» 27 / Neml  81:

Kuran Sırası: 27
İniş Sırası: 48
Neml Suresi = Karinca Suresi
ismini 18. ayetinde Hz. Süleyman’in ordusunu görünce yoldan çekilen karincalardan almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَا (WME) = ve mā : ve değilsin
2. أَنْتَ (ÊNT) = ente : sen
3. بِهَادِي (BHED̃Y) = bihādī : doğru yola getirecek
4. الْعُمْيِ (ELAMY) = l-ǔmyi : kör(ler)i
5. عَنْ (AN) = ǎn : -ndan
6. ضَلَالَتِهِمْ (ŽLELTHM) = Delāletihim : sapıklıkları-
7. إِنْ (ÎN) = in :
8. تُسْمِعُ (TSMA) = tusmiǔ : sen duyuramazsın
9. إِلَّا (ÎLE) = illā : dışındakilere
10. مَنْ (MN) = men :
11. يُؤْمِنُ (YÙMN) = yu'minu : inananlar
12. بِايَاتِنَا (B ËYETNE) = biāyātinā : ayetlerimize
13. فَهُمْ (FHM) = fehum : işte onlar
14. مُسْلِمُونَ (MSLMWN) = muslimūne : müslümanlardır
ve değilsin | sen | doğru yola getirecek | kör(ler)i | -ndan | sapıklıkları- | | sen duyuramazsın | dışındakilere | | inananlar | ayetlerimize | işte onlar | müslümanlardır |

[] [] [HD̃Y] [AMY] [] [ŽLL] [] [SMA] [] [] [EMN] [EYY] [] [SLM]
WME ÊNT BHED̃Y ELAMY AN ŽLELTHM ÎN TSMA ÎLE MN YÙMN B ËYETNE FHM MSLMWN

ve mā ente bihādī l-ǔmyi ǎn Delāletihim in tusmiǔ illā men yu'minu biāyātinā fehum muslimūne
وما أنت بهادي العمي عن ضلالتهم إن تسمع إلا من يؤمن بآياتنا فهم مسلمون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | WME ve mā ve değilsin And not
أنت | ÊNT ente sen (can) you
بهادي ه د ي | HD̃Y BHED̃Y bihādī doğru yola getirecek guide
العمي ع م ي | AMY ELAMY l-ǔmyi kör(ler)i the blind
عن | AN ǎn -ndan from
ضلالتهم ض ل ل | ŽLL ŽLELTHM Delāletihim sapıklıkları- their error.
إن | ÎN in Not
تسمع س م ع | SMA TSMA tusmiǔ sen duyuramazsın you can cause to hear
إلا | ÎLE illā dışındakilere except
من | MN men (those) who
يؤمن ا م ن | EMN YÙMN yu'minu inananlar believe
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā ayetlerimize in Our Signs
فهم | FHM fehum işte onlar so they
مسلمون س ل م | SLM MSLMWN muslimūne müslümanlardır (are) Muslims.

27:81 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve değilsin | sen | doğru yola getirecek | kör(ler)i | -ndan | sapıklıkları- | | sen duyuramazsın | dışındakilere | | inananlar | ayetlerimize | işte onlar | müslümanlardır |

[] [] [HD̃Y] [AMY] [] [ŽLL] [] [SMA] [] [] [EMN] [EYY] [] [SLM]
WME ÊNT BHED̃Y ELAMY AN ŽLELTHM ÎN TSMA ÎLE MN YÙMN B ËYETNE FHM MSLMWN

ve mā ente bihādī l-ǔmyi ǎn Delāletihim in tusmiǔ illā men yu'minu biāyātinā fehum muslimūne
وما أنت بهادي العمي عن ضلالتهم إن تسمع إلا من يؤمن بآياتنا فهم مسلمون

