» 36 / Yâsîn  19:

Kuran Sırası: 36
İniş Sırası: 41
Yasin Suresi = Ey Sin Suresi
ismini 1. ayetinde geçen ya ve sin harflerinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالُوا (GELWE) = ḳālū : dediler ki
2. طَائِرُكُمْ (ŦEÙRKM) = Tāirukum : uğursuzluğunuz
3. مَعَكُمْ (MAKM) = meǎkum : sizin kendinizdedir
4. أَئِنْ (ÊÙN) = ein : -için mi?
5. ذُكِّرْتُمْ (Z̃KRTM) = ƶukkirtum : size öğüt verildiği-
6. بَلْ (BL) = bel : hayır
7. أَنْتُمْ (ÊNTM) = entum : siz
8. قَوْمٌ (GWM) = ḳavmun : bir kavimsiniz
9. مُسْرِفُونَ (MSRFWN) = musrifūne : aşırı giden
dediler ki | uğursuzluğunuz | sizin kendinizdedir | -için mi? | size öğüt verildiği- | hayır | siz | bir kavimsiniz | aşırı giden |

[GWL] [ŦYR] [] [] [Z̃KR] [] [] [GWM] [SRF]
GELWE ŦEÙRKM MAKM ÊÙN Z̃KRTM BL ÊNTM GWM MSRFWN

ḳālū Tāirukum meǎkum ein ƶukkirtum bel entum ḳavmun musrifūne
قالوا طائركم معكم أئن ذكرتم بل أنتم قوم مسرفون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler ki They said,
طائركم ط ي ر | ŦYR ŦEÙRKM Tāirukum uğursuzluğunuz """Your evil omen"
معكم | MAKM meǎkum sizin kendinizdedir (be) with you!
أئن | ÊÙN ein -için mi? Is it because
ذكرتم ذ ك ر | Z̃KR Z̃KRTM ƶukkirtum size öğüt verildiği- you are admonished?
بل | BL bel hayır Nay,
أنتم | ÊNTM entum siz you
قوم ق و م | GWM GWM ḳavmun bir kavimsiniz (are) a people
مسرفون س ر ف | SRF MSRFWN musrifūne aşırı giden "transgressing."""

36:19 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dediler ki | uğursuzluğunuz | sizin kendinizdedir | -için mi? | size öğüt verildiği- | hayır | siz | bir kavimsiniz | aşırı giden |

[GWL] [ŦYR] [] [] [Z̃KR] [] [] [GWM] [SRF]
GELWE ŦEÙRKM MAKM ÊÙN Z̃KRTM BL ÊNTM GWM MSRFWN

ḳālū Tāirukum meǎkum ein ƶukkirtum bel entum ḳavmun musrifūne
قالوا طائركم معكم أئن ذكرتم بل أنتم قوم مسرفون

