» 30 / Rûm  52:

Kuran Sırası: 30
İniş Sırası: 84
Rum Suresi = Romalilar Suresi
ismini 1. ayetinde Persliler ile yapilan savasta yenilgiye ugrayan Romalilarin yakinda gelip geleceginin ifade edilmesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَإِنَّكَ (FÎNK) = feinneke : şüphesiz sen
2. لَا (LE) = lā : asla
3. تُسْمِعُ (TSMA) = tusmiǔ : söz dinletemezsin
4. الْمَوْتَىٰ (ELMWT) = l-mevtā : ölülere
5. وَلَا (WLE) = ve lā : ve asla
6. تُسْمِعُ (TSMA) = tusmiǔ : işittiremezsin
7. الصُّمَّ (ELṦM) = S-Summe : sağırlara
8. الدُّعَاءَ (ELD̃AEÙ) = d-duǎā'e : çağrıyı
9. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā :
10. وَلَّوْا (WLWE) = vellev : giderlerken
11. مُدْبِرِينَ (MD̃BRYN) = mudbirīne : arkalarını dönüp
şüphesiz sen | asla | söz dinletemezsin | ölülere | ve asla | işittiremezsin | sağırlara | çağrıyı | | giderlerken | arkalarını dönüp |

[] [] [SMA] [MWT] [] [SMA] [ṦMM] [D̃AW] [] [WLY] [D̃BR]
FÎNK LE TSMA ELMWT WLE TSMA ELṦM ELD̃AEÙ ÎZ̃E WLWE MD̃BRYN

feinneke tusmiǔ l-mevtā ve lā tusmiǔ S-Summe d-duǎā'e iƶā vellev mudbirīne
فإنك لا تسمع الموتى ولا تسمع الصم الدعاء إذا ولوا مدبرين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فإنك | FÎNK feinneke şüphesiz sen So indeed, you
لا | LE asla (can) not
تسمع س م ع | SMA TSMA tusmiǔ söz dinletemezsin make the dead hear
الموتى م و ت | MWT ELMWT l-mevtā ölülere make the dead hear
ولا | WLE ve lā ve asla and not
تسمع س م ع | SMA TSMA tusmiǔ işittiremezsin make the deaf hear
الصم ص م م | ṦMM ELṦM S-Summe sağırlara make the deaf hear
الدعاء د ع و | D̃AW ELD̃AEÙ d-duǎā'e çağrıyı the call
إذا | ÎZ̃E iƶā when
ولوا و ل ي | WLY WLWE vellev giderlerken they turn,
مدبرين د ب ر | D̃BR MD̃BRYN mudbirīne arkalarını dönüp retreating.

30:52 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz sen | asla | söz dinletemezsin | ölülere | ve asla | işittiremezsin | sağırlara | çağrıyı | | giderlerken | arkalarını dönüp |

[] [] [SMA] [MWT] [] [SMA] [ṦMM] [D̃AW] [] [WLY] [D̃BR]
FÎNK LE TSMA ELMWT WLE TSMA ELṦM ELD̃AEÙ ÎZ̃E WLWE MD̃BRYN

feinneke tusmiǔ l-mevtā ve lā tusmiǔ S-Summe d-duǎā'e iƶā vellev mudbirīne
فإنك لا تسمع الموتى ولا تسمع الصم الدعاء إذا ولوا مدبرين