[] [] [ه د ي] [ع م ي] [] [ض ل ل] [] [س م ع] [] [] [ا م ن] [ا ي ي] [] [س ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | WME ve mā ve değilsin And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
أنت | ÊNT ente sen (can) you
,Nun,Te,
,50,400,
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
بهادي ه د ي | HD̃Y BHED̃Y bihādī doğru yola getirecek guide
Be,He,Elif,Dal,Ye,
2,5,1,4,10,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine active participle
جار ومجرور
العمي ع م ي | AMY ELAMY l-ǔmyi kör(ler)i the blind
Elif,Lam,Ayn,Mim,Ye,
1,30,70,40,10,
ADJ – genitive masculine plural adjective
صفة مجرورة
عن | AN ǎn -ndan from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
ضلالتهم ض ل ل | ŽLL ŽLELTHM Delāletihim sapıklıkları- their error.
Dad,Lam,Elif,Lam,Te,He,Mim,
800,30,1,30,400,5,40,
N – genitive feminine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إن | ÎN in Not
,Nun,
,50,
NEG – negative particle
حرف نفي
تسمع س م ع | SMA TSMA tusmiǔ sen duyuramazsın you can cause to hear
Te,Sin,Mim,Ayn,
400,60,40,70,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
إلا | ÎLE illā dışındakilere except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
من | MN men (those) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يؤمن ا م ن | EMN YÙMN yu'minu inananlar believe
Ye,,Mim,Nun,
10,,40,50,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā ayetlerimize in Our Signs
Be,,Ye,Elif,Te,Nun,Elif,
2,,10,1,400,50,1,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
جار ومجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فهم | FHM fehum işte onlar so they
Fe,He,Mim,
80,5,40,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الفاء استئنافية
ضمير منفصل
مسلمون س ل م | SLM MSLMWN muslimūne müslümanlardır (are) Muslims.
Mim,Sin,Lam,Mim,Vav,Nun,
40,60,30,40,6,50,
"N – nominative masculine plural (form IV) active participle → Islam"
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَا: ve değilsin | أَنْتَ: sen | بِهَادِي: doğru yola getirecek | الْعُمْيِ: kör(ler)i | عَنْ: -ndan | ضَلَالَتِهِمْ: sapıklıkları- | إِنْ: | تُسْمِعُ: sen duyuramazsın | إِلَّا: dışındakilere | مَنْ: | يُؤْمِنُ: inananlar | بِايَاتِنَا: ayetlerimize | فَهُمْ: işte onlar | مُسْلِمُونَ: müslümanlardır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وما WME ve değilsin | أنت ÊNT sen | بهادي BHED̃Y doğru yola getirecek | العمي ELAMY kör(ler)i | عن AN -ndan | ضلالتهم ŽLELTHM sapıklıkları- | إن ÎN | تسمع TSMA sen duyuramazsın | إلا ÎLE dışındakilere | من MN | يؤمن YÙMN inananlar | بآياتنا B ËYETNE ayetlerimize | فهم FHM işte onlar | مسلمون MSLMWN müslümanlardır |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve mā: ve değilsin | ente: sen | bihādī: doğru yola getirecek | l-ǔmyi: kör(ler)i | ǎn: -ndan | Delāletihim: sapıklıkları- | in: | tusmiǔ: sen duyuramazsın | illā: dışındakilere | men: | yu'minu: inananlar | biāyātinā: ayetlerimize | fehum: işte onlar | muslimūne: müslümanlardır |
Kırık Meal (Transcript) : |WME: ve değilsin | ÊNT: sen | BHED̃Y: doğru yola getirecek | ELAMY: kör(ler)i | AN: -ndan | ŽLELTHM: sapıklıkları- | ÎN: | TSMA: sen duyuramazsın | ÎLE: dışındakilere | MN: | YÙMN: inananlar | B ËYETNE: ayetlerimize | FHM: işte onlar | MSLMWN: müslümanlardır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve köre, sapıklığından döndürüp doğru yolu gösteremezsin sen; ancak delillerimize inanan kişiye duyurursun sesini ve onlardır gerçekten de Müslüman olanlar.
Adem Uğur : Sen körleri sapıklıklarından çevirip doğru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanıp da teslim olanlara duyurabilirsin.
Ahmed Hulusi : Sen körlere doğru yolu gösteremezsin, saptıkları yanlış yoldan çıkarmak için! Sen sadece teslim olmuşlar olmaları dolayısıyla, varlıklarındaki işaretlerimize iman eden kimselere işittirirsin.
Ahmet Tekin : Sen, kör kesilenleri, hak yoldan uzak, başlarına buyruk yaşamaktan kurtarıp doğru yolu gösteremezsin. Ancak âyetlerimize iman edip, gönülden teslim olanlara, İslâm’ı yaşayan müslümanlara tebliğini duyurabilirsin.
Ahmet Varol : Sen körleri sapıklıklarından çıkarıp doğru yola iletecek de değilsin. Sen ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin. İşte Müslüman olanlar onlardır.
Ali Bulaç : Ve sen körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici değilsin; sen ancak, ayetlerimize iman edenlere (söz) dinletebilirsin, işte müslüman olanlar bunlardır.
Ali Fikri Yavuz : Sen, o körleri sapıklıklarından hidayete erdirici de değilsin. Sen ancak âyetlerimize iman edeceklere dâvetini duyurursun da onlar müslüman olurlar.
