» 24 / Nûr  19:

Kuran Sırası: 24
İniş Sırası: 102
Nur Suresi = Isik Suresi
ismini 35. ayetinde yer alan ve Allah’in nurunu tasvir eden ayetten alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimselere
3. يُحِبُّونَ (YḪBWN) = yuHibbūne : isteyenlere
4. أَنْ (ÊN) = en :
5. تَشِيعَ (TŞYA) = teşīǎ : yayılmasını
6. الْفَاحِشَةُ (ELFEḪŞT) = l-fāHişetu : edepsizliğin
7. فِي (FY) = fī : içinde
8. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne :
9. امَنُوا ( ËMNWE) = āmenū : inananlar
10. لَهُمْ (LHM) = lehum : vardır
11. عَذَابٌ (AZ̃EB) = ǎƶābun : bir azab
12. أَلِيمٌ (ÊLYM) = elīmun : acıklı
13. فِي (FY) = fī :
14. الدُّنْيَا (ELD̃NYE) = d-dunyā : dünyada
15. وَالْاخِرَةِ (WEL ËḢRT) = vel'āḣirati : ve ahirette
16. وَاللَّهُ (WELLH) = vallahu : ve Allah
17. يَعْلَمُ (YALM) = yeǎ'lemu : bilir
18. وَأَنْتُمْ (WÊNTM) = veentum : ancak siz
19. لَا (LE) = lā :
20. تَعْلَمُونَ (TALMWN) = teǎ'lemūne : bilmezsiniz
şüphesiz | kimselere | isteyenlere | | yayılmasını | edepsizliğin | içinde | | inananlar | vardır | bir azab | acıklı | | dünyada | ve ahirette | ve Allah | bilir | ancak siz | | bilmezsiniz |

[] [] [ḪBB] [] [ŞYA] [FḪŞ] [] [] [EMN] [] [AZ̃B] [ELM] [] [D̃NW] [EḢR] [] [ALM] [] [] [ALM]
ÎN ELZ̃YN YḪBWN ÊN TŞYA ELFEḪŞT FY ELZ̃YN ËMNWE LHM AZ̃EB ÊLYM FY ELD̃NYE WEL ËḢRT WELLH YALM WÊNTM LE TALMWN

inne elleƶīne yuHibbūne en teşīǎ l-fāHişetu elleƶīne āmenū lehum ǎƶābun elīmun d-dunyā vel'āḣirati vallahu yeǎ'lemu veentum teǎ'lemūne
إن الذين يحبون أن تشيع الفاحشة في الذين آمنوا لهم عذاب أليم في الدنيا والآخرة والله يعلم وأنتم لا تعلمون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselere those who
يحبون ح ب ب | ḪBB YḪBWN yuHibbūne isteyenlere like
أن | ÊN en that
تشيع ش ي ع | ŞYA TŞYA teşīǎ yayılmasını (should) spread
الفاحشة ف ح ش | FḪŞ ELFEḪŞT l-fāHişetu edepsizliğin the immorality
في | FY içinde among
الذين | ELZ̃YN elleƶīne those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNWE āmenū inananlar believe,
لهم | LHM lehum vardır for them
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab (is) a punishment
أليم ا ل م | ELM ÊLYM elīmun acıklı painful
في | FY in
الدنيا د ن و | D̃NW ELD̃NYE d-dunyā dünyada the world
والآخرة ا خ ر | EḢR WEL ËḢRT vel'āḣirati ve ahirette and the Hereafter.
والله | WELLH vallahu ve Allah And Allah
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'lemu bilir knows,
وأنتم | WÊNTM veentum ancak siz while you
لا | LE (do) not
تعلمون ع ل م | ALM TALMWN teǎ'lemūne bilmezsiniz know.

