CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person masculine singular perfect verb الواو عاطفة فعل ماض
الذين
|
ELZ̃YN
elleƶīne
kimseler
those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun, 1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun اسم موصول
كفروا
ك ف ر | KFR
KFRWE
keferū
inkar eden(ler)
disbelieve,
Kef,Fe,Re,Vav,Elif, 20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أإذا
|
ÊÎZ̃E
eiƶā
zaman mı?
"""What, when"
,,Zel,Elif, ,,700,1,
INTG – prefixed interrogative alif T – time adverb الهمزة همزة استفهام ظرف زمان
كنا
ك و ن | KWN
KNE
kunnā
olduğumuz
we have become
Kef,Nun,Elif, 20,50,1,
V – 1st person plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
ترابا
ت ر ب | TRB
TREBE
turāben
toprak
dust
Te,Re,Elif,Be,Elif, 400,200,1,2,1,
"N – accusative masculine indefinite noun → Dust" اسم منصوب
وآباؤنا
ا ب و | EBW
W ËBEÙNE
ve ābā'unā
ve babalarımız
and our forefathers,
Vav,,Be,Elif,,Nun,Elif, 6,,2,1,,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – nominative masculine plural noun PRON – 1st person plural possessive pronoun الواو عاطفة اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أئنا
|
ÊÙNE
einnā
biz mi?
will we
,,Nun,Elif, ,,50,1,
INTG – prefixed interrogative alif ACC – accusative particle PRON – 1st person plural object pronoun الهمزة همزة استفهام حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لمخرجون
خ ر ج | ḢRC
LMḢRCWN
lemuḣracūne
(diriltilip) çıkarılacağız
surely be brought out?
Lam,Mim,Hı,Re,Cim,Vav,Nun, 30,40,600,200,3,6,50,
EMPH – emphatic prefix lām N – nominative masculine plural (form IV) passive participle اللام لام التوكيد اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَقَالَ: dediler ki | الَّذِينَ: kimseler | كَفَرُوا: inkar eden(ler) | أَإِذَا: zaman mı? | كُنَّا: olduğumuz | تُرَابًا: toprak | وَابَاؤُنَا: ve babalarımız | أَئِنَّا: biz mi? | لَمُخْرَجُونَ: (diriltilip) çıkarılacağız |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳāle: dediler ki | elleƶīne: kimseler | keferū: inkar eden(ler) | eiƶā: zaman mı? | kunnā: olduğumuz | turāben: toprak | ve ābā'unā: ve babalarımız | einnā: biz mi? | lemuḣracūne: (diriltilip) çıkarılacağız |
Kırık Meal (Transcript) : |WGEL: dediler ki | ELZ̃YN: kimseler | KFRWE: inkar eden(ler) | ÊÎZ̃E: zaman mı? | KNE: olduğumuz | TREBE: toprak | W ËBEÙNE: ve babalarımız | ÊÙNE: biz mi? | LMḢRCWN: (diriltilip) çıkarılacağız |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve kâfir olanlar, derler ki: Biz ve atalarımız, toprak olduktan sonra mı mezarlarımızdan çıkarılacağız?
Adem Uğur : İnkârcılar dediler ki: Sahi, biz ve atalarımız, toprak olduktan sonra, gerçekten (diriltilip) çıkarılacak mıyız?
Ahmed Hulusi : Hakikat bilgisini inkâr edenler dediler ki: "Biz ve atalarımız toprak olduğumuzda, gerçekten çıkarılacak mıyız?"
Ahmet Tekin : Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar:
'Sahi biz ve atalarımız toprak olduktan sonra mı, biz mi, diriltilip kabirlerimizden çıkarılacağız?' dediler.
Ahmet Varol : İnkâr edenler dediler ki: 'Biz ve atalarımız toprak olduktan sonra gerçekten biz yeniden çıkarılacak mıyız?
Ali Bulaç : İnkâr edenler dedi ki: "biz ve atalarımız toprak olduktan sonra mı, gerçekten biz mi dirilip çıkartılacakmışız?"
Ali Fikri Yavuz : Kâfir olanlar şöyle dediler: “- Biz ve babalarımız toprak olduğumuz vakit mi, sahiden biz mi (kabirlerimizden diriltilip) çıkarılacağız?
Bekir Sadak : (67-68) Inkar edenler: «Biz ve babalarimiz toprak oldugumuzda mi, dogrusu bizler mi tekrar cikarilacagiz? Bununla biz de, daha once babalarimiz da, and olsun ki, tehdit edilmistik. Bu, oncekilerin masallarindan baska bir sey degildir» dediler.
Celal Yıldırım : O küfredenler dediler ki: «Biz ve babalarımız toprak olduğumuz vakit mi, cidden bizler (kabirlerimizden diriltilip) çıkarılacak mıyız?!»
