» 2 / Bakara  113:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
Bakara Suresi = Inek Suresi
67-71. ayetlerinde Yahudilere kesilmesi emredilen inekten söz edildigi için bu ismi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَقَالَتِ (WGELT) = ve ḳāleti : ve dediler ki
2. الْيَهُودُ (ELYHWD̃) = l-yehūdu : Yahudiler
3. لَيْسَتِ (LYST) = leyseti : değiller
4. النَّصَارَىٰ (ELNṦER) = n-neSārā : Hıristiyanlar
5. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerinde
6. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : bir şey (temel)
7. وَقَالَتِ (WGELT) = ve ḳāleti : ve dediler ki
8. النَّصَارَىٰ (ELNṦER) = n-neSārā : Hıristiyanlar da
9. لَيْسَتِ (LYST) = leyseti : değildirler
10. الْيَهُودُ (ELYHWD̃) = l-yehūdu : Yahudiler
11. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerinde
12. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : bir şey (temel)
13. وَهُمْ (WHM) = vehum : oysa onlar
14. يَتْلُونَ (YTLWN) = yetlūne : okuyorlar
15. الْكِتَابَ (ELKTEB) = l-kitābe : Kitabı
16. كَذَٰلِكَ (KZ̃LK) = keƶālike : böylece
17. قَالَ (GEL) = ḳāle : söylediler
18. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
19. لَا (LE) = lā :
20. يَعْلَمُونَ (YALMWN) = yeǎ'lemūne : bilmeyen(ler)
21. مِثْلَ (MS̃L) = miṧle : benzerini
22. قَوْلِهِمْ (GWLHM) = ḳavlihim : onların sözlerinin
23. فَاللَّهُ (FELLH) = fallahu : artık Allah
24. يَحْكُمُ (YḪKM) = yeHkumu : hüküm verecektir
25. بَيْنَهُمْ (BYNHM) = beynehum : aralarında
26. يَوْمَ (YWM) = yevme : günü
27. الْقِيَامَةِ (ELGYEMT) = l-ḳiyāmeti : kıyamet
28. فِيمَا (FYME) = fīmā : şey hakkında
29. كَانُوا (KENWE) = kānū : oldukları
30. فِيهِ (FYH) = fīhi : onda
31. يَخْتَلِفُونَ (YḢTLFWN) = yeḣtelifūne : ihtilaf halinde
ve dediler ki | Yahudiler | değiller | Hıristiyanlar | üzerinde | bir şey (temel) | ve dediler ki | Hıristiyanlar da | değildirler | Yahudiler | üzerinde | bir şey (temel) | oysa onlar | okuyorlar | Kitabı | böylece | söylediler | kimseler | | bilmeyen(ler) | benzerini | onların sözlerinin | artık Allah | hüküm verecektir | aralarında | günü | kıyamet | şey hakkında | oldukları | onda | ihtilaf halinde |

[GWL] [] [LYS] [NṦR] [] [ŞYE] [GWL] [NṦR] [LYS] [] [] [ŞYE] [] [TLW] [KTB] [] [GWL] [] [] [ALM] [MS̃L] [GWL] [ELH] [ḪKM] [BYN] [YWM] [GWM] [] [KWN] [] [ḢLF]
WGELT ELYHWD̃ LYST ELNṦER AL ŞYÙ WGELT ELNṦER LYST ELYHWD̃ AL ŞYÙ WHM YTLWN ELKTEB KZ̃LK GEL ELZ̃YN LE YALMWN MS̃L GWLHM FELLH YḪKM BYNHM YWM ELGYEMT FYME KENWE FYH YḢTLFWN

ve ḳāleti l-yehūdu leyseti n-neSārā ǎlā şey'in ve ḳāleti n-neSārā leyseti l-yehūdu ǎlā şey'in vehum yetlūne l-kitābe keƶālike ḳāle elleƶīne yeǎ'lemūne miṧle ḳavlihim fallahu yeHkumu beynehum yevme l-ḳiyāmeti fīmā kānū fīhi yeḣtelifūne
وقالت اليهود ليست النصارى على شيء وقالت النصارى ليست اليهود على شيء وهم يتلون الكتاب كذلك قال الذين لا يعلمون مثل قولهم فالله يحكم بينهم يوم القيامة فيما كانوا فيه يختلفون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقالت ق و ل | GWL WGELT ve ḳāleti ve dediler ki And said
اليهود | ELYHWD̃ l-yehūdu Yahudiler the Jews,
ليست ل ي س | LYS LYST leyseti değiller """Not"
النصارى ن ص ر | NṦR ELNṦER n-neSārā Hıristiyanlar the Christians
على | AL ǎlā üzerinde (are) on
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in bir şey (temel) "anything,"""
وقالت ق و ل | GWL WGELT ve ḳāleti ve dediler ki and said
النصارى ن ص ر | NṦR ELNṦER n-neSārā Hıristiyanlar da the Christians,
ليست ل ي س | LYS LYST leyseti değildirler """Not"
اليهود | ELYHWD̃ l-yehūdu Yahudiler the Jews
على | AL ǎlā üzerinde (are) on
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in bir şey (temel) "anything,"""
وهم | WHM vehum oysa onlar although they
يتلون ت ل و | TLW YTLWN yetlūne okuyorlar recite
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābe Kitabı the Book.
