» 26 / Su’arâ  61:

Kuran Sırası: 26
İniş Sırası: 47
Suara Suresi = Sairler Suresi
224. ayetinde sairlerden söz edildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَلَمَّا (FLME) = felemmā : ne zaman ki
2. تَرَاءَى (TREÙ) = terā'ā : birbirini görünce
3. الْجَمْعَانِ (ELCMAEN) = l-cem'ǎāni : iki topluluk
4. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi(ler)
5. أَصْحَابُ (ÊṦḪEB) = eSHābu : adamları
6. مُوسَىٰ (MWS) = mūsā : Musa'nın
7. إِنَّا (ÎNE) = innā : şüphesiz biz
8. لَمُدْرَكُونَ (LMD̃RKWN) = lemudrakūne : işte yakalandık
ne zaman ki | birbirini görünce | iki topluluk | dedi(ler) | adamları | Musa'nın | şüphesiz biz | işte yakalandık |

[] [REY] [CMA] [GWL] [ṦḪB] [] [] [D̃RK]
FLME TREÙ ELCMAEN GEL ÊṦḪEB MWS ÎNE LMD̃RKWN

felemmā terā'ā l-cem'ǎāni ḳāle eSHābu mūsā innā lemudrakūne
فلما تراءى الجمعان قال أصحاب موسى إنا لمدركون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā ne zaman ki Then when
تراءى ر ا ي | REY TREÙ terā'ā birbirini görünce saw each other
الجمعان ج م ع | CMA ELCMAEN l-cem'ǎāni iki topluluk the two hosts,
قال ق و ل | GWL GEL ḳāle dedi(ler) said
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābu adamları (the) companions
موسى | MWS mūsā Musa'nın (of) Musa,
إنا | ÎNE innā şüphesiz biz """Indeed, we"
لمدركون د ر ك | D̃RK LMD̃RKWN lemudrakūne işte yakalandık "(are) surely to be overtaken."""

26:61 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ne zaman ki | birbirini görünce | iki topluluk | dedi(ler) | adamları | Musa'nın | şüphesiz biz | işte yakalandık |

[] [REY] [CMA] [GWL] [ṦḪB] [] [] [D̃RK]
FLME TREÙ ELCMAEN GEL ÊṦḪEB MWS ÎNE LMD̃RKWN

felemmā terā'ā l-cem'ǎāni ḳāle eSHābu mūsā innā lemudrakūne
فلما تراءى الجمعان قال أصحاب موسى إنا لمدركون