24:19 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz | kimselere | isteyenlere | | yayılmasını | edepsizliğin | içinde | | inananlar | vardır | bir azab | acıklı | | dünyada | ve ahirette | ve Allah | bilir | ancak siz | | bilmezsiniz |

[] [] [ḪBB] [] [ŞYA] [FḪŞ] [] [] [EMN] [] [AZ̃B] [ELM] [] [D̃NW] [EḢR] [] [ALM] [] [] [ALM]
ÎN ELZ̃YN YḪBWN ÊN TŞYA ELFEḪŞT FY ELZ̃YN ËMNWE LHM AZ̃EB ÊLYM FY ELD̃NYE WEL ËḢRT WELLH YALM WÊNTM LE TALMWN

inne elleƶīne yuHibbūne en teşīǎ l-fāHişetu elleƶīne āmenū lehum ǎƶābun elīmun d-dunyā vel'āḣirati vallahu yeǎ'lemu veentum teǎ'lemūne
إن الذين يحبون أن تشيع الفاحشة في الذين آمنوا لهم عذاب أليم في الدنيا والآخرة والله يعلم وأنتم لا تعلمون

[] [] [ح ب ب] [] [ش ي ع] [ف ح ش] [] [] [ا م ن] [] [ع ذ ب] [ا ل م] [] [د ن و] [ا خ ر] [] [ع ل م] [] [] [ع ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselere those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يحبون ح ب ب | ḪBB YḪBWN yuHibbūne isteyenlere like
Ye,Ha,Be,Vav,Nun,
10,8,2,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
تشيع ش ي ع | ŞYA TŞYA teşīǎ yayılmasını (should) spread
Te,Şın,Ye,Ayn,
400,300,10,70,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
الفاحشة ف ح ش | FḪŞ ELFEḪŞT l-fāHişetu edepsizliğin the immorality
Elif,Lam,Fe,Elif,Ha,Şın,Te merbuta,
1,30,80,1,8,300,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
في | FY içinde among
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الذين | ELZ̃YN elleƶīne those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNWE āmenū inananlar believe,
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لهم | LHM lehum vardır for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab (is) a punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
أليم ا ل م | ELM ÊLYM elīmun acıklı painful
,Lam,Ye,Mim,
,30,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الدنيا د ن و | D̃NW ELD̃NYE d-dunyā dünyada the world
Elif,Lam,Dal,Nun,Ye,Elif,
1,30,4,50,10,1,
N – genitive feminine singular noun
اسم مجرور
والآخرة ا خ ر | EḢR WEL ËḢRT vel'āḣirati ve ahirette and the Hereafter.
Vav,Elif,Lam,,Hı,Re,Te merbuta,
6,1,30,,600,200,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine singular noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
والله | WELLH vallahu ve Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو استئنافية
لفظ الجلالة مرفوع
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'lemu bilir knows,
Ye,Ayn,Lam,Mim,
10,70,30,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
وأنتم | WÊNTM veentum ancak siz while you
Vav,,Nun,Te,Mim,
6,,50,400,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
لا | LE (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تعلمون ع ل م | ALM TALMWN teǎ'lemūne bilmezsiniz know.
Te,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
400,70,30,40,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّ: şüphesiz | الَّذِينَ: kimselere | يُحِبُّونَ: isteyenlere | أَنْ: | تَشِيعَ: yayılmasını | الْفَاحِشَةُ: edepsizliğin | فِي: içinde | الَّذِينَ: | امَنُوا: inananlar | لَهُمْ: vardır | عَذَابٌ: bir azab | أَلِيمٌ: acıklı | فِي: | الدُّنْيَا: dünyada | وَالْاخِرَةِ: ve ahirette | وَاللَّهُ: ve Allah | يَعْلَمُ: bilir | وَأَنْتُمْ: ancak siz | لَا: | تَعْلَمُونَ: bilmezsiniz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN şüphesiz | الذين ELZ̃YN kimselere | يحبون YḪBWN isteyenlere | أن ÊN | تشيع TŞYA yayılmasını | الفاحشة ELFEḪŞT edepsizliğin | في FY içinde | الذين ELZ̃YN | آمنوا ËMNWE inananlar | لهم LHM vardır | عذاب AZ̃EB bir azab | أليم ÊLYM acıklı | في FY | الدنيا ELD̃NYE dünyada | والآخرة WEL ËḢRT ve ahirette | والله WELLH ve Allah | يعلم YALM bilir | وأنتم WÊNTM ancak siz | لا LE | تعلمون TALMWN bilmezsiniz |
