» 39 / Zümer  20:

Kuran Sırası: 39
İniş Sırası: 59
Zümer Suresi = Zümreler/Yiginlar Suresi
71 ve 73. ayetinde geçen bu kelime sureye ismini vermistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لَٰكِنِ (LKN) = lākini : fakat
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : onlar ki
3. اتَّقَوْا (ETGWE) = tteḳav : korkarlar
4. رَبَّهُمْ (RBHM) = rabbehum : Rablerinden
5. لَهُمْ (LHM) = lehum : onlara vardır
6. غُرَفٌ (ĞRF) = ğurafun : odalar
7. مِنْ (MN) = min :
8. فَوْقِهَا (FWGHE) = fevḳihā : üstüste
9. غُرَفٌ (ĞRF) = ğurafun : odalar
10. مَبْنِيَّةٌ (MBNYT) = mebniyyetun : yapılmış
11. تَجْرِي (TCRY) = tecrī : akmaktadır
12. مِنْ (MN) = min :
13. تَحْتِهَا (TḪTHE) = teHtihā : altından
14. الْأَنْهَارُ (ELÊNHER) = l-enhāru : ırmaklar
15. وَعْدَ (WAD̃) = veǎ'de : (bu) va'didir
16. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
17. لَا (LE) = lā :
18. يُخْلِفُ (YḢLF) = yuḣlifu : caymaz
19. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
20. الْمِيعَادَ (ELMYAED̃) = l-mīǎāde : va'dinden
fakat | onlar ki | korkarlar | Rablerinden | onlara vardır | odalar | | üstüste | odalar | yapılmış | akmaktadır | | altından | ırmaklar | (bu) va'didir | Allah'ın | | caymaz | Allah | va'dinden |

[] [] [WGY] [RBB] [] [ĞRF] [] [FWG] [ĞRF] [BNY] [CRY] [] [TḪT] [NHR] [WAD̃] [] [] [ḢLF] [] [WAD̃]
LKN ELZ̃YN ETGWE RBHM LHM ĞRF MN FWGHE ĞRF MBNYT TCRY MN TḪTHE ELÊNHER WAD̃ ELLH LE YḢLF ELLH ELMYAED̃

lākini elleƶīne tteḳav rabbehum lehum ğurafun min fevḳihā ğurafun mebniyyetun tecrī min teHtihā l-enhāru veǎ'de llahi yuḣlifu llahu l-mīǎāde
لكن الذين اتقوا ربهم لهم غرف من فوقها غرف مبنية تجري من تحتها الأنهار وعد الله لا يخلف الله الميعاد

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لكن | LKN lākini fakat But
الذين | ELZ̃YN elleƶīne onlar ki those who
اتقوا و ق ي | WGY ETGWE tteḳav korkarlar fear
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbehum Rablerinden their Lord,
لهم | LHM lehum onlara vardır for them
غرف غ ر ف | ĞRF ĞRF ğurafun odalar (are) lofty mansions,
من | MN min above them
فوقها ف و ق | FWG FWGHE fevḳihā üstüste above them
غرف غ ر ف | ĞRF ĞRF ğurafun odalar lofty mansions
مبنية ب ن ي | BNY MBNYT mebniyyetun yapılmış built high,
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akmaktadır flow
من | MN min from
تحتها ت ح ت | TḪT TḪTHE teHtihā altından beneath it
الأنهار ن ه ر | NHR ELÊNHER l-enhāru ırmaklar the rivers.
وعد و ع د | WAD̃ WAD̃ veǎ'de (bu) va'didir (The) Promise
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah.
لا | LE Not
يخلف خ ل ف | ḢLF YḢLF yuḣlifu caymaz Allah fails
الله | ELLH llahu Allah Allah fails
الميعاد و ع د | WAD̃ ELMYAED̃ l-mīǎāde va'dinden (in His) promise.

