» 27 / Neml  34:

Kuran Sırası: 27
İniş Sırası: 48
Neml Suresi = Karinca Suresi
ismini 18. ayetinde Hz. Süleyman’in ordusunu görünce yoldan çekilen karincalardan almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالَتْ (GELT) = ḳālet : dedi
2. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
3. الْمُلُوكَ (ELMLWK) = l-mulūke : hükümdarlar
4. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : zaman
5. دَخَلُوا (D̃ḢLWE) = deḣalū : girdikleri
6. قَرْيَةً (GRYT) = ḳaryeten : bir ülkeye
7. أَفْسَدُوهَا (ÊFSD̃WHE) = efsedūhā : orayı bozarlar
8. وَجَعَلُوا (WCALWE) = ve ceǎlū : ve kılarlar
9. أَعِزَّةَ (ÊAZT) = eǐzzete : şereflilerini
10. أَهْلِهَا (ÊHLHE) = ehlihā : halkının
11. أَذِلَّةً (ÊZ̃LT) = eƶilleten : zillet içinde
12. وَكَذَٰلِكَ (WKZ̃LK) = ve keƶālike : ve böyle
13. يَفْعَلُونَ (YFALWN) = yef'ǎlūne : yaparlar
dedi | şüphesiz | hükümdarlar | zaman | girdikleri | bir ülkeye | orayı bozarlar | ve kılarlar | şereflilerini | halkının | zillet içinde | ve böyle | yaparlar |

[GWL] [] [MLK] [] [D̃ḢL] [GRY] [FSD̃] [CAL] [AZZ] [EHL] [Z̃LL] [] [FAL]
GELT ÎN ELMLWK ÎZ̃E D̃ḢLWE GRYT ÊFSD̃WHE WCALWE ÊAZT ÊHLHE ÊZ̃LT WKZ̃LK YFALWN

ḳālet inne l-mulūke iƶā deḣalū ḳaryeten efsedūhā ve ceǎlū eǐzzete ehlihā eƶilleten ve keƶālike yef'ǎlūne
قالت إن الملوك إذا دخلوا قرية أفسدوها وجعلوا أعزة أهلها أذلة وكذلك يفعلون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالت ق و ل | GWL GELT ḳālet dedi She said,
إن | ÎN inne şüphesiz """Indeed,"
الملوك م ل ك | MLK ELMLWK l-mulūke hükümdarlar the kings,
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
دخلوا د خ ل | D̃ḢL D̃ḢLWE deḣalū girdikleri they enter
قرية ق ر ي | GRY GRYT ḳaryeten bir ülkeye a town
أفسدوها ف س د | FSD̃ ÊFSD̃WHE efsedūhā orayı bozarlar they ruin it
وجعلوا ج ع ل | CAL WCALWE ve ceǎlū ve kılarlar and make
أعزة ع ز ز | AZZ ÊAZT eǐzzete şereflilerini (the) most honorable
أهلها ا ه ل | EHL ÊHLHE ehlihā halkının (of) its people
أذلة ذ ل ل | Z̃LL ÊZ̃LT eƶilleten zillet içinde (the) lowest.
وكذلك | WKZ̃LK ve keƶālike ve böyle And thus
يفعلون ف ع ل | FAL YFALWN yef'ǎlūne yaparlar they do.

27:34 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dedi | şüphesiz | hükümdarlar | zaman | girdikleri | bir ülkeye | orayı bozarlar | ve kılarlar | şereflilerini | halkının | zillet içinde | ve böyle | yaparlar |

[GWL] [] [MLK] [] [D̃ḢL] [GRY] [FSD̃] [CAL] [AZZ] [EHL] [Z̃LL] [] [FAL]
GELT ÎN ELMLWK ÎZ̃E D̃ḢLWE GRYT ÊFSD̃WHE WCALWE ÊAZT ÊHLHE ÊZ̃LT WKZ̃LK YFALWN