Kırık Meal (Okunuş) : |inne: şüphesiz | elleƶīne: kimselere | yuHibbūne: isteyenlere | en: | teşīǎ: yayılmasını | l-fāHişetu: edepsizliğin | : içinde | elleƶīne: | āmenū: inananlar | lehum: vardır | ǎƶābun: bir azab | elīmun: acıklı | : | d-dunyā: dünyada | vel'āḣirati: ve ahirette | vallahu: ve Allah | yeǎ'lemu: bilir | veentum: ancak siz | : | teǎ'lemūne: bilmezsiniz |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimselere | YḪBWN: isteyenlere | ÊN: | TŞYA: yayılmasını | ELFEḪŞT: edepsizliğin | FY: içinde | ELZ̃YN: | ËMNWE: inananlar | LHM: vardır | AZ̃EB: bir azab | ÊLYM: acıklı | FY: | ELD̃NYE: dünyada | WEL ËḢRT: ve ahirette | WELLH: ve Allah | YALM: bilir | WÊNTM: ancak siz | LE: | TALMWN: bilmezsiniz |
Abdulbaki Gölpınarlı : İnananlar arasında kötü şeylerin yayılmasını sevenleredir dünyâda ve âhirette elemli azap ve Allah, her şeyi bilir, sizse bilmezsiniz.
Adem Uğur : İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Ahmed Hulusi : İman edenler arasında çirkin söylentilerin yayılmasını sevenler var ya, onlar için dünyada da sonsuz gelecek süreçte de elim bir azap vardır. . . Allâh bilir, siz bilmezsiniz.
Ahmet Tekin : İman edenler arasında büyük günahların, hayâsızlığın, gayrimeşrû ilişkilerin, zinanın kural-sınır tanımızlığın, cimriliğin, ahlâksızlığın yayılmasını isteyen kimseler, gruplar için dünyada da, âhirette, ebedî yurtta da can yakıp inleten müthiş bir azap vardır. Onların gerçek niyetlerini Allah bilir, siz bilemezsiniz.
Ahmet Varol : İman edenlerin arasında çirkin sözlerin yayılmasını arzulayanlara dünya ve ahirette acıklı bir azap vardır. Allah bilir siz ise bilmezsiniz.
Ali Bulaç : Çirkin utanmazlıkların (fuhşun) iman edenler içinde yaygınlaşmasından hoşlananlara, dünyada ve ahirette acıklı bir azab vardır. Allah bilir, siz ise bilmiyorsunuz.
Ali Fikri Yavuz : Müminler içinde, kötü sözlerin yayılmasını arzu edenler için, muhakkak dünya ve ahirette acıklı bir azab vardır. (Kötülüğü yaymak istiyenleri) siz bilmediğiniz halde Allah bilir.
Bekir Sadak : Muminler arasindan hayasizligin yayilmasini arzu edenlere, iste onlara, dunya ve ahirette can yakici azap vardir. Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.
Celal Yıldırım : İmân edenler arasında edep dışı, iffet lekeleyici sözlerin yayılmasını arzu edip duranlar için Dünya'da da, Âhiret'te de elem verici bir azâb vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Diyanet İşleri : İnananlar arasında hayâsızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için dünya ve ahirette elem dolu bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Diyanet İşleri (eski) : Müminler arasından hayasızlığın yayılmasını arzu edenlere, işte onlara, dünya ve ahirette can yakıcı azap vardır. Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.
Diyanet Vakfi : İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Edip Yüksel : İnananların arasından hayasızlığın yaygınlaşmasını arzulayanlar, dünya ve ahirette acı verici bir cezayı hakketmişlerdir. ALLAH bilir, siz bilmezsiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İnananlar arasında kötü söz ve davranışın yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da, ahirette de acı veren bir azab vardır. (Her şeyi) Allah bilir; siz bilmezsiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Müminler arasında edepsizce sözlerin yayılmasını arzu edenler için dünyada ve ahirette acı bir azap vardır. Allah, onları bilir, siz bilemezsiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Mü'minler içinde bîedebâne sözlerin şüyu' bulmasını arzu edenler için muhakkak Dünya ve Âhırette elîm bir azâb vardır ve siz bilmediğiniz halde Allah, bilir