39:20 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

fakat | onlar ki | korkarlar | Rablerinden | onlara vardır | odalar | | üstüste | odalar | yapılmış | akmaktadır | | altından | ırmaklar | (bu) va'didir | Allah'ın | | caymaz | Allah | va'dinden |

[] [] [WGY] [RBB] [] [ĞRF] [] [FWG] [ĞRF] [BNY] [CRY] [] [TḪT] [NHR] [WAD̃] [] [] [ḢLF] [] [WAD̃]
LKN ELZ̃YN ETGWE RBHM LHM ĞRF MN FWGHE ĞRF MBNYT TCRY MN TḪTHE ELÊNHER WAD̃ ELLH LE YḢLF ELLH ELMYAED̃

lākini elleƶīne tteḳav rabbehum lehum ğurafun min fevḳihā ğurafun mebniyyetun tecrī min teHtihā l-enhāru veǎ'de llahi yuḣlifu llahu l-mīǎāde
لكن الذين اتقوا ربهم لهم غرف من فوقها غرف مبنية تجري من تحتها الأنهار وعد الله لا يخلف الله الميعاد

[] [] [و ق ي] [ر ب ب] [] [غ ر ف] [] [ف و ق] [غ ر ف] [ب ن ي] [ج ر ي] [] [ت ح ت] [ن ه ر] [و ع د] [] [] [خ ل ف] [] [و ع د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لكن | LKN lākini fakat But
Lam,Kef,Nun,
30,20,50,
AMD – amendment particle
حرف استدراك
الذين | ELZ̃YN elleƶīne onlar ki those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
اتقوا و ق ي | WGY ETGWE tteḳav korkarlar fear
Elif,Te,Gaf,Vav,Elif,
1,400,100,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbehum Rablerinden their Lord,
Re,Be,He,Mim,
200,2,5,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لهم | LHM lehum onlara vardır for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
غرف غ ر ف | ĞRF ĞRF ğurafun odalar (are) lofty mansions,
Ğayn,Re,Fe,
1000,200,80,
N – nominative feminine plural indefinite noun
اسم مرفوع
من | MN min above them
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
فوقها ف و ق | FWG FWGHE fevḳihā üstüste above them
Fe,Vav,Gaf,He,Elif,
80,6,100,5,1,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
غرف غ ر ف | ĞRF ĞRF ğurafun odalar lofty mansions
Ğayn,Re,Fe,
1000,200,80,
N – nominative feminine plural indefinite noun
اسم مرفوع
مبنية ب ن ي | BNY MBNYT mebniyyetun yapılmış built high,
Mim,Be,Nun,Ye,Te merbuta,
40,2,50,10,400,
N – nominative feminine indefinite passive participle
اسم مرفوع
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akmaktadır flow
Te,Cim,Re,Ye,
400,3,200,10,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
تحتها ت ح ت | TḪT TḪTHE teHtihā altından beneath it
Te,Ha,Te,He,Elif,
400,8,400,5,1,
N – genitive noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الأنهار ن ه ر | NHR ELÊNHER l-enhāru ırmaklar the rivers.
Elif,Lam,,Nun,He,Elif,Re,
1,30,,50,5,1,200,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
وعد و ع د | WAD̃ WAD̃ veǎ'de (bu) va'didir (The) Promise
Vav,Ayn,Dal,
6,70,4,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
لا | LE Not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يخلف خ ل ف | ḢLF YḢLF yuḣlifu caymaz Allah fails
Ye,Hı,Lam,Fe,
10,600,30,80,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
الله | ELLH llahu Allah Allah fails
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
الميعاد و ع د | WAD̃ ELMYAED̃ l-mīǎāde va'dinden (in His) promise.
Elif,Lam,Mim,Ye,Ayn,Elif,Dal,
1,30,40,10,70,1,4,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لَٰكِنِ: fakat | الَّذِينَ: onlar ki | اتَّقَوْا: korkarlar | رَبَّهُمْ: Rablerinden | لَهُمْ: onlara vardır | غُرَفٌ: odalar | مِنْ: | فَوْقِهَا: üstüste | غُرَفٌ: odalar | مَبْنِيَّةٌ: yapılmış | تَجْرِي: akmaktadır | مِنْ: | تَحْتِهَا: altından | الْأَنْهَارُ: ırmaklar | وَعْدَ: (bu) va'didir | اللَّهِ: Allah'ın | لَا: | يُخْلِفُ: caymaz | اللَّهُ: Allah | الْمِيعَادَ: va'dinden |