[ق و ل] [ط ي ر] [] [] [ذ ك ر] [] [] [ق و م] [س ر ف]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler ki They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
طائركم ط ي ر | ŦYR ŦEÙRKM Tāirukum uğursuzluğunuz """Your evil omen"
Tı,Elif,,Re,Kef,Mim,
9,1,,200,20,40,
N – nominative masculine active participle
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
معكم | MAKM meǎkum sizin kendinizdedir (be) with you!
Mim,Ayn,Kef,Mim,
40,70,20,40,
LOC – accusative location adverb
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أئن | ÊÙN ein -için mi? Is it because
,,Nun,
,,50,
INTG – prefixed interrogative alif
COND – conditional particle
الهمزة همزة استفهام
حرف شرط
ذكرتم ذ ك ر | Z̃KR Z̃KRTM ƶukkirtum size öğüt verildiği- you are admonished?
Zel,Kef,Re,Te,Mim,
700,20,200,400,40,
V – 2nd person masculine plural (form II) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والتاء ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
بل | BL bel hayır Nay,
Be,Lam,
2,30,
RET – retraction particle
حرف اضراب
أنتم | ÊNTM entum siz you
,Nun,Te,Mim,
,50,400,40,
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
قوم ق و م | GWM GWM ḳavmun bir kavimsiniz (are) a people
Gaf,Vav,Mim,
100,6,40,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
مسرفون س ر ف | SRF MSRFWN musrifūne aşırı giden "transgressing."""
Mim,Sin,Re,Fe,Vav,Nun,
40,60,200,80,6,50,
ADJ – nominative masculine plural (form IV) active participle
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler ki | طَائِرُكُمْ: uğursuzluğunuz | مَعَكُمْ: sizin kendinizdedir | أَئِنْ: -için mi? | ذُكِّرْتُمْ: size öğüt verildiği- | بَلْ: hayır | أَنْتُمْ: siz | قَوْمٌ: bir kavimsiniz | مُسْرِفُونَ: aşırı giden |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWE dediler ki | طائركم ŦEÙRKM uğursuzluğunuz | معكم MAKM sizin kendinizdedir | أئن ÊÙN -için mi? | ذكرتم Z̃KRTM size öğüt verildiği- | بل BL hayır | أنتم ÊNTM siz | قوم GWM bir kavimsiniz | مسرفون MSRFWN aşırı giden |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler ki | Tāirukum: uğursuzluğunuz | meǎkum: sizin kendinizdedir | ein: -için mi? | ƶukkirtum: size öğüt verildiği- | bel: hayır | entum: siz | ḳavmun: bir kavimsiniz | musrifūne: aşırı giden |
Kırık Meal (Transcript) : |GELWE: dediler ki | ŦEÙRKM: uğursuzluğunuz | MAKM: sizin kendinizdedir | ÊÙN: -için mi? | Z̃KRTM: size öğüt verildiği- | BL: hayır | ÊNTM: siz | GWM: bir kavimsiniz | MSRFWN: aşırı giden |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar da, uğursuzluğunuz demişlerdi, kendinizden; öğüt verilirse de mi yapacaksınız bunu? Hayır, siz, haddi aşmış bir topluluksunuz.
Adem Uğur : Elçiler şöyle cevap verdi: Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa bu uğursuzluk mudur? Bilakis, siz aşırı giden bir milletsiniz.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Sizin uğursuzluğunuz sizinledir. . . Eğer (hakikatinizle) hatırlatılıyorsanız bu mu (uğursuzluk)? Hayır, siz israf eden bir toplumsunuz. "
Ahmet Tekin : Peygamberler: 'Sizin uğurlarınız ve uğursuzluklarınız, hayra kavuşmanız, şerre maruz kalmanız kendi tercihinizden kaynaklanmaktadır. Size tebliğ yapıldı, öğüt verildi diye mi, uğursuzluğa uğradınız? Doğrusu siz, isyanı, kural tanımazlığı âdet edinmiş, ağır-adaletsiz hükümler içeren kurallar koyan, hatalar içinde yüzen, cahilce davranan bir kavimsiniz.' dediler.
Ahmet Varol : (Elçiler) dediler ki: 'Sizin uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Doğrusu siz çok ileri giden bir topluluksunuz'.
Ali Bulaç : Dediler ki: "Uğursuzluğunuz, sizinledir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz."
Ali Fikri Yavuz : (Elçiler) dediler ki: “- Uğursuzluğunuz yanınızdadır. Nasihat edilirseniz mi (bunu uğursuzluğa yoruyorsunuz ve bizi tehdit ediyorsunuz)? Doğrusu siz, haddi aşmış bir kavimsiniz.”
Bekir Sadak : Elciler: «Ugursuzlugunuz kendinizdendir. Bu ugursuzluk size ogut verildigi icin mi? Hayir; siz, asiri giden bir milletsiniz» demislerdi.
