» 27 / Neml  20:

Kuran Sırası: 27
İniş Sırası: 48
Neml Suresi = Karinca Suresi
ismini 18. ayetinde Hz. Süleyman’in ordusunu görünce yoldan çekilen karincalardan almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَتَفَقَّدَ (WTFGD̃) = ve tefeḳḳade : ve teftiş etti
2. الطَّيْرَ (ELŦYR) = T-Tayra : kuşları
3. فَقَالَ (FGEL) = fe ḳāle : dedi ki
4. مَا (ME) = mā : neden
5. لِيَ (LY) = liye : ben
6. لَا (LE) = lā :
7. أَرَى (ÊR) = erā : göremiyorum
8. الْهُدْهُدَ (ELHD̃HD̃) = l-hudhude : hüdhüdü
9. أَمْ (ÊM) = em : yoksa
10. كَانَ (KEN) = kāne : (mı) oldu?
11. مِنَ (MN) = mine :
12. الْغَائِبِينَ (ELĞEÙBYN) = l-ğāibīne : kayıplardan-
ve teftiş etti | kuşları | dedi ki | neden | ben | | göremiyorum | hüdhüdü | yoksa | (mı) oldu? | | kayıplardan- |

[FGD̃] [ŦYR] [GWL] [] [] [] [REY] [HD̃HD̃] [] [KWN] [] [ĞYB]
WTFGD̃ ELŦYR FGEL ME LY LE ÊR ELHD̃HD̃ ÊM KEN MN ELĞEÙBYN

ve tefeḳḳade T-Tayra fe ḳāle liye erā l-hudhude em kāne mine l-ğāibīne
وتفقد الطير فقال ما لي لا أرى الهدهد أم كان من الغائبين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وتفقد ف ق د | FGD̃ WTFGD̃ ve tefeḳḳade ve teftiş etti And he inspected
الطير ط ي ر | ŦYR ELŦYR T-Tayra kuşları the birds
فقال ق و ل | GWL FGEL fe ḳāle dedi ki and said,
ما | ME neden """Why"
لي | LY liye ben """Why"
لا | LE not
أرى ر ا ي | REY ÊR erā göremiyorum I see
الهدهد ه د ه د | HD̃HD̃ ELHD̃HD̃ l-hudhude hüdhüdü the hoopoe
أم | ÊM em yoksa or
كان ك و ن | KWN KEN kāne (mı) oldu? is he
من | MN mine from
الغائبين غ ي ب | ĞYB ELĞEÙBYN l-ğāibīne kayıplardan- the absent?

27:20 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve teftiş etti | kuşları | dedi ki | neden | ben | | göremiyorum | hüdhüdü | yoksa | (mı) oldu? | | kayıplardan- |

[FGD̃] [ŦYR] [GWL] [] [] [] [REY] [HD̃HD̃] [] [KWN] [] [ĞYB]
WTFGD̃ ELŦYR FGEL ME LY LE ÊR ELHD̃HD̃ ÊM KEN MN ELĞEÙBYN

ve tefeḳḳade T-Tayra fe ḳāle liye erā l-hudhude em kāne mine l-ğāibīne
وتفقد الطير فقال ما لي لا أرى الهدهد أم كان من الغائبين

