» 27 / Neml  11:

Kuran Sırası: 27
İniş Sırası: 48
Neml Suresi = Karinca Suresi
ismini 18. ayetinde Hz. Süleyman’in ordusunu görünce yoldan çekilen karincalardan almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِلَّا (ÎLE) = illā : ancak
2. مَنْ (MN) = men : kim
3. ظَلَمَ (ƵLM) = Zeleme : zulmeder
4. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra da
5. بَدَّلَ (BD̃L) = beddele : değiştirirse
6. حُسْنًا (ḪSNE) = Husnen : iyilikle
7. بَعْدَ (BAD̃) = beǎ'de : sonra
8. سُوءٍ (SWÙ) = sū'in : (yaptığı) kötülükten
9. فَإِنِّي (FÎNY) = feinnī : şüphesiz ben
10. غَفُورٌ (ĞFWR) = ğafūrun : bağışlayıcıyım
11. رَحِيمٌ (RḪYM) = raHīmun : esirgeyiciyim
ancak | kim | zulmeder | sonra da | değiştirirse | iyilikle | sonra | (yaptığı) kötülükten | şüphesiz ben | bağışlayıcıyım | esirgeyiciyim |

[] [] [ƵLM] [] [BD̃L] [ḪSN] [BAD̃] [SWE] [] [ĞFR] [RḪM]
ÎLE MN ƵLM S̃M BD̃L ḪSNE BAD̃ SWÙ FÎNY ĞFWR RḪYM

illā men Zeleme ṧumme beddele Husnen beǎ'de sū'in feinnī ğafūrun raHīmun
إلا من ظلم ثم بدل حسنا بعد سوء فإني غفور رحيم

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إلا | ÎLE illā ancak Except
من | MN men kim who
ظلم ظ ل م | ƵLM ƵLM Zeleme zulmeder wrongs
ثم | S̃M ṧumme sonra da then
بدل ب د ل | BD̃L BD̃L beddele değiştirirse substitutes
حسنا ح س ن | ḪSN ḪSNE Husnen iyilikle good
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'de sonra after
سوء س و ا | SWE SWÙ sū'in (yaptığı) kötülükten evil,
فإني | FÎNY feinnī şüphesiz ben then indeed, I Am
غفور غ ف ر | ĞFR ĞFWR ğafūrun bağışlayıcıyım Oft-Forgiving,
رحيم ر ح م | RḪM RḪYM raHīmun esirgeyiciyim Most Merciful.

27:11 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ancak | kim | zulmeder | sonra da | değiştirirse | iyilikle | sonra | (yaptığı) kötülükten | şüphesiz ben | bağışlayıcıyım | esirgeyiciyim |

[] [] [ƵLM] [] [BD̃L] [ḪSN] [BAD̃] [SWE] [] [ĞFR] [RḪM]
ÎLE MN ƵLM S̃M BD̃L ḪSNE BAD̃ SWÙ FÎNY ĞFWR RḪYM

illā men Zeleme ṧumme beddele Husnen beǎ'de sū'in feinnī ğafūrun raHīmun
إلا من ظلم ثم بدل حسنا بعد سوء فإني غفور رحيم