كذلك | KZ̃LK keƶālike böylece Like that
قال ق و ل | GWL GEL ḳāle söylediler said
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
لا | LE (do) not
يعلمون ع ل م | ALM YALMWN yeǎ'lemūne bilmeyen(ler) know,
مثل م ث ل | MS̃L MS̃L miṧle benzerini similar
قولهم ق و ل | GWL GWLHM ḳavlihim onların sözlerinin their saying.
فالله ا ل ه | ELH FELLH fallahu artık Allah [So] Allah
يحكم ح ك م | ḪKM YḪKM yeHkumu hüküm verecektir will judge
بينهم ب ي ن | BYN BYNHM beynehum aralarında between them
يوم ي و م | YWM YWM yevme günü (on the) Day
القيامة ق و م | GWM ELGYEMT l-ḳiyāmeti kıyamet (of) Resurrection
فيما | FYME fīmā şey hakkında in what
كانوا ك و ن | KWN KENWE kānū oldukları they were
فيه | FYH fīhi onda [in it]
يختلفون خ ل ف | ḢLF YḢTLFWN yeḣtelifūne ihtilaf halinde differing.

2:113 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve dediler ki | Yahudiler | değiller | Hıristiyanlar | üzerinde | bir şey (temel) | ve dediler ki | Hıristiyanlar da | değildirler | Yahudiler | üzerinde | bir şey (temel) | oysa onlar | okuyorlar | Kitabı | böylece | söylediler | kimseler | | bilmeyen(ler) | benzerini | onların sözlerinin | artık Allah | hüküm verecektir | aralarında | günü | kıyamet | şey hakkında | oldukları | onda | ihtilaf halinde |

[GWL] [] [LYS] [NṦR] [] [ŞYE] [GWL] [NṦR] [LYS] [] [] [ŞYE] [] [TLW] [KTB] [] [GWL] [] [] [ALM] [MS̃L] [GWL] [ELH] [ḪKM] [BYN] [YWM] [GWM] [] [KWN] [] [ḢLF]
WGELT ELYHWD̃ LYST ELNṦER AL ŞYÙ WGELT ELNṦER LYST ELYHWD̃ AL ŞYÙ WHM YTLWN ELKTEB KZ̃LK GEL ELZ̃YN LE YALMWN MS̃L GWLHM FELLH YḪKM BYNHM YWM ELGYEMT FYME KENWE FYH YḢTLFWN

ve ḳāleti l-yehūdu leyseti n-neSārā ǎlā şey'in ve ḳāleti n-neSārā leyseti l-yehūdu ǎlā şey'in vehum yetlūne l-kitābe keƶālike ḳāle elleƶīne yeǎ'lemūne miṧle ḳavlihim fallahu yeHkumu beynehum yevme l-ḳiyāmeti fīmā kānū fīhi yeḣtelifūne
وقالت اليهود ليست النصارى على شيء وقالت النصارى ليست اليهود على شيء وهم يتلون الكتاب كذلك قال الذين لا يعلمون مثل قولهم فالله يحكم بينهم يوم القيامة فيما كانوا فيه يختلفون

[ق و ل] [] [ل ي س] [ن ص ر] [] [ش ي ا] [ق و ل] [ن ص ر] [ل ي س] [] [] [ش ي ا] [] [ت ل و] [ك ت ب] [] [ق و ل] [] [] [ع ل م] [م ث ل] [ق و ل] [ا ل ه] [ح ك م] [ب ي ن] [ي و م] [ق و م] [] [ك و ن] [] [خ ل ف]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقالت ق و ل | GWL WGELT ve ḳāleti ve dediler ki And said
Vav,Gaf,Elif,Lam,Te,
6,100,1,30,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person feminine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