ḳālet inne l-mulūke iƶā deḣalū ḳaryeten efsedūhā ve ceǎlū eǐzzete ehlihā eƶilleten ve keƶālike yef'ǎlūne
قالت إن الملوك إذا دخلوا قرية أفسدوها وجعلوا أعزة أهلها أذلة وكذلك يفعلون

[ق و ل] [] [م ل ك] [] [د خ ل] [ق ر ي] [ف س د] [ج ع ل] [ع ز ز] [ا ه ل] [ذ ل ل] [] [ف ع ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالت ق و ل | GWL GELT ḳālet dedi She said,
Gaf,Elif,Lam,Te,
100,1,30,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
إن | ÎN inne şüphesiz """Indeed,"
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الملوك م ل ك | MLK ELMLWK l-mulūke hükümdarlar the kings,
Elif,Lam,Mim,Lam,Vav,Kef,
1,30,40,30,6,20,
"N – accusative masculine plural noun → King"
اسم منصوب
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
دخلوا د خ ل | D̃ḢL D̃ḢLWE deḣalū girdikleri they enter
Dal,Hı,Lam,Vav,Elif,
4,600,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
قرية ق ر ي | GRY GRYT ḳaryeten bir ülkeye a town
Gaf,Re,Ye,Te merbuta,
100,200,10,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
أفسدوها ف س د | FSD̃ ÊFSD̃WHE efsedūhā orayı bozarlar they ruin it
,Fe,Sin,Dal,Vav,He,Elif,
,80,60,4,6,5,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وجعلوا ج ع ل | CAL WCALWE ve ceǎlū ve kılarlar and make
Vav,Cim,Ayn,Lam,Vav,Elif,
6,3,70,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أعزة ع ز ز | AZZ ÊAZT eǐzzete şereflilerini (the) most honorable
,Ayn,Ze,Te merbuta,
,70,7,400,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
أهلها ا ه ل | EHL ÊHLHE ehlihā halkının (of) its people
,He,Lam,He,Elif,
,5,30,5,1,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أذلة ذ ل ل | Z̃LL ÊZ̃LT eƶilleten zillet içinde (the) lowest.
,Zel,Lam,Te merbuta,
,700,30,400,
ADJ – accusative masculine plural indefinite adjective
صفة منصوبة
وكذلك | WKZ̃LK ve keƶālike ve böyle And thus
Vav,Kef,Zel,Lam,Kef,
6,20,700,30,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
يفعلون ف ع ل | FAL YFALWN yef'ǎlūne yaparlar they do.
Ye,Fe,Ayn,Lam,Vav,Nun,
10,80,70,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالَتْ: dedi | إِنَّ: şüphesiz | الْمُلُوكَ: hükümdarlar | إِذَا: zaman | دَخَلُوا: girdikleri | قَرْيَةً: bir ülkeye | أَفْسَدُوهَا: orayı bozarlar | وَجَعَلُوا: ve kılarlar | أَعِزَّةَ: şereflilerini | أَهْلِهَا: halkının | أَذِلَّةً: zillet içinde | وَكَذَٰلِكَ: ve böyle | يَفْعَلُونَ: yaparlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالت GELT dedi | إن ÎN şüphesiz | الملوك ELMLWK hükümdarlar | إذا ÎZ̃E zaman | دخلوا D̃ḢLWE girdikleri | قرية GRYT bir ülkeye | أفسدوها ÊFSD̃WHE orayı bozarlar | وجعلوا WCALWE ve kılarlar | أعزة ÊAZT şereflilerini | أهلها ÊHLHE halkının | أذلة ÊZ̃LT zillet içinde | وكذلك WKZ̃LK ve böyle | يفعلون YFALWN yaparlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālet: dedi | inne: şüphesiz | l-mulūke: hükümdarlar | iƶā: zaman | deḣalū: girdikleri | ḳaryeten: bir ülkeye | efsedūhā: orayı bozarlar | ve ceǎlū: ve kılarlar | eǐzzete: şereflilerini | ehlihā: halkının | eƶilleten: zillet içinde | ve keƶālike: ve böyle | yef'ǎlūne: yaparlar |