Kırık Meal (Harekesiz) : |لكن LKN fakat | الذين ELZ̃YN onlar ki | اتقوا ETGWE korkarlar | ربهم RBHM Rablerinden | لهم LHM onlara vardır | غرف ĞRF odalar | من MN | فوقها FWGHE üstüste | غرف ĞRF odalar | مبنية MBNYT yapılmış | تجري TCRY akmaktadır | من MN | تحتها TḪTHE altından | الأنهار ELÊNHER ırmaklar | وعد WAD̃ (bu) va'didir | الله ELLH Allah'ın | لا LE | يخلف YḢLF caymaz | الله ELLH Allah | الميعاد ELMYAED̃ va'dinden |
Kırık Meal (Okunuş) : |lākini: fakat | elleƶīne: onlar ki | tteḳav: korkarlar | rabbehum: Rablerinden | lehum: onlara vardır | ğurafun: odalar | min: | fevḳihā: üstüste | ğurafun: odalar | mebniyyetun: yapılmış | tecrī: akmaktadır | min: | teHtihā: altından | l-enhāru: ırmaklar | veǎ'de: (bu) va'didir | llahi: Allah'ın | : | yuḣlifu: caymaz | llahu: Allah | l-mīǎāde: va'dinden |
Kırık Meal (Transcript) : |LKN: fakat | ELZ̃YN: onlar ki | ETGWE: korkarlar | RBHM: Rablerinden | LHM: onlara vardır | ĞRF: odalar | MN: | FWGHE: üstüste | ĞRF: odalar | MBNYT: yapılmış | TCRY: akmaktadır | MN: | TḪTHE: altından | ELÊNHER: ırmaklar | WAD̃: (bu) va'didir | ELLH: Allah'ın | LE: | YḢLF: caymaz | ELLH: Allah | ELMYAED̃: va'dinden |
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat Rablerinden çekinenlerse, onlarındır köşkler, gene köşkler üstüne kurulmuş köşkler, altlarından ırmaklar akar, Allah'ın vaadidir; Allah vaadinden hiç caymaz.
Adem Uğur : Fakat Rablerinden sakınanlara, üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz.
Ahmed Hulusi : Fakat Rablerinden korunanlara gelince, onlar için fevkinde (bilinç boyutunda) bina olunmuş, altlarından nehirler (kendilerinde açığa çıkan ilmin getirisi marifetler) akan ğuraf (cennet makamları) vardır. . . (Bu) Allâh'ın vaadidir. . . Allâh vaadi asla değişmez!
Ahmet Tekin : Fakat, Rablerine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlere üst üste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu Allah’ın va’didir. Allah belirlenmiş hesap gününü gerçekleştirme sözünden dönmeyecek ve ertelemeyecektir.
Ahmet Varol : Ancak Rablerinden sakınanlar için üstlerinde (başka) odalar bina edilmiş, altlarından ırmaklar akan odalar vardır. (Bu) Allah'ın vaadidir. Allah vaadinden dönmez.
Ali Bulaç : Ancak Rablerinden korkup sakınanlar ise; onlara yüksek köşkler vardır, onların üstünde de yüksek köşkler bina edilmiştir. Onların altında ırmaklar akmaktadır. (Bu,) Allah'ın va'didir. Allah, va'dinden dönmez.
Ali Fikri Yavuz : Fakat Rablerinden korkanlar için, -altlarından ırmaklar akar- birbiri üzerine bina edilmiş yüksek köşkler var. (Bu onlara) Allah’ın vaadidir; Allah vaadinden caymaz.
Bekir Sadak : Fakat, Rablerinden sakinanlara, ust uste bina edilmis koskler vardir; altlarindan irmaklar akar. Bu, Allah'in verdigi sozdur, Allah verdigi sozden caymaz.
Celal Yıldırım : Ama Rabblarından korkup (fenalıklardan) sakınanlar için yüksek manzaralı yerler yapılmıştır ki altlarından ırmaklar akar. Allah'ın va'di (bu)! Allah va'dinden asla dönmez.
Diyanet İşleri : Fakat Rabbine karşı gelmekten sakınanlar için (cennette) üst üste yapılmış ve altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Allah, gerçek bir vaadde bulunmuştur. Allah, va’dinden dönmez.