اليهود | ELYHWD̃ l-yehūdu Yahudiler the Jews,
Elif,Lam,Ye,He,Vav,Dal,
1,30,10,5,6,4,
"PN – nominative masculine plural proper noun → Judaism"
اسم علم مرفوع
ليست ل ي س | LYS LYST leyseti değiller """Not"
Lam,Ye,Sin,Te,
30,10,60,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض من اخوات «كان»
النصارى ن ص ر | NṦR ELNṦER n-neSārā Hıristiyanlar the Christians
Elif,Lam,Nun,Sad,Elif,Re,,
1,30,50,90,1,200,,
"PN – nominative plural proper noun → Christianity"
اسم علم مرفوع
على | AL ǎlā üzerinde (are) on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in bir şey (temel) "anything,"""
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
وقالت ق و ل | GWL WGELT ve ḳāleti ve dediler ki and said
Vav,Gaf,Elif,Lam,Te,
6,100,1,30,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person feminine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
النصارى ن ص ر | NṦR ELNṦER n-neSārā Hıristiyanlar da the Christians,
Elif,Lam,Nun,Sad,Elif,Re,,
1,30,50,90,1,200,,
"PN – nominative plural proper noun → Christianity"
اسم علم مرفوع
ليست ل ي س | LYS LYST leyseti değildirler """Not"
Lam,Ye,Sin,Te,
30,10,60,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض من اخوات «كان»
اليهود | ELYHWD̃ l-yehūdu Yahudiler the Jews
Elif,Lam,Ye,He,Vav,Dal,
1,30,10,5,6,4,
"PN – nominative masculine plural proper noun → Judaism"
اسم علم مرفوع
على | AL ǎlā üzerinde (are) on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in bir şey (temel) "anything,"""
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
وهم | WHM vehum oysa onlar although they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
يتلون ت ل و | TLW YTLWN yetlūne okuyorlar recite
Ye,Te,Lam,Vav,Nun,
10,400,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābe Kitabı the Book.
Elif,Lam,Kef,Te,Elif,Be,
1,30,20,400,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
كذلك | KZ̃LK keƶālike böylece Like that
Kef,Zel,Lam,Kef,
20,700,30,20,
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
جار ومجرور
قال ق و ل | GWL GEL ḳāle söylediler said
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
لا | LE (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يعلمون ع ل م | ALM YALMWN yeǎ'lemūne bilmeyen(ler) know,
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,70,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
مثل م ث ل | MS̃L MS̃L miṧle benzerini similar
Mim,Se,Lam,
40,500,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
قولهم ق و ل | GWL GWLHM ḳavlihim onların sözlerinin their saying.