Kırık Meal (Transcript) : |GELT: dedi | ÎN: şüphesiz | ELMLWK: hükümdarlar | ÎZ̃E: zaman | D̃ḢLWE: girdikleri | GRYT: bir ülkeye | ÊFSD̃WHE: orayı bozarlar | WCALWE: ve kılarlar | ÊAZT: şereflilerini | ÊHLHE: halkının | ÊZ̃LT: zillet içinde | WKZ̃LK: ve böyle | YFALWN: yaparlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Dedi ki: Padişahlar, bir şehre girdiler mi, o şehri harâp ederler ve halkının yücelerini aşağılık bir hâle getirirler ve bunlar da böyle yapacaklar.
Adem Uğur : Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. (Herhalde) onlar da böyle yapacaklardır, dedi.
Ahmed Hulusi : (Saba Melikesi) dedi ki: "Melikler bir ülkeye girdikleri vakit, orayı bozguna uğratırlar ve halkın güçlülerini güçsüz kılarlar. . . İşte böyle yaparlar!"
Ahmet Tekin : Kraliçe: 'Krallar, bir memlekete girdiler mi, o memleketi perişan ederler. Halkının ulularını hakir hale getirirler. Herhalde onlar da, böyle davranacaklar.' dedi.
Ahmet Varol : Dedi ki: 'Doğrusu hükümdarlar bir beldeye girdiklerinde orayı bozguna uğratırlar ve halkının ulularını aşağılık duruma düşürürler. Onlar işte böyle yaparlar.
Ali Bulaç : Dedi ki: "Gerçekten hükümdarlar bir ülkeye girdikleri zaman, orasını bozguna uğratırlar ve halkından onur sahibi olanları hor ve aşağılık kılarlar; işte onlar, böyle yaparlar."
Ali Fikri Yavuz : (Padişah Belkıs onlara şöyle) dedi: “- Doğrusu padişahlar bir memlekete girdikleri zaman, orasını perişan ederler ve halkının şerefli kimselerini (öldürerek, esir ederek, mal ve mülklerini yağma ederek) zelil kılarlar. İşte bunlar da böyle yaparlar.
Bekir Sadak : (34-35) Melike: «Dogrusu hukumdarlar bir sehre girdikleri zaman orasini bozarlar, onurlu kimselerini asagilik yaparlar. Iste boyle davranirlar. Ben onlara bir hediye gondereyim de, elcilerin ne ile doneceklerine bakayim» dedi.
Celal Yıldırım : (Melike); «Doğrusu hükümdarlar bir kasabaya (savaş niyetiyle) girecekleri zaman oranın düzenini bozarlar da aziz ve şerefli kişilerini aşağılık kılıp rezîl ederler. İşte (bir ülkeye giren düşmanlar) böyle yaparlar.»
Diyanet İşleri : (Kraliçe Belkıs) şöyle dedi: “Krallar bir memlekete girdi mi, orayı harap ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hâle getirirler. İşte onlar böyle yaparlar.”
Diyanet İşleri (eski) : (34-35) Melike: 'Doğrusu hükümdarlar bir şehre girdikleri zaman orasını bozarlar, onurlu kimselerini aşağılık yaparlar. İşte böyle davranırlar. Ben onlara bir hediye göndereyim de, elçilerin ne ile döneceklerine bakayım' dedi.
Diyanet Vakfi : Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. (Herhalde) onlar da böyle yapacaklardır, dedi.
Edip Yüksel : (Kadın lider) dedi ki, 'Krallar girdikleri ülkeleri bozarlar ve onların onurlu halkını aşağılarlar. Böyle davranırlar.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Melike, «Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayı perişan ederler ve halkının ulularını hakir hâle getirirler. (Herhalde) Onlar da böyle yapacaklardır» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (Melike) dedi ki: «Doğrusu, hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayı perişan ederler ve halkının şerefli kişilerini zillete uğratırlar; evet böyle yaparlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Doğrusu, dedi: mülûk bir memlekete girdiler mi onu perişan ederler ve ehalisinin azîz olanlarını zelîl kılarlar, evet, böyle yaparlar
