» 27 / Neml  3:

Kuran Sırası: 27
İniş Sırası: 48
Neml Suresi = Karinca Suresi
ismini 18. ayetinde Hz. Süleyman’in ordusunu görünce yoldan çekilen karincalardan almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : o kimseler
2. يُقِيمُونَ (YGYMWN) = yuḳīmūne : doğrulurlar
3. الصَّلَاةَ (ELṦLET) = S-Salāte : SaLâTe/Desteğe-
4. وَيُؤْتُونَ (WYÙTWN) = ve yu'tūne : ve verirler
5. الزَّكَاةَ (ELZKET) = z-zekāte : zekatı
6. وَهُمْ (WHM) = ve hum : ve onlar
7. بِالْاخِرَةِ (BEL ËḢRT) = bil-āḣirati : ahirete
8. هُمْ (HM) = hum : onlar
9. يُوقِنُونَ (YWGNWN) = yūḳinūne : kesin olarak inanırlar
o kimseler | doğrulurlar | SaLâTe/Desteğe- | ve verirler | zekatı | ve onlar | ahirete | onlar | kesin olarak inanırlar |

[] [GWM] [ṦLW] [ETY] [ZKW] [] [EḢR] [] [YGN]
ELZ̃YN YGYMWN ELṦLET WYÙTWN ELZKET WHM BEL ËḢRT HM YWGNWN

elleƶīne yuḳīmūne S-Salāte ve yu'tūne z-zekāte ve hum bil-āḣirati hum yūḳinūne
الذين يقيمون الصلاة ويؤتون الزكاة وهم بالآخرة هم يوقنون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne o kimseler Those who
يقيمون ق و م | GWM YGYMWN yuḳīmūne doğrulurlar establish
الصلاة ص ل و | ṦLW ELṦLET S-Salāte SaLâTe/Desteğe- the prayer
ويؤتون ا ت ي | ETY WYÙTWN ve yu'tūne ve verirler and give
الزكاة ز ك و | ZKW ELZKET z-zekāte zekatı zakah
وهم | WHM ve hum ve onlar and they
بالآخرة ا خ ر | EḢR BEL ËḢRT bil-āḣirati ahirete in the Hereafter
هم | HM hum onlar [they]
يوقنون ي ق ن | YGN YWGNWN yūḳinūne kesin olarak inanırlar believe with certainty.

27:3 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

o kimseler | doğrulurlar | SaLâTe/Desteğe- | ve verirler | zekatı | ve onlar | ahirete | onlar | kesin olarak inanırlar |

[] [GWM] [ṦLW] [ETY] [ZKW] [] [EḢR] [] [YGN]
ELZ̃YN YGYMWN ELṦLET WYÙTWN ELZKET WHM BEL ËḢRT HM YWGNWN

elleƶīne yuḳīmūne S-Salāte ve yu'tūne z-zekāte ve hum bil-āḣirati hum yūḳinūne
الذين يقيمون الصلاة ويؤتون الزكاة وهم بالآخرة هم يوقنون