Celal Yıldırım : Elçiler dediler ki: «Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir; size öğüt verilse de mi ? Hayır, siz (inkâr ve sapıklıkta, inat ve azgınlıkta) aşırı giden bir milletsiniz.»
Diyanet İşleri : Elçiler de, “Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz?). Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : Elçiler: 'Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Bu uğursuzluk size öğüt verildiği için mi? Hayır; siz, aşırı giden bir milletsiniz' demişlerdi.
Diyanet Vakfi : Elçiler şöyle cevap verdi: Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa bu uğursuzluk mudur? Bilakis, siz aşırı giden bir milletsiniz.
Edip Yüksel : Dediler ki, 'Uğursuzluğunuz sizden kaynaklanmaktadır. Size uyarıda bulunulduğu için mi? Siz gerçekten sınırı aşan bir topluluksunuz.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Peygamberler de şöyle cevap verdiler: «Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Elçiler: «Sizin uğursuzluk kuşunuz beraberinizdedir. Size öğüt verilse de öyle mi? Doğrusu siz israfı adet etmiş bir topluluksunuz.» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Dediler: sizin şum kuşunuz beraberinizde, ya... nasıhat edilirseniz öyle mi? Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavmsınız
Fizilal-il Kuran : Elçiler dediler ki; «uğursuzluk kendinizdendir. Bu uğursuzluk size öğüt verildiği için mi oldu? Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz.»
Gültekin Onan : Dediler ki: "Uğursuzluğunuz sizinledir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz."
Hakkı Yılmaz : Elçiler: “Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size öğüt verildi diye mi? Aslında siz sınır tanımayan bir toplumsunuz” dediler.
Hasan Basri Çantay : (Onlar da): «Sizin uğursuzluğunuz, dediler, kendi berâberinizdedir. Size nasıyhat edilirse mi? Hayır, siz haddi aşıb taşanlar güruhusunuz».
Hayrat Neşriyat : (Elçiler:) 'Uğursuzluğunuz sizinle berâberdir. Size nasîhat verildiği için mi(uğursuzluk sayıyorsunuz)? Hayır! Siz haddi aşan bir kimseler topluluğusunuz' dediler.
İbni Kesir : Dediler ki: Uğursuzluğunuz sizinledir. Size öğüt verildi diye mi? Hayır, siz; çok aşırı giden bir kavimsiniz.
İskender Evrenosoğlu : "Uğursuzluğunuz sizinle beraberdir (kendinizdendir). Size zikir hatırlatılınca mı (uğursuzluğa uğruyorsunuz)? Hayır, siz müsrif (haddi aşan) bir kavimsiniz." dediler.
Muhammed Esed : (Elçiler) şöyle cevap verdiler: "Kaderiniz, iyi de kötü de olsa, sizinle birlikte (olacak)tır! (Hakikati) can kulağıyla dinlemeniz isteniyorsa (bu sizce kötü bir şey mi?) Hayır, fakat siz kendinize yazık etmiş bir toplumsunuz!"
Ömer Nasuhi Bilmen : (Elçiler de) Dediler ki: «Sizin şeametiniz sizinle beraberdir. Siz öğüt verildiğiniz halde de mi öyle şeamette bulunuyorsunuz? Hayır. Siz müsrifler olan bir kavimsiniz.»
Ömer Öngüt : Elçiler şöyle cevap verdi: "Uğursuzluğunuz sizin kendinizdendir. Size nasihat ediliyorsa, bu uğursuzluk mudur? Hayır! Siz aşırı giden bir kavimsiniz. "
Şaban Piriş : -Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Sizi uyardık diye mi? Hayır, siz aşırı giden bir toplumsunuz, dediler.
Suat Yıldırım : Resuller cevap verdiler: "Uğursuzluğunuz sizinle beraber, çünkü siz imânsızsınız, irşâd edildiniz diye mi böyle söylüyorsunuz? Haddi aşan toplumun tekisiniz siz!"
Süleyman Ateş : (Elçiler) Dediler ki: "Uğursuzluğunuz sizin kendinizdedir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz)? Hayır siz aşırı giden bir kavimsiniz."
Tefhim-ul Kuran : Dediler ki: «Uğursuzluğunuz, sizinle birliktedir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz.»
Ümit Şimşek : Elçiler dediler ki: 'Sizin uğursuzluğunuz kendinizdendir. Yoksa size öğüt verilmesini mi uğursuzluk sayıyorsunuz? Aslında siz haddini aşmış bir toplumsunuz.'
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler: "Uğursuzluk kuşunuz sizinle beraberdir. Size öğüt verildi diye mi bütün bunlar? Hayır, siz savurganlığa, aşırılığa sapmış bir topluluksunuz."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}