Gaf,Vav,Lam,He,Mim,
100,6,30,5,40,
N – genitive masculine verbal noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فالله ا ل ه | ELH FELLH fallahu artık Allah [So] Allah
Fe,Elif,Lam,Lam,He,
80,1,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
PN – nominative proper noun → Allah"
الفاء استئنافية
لفظ الجلالة مرفوع
يحكم ح ك م | ḪKM YḪKM yeHkumu hüküm verecektir will judge
Ye,Ha,Kef,Mim,
10,8,20,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
بينهم ب ي ن | BYN BYNHM beynehum aralarında between them
Be,Ye,Nun,He,Mim,
2,10,50,5,40,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يوم ي و م | YWM YWM yevme günü (on the) Day
Ye,Vav,Mim,
10,6,40,
"T – accusative masculine time adverb → Day of Resurrection"
ظرف زمان منصوب
القيامة ق و م | GWM ELGYEMT l-ḳiyāmeti kıyamet (of) Resurrection
Elif,Lam,Gaf,Ye,Elif,Mim,Te merbuta,
1,30,100,10,1,40,400,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
فيما | FYME fīmā şey hakkında in what
Fe,Ye,Mim,Elif,
80,10,40,1,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
كانوا ك و ن | KWN KENWE kānū oldukları they were
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
فيه | FYH fīhi onda [in it]
Fe,Ye,He,
80,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
يختلفون خ ل ف | ḢLF YḢTLFWN yeḣtelifūne ihtilaf halinde differing.
Ye,Hı,Te,Lam,Fe,Vav,Nun,
10,600,400,30,80,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَقَالَتِ: ve dediler ki | الْيَهُودُ: Yahudiler | لَيْسَتِ: değiller | النَّصَارَىٰ: Hıristiyanlar | عَلَىٰ: üzerinde | شَيْءٍ: bir şey (temel) | وَقَالَتِ: ve dediler ki | النَّصَارَىٰ: Hıristiyanlar da | لَيْسَتِ: değildirler | الْيَهُودُ: Yahudiler | عَلَىٰ: üzerinde | شَيْءٍ: bir şey (temel) | وَهُمْ: oysa onlar | يَتْلُونَ: okuyorlar | الْكِتَابَ: Kitabı | كَذَٰلِكَ: böylece | قَالَ: söylediler | الَّذِينَ: kimseler | لَا: | يَعْلَمُونَ: bilmeyen(ler) | مِثْلَ: benzerini | قَوْلِهِمْ: onların sözlerinin | فَاللَّهُ: artık Allah | يَحْكُمُ: hüküm verecektir | بَيْنَهُمْ: aralarında | يَوْمَ: günü | الْقِيَامَةِ: kıyamet | فِيمَا: şey hakkında | كَانُوا: oldukları | فِيهِ: onda | يَخْتَلِفُونَ: ihtilaf halinde |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقالت WGELT ve dediler ki | اليهود ELYHWD̃ Yahudiler | ليست LYST değiller | النصارى ELNṦER Hıristiyanlar | على AL üzerinde | شيء ŞYÙ bir şey (temel) | وقالت WGELT ve dediler ki | النصارى ELNṦER Hıristiyanlar da | ليست LYST değildirler | اليهود ELYHWD̃ Yahudiler | على AL üzerinde | شيء ŞYÙ bir şey (temel) | وهم WHM oysa onlar | يتلون YTLWN okuyorlar | الكتاب ELKTEB Kitabı | كذلك KZ̃LK böylece | قال GEL söylediler | الذين ELZ̃YN kimseler | لا LE | يعلمون YALMWN bilmeyen(ler) | مثل MS̃L benzerini | قولهم GWLHM onların sözlerinin | فالله FELLH artık Allah | يحكم YḪKM hüküm verecektir | بينهم BYNHM aralarında | يوم YWM günü | القيامة ELGYEMT kıyamet | فيما FYME şey hakkında | كانوا KENWE oldukları | فيه FYH onda | يختلفون YḢTLFWN ihtilaf halinde |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳāleti: ve dediler ki | l-yehūdu: Yahudiler | leyseti: değiller | n-neSārā: Hıristiyanlar | ǎlā: üzerinde | şey'in: bir şey (temel) | ve ḳāleti: ve dediler ki | n-neSārā: Hıristiyanlar da | leyseti: değildirler | l-yehūdu: Yahudiler | ǎlā: üzerinde | şey'in: bir şey (temel) | vehum: oysa onlar | yetlūne: okuyorlar | l-kitābe: Kitabı | keƶālike: böylece | ḳāle: söylediler | elleƶīne: kimseler | : | yeǎ'lemūne: bilmeyen(ler) | miṧle: benzerini | ḳavlihim: onların sözlerinin | fallahu: artık Allah | yeHkumu: hüküm verecektir | beynehum: aralarında | yevme: günü | l-ḳiyāmeti: kıyamet | fīmā: şey hakkında | kānū: oldukları | fīhi: onda | yeḣtelifūne: ihtilaf halinde |