[] [ق و م] [ص ل و] [ا ت ي] [ز ك و] [] [ا خ ر] [] [ي ق ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne o kimseler Those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يقيمون ق و م | GWM YGYMWN yuḳīmūne doğrulurlar establish
Ye,Gaf,Ye,Mim,Vav,Nun,
10,100,10,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصلاة ص ل و | ṦLW ELṦLET S-Salāte SaLâTe/Desteğe- the prayer
Elif,Lam,Sad,Lam,Elif,Te merbuta,
1,30,90,30,1,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
ويؤتون ا ت ي | ETY WYÙTWN ve yu'tūne ve verirler and give
Vav,Ye,,Te,Vav,Nun,
6,10,,400,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الزكاة ز ك و | ZKW ELZKET z-zekāte zekatı zakah
Elif,Lam,Ze,Kef,Elif,Te merbuta,
1,30,7,20,1,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
وهم | WHM ve hum ve onlar and they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو عاطفة
ضمير منفصل
بالآخرة ا خ ر | EḢR BEL ËḢRT bil-āḣirati ahirete in the Hereafter
Be,Elif,Lam,,Hı,Re,Te merbuta,
2,1,30,,600,200,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine singular noun
جار ومجرور
هم | HM hum onlar [they]
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
يوقنون ي ق ن | YGN YWGNWN yūḳinūne kesin olarak inanırlar believe with certainty.
Ye,Vav,Gaf,Nun,Vav,Nun,
10,6,100,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |الَّذِينَ: o kimseler | يُقِيمُونَ: doğrulurlar | الصَّلَاةَ: SaLâTe/Desteğe- | وَيُؤْتُونَ: ve verirler | الزَّكَاةَ: zekatı | وَهُمْ: ve onlar | بِالْاخِرَةِ: ahirete | هُمْ: onlar | يُوقِنُونَ: kesin olarak inanırlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |الذين ELZ̃YN o kimseler | يقيمون YGYMWN doğrulurlar | الصلاة ELṦLET SaLâTe/Desteğe- | ويؤتون WYÙTWN ve verirler | الزكاة ELZKET zekatı | وهم WHM ve onlar | بالآخرة BEL ËḢRT ahirete | هم HM onlar | يوقنون YWGNWN kesin olarak inanırlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |elleƶīne: o kimseler | yuḳīmūne: doğrulurlar | S-Salāte: SaLâTe/Desteğe- | ve yu'tūne: ve verirler | z-zekāte: zekatı | ve hum: ve onlar | bil-āḣirati: ahirete | hum: onlar | yūḳinūne: kesin olarak inanırlar |
Kırık Meal (Transcript) : |ELZ̃YN: o kimseler | YGYMWN: doğrulurlar | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe- | WYÙTWN: ve verirler | ELZKET: zekatı | WHM: ve onlar | BEL ËḢRT: ahirete | HM: onlar | YWGNWN: kesin olarak inanırlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : O inananlara ki namazlarını kılarlar, zekâtlarını verirler ve onlardır âhirete adamakıllı inananlar.
Adem Uğur : Onlar ki, namazı kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete de kesin olarak inanırlar.
Ahmed Hulusi : Onlar ki, salâtı (Allâh'a yöneliş ile mi'râcı yaşama) ikame ederler ve arınıp saflaşmak için varlıklarından verirler; işte onlar ölümsüz geleceklerine kesin yakîn elde etmişlerdir.
Ahmet Tekin : Mü’minler, namazı adâbına riâyet ederek, aksatmadan âşikâre kılanlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenler, özellikle âhiretin varlığını delilleriyle, gerekçeleriyle bilerek kesinlikle inananlardır.
Ahmet Varol : Onlar namazı kılarlar, zekatı verirler ve onlar ahirete kesin inanırlar.
Ali Bulaç : Ki onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve onlar, ahirete kesin bilgiyle iman ederler.
Ali Fikri Yavuz : O müminler ki, namazı gereği üzere kılarlar, zekâtı verirler; âhireti ancak bunlar hakkıyla tasdik ederler.
Bekir Sadak : (2-3) Bunlar, namaz kilan, zekat veren ve ahirete de kesin olarak inanan muminlere dogruluk rehberi ve mujdedir.
Celal Yıldırım : O mü'minler ki, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve Âhiret'e kesinlikle inanırlar.
Diyanet İşleri : (2-3) Kur’an, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak inanan mü’minler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.
Diyanet İşleri (eski) : (2-3) Bunlar, namaz kılan, zekat veren ve ahirete de kesin olarak inanan müminlere doğruluk rehberi ve müjdedir.
Diyanet Vakfi : (2-3) Namazı kılan, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak iman eden müminler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.
Edip Yüksel : Onlar ki namazı gözetirler, zekatı verirler ve ahiret konusunda da kuşkuları yoktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ki o (müminler) namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak iman ederler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : ki namazı dürüst kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak inanırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ki namazı dürüst kılarlar ve zekâtı verirler, Âhırette de onlar yakîn edinirler
Fizilal-il Kuran : Onlar namaz kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete kesinlikle inanırlar.
Gültekin Onan : Ki onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve onlar, ahirete kesin bilgiyle iman ederler.
Hakkı Yılmaz : (1-3) "Tâ/9, Sîn/60. Bunlar, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren ve âhirete de kesin olarak inanan kişilerin ta kendileri olan mü’minler için doğru yol rehberi ve müjdeci olmak üzere Kur’ân'ın ve apaçık/açıklayıcı bir kitabın âyetleridir. "
Hasan Basri Çantay : (öyle mü'minler) ki namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler. Onlar âhirete kat'î kanaat edinenlerin de ta kendileridir.
Hayrat Neşriyat : (O mü’minler) o kimselerdir ki namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar âhirete gerçekten kat'î olarak inanırlar.
İbni Kesir : Onlar ki; namazı kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de yakınen inanırlar.
İskender Evrenosoğlu : Onlar, namazı ikame ederler, zekâtı verirler ve onlar ki, onlar ahirete yakîn (sahibi) olarak inanırlar.
Muhammed Esed : o inananlar ki, salatta devamlı ve duyarlıdırlar, arınmak için verirler ve ahirete de yürekten inanırlar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Öyle (mü'min) kimseler ki namazı doğruca kılarlar ve zekâtı verirler ve onlar ahirete de (evet onlar) kat'i surette inanırlar.
Ömer Öngüt : Onlar ki namazı kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete kesin olarak inanırlar.
Şaban Piriş : Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak inanırlar.
Suat Yıldırım : O müminler ki namazı hakkıyla ifa eder, zekâtı verir ve âhirete kesin olarak iman ederler.
Süleyman Ateş : Onlar ki namazı kılarlar, zekâtı verirler ve âhirete de kesin olarak inanırlar.
Tefhim-ul Kuran : Ki onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar, ahirete kesin bilgiyle iman edenlerdir.
Ümit Şimşek : O mü'minler ki, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler. Onlar âhirete de kesin şekilde inanmışlardır.
Yaşar Nuri Öztürk : O müminler ki, namazı kılar, zekâtı verirler. Ve âhirete tam bir biçimde inananlar da onlardır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}