Diyanet İşleri : İnkâr edenler dediler ki: “Biz ve babalarımız toprak olmuş iken mi, gerçekten bizler mi (diriltilip) çıkarılacağız?”
Diyanet İşleri (eski) : İnkar edenler: 'Biz ve babalarımız toprak olduğumuzda mı, doğrusu bizler mi tekrar çıkarılacağız? Bununla biz de, daha önce babalarımız da, and olsun ki, tehdit edilmiştik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir' dediler.
Diyanet Vakfi : İnkârcılar dediler ki: Sahi, biz ve atalarımız, toprak olduktan sonra, gerçekten (diriltilip) çıkarılacak mıyız?
Edip Yüksel : İnkar edenler dediler, 'Biz ve atalarımız toprak olduktan sonra mı çıkarılacağız?'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İnkârcılar dediler ki: «Sahi biz ve atalarımız toprak olduktan sonra gerçekten (diriltilip) çıkarılacak mıyız?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve o küfredenler dediler ki: «Biz ve atalarımız toprak olduğumuz zaman mı, gerçekten biz mutlaka yeniden diriltilecek miyiz?
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve o küfredenler şöyle dediler: bir toprak olduğumuz vakıt mı biz ve atalarımız? Hakıkaten bizler mutlak çıkarılacak mıyız?
Fizilal-il Kuran : Kâfirler dediler ki; «Bizler ve atalarımız, toprak olduktan sonra yeniden mi diriltileceğiz?»
Gültekin Onan : Küfredenler dedi ki: "Biz ve atalarımız toprak olduktan sonra mı, gerçekten biz mi dirilip çıkartılacakmışız?"
Hakkı Yılmaz : (67,68) "Şu kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden şu kimseler de, “Biz ve atalarımız toprak olduktan sonra mı gerçekten biz mi dirilip çıkartılacağız. Andolsun, bu azap ve dirilme tehdidi, bize ve daha önce atalarımıza tehdit olarak söz verilmişti. Bu, ancak geçmişlerin uydurma masallarından başka bir şey değildir” dediler. "
Hasan Basri Çantay : Küfr (ve inkâr) edenler dedi (ler) ki: «Biz ve atalarımız birer toprak oldukdan sonra mı, hakıykaten biz mi mutlakaa (kabirlerinden) çıkarılanlar (tekrar diriltilecekler olacağız)»?
Hayrat Neşriyat : Hem inkâr edenler dedi ki: 'Biz ve atalarımız, toprak olduğumuz zaman mı, gerçekten biz mi muhakkak (kabirlerimizden) çıkarılacak kimseleriz?'
İbni Kesir : Küfredenler dediler ki: Biz ve babalarımız birer toprak olduktan sonra mı, doğrusu biz tekrar mı çıkarılacağız?
İskender Evrenosoğlu : Ve kâfirler (şöyle) dediler: "Babalarımız ve biz toprak olduktan sonra mı? Gerçekten biz, mutlaka (topraktan) çıkarılacak mıyız?"
Muhammed Esed : Bunun içindir ki, hakkı inkara şartlanmış olan kimseler: "Nasıl yani, biz ve atalarımız toz toprak olduktan sonra (topraktan yeniden) çıkarılacağız, öyle mi?" diyorlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve kâfir olanlar dedi ki: «Biz ve atalarımız toprak olduğumuz vakit mi, muhakkak bizler elbette (kabirlerimizden) çıkarılmış olacak mıyız?»
Ömer Öngüt : Kâfirler dediler ki: “Biz ve atalarımız toprak olduktan sonra mı, gerçekten biz mi tekrar çıkarılacağız?”
Şaban Piriş : İnkar edenler: -Biz ve atalarımız, toprak olduktan sonra (mezarlarımızdan) mı çıkarılacağız? dediler.
Suat Yıldırım : Bunun içindir ki kâfirler: "Sahi!" dediler, "Biz de babalarımız da ölüp toz toprak olduktan sonra, biz mi diriltilip kabirden çıkarılacağız?"
Süleyman Ateş : İnkâr edenler dediler ki: "Biz de babalarımız da toprak olduktan sonra mı, biz mi (diriltilip) çıkarılacağız?"
Tefhim-ul Kuran : Küfre sapanlar dedi ki: «Biz ve atalarımız toprak olduktan sonra mı, gerçekten biz mi dirilip çıkartılacakmışız.»
Ümit Şimşek : Kâfirler dediler ki: 'Biz ve atalarımız toprak olduktan sonra tekrar kabirlerimizden çıkarılacak mıyız?
Yaşar Nuri Öztürk : İnkârcılar dediler ki: "Biz ve atalarımız toprak olduktan sonra, gerçekten biz bundan sonra ortaya mı çıkarılacağız?"
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]