[] [] [ظ ل م] [] [ب د ل] [ح س ن] [ب ع د] [س و ا] [] [غ ف ر] [ر ح م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إلا | ÎLE illā ancak Except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
من | MN men kim who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
ظلم ظ ل م | ƵLM ƵLM Zeleme zulmeder wrongs
Zı,Lam,Mim,
900,30,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
ثم | S̃M ṧumme sonra da then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
بدل ب د ل | BD̃L BD̃L beddele değiştirirse substitutes
Be,Dal,Lam,
2,4,30,
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
فعل ماض
حسنا ح س ن | ḪSN ḪSNE Husnen iyilikle good
Ha,Sin,Nun,Elif,
8,60,50,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'de sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
T – accusative time adverb
ظرف زمان منصوب
سوء س و ا | SWE SWÙ sū'in (yaptığı) kötülükten evil,
Sin,Vav,,
60,6,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
فإني | FÎNY feinnī şüphesiz ben then indeed, I Am
Fe,,Nun,Ye,
80,,50,10,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
PRON – 1st person singular object pronoun
الفاء استئنافية
حرف نصب والياء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
غفور غ ف ر | ĞFR ĞFWR ğafūrun bağışlayıcıyım Oft-Forgiving,
Ğayn,Fe,Vav,Re,
1000,80,6,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
رحيم ر ح م | RḪM RḪYM raHīmun esirgeyiciyim Most Merciful.
Re,Ha,Ye,Mim,
200,8,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِلَّا: ancak | مَنْ: kim | ظَلَمَ: zulmeder | ثُمَّ: sonra da | بَدَّلَ: değiştirirse | حُسْنًا: iyilikle | بَعْدَ: sonra | سُوءٍ: (yaptığı) kötülükten | فَإِنِّي: şüphesiz ben | غَفُورٌ: bağışlayıcıyım | رَحِيمٌ: esirgeyiciyim |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إلا ÎLE ancak | من MN kim | ظلم ƵLM zulmeder | ثم S̃M sonra da | بدل BD̃L değiştirirse | حسنا ḪSNE iyilikle | بعد BAD̃ sonra | سوء SWÙ (yaptığı) kötülükten | فإني FÎNY şüphesiz ben | غفور ĞFWR bağışlayıcıyım | رحيم RḪYM esirgeyiciyim |
Kırık Meal (Okunuş) : |illā: ancak | men: kim | Zeleme: zulmeder | ṧumme: sonra da | beddele: değiştirirse | Husnen: iyilikle | beǎ'de: sonra | sū'in: (yaptığı) kötülükten | feinnī: şüphesiz ben | ğafūrun: bağışlayıcıyım | raHīmun: esirgeyiciyim |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎLE: ancak | MN: kim | ƵLM: zulmeder | S̃M: sonra da | BD̃L: değiştirirse | ḪSNE: iyilikle | BAD̃: sonra | SWÙ: (yaptığı) kötülükten | FÎNY: şüphesiz ben | ĞFWR: bağışlayıcıyım | RḪYM: esirgeyiciyim |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ancak zulmeden korkar; fakat kötülükten sonra onu iyiliğe döndürene gelince, hiç şüphe yok ki ben suçları örterim, rahîmim.
Adem Uğur : Ancak, kim haksızlık eder, sonra, işlediği kötülük yerine iyilik yaparsa, bilsin ki ben (ona karşı da) çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim.
Ahmed Hulusi : "Ancak (nefsine) zulmeden müstesna! (Zulümden) sonra yaptığı kötü davranışı düzelten kişi için ise ben Ğafûr'um, Rahıym'im. "
Ahmet Tekin : 'Ancak haksızlık edenler, zulmedenler, dinimin yükselişinin, dindar kullarımın ilerlemesinin önünü kesme planları yapıp uygulayanlar korkar. Zulümden, haksızlıktan sonra, kötülüğün peşinden, onun yerine iyilikler yapıp, tevbe etmiş olan da bilsin ki, ben çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibiyim.'
Ahmet Varol : Ancak haksızlık eden hariç. Eğer sonra kötülüğün ardından (onu) iyiliğe çevirirse şüphesiz ben bağışlayıcı, rahmet ediciyim.
Ali Bulaç : "Ancak zulmeden başka; sonra kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse, artık şüphesiz Ben, bağışlayanım, esirgeyenim."
Ali Fikri Yavuz : Ancak zulmeden müstesna. Sonra da kötülüğün arkasından iyiliğe dönen (tevbe eden) için muhakkak ki ben Gafûr’um= bağışlayıcıyım, Rahîm’im= çok merhametliyim.
Bekir Sadak : (10-12) «egnegini at!» Musa, degneginin yilan gibi hareketler yaptigini gorunce, arkasina bakmadan donup kacti. «Ey Musa! Korkma; Benim katimda peygamberler korkmaz; yalniz haksizlik eden bunun disindadir. Kotu hali iyilige ceviren kimse bilsin ki Ben suphesiz bagslarim, merhamet ederim. Elini koynuna sok, Firavun ve milletine gnderilen dokuz mucizeden biri olarak kusursuz, bembeyaz ciksin. Gercekten onlar yoldan cikmis bir millettir.»
Celal Yıldırım : Ancak zulmeden müstesna. Sonra da kötülüğün ardından onu iyiliğe çevirirse, şüphe etmesin ki ben cok bağışlayan ve cok merhamet edenim.
Diyanet İşleri : “Ancak kim zulmeder de sonra (yaptığı) kötülüğün yerine iyilik yaparsa bilsin ki şüphesiz ben çok bağışlayıcıyım, çok merhamet edenim.”