Fizilal-il Kuran : Mü'minler arasında ahlâksızlığın ve edepsizliğin yayılmasını isteyenleri gerek dünyada ve gerekse ahirette acıklı bir azap beklemektedir. Allah bilir, oysa siz bilmezsiniz.
Gültekin Onan : Çirkin utanmazlıkların (fuhşun) inananlar içinde yaygınlaşmasından hoşlananlara, dünyada ve ahirette acıklı bir azab vardır. Tanrı bilir, siz ise bilmiyorsunuz.
Hakkı Yılmaz : Şüphesiz, inanan kimseler içinde aşırılığın, iffetsizliğin yayılmasını seven kimseler, dünyada ve âhirette acı veren bir azap onlar içindir. Ve Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Hasan Basri Çantay : Kötü sözlerin îman edenlerin içinde yayılıb duyulmasını arzu edenler (yok mu?) Dünyâda da, âhiretde de onlar için pek acıklı bir azâb vardır. (Onları) Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki çirkin şeylerin (söz ve fiillerin), îmân edenlerin içinde yayılmasını arzû edenlere, dünyada da âhirette de (pek) elemli bir azab vardır. Ve Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.
İbni Kesir : Mü'minler arasında kötülüğün ve hayasızlığın yayılmasını arzu edenlere, işte onlara, dünya ve ahirette elim bir azab vardır ve Allah bilir, siz bilmezsiniz.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki âmenû olanlar arasında fahişeliğin (çirkin olayların, iftiranın, kötülüğün) yayılmasını sevenlere, dünya ve ahirette elîm azap vardır. Ve Allah, bilir ve siz bilmezsiniz.
Muhammed Esed : Müminler arasında çirkin söylentilerin yayılmasından hoşlananları bu dünyada da, ahirette de can yakıcı bir azap beklemektedir; çünkü (her şeyin önünü sonunu) Allah biliyor, ama siz bilmiyorsunuz.
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak o kimseler ki, imân etmiş olanlar arasında çirkin, yaramaz şeylerin yayılmasını arzu ederler, o kimseler için dünyada ve ahirette pek acıklı bir azap vardır ve Allah bilir, sizler ise bilmezsiniz.
Ömer Öngüt : Müminler arasında hayâsızlığın, kötü sözlerin yayılmasını arzu edenlere dünyada da ahirette de can yakıcı bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Şaban Piriş : İman edenler arasında fuhşun yayılmasını arzu edenlere, dünya ve ahirette acı bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Suat Yıldırım : Müminler arasında çirkinliklerin yayılmasını arzu eden kimseler için, dünyada da âhirette de gayet acı bir azap vardır. Allah bilir, siz bilemezsiniz.
Süleyman Ateş : İnananlar içinde edepsizliğin yayılmasını isteyenler için dünyâda da, âhirette de acı bir azâb vardır. Allâh bilir, siz bilmezsiniz.
Tefhim-ul Kuran : İman edenler içinde, çirkin utanmazlıkların (fuhşun) yaygınlaşmasından hoşlananlara, dünyada da, ahirette de acıklı bir azab vardır. Allah bilir, siz ise bilmiyorsunuz.
Ümit Şimşek : İman edenler arasında çirkin şeylerin yayılmasından hoşlananlar için dünyada da, âhirette de acı bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Yaşar Nuri Öztürk : İman edenler içinde edepsizliğin yayılmasını arzu edenler var ya, onlar için dünyada da âhirette de korkunç bir azap öngörülmüştür. Allah bilir ama siz bilmezsiniz.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}