Kırık Meal (Transcript) : |WGELT: ve dediler ki | ELYHWD̃: Yahudiler | LYST: değiller | ELNṦER: Hıristiyanlar | AL: üzerinde | ŞYÙ: bir şey (temel) | WGELT: ve dediler ki | ELNṦER: Hıristiyanlar da | LYST: değildirler | ELYHWD̃: Yahudiler | AL: üzerinde | ŞYÙ: bir şey (temel) | WHM: oysa onlar | YTLWN: okuyorlar | ELKTEB: Kitabı | KZ̃LK: böylece | GEL: söylediler | ELZ̃YN: kimseler | LE: | YALMWN: bilmeyen(ler) | MS̃L: benzerini | GWLHM: onların sözlerinin | FELLH: artık Allah | YḪKM: hüküm verecektir | BYNHM: aralarında | YWM: günü | ELGYEMT: kıyamet | FYME: şey hakkında | KENWE: oldukları | FYH: onda | YḢTLFWN: ihtilaf halinde |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yahûdiler, Nâsranîlere, hiçbir şeye dayanmıyorlar dediler. Nâsranîler de, Yahûdiler, hiçbir şeye dayanmıyorlar dediler. Halbuki hepsi de kitap okurlar. Bilgisi olmayanlar da tıpkı onların dediklerini dedi. Allah, aykırılığa düştükleri şey yüzünden, kıyamet gününde aralarını bulur, gerçek hükmü verir elbet.
Adem Uğur : Hepsi de kitabı (Tevrat ve İncil'i) okumakta oldukları halde Yahudiler: Hıristiyanlar doğru yolda değillerdir, dediler. Hıristiyanlar da: Yahudiler doğru yolda değillerdir, dediler. Kitabı bilmeyenler de birbirleri hakkında tıpkı onların söylediklerini söylediler. Allah, ihtilâfa düştükleri hususlarda kıyamet günü onlar hakkında hükmünü verecektir.
Ahmed Hulusi : Yahudiler, "Nasraniler boş şeylerle uğraşıyor"; Nasraniler de, "Yahudiler boş şeylerle uğraşıyorlar" dediler. Bunlar Kitabı (inzâl olmuş bilgiyi) okurlar güya! O bilgiyi okumamış olanlar da zaten onların dediğini söyler!. . İhtilaf ettikleri konuda Allâh, kıyamet sürecinde hükmünü açıklayacaktır.
Ahmet Tekin : Hepsi de kitabı, Tevrat’ı, İncil’i okumakta oldukları halde yahudiler: 'Hristiyanlar, amellerine, ibadetlerine değer kazandıran hak bir dinde, hak bir yolda değildirler' dediler. Hristiyanlar da: 'Yahudiler, amellerine, ibadetlerine değer kazandıran hak bir dinde, hak bir yolda değildirler' dediler. Kutsal kitaplarla ilgili bilgilere sahip olmayanlar da, birbirleri hakkında onların söylediklerine benzer sözler söylediler. Allah, kıyamet günü onların arasında ihtilâf edegeldikleri konularda hükmünü verecektir.
Ahmet Varol : Yahudiler: 'Hıristiyanlar bir şey üzere değildirler' dediler. Hıristiyanlar da 'Yahudiler bir şey üzere değildirler' dediler. Oysa onlar Kitab'ı okumaktadırlar. Bir şey bilmeyenler (müşrikler) de tıpkı onların söylediklerini söylediler. Anlaşmazlığa düştükleri konularda, kıyamet günü Allah hüküm verecektir.
Ali Bulaç : Yahudiler dediler ki: "Hristiyanlar bir şey (herhangi bir temel) üzere değillerdir"; hristiyanlar da: "Yahudiler bir şey üzere değillerdir" dediler. Oysa onlar, Kitabı okuyorlar. Bilmeyenler (bilgisizler) de, onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Artık Allah, kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri şeyde aralarında hüküm verecektir.