Diyanet İşleri (eski) : (10-12) 'Değneğini at!' Musa, değneğinin yılan gibi hareketler yaptığını görünce, arkasına bakmadan dönüp kaçtı. 'Ey Musa! Korkma; Benim katımda peygamberler korkmaz; yalnız haksızlık eden bunun dışındadır. Kötü hali iyiliğe çeviren kimse bilsin ki Ben şüphesiz bağışlarım, merhamet ederim. Elini koynuna sok, Firavun ve milletine gönderilen dokuz mucizeden biri olarak kusursuz, bembeyaz çıksın. Gerçekten onlar yoldan çıkmış bir millettir.'
Diyanet Vakfi : Ancak, kim haksızlık eder, sonra, işlediği kötülük yerine iyilik yaparsa, bilsin ki ben (ona karşı da) çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim.
Edip Yüksel : 'Ancak kim zulmederse, sonra günahlarını bırakıp iyilik yaparsa ona karşı ben Bağışlayıcıyım, Rahimim.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Ancak, kim haksızlık yapar, sonra yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse, bilsin ki ben (ona karşı da) çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ancak kim haksızlık yapar, sonra da yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse Ben onu da bağışlayıcıyım, merhamet edenim.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ancak zulmeden sonra da kötülüğün arkasından güzelliğe tebdil eyliyen başka, ona da ben gafûr, rahîmim
Fizilal-il Kuran : Yalnız zalimlerin durumu başka. Fakat eğer böyleleri kötülük yaptıktan sonra tutumlarını değiştirip iyilik yapmaya koyulurlarsa, hiç kuşkusuz ben affedici ve merhametliyim.
Gültekin Onan : "Ancak zulmeden başka; sonra kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse, artık şüphesiz ben, bağışlayanım, esirgeyenim."
Hakkı Yılmaz : (8-12) "Sonra oraya geldiği zaman seslenilmişti: “Ateşin içindeki ve yanı başındaki kişi bolluklu kılınmıştır! Ve âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden arınıktır! “Ey Mûsâ! Şüphesiz Ben, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olan, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapan Allah'ım! “Ve birikimini ortaya koy!” –Onu sanki görünmeyen bir varlık gibi, hareket ettirir görüverince, dönüp arkasına bakmadan kaçtı. -Ey Mûsâ korkma! Şüphesiz ki Ben; Benim yanımda elçiler korkmaz. Ancak, kim yanlış; kendi zararlarına iş yapar, sonra kötülüğün ardında iyiliğe çevirirse, şüphesiz Ben, çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim.– “Ve koynundaki gücünü devreye sok, dokuz âyet [alâmet/gösterge] içinde Firavun'a ve onun toplumuna hiç kusursuz, mükemmel çıkacaksın. Şüphesiz onlar yoldan çıkmış bir toplum olmuşlardır.” "
Hasan Basri Çantay : «Meğer ki zulmeden kimseler ola. Sonra bir kötülüğün ardından onu bir iyiliğe çevirirse şübhesiz ki ben (yine) hakkıyle yarlığayıcı, çok esirgeyiciyimdir».
Hayrat Neşriyat : Ancak, kim zulmeder, sonra (bu amelini) kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse, o takdirde (bilsin ki) şübhesiz ben, Gafûr (çok bağışlayan)ım, Rahîm (çok merhamet eden)im.
İbni Kesir : Yalnız zulmeden bunun dışındadır. Sonra kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse artık Ben, şüphesiz Gafur ve Rahim'im.
İskender Evrenosoğlu : Ancak zulmedenler hariç. Ama kim kötülüğü işledikten sonra iyiliğe (mürşidine tâbî olup günahlarını sevaba) çevirirse, o zaman muhakkak ki Ben, Gafûr'um (mağfiret eden, günahları sevaba çeviren) Rahîm'im (Rahîm esmasıyla tecelli eden).
Muhammed Esed : Bir haksızlık yapıp da sonra kötülüğü iyiliğe çeviren kimse için de (korku yok)! Çünkü, çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcı Benim, Ben!"
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ancak (sair nâstan olup da) zulmeden korkmalıdır. (fakat) Sonra kötülüğün arkasından güzelliğe tebdîl eyleyen (kimseler) başka. (Onlar da korkudan kurtulabilirler) Artık şüphe yok ki, Ben mağfiret, rahmet ediciyim.»
Ömer Öngüt : “Ancak kim zulmeder, sonra yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse, bilsin ki ben çok bağışlayıcıyım, çok merhamet ediciyim. ”
Şaban Piriş : Ancak zulmedenler korkar. Kötülükten sonra iyilik yolunu tutanı, ben bağışlarım, merhamet ederim.
Suat Yıldırım : "Benden korkanlar, zulüm ve günah işleyenlerdir. Fakat onlar da o fenalıktan sonra güzel işler yaparlarsa, onlara karşı da Ben çok affedici, geniş merhamet ve ihsan sahibi olarak muamele ederim."
Süleyman Ateş : "Ancak zulmeden, sonra yaptığı kötülüğün yerine iyilik yapan olursa ona karşı da ben bağışlayıcı, esirgeyiciyim."
Tefhim-ul Kuran : «Ancak zulmeden başka. Sonra kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse, artık şüphesiz Ben, bağışlayanım, esirgeyenim.»
Ümit Şimşek : 'Ancak zulmedenler Benden korkar. Onlar da bir kötülük işledikten sonra onun yerine bir iyilik yaparsa, muhakkak ki Ben çok bağışlayıcı, çok merhamet ediciyim.
Yaşar Nuri Öztürk : "Zulme bulaşan müstesna. O da bunu kötülüğün arkasından güzelliğe çevirirse hiç kuşkusuz ben Gafûr'um, Rahîm'im."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}