Bekir Sadak : Korleri sapikliklarindan vazgecirip dogru yola donduremezsin; ancak ayetlerimize inananlara sen duyurabilirsin; iste onlar muslumanlardir.
Celal Yıldırım : Ve sen körleri bulundukları sapıklıktan kurtarıp doğru yola eriştirici de değilsin. Sen ancak âyetlerimize inanan kimselere (Hakk'ın sesini) duyurabilirsin. İşte (Hakk'a) teslîm olup esenliğe erişenler bunlardır.
Diyanet İşleri : Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanıp da müslüman olmuş olanlara duyurabilirsin.
Diyanet İşleri (eski) : Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin; ancak ayetlerimize inananlara sen duyurabilirsin; işte onlar Müslümanlardır.
Diyanet Vakfi : Sen körleri sapıklıklarından çevirip doğru yola getiremezsin. Ancak âyetlerimize inanıp da teslim olanlara duyurabilirsin.
Edip Yüksel : Körü de sapıklığından çıkarıp yola iletemezsin. Sen ancak, ayetlerimize inananlara duyurabilirsin; onlar (anlattığın gerçeği) kabul ederler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sen körleri sapıklıklarından çevirip doğru yola getirecek değilsin. Ancak (gönülden) teslim olarak âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sen o körleri sapıklıklarından kurtarıp hidayete erdirecek de değilsin. Sen, ancak ayetlerimize inanacaklara işittirirsin de onlar müslüman olur kurtuluş bulurlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sen o körleri delâletlerinden hidayete erdirecek de değilsin sen ancak âyetlerimize iyman edeceklere işittirirsin de onlar müsliman olur selâmet bulurlar
Fizilal-il Kuran : Sen körleri de sapıklıklarından kurtarıp doğru yola iletemezsin. Sen ancak ayetlerimize inanan ve Rab'lerine boyun eğmiş müslümanlara söz dinletebilirsin.
Gültekin Onan : Ve sen körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici değilsin; sen ancak, ayetlerimize inananlara (söz) dinletebilirsin; işte müslüman olanlar bunlardır.
Hakkı Yılmaz : "Sen körleri düştükleri sapıklıktan çekip doğru yolu gösterici de değilsin; sen ancak, âyetlerimize iman edenlere –ki onlar teslim olanlardır– dinletebilirsin. "
Hasan Basri Çantay : Ve sen o körleri sapıklıklarından ayırıb hidâyet verici de değilsin. Sen âyetlerimize îman edecek kimselerden başkasına (söz) dinletemezsin. İşte müslüman olanlar onlardır.
Hayrat Neşriyat : Ve o körleri, (içinde bulundukları) dalâletlerinden (çevirip) hidâyete erdirecek olan sen değilsin! (Sen da'vetini) ancak, âyetlerimize îmân edip de kendileri (ihlâsla) teslîm olan kimselere işittirebilirsin.
İbni Kesir : Körleri sapıklıklarından vazgeçirip hidayete erdirecek değilsin Sen; ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin. Ve onlar müslümanlardır.
İskender Evrenosoğlu : Ve sen, körleri dalâletlerinden (çevirip) hidayete erdirecek değilsin. Sen, ancak âyetlerimize inananlara işittirebilirsin. İşte onlar, teslim olanlardır.
Muhammed Esed : ve (yine) sen (kalben) kör olanları saptıkları yoldan çevirip doğru yola yöneltemezsin; sen (sesini) ancak mesajlarımıza inan(maya istekli ol)anlara işittirebilirsin, ki onlar da zaten bize yürekten boyun eğecek olan kimselerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve sen o körleri sapıklıklarından hidâyete erdirici değilsin, sen ancak Bizim âyetlerimize inananlara işittirirsin, işte müslüman olanlar da onlardır.
Ömer Öngüt : Sen körleri sapıklıklarından çevirip doğru yola getiremezsin, sen ancak âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin. Onlar teslim olanlardır.
Şaban Piriş : Sen, körleri sapıklıklarından doğru yola çıkaramazsın. Sen ancak ayetlerimize iman edenlere duyurabilirsin. İşte müslüman olanlar onlardır.
Suat Yıldırım : Sen körleri de sapıklıktan kurtarıp doğru yola getiremezsin. Sen ancak ayetlerimize iman etmeye yatkın kimselere çağrını duyurabilirsin. Çünkü onlar hakka teslim olurlar.
Süleyman Ateş : Ve sen kör(ler)i içine düştükleri sapıklıklardan çıkarıp yola getiremezsin. Sen, ancak âyetlerimize inananlara duyurabilirsin ve onlar derhal müslüman olurlar.
Tefhim-ul Kuran : Ve sen, körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici de değilsin; sen ancak, ayetlerimize iman edenlere (söz) dinletebilirsin, işte müslüman olanlar bunlardır.
Ümit Şimşek : Körleri de şaşkınlıklarından kurtarıp yola getiremezsin. Sen ancak iman edip hakka teslim olmuş kimselere söz dinletebilirsin.
Yaşar Nuri Öztürk : Ve sen, düştükleri sapıklıktan körleri de çıkaramazsın. Teslim olmuş kişiler halinde ayetlerimize inananlardan başkasına sesini duyuramazsın.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}