك و ن] [ن ف س] [ظ ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
هل | HL hel mi? Do
He,Lam,
5,30,
INTG – interrogative particle
حرف استفهام
ينظرون ن ظ ر | NƵR YNƵRWN yenZurūne bekliyorlar they wait
Ye,Nun,Zı,Re,Vav,Nun,
10,50,900,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلا | ÎLE illā ille except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
تأتيهم ا ت ي | ETY TÊTYHM te'tiyehumu kendilerine gelmesini (should) come to them
Te,,Te,Ye,He,Mim,
400,,400,10,5,40,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع منصوب و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الملائكة م ل ك | MLK ELMLEÙKT l-melāiketu meleklerin the Angels
Elif,Lam,Mim,Lam,Elif,,Kef,Te merbuta,
1,30,40,30,1,,20,400,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
أو | ÊW ev yahut or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
يأتي ا ت ي | ETY YÊTY ye'tiye gelmesini (should) come
Ye,,Te,Ye,
10,,400,10,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
أمر ا م ر | EMR ÊMR emru emrinin (the) Command
,Mim,Re,
,40,200,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbike Rabbinin (of) your Lord?
Re,Be,Kef,
200,2,20,
N – genitive masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
كذلك | KZ̃LK keƶālike öyle Thus
Kef,Zel,Lam,Kef,
20,700,30,20,
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
جار ومجرور
فعل ف ع ل | FAL FAL feǎle yapmıştı did
Fe,Ayn,Lam,
80,70,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler (de) those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
من | MN min (were) before them.
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبلهم ق ب ل | GBL GBLHM ḳablihim onlardan önceki (were) before them.
Gaf,Be,Lam,He,Mim,
100,2,30,5,40,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وما | WME ve mā And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
ظلمهم ظ ل م | ƵLM ƵLMHM Zelemehumu onlara zulmetmedi wronged them
Zı,Lam,Mim,He,Mim,
900,30,40,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
ولكن | WLKN velākin fakat but
Vav,Lam,Kef,Nun,
6,30,20,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
AMD – amendment particle
الواو عاطفة
حرف استدراك
كانوا ك و ن | KWN KENWE kānū onlar they were
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
أنفسهم ن ف س | NFS ÊNFSHM enfusehum kendi kendilerine themselves
,Nun,Fe,Sin,He,Mim,
,50,80,60,5,40,
N – accusative feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يظلمون ظ ل م | ƵLM YƵLMWN yeZlimūne zulmediyorlardı wronging.
Ye,Zı,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,900,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |هَلْ: mi? | يَنْظُرُونَ: bekliyorlar | إِلَّا: ille | أَنْ: | تَأْتِيَهُمُ: kendilerine gelmesini | الْمَلَائِكَةُ: meleklerin | أَوْ: yahut | يَأْتِيَ: gelmesini | أَمْرُ: emrinin | رَبِّكَ: Rabbinin | كَذَٰلِكَ: öyle | فَعَلَ: yapmıştı | الَّذِينَ: kimseler (de) | مِنْ: | قَبْلِهِمْ: onlardan önceki | وَمَا: | ظَلَمَهُمُ: onlara zulmetmedi | اللَّهُ: Allah | وَلَٰكِنْ: fakat | كَانُوا: onlar | أَنْفُسَهُمْ: kendi kendilerine | يَظْلِمُونَ: zulmediyorlardı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |هل HL mi? | ينظرون YNƵRWN bekliyorlar | إلا ÎLE ille | أن ÊN | تأتيهم TÊTYHM kendilerine gelmesini | الملائكة ELMLEÙKT meleklerin | أو ÊW yahut | يأتي YÊTY gelmesini | أمر ÊMR emrinin | ربك RBK Rabbinin | كذلك KZ̃LK öyle | فعل FAL yapmıştı | الذين ELZ̃YN kimseler (de) | من MN | قبلهم GBLHM onlardan önceki | وما WME | ظلمهم ƵLMHM onlara zulmetmedi | الله ELLH Allah | ولكن WLKN fakat | كانوا KENWE onlar | أنفسهم ÊNFSHM kendi kendilerine | يظلمون YƵLMWN zulmediyorlardı |
Kırık Meal (Okunuş) : |hel: mi? | yenZurūne: bekliyorlar | illā: ille | en: | te'tiyehumu: kendilerine gelmesini | l-melāiketu: meleklerin | ev: yahut | ye'tiye: gelmesini | emru: emrinin | rabbike: Rabbinin | keƶālike: öyle | feǎle: yapmıştı | elleƶīne: kimseler (de) | min: | ḳablihim: onlardan önceki | ve mā: | Zelemehumu: onlara zulmetmedi | llahu: Allah | velākin: fakat | kānū: onlar | enfusehum: kendi kendilerine | yeZlimūne: zulmediyorlardı |
Kırık Meal (Transcript) : |HL: mi? | YNƵRWN: bekliyorlar | ÎLE: ille | ÊN: | TÊTYHM: kendilerine gelmesini | ELMLEÙKT: meleklerin | ÊW: yahut | YÊTY: gelmesini | ÊMR: emrinin | RBK: Rabbinin | KZ̃LK: öyle | FAL: yapmıştı | ELZ̃YN: kimseler (de) | MN: | GBLHM: onlardan önceki | WME: | ƵLMHM: onlara zulmetmedi | ELLH: Allah | WLKN: fakat | KENWE: onlar | ÊNFSHM: kendi kendilerine | YƵLMWN: zulmediyorlardı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kâfirler, meleklerin gelip çatmasından, yahut Rabbinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi beklerler? Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı ve onlara Allah zulmetmedi, fakat onlar, kendi kendilerine zulmettiler.