Fizilal-il Kuran : Kraliçe dedi ki; «Hükümdarlar bir ülkeye ayak bastıklarında oranın düzenini alt üst ederler ve halkının seçkinlerini hor ve itibarsız duruma düşürürler. Onlar hep böyle yaparlar.»
Gültekin Onan : Dedi ki: "Gerçekten hükümdarlar bir ülkeye girdikleri zaman orasını bozguna uğratırlar ve ehlinden (halkından) onur sahibi olanları hor ve aşağılık kılarlar; işte onlar böyle yaparlar."
Hakkı Yılmaz : (34,35) Melike: “Hiç şüphesiz ki krallar bir memlekete girdikleri zaman hemen orayı bozarlar ve halkının ulularını aşağılarlar. Onlar da böyle yapacaklardır. Ben onlara bir hediye göndereyim de bakalım elçiler ne ile dönecekler!” dedi.
Hasan Basri Çantay : (Kadın): «Şübhesiz ki hükümdarlar, dedi, bir memlekete girdikleri zaman orasını perişan ederler. Halkından şerefli olanları hor ve hakıyr kılarlar. Bunlar da böyle yapacaklardır».
Hayrat Neşriyat : (Melîke:) 'Şübhesiz hükümdârlar bir şehre girdikleri zaman orayı harâb ederler vehalkının şerefli kimselerini zelîl kılarlar. Evet böyle yaparlar!' dedi.
İbni Kesir : Dedi ki: Doğrusu hükümdarlar, bir şehre girdikleri zaman, orasını perişan ederler. Halkından şerefli olanlarını aşağılık yaparlar ve işte böyle davranırlar.
İskender Evrenosoğlu : (Sebe Melikesi): "Muhakkak ki melikler (hükümdarlar), bir ülkeye girdikleri zaman, onu ifsad ederler (bozguna uğratırlar) ve onun halkının izzet sahibi olanlarını zillete düşürürler. Ve işte onlar böyle yaparlar." dedi.
Muhammed Esed : (Melike:) "Gerçek şu ki, krallar bir ülkeye girdiklerinde orayı tarümar ederler; oranın soylu ve onurlu insanlarını aşağılarlar. İstilacıların davranış tarzı (her zaman) böyledir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Dedi ki: «Şüphe yok, hükümdarlar bir şehre girdikleri vakit onu perişan ederler ve ahalisinin şereflilerini zelil kılarlar ve işte öyle yaparlar.»
Ömer Öngüt : (Belkıs) dedi ki: “Doğrusu hükümdarlar bir memlekete girdikleri zaman orayı perişan ederler, halkının şerefli kimselerini zelil kılarlar. İşte bunlar da böyle yaparlar. ”
Şaban Piriş : -Krallar bir ülkeye girdikleri zaman, orayı kırıp geçirirler, halkının mevki ve makam sahiplerini alçaltırlar. Bunlar da böyle yapabilirler.
Suat Yıldırım : "Doğrusu" dedi Kraliçe, hükümdarlar bir ülkeye girince oranın düzenini altüst eder, halkının eşrafını da sefil ve zelil ederler. Evet istilacılar hep böyle yaparlar.
Süleyman Ateş : Dedi: "Hükümdarlar bir ülkeye girdiler mi, orayı bozarlar, halkının şereflilerini alçaltırlar, (evet) böyle yaparlar."
Tefhim-ul Kuran : Dedi ki: «Gerçekten hükümdarlar, bir ülkeye girdikleri zaman, orasını bozguna uğratırlar ve halkından onur sahibi olanları hor ve aşağılık kılarlar; işte onlar, böyle yaparlar.»
Ümit Şimşek : Belkıs dedi ki: 'Hükümdarlar bir beldeye girdiklerinde oranın düzenini bozar, şereflilerini hor ve hakir ederler. Onların âdeti böyledir.
Yaşar Nuri Öztürk : Melike dedi: "Şu bir gerçek ki krallar bir kente/bir memlekete girdiler mi, orada bozgun çıkarırlar; oranın onurlu insanlarını zelil, sefil ederler. İşte böyle yaparlar."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}