Ali Fikri Yavuz : Yahûdi’ler: “- Hristiyanlar, din işinde bir şey üzre değildirler.” dediler. Hristiyanlar da: “Yahûdiler, din işinde güvenilir bir şey üzre değildir.” dediler. Halbuki hepsi kendilerine indirilen Tevrat ve İncil’i okuyorlar. Kitab ehli olmayan ve okumak bilmeyen Arap müşrikleri de Yahûdilerle Hristiyanların söyledikleri gibi söylerler. Allah, ayrılığa düştükleri şeyde, kıyamet günü aralarında hükmünü verecek (haklıyı Cennete ve haksızı Cehenneme koyacaktır.)
Bekir Sadak : Yahudiler, «Hiristiyanligin bir temeli yoktur» dediler; oysa onlar Kitablarini da okuyorlar. Bilgisizler de tipki onlarin soylediklerini soylemistir. Allah, kiyamet gunu, anlasmazliga dustukleri seylerde onlarin arasinda hukum verecektir.
Celal Yıldırım : Yahudiler, «Hıristiyanlar kayde değer bir şey (hak bir din) üzere değillerdir,» dediler. Hıristiyanlar da, «Yahudiler kayde değer bir şey (hak bir din) üzere değillerdir,» dediler. Halbuki her iki taraf da kendilerine ait kitapları okurlar. Böylece bu hususta bilgisi olmayanlar da (takiîd yolunu seçerek) onların dediği gibi demeye başladılar. Allah kıyamet günü ayrılığa düştükleri hususta onlar arasında hükmedecektir.
Diyanet İşleri : Yahudiler, “Hıristiyanlar bir temel üzerinde değiller” dediler. Hıristiyanlar da, “Yahudiler bir temel üzerinde değiller” dediler. Oysa hepsi Kitab’ı okuyorlar. (Kitab'ı) bilmeyenler de tıpkı bunların söyledikleri gibi demişti. Artık onların aralarında uyuşamadıkları davada, kıyamet gününde hükmü Allah verecektir.
Diyanet İşleri (eski) : Yahudiler 'Hıristiyanlar bir temel üzerinde değil' dediler, Hıristiyanlar da 'Yahudiler bir temel üzerinde değil' dediler; oysa onlar Kitaplarını da okuyorlar. Bilgisizler de tıpkı onların söylediklerini söylemiştir. Allah, kıyamet günü, anlaşmazlığa düştükleri şeylerde onların arasında hüküm verecektir.
Diyanet Vakfi : Hepsi de kitabı (Tevrat ve İncil'i) okumakta oldukları halde Yahudiler: Hıristiyanlar doğru yolda değillerdir, dediler. Hıristiyanlar da: Yahudiler doğru yolda değillerdir, dediler. (Kitabı) bilmeyenler de birbirleri hakkında tıpkı onların söylediklerini söylediler. Allah, ihtilâfa düştükleri hususlarda kıyamet günü onlar hakkında hükmünü verecektir.
Edip Yüksel : Yahudiler: 'Hristiyanların bir temeli yok,' derken, Hristiyanlar da: 'Yahudilerin bir temeli yok,' dediler. Oysa hepsi de kitabı okuyorlar. Cahiller de tıpkı onlar gibi konuşur. Diriliş günü ALLAH ayrılığa düştükleri konularda aralarında hüküm verecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yahudiler dediler ki, «Hıristiyanlar birşey üzerinde değiller», Hristiyanlar da «Yahudiler bir şey üzerinde değiller» dediler. Oysa hepsi de kitabı okuyorlar. Hiçbir bilgisi olmayanlar da öyle onların dedikleri gibi dediler. İşte bundan dolayı Allah, ihtilafa düştükleri bu gibi şeylerde, kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yahudiler: «hıristiyanların dayandığı bir şey yoktur.» derken, hıristiyanlar da: «yahudilerin dayandığı bir şey yoktur.» dediler. Oysa hepsi de Kitabı okuyorlar. Bilmeyenler de tıpkı onların dedikleri gibi diyorlar. Bu yüzden Allah ihtilaf ettikleri bu hususta kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yehud dedi ki: «Nasara hiç bir şey üzerinde değil» Nasara da dedi ki: «Yehud, hiç bir şey üzerinde değil» halbuki hepsi de kitab okuyorlar; İlmi olmıyanlar da tıpkı öyle onların dedikleri gibi dedi, onun için Allah ihtilâf etmekde oldukları davada Kıyamet günü beyinlerinde hükmünü verecekdir.