Adem Uğur : (Kâfirler) kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rablerinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
Ahmed Hulusi : (Onlar iman etmek için) ille meleklerin gelmesini (fiziki ölüm) yahut Rabbinin hükmünün (bir azabın) gelmesini mi bekliyorlar?. . Onlardan öncekiler de işte böyle yapmıştı! Allâh onlara zulmetmedi; onlar kendi nefslerine zulmediyorlardı.
Ahmet Tekin : Kâfirler, ille meleklerin, köklerini kazıyacak bir ceza ile gelmesini, canlarını almalarını, ya da, Rabbinin planının icrasını mı bekliyorlar? Onlardan öncekiler de, böyle bekleyerek cezalandırılmalarına sebep olmuşlardı. Allah onlara zulmetmedi. Fakat onlar kendilerine yazık etmeyi, birbirlerine zulmetmeyi alışkanlık haline getirdiler.
Ahmet Varol : Onlar kendilerine meleklerin gelmesinden yahut Rabbinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi gözlüyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi ancak onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.
Ali Bulaç : (Küfre sapanlar) Kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rabbinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi gözlüyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.
Ali Fikri Yavuz : Şu kâfirler, ancak kendilerine, ruhlarını alacak o meleklerin gelmesini veya Rabbinin azap emrinin (kıyametin) gelip çatmasını beklerler. Bunların işlediği küfür gibi, kendilerinden önce gelen ümmetler de işledi. (Kendilerini helâk etmekle) Allah onlara zulüm yapmadı; fakat onlar (küfretmekle) kendi nefislerine zulmetmişlerdi.
Bekir Sadak : Onlar kendilerine yalniz meleklerin veya senin Rabbinin buyrugunun gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan oncekiler de boyle yapmislardi. Allah onlara zulmetmemisti, ama onlar kendilerine yazik ediyorlardi.
Celal Yıldırım : (O inkarcı azgınlar) ancak meleklerin kendilerine, (canlarını almak için) gelmelerini veya Rabbin emri (azâbı)nın (inmesini) beklerler. Kendilerinden öncekiler de böyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi, ama onlar kendilerine zulmederler.
Diyanet İşleri : (O kâfirler) kendilerine ancak meleklerin veya senin Rabbinin helâk emrinin gelmesini bekliyorlar. Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
Diyanet İşleri (eski) : Onlar kendilerine yalnız meleklerin veya senin Rabbinin buyruğunun gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmemişti, ama onlar kendilerine yazık ediyorlardı.
Diyanet Vakfi : (Kâfirler) kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rablerinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
Edip Yüksel : Kendilerine meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Kendilerinden öncekiler de aynı şekilde davranmışlardı. Onlara ALLAH zulmetmedi, onlar kendi kendilerine zulmettiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ancak kendilerine, ruhlarını alacak meleklerin gelmesini veya Rabbinin azab emrinin (kıyametin) gelip çatmasını bekliyorlar! Kendilerinden öncekiler de böyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmetmişlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O kafirler, sadece kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin emrinin gelmesini beklerler, onlardan öncekiler de böyle yaptılar. Allah onlara zulmetmedi; fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : O kâfirler başka değil ancak kendilerine o meleklerin gelmesine veya Rabbının emri gelmesine bakarlar, onlardan evvelkiler de böyle yaptılar ve onlara Allah zulmetmedi ve lâkin kendileri nefislerine zulmediyorlardı
Fizilal-il Kuran : Kâfirler, kendilerine ölüm meleklerinin gelmesinden ya da Rabbinin ani azabına uğramaktan başka bir şey mi bekliyorlar. Kendilerinden öncekiler de öyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmiş değildi, tersine onlar kendi kendilerine zulmetmişlerdi.