[ف ق د] [ط ي ر] [ق و ل] [] [] [] [ر ا ي] [ه د ه د] [] [ك و ن] [] [غ ي ب]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وتفقد ف ق د | FGD̃ WTFGD̃ ve tefeḳḳade ve teftiş etti And he inspected
Vav,Te,Fe,Gaf,Dal,
6,400,80,100,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form V) perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
الطير ط ي ر | ŦYR ELŦYR T-Tayra kuşları the birds
Elif,Lam,Tı,Ye,Re,
1,30,9,10,200,
"N – accusative masculine noun → Bird"
اسم منصوب
فقال ق و ل | GWL FGEL fe ḳāle dedi ki and said,
Fe,Gaf,Elif,Lam,
80,100,1,30,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء عاطفة
فعل ماض
ما | ME neden """Why"
Mim,Elif,
40,1,
INTG – interrogative noun
اسم استفهام
لي | LY liye ben """Why"
Lam,Ye,
30,10,
P – prefixed preposition lām
PRON – 1st person singular personal pronoun
جار ومجرور
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
أرى ر ا ي | REY ÊR erā göremiyorum I see
,Re,,
,200,,
V – 1st person singular imperfect verb
فعل مضارع
الهدهد ه د ه د | HD̃HD̃ ELHD̃HD̃ l-hudhude hüdhüdü the hoopoe
Elif,Lam,He,Dal,He,Dal,
1,30,5,4,5,4,
"N – accusative masculine noun → Hoopoe"
اسم منصوب
أم | ÊM em yoksa or
,Mim,
,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
كان ك و ن | KWN KEN kāne (mı) oldu? is he
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
من | MN mine from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الغائبين غ ي ب | ĞYB ELĞEÙBYN l-ğāibīne kayıplardan- the absent?
Elif,Lam,Ğayn,Elif,,Be,Ye,Nun,
1,30,1000,1,,2,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَتَفَقَّدَ: ve teftiş etti | الطَّيْرَ: kuşları | فَقَالَ: dedi ki | مَا: neden | لِيَ: ben | لَا: | أَرَى: göremiyorum | الْهُدْهُدَ: hüdhüdü | أَمْ: yoksa | كَانَ: (mı) oldu? | مِنَ: | الْغَائِبِينَ: kayıplardan- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وتفقد WTFGD̃ ve teftiş etti | الطير ELŦYR kuşları | فقال FGEL dedi ki | ما ME neden | لي LY ben | لا LE | أرى ÊR göremiyorum | الهدهد ELHD̃HD̃ hüdhüdü | أم ÊM yoksa | كان KEN (mı) oldu? | من MN | الغائبين ELĞEÙBYN kayıplardan- |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve tefeḳḳade: ve teftiş etti | T-Tayra: kuşları | fe ḳāle: dedi ki | : neden | liye: ben | : | erā: göremiyorum | l-hudhude: hüdhüdü | em: yoksa | kāne: (mı) oldu? | mine: | l-ğāibīne: kayıplardan- |
Kırık Meal (Transcript) : |WTFGD̃: ve teftiş etti | ELŦYR: kuşları | FGEL: dedi ki | ME: neden | LY: ben | LE: | ÊR: göremiyorum | ELHD̃HD̃: hüdhüdü | ÊM: yoksa | KEN: (mı) oldu? | MN: | ELĞEÙBYN: kayıplardan- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kuşları araştırdı da ne oldu dedi, hüdhüdü görmüyorum, yoksa bir yere mi gidip gizlendi?
Adem Uğur : (Süleyman) kuşları gözden geçirdi ve şöyle dedi: Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?
Ahmed Hulusi : (Süleyman bir gün) kuşları gözden geçirdi ve "Niye Hüdhüd'ü göremiyorum. . . Yoksa kayıp mı oldu?" dedi.
Ahmet Tekin : Süleyman uçar kuvvetleri, kuşları gözden geçirdi, denetledi. 'İbibiği niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?' dedi.
Ahmet Varol : Kuşları denetledi ve dedi ki: 'Neden Hudhud'u göremiyorum? Yoksa kayıplardan mı oldu?
Ali Bulaç : Kuşları denetledikten sonra dedi ki: "Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kaybolanlardan mı oldu?"
Ali Fikri Yavuz : Bir de Süleyman kuşları teftiş etti de şöyle dedi: “- Hüdhüd’ü niye (yerinde) göremiyorum, yoksa gaiblerden mi oldu?