Fizilal-il Kuran : Yahudiler: «Hıristiyanlar hiçbir gerçeğe dayanmıyor» dediler. Hıristiyanlar da; «Yahudiler hiçbir gerçeğe dayanmıyor» dediler. Oysa hepsi de kitabı okuyorlar. Gerçeği bilmeyenler de onların dediğini söylemişlerdi. Kıyamet günü Allah, anlaşmazlığa düştükleri konularda aralarında hüküm verir.
Gültekin Onan : Yahudiler: "Hristiyanlar bir şey (herhangi bir temel) üzere değillerdir" derken, Hristiyanlar da: "Yahudiler bir şey üzere değildir" dediler. Oysa onlar kitabı okuyorlar. Bilmeyenler (bilgisizler) de onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Artık Tanrı, kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri şeyde aralarında hüküm verecektir.
Hakkı Yılmaz : Ve Yahûdiler, “Hristiyanlar, bir şey üzerinde değillerdir/ onların kayda değer bir yanları yoktur” dediler. Hristiyanlar da, “Yahûdiler, bir şey üzerinde değillerdir/ onların kayda değer bir yanları yoktur” dediler. Oysa onlar, kitabı okuyorlar. Bilmeyen kimseler de onların sözü gibisini dediler. Artık içinde anlaşmazlık edip durdukları şeylerde, kıyâmet günü aralarında Allah hüküm verecektir.
Hasan Basri Çantay : Yahudiler: «Hıristiyan (saymıya değer) bir şey'e saahib değil» dedi (ler). Hıristiyanlar da: «Yahudiler (saymıya değer) bir şey'e saahib değil» dedi (ler). Halbuki hepsi de (kendilerine indirilen) Kitabı (sözde) okuyorlar. (Okumak) bilmeyenler de tıbkı onların dediklerini söyledi. Artık Allah ihtilâfa düşmekde oldukları bu (dâvada) kıyamet günü aralarında hükmünü verecekdir.
Hayrat Neşriyat : Ve yahudiler: 'Hristiyanlar (hak) bir şey (bir esas) üzerinde değildir' dediler. Hristiyanlar da: 'Yahudiler (hak) bir şey (bir esas) üzerinde değildir' dediler. Hâlbuki onlar(kendilerine indirilen) kitâbı okuyorlar. (Kitab ehli olmayan ve bir şey) bilmeyenler de böyle onların sözlerinin benzerini söylediler. Artık hakkında ihtilâf etmekte oldukları şeyler husûsunda, kıyâmet günü aralarında Allah hüküm verecektir.
İbni Kesir : Yahudiler: Hristiyanlar hiç bir şeye sahip değildir, dedi. Hristiyanlar da yahudiler hiç bir şeye sahip değildir, dedi. Halbuki hepsi de kitabı okuyorlar. Bilmeyen kimseler de onların dedikleri gibi dedi. İhtilafa düşer oldukları şeyde kıyamet günü Allah aralarında hükmünü verecektir.
İskender Evrenosoğlu : Ve yahudiler dedi ki: “Hristiyanlar bir şey (hak bir dîn) üzere değildir.” Hristiyanlar dedi ki: “Yahudiler bir şey (hak bir dîn) üzere değildir.” Halbuki onlar (her iki taraf da) Kitab'ı tilâvet ediyorlar (okuyorlar). Bunun gibi bilmeyenler de onların sözleri gibi sözler söylediler.Artık Allah, ihtilaf ettikleri şey hakkında, kıyâmet günü hüküm verecektir.