[] [ر ا ي] [ج م ع] [ق و ل] [ص ح ب] [] [] [د ر ك]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā ne zaman ki Then when
Fe,Lam,Mim,Elif,
80,30,40,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
تراءى ر ا ي | REY TREÙ terā'ā birbirini görünce saw each other
Te,Re,Elif,,,
400,200,1,,,
V – 2nd person masculine singular (form VI) imperfect verb
فعل مضارع
الجمعان ج م ع | CMA ELCMAEN l-cem'ǎāni iki topluluk the two hosts,
Elif,Lam,Cim,Mim,Ayn,Elif,Nun,
1,30,3,40,70,1,50,
N – nominative masculine dual noun
اسم مرفوع
قال ق و ل | GWL GEL ḳāle dedi(ler) said
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābu adamları (the) companions
,Sad,Ha,Elif,Be,
,90,8,1,2,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
موسى | MWS mūsā Musa'nın (of) Musa,
Mim,Vav,Sin,,
40,6,60,,
"PN – nominative masculine proper noun → Musa"
اسم علم مرفوع
إنا | ÎNE innā şüphesiz biz """Indeed, we"
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لمدركون د ر ك | D̃RK LMD̃RKWN lemudrakūne işte yakalandık "(are) surely to be overtaken."""
Lam,Mim,Dal,Re,Kef,Vav,Nun,
30,40,4,200,20,6,50,
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine plural (form IV) passive participle
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَلَمَّا: ne zaman ki | تَرَاءَى: birbirini görünce | الْجَمْعَانِ: iki topluluk | قَالَ: dedi(ler) | أَصْحَابُ: adamları | مُوسَىٰ: Musa'nın | إِنَّا: şüphesiz biz | لَمُدْرَكُونَ: işte yakalandık |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فلما FLME ne zaman ki | تراءى TREÙ birbirini görünce | الجمعان ELCMAEN iki topluluk | قال GEL dedi(ler) | أصحاب ÊṦḪEB adamları | موسى MWS Musa'nın | إنا ÎNE şüphesiz biz | لمدركون LMD̃RKWN işte yakalandık |
Kırık Meal (Okunuş) : |felemmā: ne zaman ki | terā'ā: birbirini görünce | l-cem'ǎāni: iki topluluk | ḳāle: dedi(ler) | eSHābu: adamları | mūsā: Musa'nın | innā: şüphesiz biz | lemudrakūne: işte yakalandık |
Kırık Meal (Transcript) : |FLME: ne zaman ki | TREÙ: birbirini görünce | ELCMAEN: iki topluluk | GEL: dedi(ler) | ÊṦḪEB: adamları | MWS: Musa'nın | ÎNE: şüphesiz biz | LMD̃RKWN: işte yakalandık |
Abdulbaki Gölpınarlı : İki topluluk da birbirini görünce Mûsâ'nın arkadaşları dediler ki: Mutlaka bize yetişecekler.
Adem Uğur : İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları: İşte yakalandık! dediler.
Ahmed Hulusi : İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın çevresindekiler: "Bize yetiştiler" dediler.
Ahmet Tekin : İki topluluk birbirinin görüş alanına girince, Mûsâ’nın arkadaşları: 'Kesinlikle bize yetişecekler, yakalanacağız' dediler.
Ahmet Varol : İki topluluk birbirini görünce Musa'nın adamları: 'İşte yakalandık' dediler.
Ali Bulaç : İki topluluk birbirini gördükleri zaman Musa'nın adamları: "Gerçekten yakalandık" dediler.
Ali Fikri Yavuz : Vakta ki, iki topluluk (İsraîloğulları ile Firavun’un kıpt kavmi) birbirini görüp karşılaştı, Mûsa’nın ashabı “Yakalandık” dediler.
Bekir Sadak : Iki topluluk birbirini gordugunde, Musa'nin adamlari: «Iste yakalandik» dediler.
Celal Yıldırım : İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın arkadaşları, «eyvah ! Elbette yetişilmekteyiz» dediler.
Diyanet İşleri : İki topluluk birbirini görünce Mûsâ’nın arkadaşları, “Eyvah yakalandık” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : İki topluluk birbirini gördüğünde, Musa'nın adamları: 'İşte yakalandık' dediler.
Diyanet Vakfi : İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları: İşte yakalandık! dediler.
Edip Yüksel : Her iki topluluk birbirini görünce, Musa'nın arkadaşları, 'İşte yakalanıyoruz,' dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları «Eyvah, yakalandık! dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın arkadaşları: «Yakalandık» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Vaktâ ki iki cem'ıyyet biribirine göründü Musânın eshabı yakalandık dediler
Fizilal-il Kuran : İki topluluk birbirlerini gördüklerinde Musa'nın taraftarları «Eyvah, yakalandık» dediler.
Gültekin Onan : İki topluluk birbirini gördükleri zaman Musa'nın adamları: "Gerçekten yakalandık" dediler.
Hakkı Yılmaz : İki topluluk birbirini görünce, Mûsâ'nın ashâbı “Şüphesiz biz, kesinlikle kıstırıldık” dediler.
Hasan Basri Çantay : Vaktaki artık iki ordu birbirini görmüşdü. Muusânın ashaabı dedi ki: «Muhakkak erişilib yakalandık».
Hayrat Neşriyat : Nihâyet iki topluluk birbirini görünce, Mûsâ’nın arkadaşları: 'Muhakkak ki biz, elbet (kendilerine) yetişilmiş kimseleriz!' dedi.
İbni Kesir : İki topluluk karşı karşıya geldiğinde, Musa'nın arkadaşları dediler ki: Gerçekten biz, yakalandık.
İskender Evrenosoğlu : İki topluluk birbirini gördüğü zaman, Musa (A.S)'ın ashabı, “Gerçekten bize yetiştiler.” dediler.
Muhammed Esed : İki topluluk birbirinin görüş alanına girdiklerinde Musa'nın yandaşları: "İşte yakalandık!" dediler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki, iki tâife birbirini gördü. Mûsa'nın ashâbı dedi ki: «Şüphe yok, bizler elbette yetişilmiş (yakalanmış)leriz.
Ömer Öngüt : İki topluluk karşı karşıya gelip birbirlerini gördükleri zaman Musa'nın ashabı: “İşte yakalandık!” dediler.
Şaban Piriş : İki topluluk birbirini görünce, Musa’nın arkadaşları: -İşte yakalandık, dediler.
Suat Yıldırım : İki topluluk birbirini görecek kadar yaklaşınca Mûsâ’nın arkadaşları: "Eyvah! Bize yetiştiler!" dediler.
Süleyman Ateş : İki topluluk (yaklaşıp) birbirini görünce Mûsâ'nın adamları: "İşte yakalandık!" dediler.
Tefhim-ul Kuran : İki topluluk birbirini gördükleri zaman, Musa'nın adamları: «Gerçekten yakalandık» dediler.
Ümit Şimşek : İki topluluk birbirini gördüğünde, Musa'nın adamları 'Şimdi yakalandık!' dediler.
Yaşar Nuri Öztürk : İki topluluk birbirini görecek hale gelince, Mûsa'nın adamları seslendi: "İşte şimdi yakalandık!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}