[] [] [س م ع] [م و ت] [] [س م ع] [ص م م] [د ع و] [] [و ل ي] [د ب ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فإنك | FÎNK feinneke şüphesiz sen So indeed, you
Fe,,Nun,Kef,
80,,50,20,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
الفاء استئنافية
حرف نصب والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لا | LE asla (can) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تسمع س م ع | SMA TSMA tusmiǔ söz dinletemezsin make the dead hear
Te,Sin,Mim,Ayn,
400,60,40,70,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
الموتى م و ت | MWT ELMWT l-mevtā ölülere make the dead hear
Elif,Lam,Mim,Vav,Te,,
1,30,40,6,400,,
N – nominative plural noun
اسم مرفوع
ولا | WLE ve lā ve asla and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
تسمع س م ع | SMA TSMA tusmiǔ işittiremezsin make the deaf hear
Te,Sin,Mim,Ayn,
400,60,40,70,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
الصم ص م م | ṦMM ELṦM S-Summe sağırlara make the deaf hear
Elif,Lam,Sad,Mim,
1,30,90,40,
N – accusative plural noun
اسم منصوب
الدعاء د ع و | D̃AW ELD̃AEÙ d-duǎā'e çağrıyı the call
Elif,Lam,Dal,Ayn,Elif,,
1,30,4,70,1,,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
إذا | ÎZ̃E iƶā when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
ولوا و ل ي | WLY WLWE vellev giderlerken they turn,
Vav,Lam,Vav,Elif,
6,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
مدبرين د ب ر | D̃BR MD̃BRYN mudbirīne arkalarını dönüp retreating.
Mim,Dal,Be,Re,Ye,Nun,
40,4,2,200,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَإِنَّكَ: şüphesiz sen | لَا: asla | تُسْمِعُ: söz dinletemezsin | الْمَوْتَىٰ: ölülere | وَلَا: ve asla | تُسْمِعُ: işittiremezsin | الصُّمَّ: sağırlara | الدُّعَاءَ: çağrıyı | إِذَا: | وَلَّوْا: giderlerken | مُدْبِرِينَ: arkalarını dönüp |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فإنك FÎNK şüphesiz sen | لا LE asla | تسمع TSMA söz dinletemezsin | الموتى ELMWT ölülere | ولا WLE ve asla | تسمع TSMA işittiremezsin | الصم ELṦM sağırlara | الدعاء ELD̃AEÙ çağrıyı | إذا ÎZ̃E | ولوا WLWE giderlerken | مدبرين MD̃BRYN arkalarını dönüp |
Kırık Meal (Okunuş) : |feinneke: şüphesiz sen | : asla | tusmiǔ: söz dinletemezsin | l-mevtā: ölülere | ve lā: ve asla | tusmiǔ: işittiremezsin | S-Summe: sağırlara | d-duǎā'e: çağrıyı | iƶā: | vellev: giderlerken | mudbirīne: arkalarını dönüp |
Kırık Meal (Transcript) : |FÎNK: şüphesiz sen | LE: asla | TSMA: söz dinletemezsin | ELMWT: ölülere | WLE: ve asla | TSMA: işittiremezsin | ELṦM: sağırlara | ELD̃AEÙ: çağrıyı | ÎZ̃E: | WLWE: giderlerken | MD̃BRYN: arkalarını dönüp |
Abdulbaki Gölpınarlı : Hiç şüphe yok ki sen, sesini duyuramazsın ölüye ve ardına dönüp giderlerken dâvetini duyuramazsın sağırlara.
Adem Uğur : (Resûlüm!) Elbette sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti işittiremezsin.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki sen (bilgisizce kendini toprakta yok olup gidecek beden sanan) ölülere işittiremezsin; (Hakk'a) arkalarını dönüp gittiklerinde sağırlara da işittiremezsin!
Ahmet Tekin : Elbette sen, tebliğini ölüler gibi duygusuz olanlara duyuramazsın. İkballerine ve istikballerine sırt çevirip arkalarını dönüp giderlerken, hakkı duymak istemeyerek sağır kesilenlere de tebliğini duyuramazsın.
Ahmet Varol : Doğrusu sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
Ali Bulaç : Şimdi sen, ölülere (söz) duyuramazsın ve arkalarını dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
Ali Fikri Yavuz : Bunun için sen (Ey Rasûlüm, onlar) arkalarını dönmüş giderlerken, (hakka olan) o daveti, (kalbleri) ölülere duyuramazsın ve sağırlara da işittiremezsin.
Bekir Sadak : Tabiidir ki sen olulere katiyyen isittiremezsin; donup giden sagirlara da cagriyi duyuramazsin.
Celal Yıldırım : Çünkü gerçekten sen ölülere işittiremezsin; arkasını çevirip giden sağırlara da daveti duyuramazsın.
Diyanet İşleri : Şüphesiz, sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri zaman çağrıyı sağırlara da işittiremezsin.
Diyanet İşleri (eski) : Tabiidir ki sen ölülere katiyyen işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
Diyanet Vakfi : (Resûlüm!) Elbette sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti işittiremezsin.
Edip Yüksel : Sen ne ölülere işittirebilirsin, ne de arkalarını dönüp giden sağırlara çağrıyı duyurabilirsin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Çünkü sen ölülere işittiremezsin. O daveti, arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da duyuramazsın.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Çünkü sen ölülere işittiremezsin. O daveti arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da duyuramazsın.
Elmalılı Hamdi Yazır : Çünkü sen ölülere işittiremezsin, o da'veti sağırlara da işittiremezsin, arkalarını dönmüş giderlerken
Gültekin Onan : Şimdi sen, ölülere (söz) duyuramazsın ve arkalarını dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
Hakkı Yılmaz : Bu nedenle sen ölülere işittiremezsin. O daveti, arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da dinletemezsin.
Hasan Basri Çantay : Bunun için sen — arkalarına dönüb giderlerken — o da'veti ölülere de duyuramazsın, sağırlara da işitdiremezsin.
Hayrat Neşriyat : O hâlde, şübhesiz ki sen ölülere işittiremezsin; arkalarını dönen kimseler olarak yüz çevirirlerken, o sağırlara da da'veti(ni) işittiremezsin!
İbni Kesir : Bunun için sen; ölüye katiyyen işittiremezsin. Dönüp giden sağırlara da daveti duyuramazsın.
İskender Evrenosoğlu : Öyleyse muhakkak ki sen ölülere duyuramazsın, arkalarına dönüp gittikleri zaman sağırlara da daveti duyuramazsın.
Muhammed Esed : Elbette sen ölülere asla duyuramazsın ve sırtlarını (sana) dönüp uzaklaşan (kalbi) sağırlara (da)!
Mustafa İslamoğlu : Şu da bir gerçek ki sen asla ölülere duyuramazsın; arkasını dönüp uzaklaşırken her tür davete sağır kesilenlere de duyuramazsın.
Ömer Nasuhi Bilmen : Çünkü sen o dâveti ölülere duyuramazsın ve arkalarına dönüp giderlerken sağırlara da duyuramazsın.
Ömer Öngüt : Gerçek şu ki sen ölülere işittiremezsin. Arkalarını dönüp giden sağırlara da dâvetini duyuramazsın.
Şaban Piriş : Sen, ölüye sesini duyuramazsın, arkasını dönüp gittiği zaman sağırlara çağrını duyuramazsın.
Suat Yıldırım : Şunu bil ki: Sen ne ölülere sesini duyurabilirsin, ne de arkasını dönüp uzaklaşan sağırlara bu dâveti işittirebilirsin.
Süleyman Ateş : Sen de ölülere söz dinletemezsin; arkalarını dönüp giden sağırlara çağrıyı işittiremezsin.
Tefhim-ul Kuran : Şimdi sen, ölülere (söz) duyuramazsın ve arkalarını dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
Ümit Şimşek : Sen ölülere söz dinletemezsin; arkasını dönüp giden sağırlara da çağrını duyuramazsın.
Yaşar Nuri Öztürk : Artık sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri takdirde sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}