Muhammed Esed : Ayrıca Yahudiler, "Hıristiyanlar geçerli, tutarlı bir inanç temelinden yoksunlar" iddiasında bulunurken Hıristiyanlar da (aynı şekilde); "Yahudiler, geçerli, tutarlı bir inanç temelinden yoksunlar" diye iddia ederler; ve her iki taraf da (bu iddialarında) ilahi kelama atıfta bulunurlar! Hatta bilgiden yoksun bulunanlar, onların söylediklerini aynen tekrarlayıp dururlar; ama anlaşamadıkları şeyler konusunda Kıyamet Günü aralarında hüküm verecek olan Allah'tır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Yahudiler dedi ki: «Nasranîler hiçbir şey üzere değildir.» Ve Nasrânîler de dedi ki: «Yahudiler hiçbir şey üzere değildir.» Halbuki onlar kitabı okurlar. Bilmeyen kimseler de onların sözleri gibi söylediler. Allah Teâlâ ise bu ihtilaf ettikleri şeyler hakkında yarın Kıyamet günü aralarında hükmedecektir.
Ömer Öngüt : Yahudiler: “Hıristiyanlar bir şey (bir temel) üzerinde değildirler. ” dediler. Hıristiyanlar da: “Yahudiler bir şey (bir temel) üzerinde değildirler. ” dediler. Oysa onlar Kitab'ı da okumaktadırlar. Kitab'ı bilmeyen kimseler de öylece onların dedikleri gibi dediler. Ayrılığa düştükleri şeyde Allah kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
Şaban Piriş : Hepsi de (kendilerine indirilen) kitabı okuyup durdukları halde, Yahudiler, Hıristiyanların (doğru) bir şey üzerinde olmadıklarını söylerken, Hıristiyanlar da Yahudilerin (doğru) bir yol üzerinde olmadıklarını söylemektedirler. Bilmeyenler de aynen onların sözlerini söylüyorlar. Allah ise kıyamet günü ihtilafa düştükleri konu hakkında, aralarında elbette hükmünü verecektir.
Suat Yıldırım : Yahudiler: "Hıristiyanlar hakikî bir din üzere değil." Hıristiyanlar ise: "Yahudiler hakikî bir din üzere değil." dediler. Halbuki her iki topluluk da kitabı (Tevrat ve İncîl’i) okumaktalar. Dini bilmeyenler de onlarınkine benzer sözler söylediler. Allah, kıyamet günü anlaşamadıkları hususlarda hükmünü verecektir.
Süleyman Ateş : Yahûdiler: "Hıristiyanlar, bir temel üzerinde değiller," dediler. Hıristiyanlar da: "Yahûdiler bir temel üzerinde değiller," dediler. Oysa hepsi de Kitabı okuyorlar. Bilmeyenler de tıpkı onların dedikleri gibi demişlerdi. Artık Allâh, ayrılığa düştükleri şey hakkında, kıyâmet günü aralarında hüküm verecektir.
Tefhim-ul Kuran : Yahudiler dedi ki: «Hıristiyanlar bir şey (herhangi bir temel) üzere değillerdir. «; Hıristiyanlar da: «Yahudiler bir şey (herhangi bir temel) üzere değillerdir» dedi. Oysa onlar, Kitabı okuyorlar. Bilmeyen (bilgisiz) ler de, onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Artık Allah, kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri şeyde aralarında hüküm verecektir.
Ümit Şimşek : Yahudiler dedi ki: 'Hıristiyanların dayandığı birşey yok.' Hıristiyanlar da dedi ki: 'Yahudilerin dayandığı birşey yok.' Oysa ikisi de kitabı okuyup duruyor. Cahiller de onların sözlerine benzer şeyler söylediler. Onların ihtilâf ettikleri şey hakkında hükmü kıyamet gününde Allah verecektir.
Yaşar Nuri Öztürk : Yahudiler: "Hıristiyanlar hiç bir şey üzerinde değil." dediler. Hıristiyanlar da: "Yahudiler hiç bir şey üzerinde değil." dediler. Ve bunlar Kitap'ı da okuyup dururlar, ilimden yoksun olanlar da aynen onların söyledikleri gibi söyledi. Tartışmaya girdikleri şey hakkında, aralarında hükmü, kıyamet günü Allah verecektir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}