Gültekin Onan : (Küfre sapanlar) Kendilerine meleklerin gelmesinden veya rabbinin buyruğunun gelmesinden başka bir şey mi gözlüyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmıştı. Tanrı onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefslerine zulmediyorlardı.
Hakkı Yılmaz : (33,34) "Onlar kendilerine, doğal güçlerin gelmesinden veya Rabbinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar! Kendilerinden öncekiler de böyle yapmışlardı. Ve Allah onlara haksızlık etmedi, fakat onlar şirk koşarak kendilerine haksızlık etmişlerdi, yanlış; kendi zararlarına iş yapmışlardı. Bunun için, sonunda yaptıklarının cezası kendilerine isabet etti. Alay edip durdukları şey de kendilerini kuşattı. "
Hasan Basri Çantay : (Kâfirler) kendilerine o meleklerin gelmesinden, yahud Rabbinin emri (erişib) çatmasından başka bir şey mi beklerler? (Buna hakları var mı?) Onlardan evvelkiler de böyle yapdı (idi). Onlara Allah zulm etmedi. Fakat kendi kendilerine zulm etdiler onlar.
Hayrat Neşriyat : (Kâfirler) kendilerine (ölüm) meleklerin(in) gelmesinden veya Rabbinin (azab)emrinin gelivermesinden başka bir şey mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Hâlbuki Allah onlara zulmetmedi; fakat onlar (helâklerine sebebiyet verecek işleri yapmakla) kendilerine zulmediyorlardı.
İbni Kesir : Onlar, kendilerine meleklerin veya Rabbının emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
İskender Evrenosoğlu : Onlar sadece meleklerin gelmesini mi yoksa Rabbinin emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yaptılar. Ve Allah, onlara zulmetmedi. Fakat onlar, kendi nefslerine zulmediyorlardı.
Muhammed Esed : (Hakkı inkar edenler) yalnızca meleklerin kendilerine görünmesini ya da Allah'ın nihai yargısının gerçekleşmesini mi bekliyorlar? Onlardan önce gelip geçen (günahkar) toplumlar da böyle yaptı; ve (helak edildikleri zaman) onlara zulmeden Allah değildi; tersine onlar kendi kendilerine zulmettiler:
Ömer Nasuhi Bilmen : (O münkirler) Kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rabbin emrinin gelmesinden başka bir şey mi beklerler? Onlardan evvelkiler de öylece yapmışlardı ve onlara Allah zulmetmedi, velâkin onlar kendi nefislerine zulmeder oldular.
Ömer Öngüt : Onlar kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de aynı şeyi yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
Şaban Piriş : Onlar, kendilerine meleklerin veya Rabbinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Onlara Allah zulmetmedi. Onlar, kendi kendilerine zulmettiler.
Suat Yıldırım : (33-34) Dini inkâr edenler ille kendilerine meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin azap emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yaptılar. Allah zulmetmedi onlara, kendi canlarına zulmediyordu onlar! Kendilerini buldu, yaptıkları kötü işler. Sarıp kuşatıverdi onları alay ettikleri şeyler.
Süleyman Ateş : (İnkâr edenler) İlle kendilerine meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin (azâb) emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmıştı. Allâh onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.
Tefhim-ul Kuran : (Küfre sapanlar) Kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rabbinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi gözlüyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.
Ümit Şimşek : Yoksa onlar kendilerine melekler gelsin yahut Rabbinin emri erişsin diye mi bekliyorlar? Daha öncekiler de böyle yapmıştı. Allah onlara bir haksızlık etmedi; onlar kendilerine yazık ettiler.
Yaşar Nuri Öztürk : Neyi bekliyorlar? Kendilerine meleklerin gelmesini mi, yoksa Allah'ın emrinin gelmesini mi? Onlardan öncekiler de aynen böyle yapmışlardı. Allah onlara zulüm etmemişti. Tam aksine, onlar kendi kendilerine zulüm ediyorlardı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}