Bekir Sadak : (20-21) Suleyman, kuslari arastirarak: «Hudhud'u nicin goremiyorum? Yoksa kayiplarda mi? Bana apacik bir delil getirmelidir; yoksa onu ya siddetli bir azaba ugratirim yahut keserim» dedi.
Celal Yıldırım : Bir de kuşları denetleyip araştırdı, derken, «nerede Hüdhüd'ü (çavuşkuşu) göremiyorum, yoksa kayıplara mı karıştı ?
Diyanet İşleri : Süleyman, kuşlara göz atıp yokladı ve şöyle dedi: “Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?”
Diyanet İşleri (eski) : (20-21) Süleyman, kuşları araştırarak: 'Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplarda mı? Bana apaçık bir delil getirmelidir; yoksa onu ya şiddetli bir azaba uğratırım yahut keserim' dedi.
Diyanet Vakfi : (Süleyman) kuşları gözden geçirdi ve şöyle dedi: Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?
Edip Yüksel : Kuşları denetledi ve, 'Neden hüdhüdü görmüyorum, yoksa kaçak mı?' dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Süleyman) Kuşları gözden geçirdikten sonra şöyle dedi: «Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de kuşları denetledi ve: «Bana ne oluyor, Hüdhüd'ü göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de kuşları teftiş etti de bana dedi: ne oluyor hüdhüdü görmüyorum? Yoksa gaiblere mi karıştı?
Fizilal-il Kuran : Süleyman, ordusunun kuşlardan oluşan birliğini denetleyince dedi ki «Hüdhüd'ü niçin göremiyorum, yoksa burada değil mi?
Gültekin Onan : Kuşları denetledikten sonra dedi ki: "Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kaybolanlardan mı oldu?"
Hakkı Yılmaz : (20,21) Ve Süleymân kuşları gözden geçirdi de sonra, “Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplardan mı oldu? Onu kesinlikle çetin bir azap ile azaplandıracağım yahut onu boğazlayacağım/ perişan edeceğim yahut da bana apaçık bir delil/güç getirecek” dedi.
Hasan Basri Çantay : (Süleyman) kuşları araşdırıb dedi ki: «Hüdhüdü neye görmüyorum? Yoksa gaaiblerden mi oldu»?
Hayrat Neşriyat : Ve kuşları teftîş edip, şöyle dedi: 'Bana ne oldu da Hüdhüd’ü göremiyorum, yoksa kayıplardan mı oldu?'
İbni Kesir : Kuşları araştırarak dedi ki: Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplardan mı oldu?
İskender Evrenosoğlu : Ve kuşları yokladı (teftiş etti). Sonra: "Hüdhüd'ü niçin ben göremiyorum, yoksa o kaybolanlardan mı oldu?" dedi.
Muhammed Esed : Ve (bir gün) kuşlar arasında göz gezdirirken: "Hüthütü niçin göremiyorum?" dedi, "Yoksa kayıplara mı karıştı?
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve kuşları teftiş etti de dedi ki: «Bana ne oldu? Hüdhüd'ü göremiyorum, yoksa gaiblerden mi oldu?»
Ömer Öngüt : Kuşları gözden geçirdi ve şöyle dedi: “Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?”
Şaban Piriş : Kuşları gözden geçirdi ve: -Hüdhüdü neden göremiyorum? dedi. Yoksa, kayıplara mı karıştı?
Suat Yıldırım : Bir de kuşları teftiş etti de: "Hüdhüd’ü neden göremiyorum, yoksa kayıplara mı karıştı?" dedi.
Süleyman Ateş : Kuşları teftiş etti, (içlerinde hüdhüdü bulamadı), dedi ki: "Neden hüdhüdü göremiyorum, yoksa kayıplardan mı oldu?"
Tefhim-ul Kuran : Ve kuşları denetledikten sonra dedi ki: «Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kaybolanlardan mı oldu?»
Ümit Şimşek : Kuşları denetlerken, 'Hüdhüdü niye göremiyorum?' dedi. 'Yoksa kayıplara mı karıştı?
Yaşar Nuri Öztürk : Kuşları teftiş etti de dedi ki: "Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kayıplara mı karıştı?"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}