V – 3rd person masculine singular (form VI) perfect verb فعل ماض
علمهم
ع ل م | ALM
ALMHM
ǐlmuhum
onların bilgileri
their knowledge
Ayn,Lam,Mim,He,Mim, 70,30,40,5,40,
N – nominative masculine noun PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
في
|
FY
fī
hakkındaki
of
Fe,Ye, 80,10,
P – preposition حرف جر
الآخرة
ا خ ر | EḢR
EL ËḢRT
l-āḣirati
ahiret
the Hereafter?
Elif,Lam,,Hı,Re,Te merbuta, 1,30,,600,200,400,
N – genitive feminine singular noun اسم مجرور
بل
|
BL
bel
fakat
Nay
Be,Lam, 2,30,
RET – retraction particle حرف اضراب
هم
|
HM
hum
onlar
they
He,Mim, 5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun ضمير منفصل
في
|
FY
fī
içindedirler
(are) in
Fe,Ye, 80,10,
P – preposition حرف جر
شك
ش ك ك | ŞKK
ŞK
şekkin
bir kuşku
doubt
Şın,Kef, 300,20,
N – genitive masculine indefinite noun اسم مجرور
منها
|
MNHE
minhā
ondan
about it.
Mim,Nun,He,Elif, 40,50,5,1,
P – preposition PRON – 3rd person feminine singular object pronoun جار ومجرور
بل
|
BL
bel
daha doğrusu
Nay,
Be,Lam, 2,30,
RET – retraction particle حرف اضراب
هم
|
HM
hum
onlar
they
He,Mim, 5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun ضمير منفصل
منها
|
MNHE
minhā
ondan yana
about it
Mim,Nun,He,Elif, 40,50,5,1,
P – preposition PRON – 3rd person feminine singular object pronoun جار ومجرور
عمون
ع م ي | AMY
AMWN
ǎmūne
kördürler
(are) blind.
Ayn,Mim,Vav,Nun, 70,40,6,50,
N – nominative masculine plural noun اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |بَلِ: doğrusu | ادَّارَكَ: ardarda geldi | عِلْمُهُمْ: onların bilgileri | فِي: hakkındaki | الْاخِرَةِ: ahiret | بَلْ: fakat | هُمْ: onlar | فِي: içindedirler | شَكٍّ: bir kuşku | مِنْهَا: ondan | بَلْ: daha doğrusu | هُمْ: onlar | مِنْهَا: ondan yana | عَمُونَ: kördürler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |بل BLdoğrusu | ادارك ED̃ERKardarda geldi | علمهم ALMHMonların bilgileri | في FYhakkındaki | الآخرة EL ËḢRTahiret | بل BLfakat | هم HMonlar | في FYiçindedirler | شك ŞKbir kuşku | منها MNHEondan | بل BLdaha doğrusu | هم HMonlar | منها MNHEondan yana | عمون AMWNkördürler |
Kırık Meal (Okunuş) : |beli: doğrusu | ddārake: ardarda geldi | ǐlmuhum: onların bilgileri | fī: hakkındaki | l-āḣirati: ahiret | bel: fakat | hum: onlar | fī: içindedirler | şekkin: bir kuşku | minhā: ondan | bel: daha doğrusu | hum: onlar | minhā: ondan yana | ǎmūne: kördürler |
Kırık Meal (Transcript) : |BL: doğrusu | ED̃ERK: ardarda geldi | ALMHM: onların bilgileri | FY: hakkındaki | EL ËḢRT: ahiret | BL: fakat | HM: onlar | FY: içindedirler | ŞK: bir kuşku | MNHE: ondan | BL: daha doğrusu | HM: onlar | MNHE: ondan yana | AMWN: kördürler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Hayır, onların bilgileri, bu dünyâdayken, âhirete ulaşamaz; hayır, onlar, âhiret hakkında şüphe içindedir; hayır, onlar âhiret husûsunda kördür.
Adem Uğur : Hayır; onların ahiret hakkındaki bilgileri yetersiz kalmıştır. Dahası, bu hususta şüphe içindedirler. Bunun da ötesinde, onlar ahiretten yana kördürler.
Ahmed Hulusi : Hâlbuki sonsuz gelecek yaşam hakkında onların bilgileri birikmiştir. Hayır, onlar ondan kuşku içindeler. . . Hayır, onlar ondan kördürler!
Ahmet Tekin : Doğrusu âhiret ile, ebedî yurt ile ilgili bilgiler onlara ardarda gelmektedir. Buna rağmen onlar, bu konuda hâlâ şüphe içindedirler. Aslında onlar, âhiretten yana kör kesilerek baktıkları için anlamıyorlar.
Ahmet Varol : Hayır, onların ahiretle ilgili bilgileri ardarda gelip toplandı. [5] Hayır onlar bundan şüphe içindedirler. Hayır onlar buna karşı kördürler.
Ali Bulaç : Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri 'ard arda toplanıp pekiştirildi,' hayır, onlar bundan bir kuşku içindedirler; hayır, onlar bundan yana kördürler.
Ali Fikri Yavuz : Fakat âhiretin olacağına dair kendilerine (peygamberler vasıtasıyla) arka arkaya ilim ulaşmaktadır. Doğrusu onlar bundan şüphe içerisindedirler, daha doğrusu onlar, âhiretten yana kördürler (delillerini anlıyamazlar).
Bekir Sadak : Ahirete dair bilgileri yeterli midir? hayir; ondan suphe etmemektedirler. Hayir; ona karsi kordurler. *
Celal Yıldırım : De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez ve onlar da ne zaman diriltilip kaldırılacaklarının bilincinde değillerdir. Hayır, onların Âhiret hakkındaki bilgisi kıt ve yetersizdir. Hayır, Âhiret hakkında (devamlı) şüphe içindedirler. Hayır, onlar Âhiret'ten yana (o hususta) kördürler.
Diyanet İşleri : Ahiret (gününün gerçekleşeceği) hakkında bilgi (peygamberler aracılığı ile) onlara peş peşe gelmiştir. Fakat onlar bu konuda şüphe içindedirler. Daha doğrusu onlar ahiretten yana kördürler.
Diyanet İşleri (eski) : Ahirete dair bilgileri yeterli midir? Hayır; ondan şüphe etmektedirler. Hayır; ona karşı kördürler.
Diyanet Vakfi : Hayır; onların ahiret hakkındaki bilgileri yetersiz kalmıştır. Dahası, bu hususta şüphe içindedirler. Bunun da ötesinde, onlar ahiretten yana kördürler.
Edip Yüksel : Doğrusu, onların ahiret hakkındaki bilgileri derme-çatmadır. Aslında ondan kuşku içindedirler. Daha doğrusu, onlar ondan yana tümüyle kördürler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Fakat ahiret hakkında bilgiler onlara ardarda gelmektedir. Ama onlar bundan bir şüphe içindedirler. Çünkü onlar bundan yana kördürler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hayır, ahiret hakkında kendilerine ardarda bilgi verilmektedir; fakat onlar bu hususta bir şüphe içindedirler, daha doğrusu onlar ondan kördürler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Fakat Âhıret hakkında ılimleri tevalî etmekte fakat onlar ondan bir şekk içindedirler, daha doğrusu onlar ondan kördürler
Fizilal-il Kuran : Onların bilgileri ahirete erememiş, o alemin berisinde kalmıştır. Aslında onlar ahiret konusunda kuşku içindedirler. Hatta ondan yana kördürler.
Gültekin Onan : Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri 'ard arda toplanıp pekiştirildi', hayır, onlar bundan bir kuşku içindedirler; hayır, onlar bundan yana kördürler.
Hakkı Yılmaz : Aslında onların âhiret hakkında bilgileri artarda gelmektedir. Fakat onlar bundan bir şüphe içindedirler. Daha doğrusu onlar bundan kördürler.
Hasan Basri Çantay : Hayır, onların bilgileri âhiret hakkında (ki bilgiye kadar uzanıb) erişememişdir. Hayır, onlar bundan şek (ve şübhe) içindedirler. Hayır, onlar bundan kördürler.
Hayrat Neşriyat : Hayır! Onların âhirete dâir bilgileri pekişmiş (kendilerine ard arda yeterince ma'lûmât verilmiş)tir. Fakat onlar (yine de) ondan şübhe içindedirler. Bil'akis onlar, ondan yana kördürler.
İbni Kesir : Hayır, ahiret ile ilgili bilgileri de yetersizdir. Hayır, ondan şüphe etmektedirler. Hayır, ona karşı kördürler.
İskender Evrenosoğlu : Hayır, ahiret hakkında onların ilimleri tamamlandı (bilgiler tamamen onlara verildi). Aksine onlar, (hâlâ) ondan (ahiretten) şüphe içindeler. Hayır, onlar, ona (ahiret delillerine) karşı kördürler (onları anlayacak basiretleri yoktur).
Muhammed Esed : Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri gerçeğin berisinde kalmaktadır; zaten (çoğu zaman) onun gerçekliğinden yana şüphe içindedirler; hayır, ondan yana kördürler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onların bilgileri, ahiret hakkında, yetişip nihâyet buldu! Fakat onlar ondan şekk içindedirler. Hayır, onlar, ondan kördürler.
Ömer Öngüt : Hayır! Onların ahiret hakkındaki bilgileri de yetersiz kalmıştır (bu hususta bilgi edinilecek seviyeye erişmemiştir). Hayır! Ondan şüphe etmektedirler. Hayır! Onlar ahiretten yana kördürler.
Şaban Piriş : Oysa onlara ahiret hakkında bilgi verilmiştir. Ama onlar, şüphe içindedirler ve belki de ona karşı kördürler.
Suat Yıldırım : Fakat âhiretin varlığına dair bilgiler, kendilerine resulleri vasıtasıyla ulaşmaktadır. Doğrusu onlar bundan şüphe içindedirler. Hayır, hayır onlar âhiretten yana kördürler.
Süleyman Ateş : Doğrusu onların âhiret hakkındaki bilgileri, ardarda gelip bir araya toplandı. Fakat onlar (hâlâ) ondan bir kuşku içindedirler. Daha doğrusu, onlar ondan yana kördürler.
Tefhim-ul Kuran : Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri 'ard arda toplanıp pekiştirildi,' hayır, onlar bundan bir kuşku içindedirler; hayır, onlar bundan yana kördürler.
Ümit Şimşek : Aslında âhirete dair bilgiler, peş peşe kendilerine ulaşmıştır. Fakat onlar bundan şüphe içindedirler. Hattâ bu konuda kördürler.
Yaşar Nuri Öztürk : Hayır, onların bilgileri âhiret konusunda yetersiz kalmıştı. Daha doğrusu onlar ondan kuşku duymaktadırlar. Hayır, hayır! Onlar, onu göremeyecek kadar kördürler.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]