Diyanet İşleri (eski) : Fakat, Rablerinden sakınanlara, üst üste bina edilmiş köşkler vardır; altlarından ırmaklar akar. Bu, Allah'ın verdiği sözdür, Allah verdiği sözden caymaz.
Diyanet Vakfi : Fakat Rablerinden sakınanlara, üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz.
Edip Yüksel : Ancak Rab'lerini sayanlar için üstüste kurulmuş köşkler vardır; altlarından ırmaklar akar. ALLAH'ın sözüdür. Kuşkusuz ALLAH sözünden caymaz
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Fakat o Rablerine sığınarak korunanlar için altlarından ırmaklar akan, üzerlerinden şehnişinler yapılmış, şehnişinli (balkonlu) köşkler vardır. Bu, Allah'ın vaadidir. Allah vaadinden caymaz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Fakat o Rablerine sığınarak korunanlar için altlarından ırmaklar akan kat kat yapılmış odalar ve balkonlu köşkler vardır. Bu Allah'ın va'didir. Allah va'dinden dönmez.
Elmalılı Hamdi Yazır : Fakat o rablarına korunanlar, onlara şehnişinler var ki üzerlerinde şehnişinler yapılmış, altlarından ırmaklar akar Allahın va'di, Allah mîadını şaşırmaz.
Fizilal-il Kuran : Fakat Rabb'lerinden korkanlar için üst üste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah verdiği sözden caymaz.
Gültekin Onan : Ancak rablerinden korkup sakınanlar ise; onlara yüksek köşkler vardır onların üstünde de yüksek köşkler bina edilmiştir. Onların altında ırmaklar akmaktadır. (Bu,) Tanrı'nın vaadidir. Tanrı, vaadinden dönmez.
Hakkı Yılmaz : Lâkin Rablerinin koruması altına girmiş olan o kişiler, kendileri için Allah'ın vaadi olarak altlarından ırmaklar akan, kat kat köşkler olanlardır. Allah vaadinden caymaz.
Hasan Basri Çantay : Fakat Rablerinden korkanlar (yok mu?) onlar için üzerlerinde (başka başka) konaklar bina edilmiş, altlarında da ırmaklar akan yüksek (cennet) menziller (i) vardır. (Bu) Allahın va'di (dir). Allah sözünden caymaz.
Hayrat Neşriyat : Fakat Rablerinden sakınanlara gelince, onlar için köşkler, onların da üstlerinde binâ edilmiş (daha yüksek) köşkler vardır ki altlarından ırmaklar akar. (Bu,) Allah’ın va'didir. Allahva'dinden dönmez.
İbni Kesir : Fakat Rabblarından korkanlar için, üzerlerine konaklar yapılmış, altlarında ırmaklar akan yüksek menziller vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz.
İskender Evrenosoğlu : Lâkin Rab'lerine karşı takva sahibi olanlar için, üst üste inşa edilmiş, altından nehirler akan köşkler (yüksek makamlar) vardır. Allah'ın vaadidir ki, Allah vaadinden dönmez.
Muhammed Esed : Buna karşılık, Rablerine karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar, (öteki dünyada) üst üste bina edilmiş altından ırmaklar akan yüksek köşklere sahip olacaklardır: (Bu,) Allah'ın vaadi(dir); (ve) Allah vaadinden asla dönmez.
Ömer Nasuhi Bilmen : Fakat o kimseler ki, Rablerinden korkmakta bulunmuşlardır, onlar için köşkler vardır, onların üstlerinde de yapılmış köşkler vardır. Altlarından ırmaklar akar. Allah'ın vaadidir. Allah, vaadine muhalefet etmez.
Ömer Öngüt : Fakat Rablerinden korkanlar için üstüste bina edilmiş binalar var, odaların altından da ırmaklar akmaktadır. Bu Allah'ın vaadidir. Allah vaadinden dönmez.
Şaban Piriş : Oysa, Rab’lerinden korkanlar için (altlarından ırmaklar akan) üst üste bina edilmiş köşkler vardır. Bu, Allah’ın vaadidir. Allah, vaadinden dönmez.
Suat Yıldırım : Lâkin Rab’lerini sayıp kötülüklerden sakınanlar için, içinden ırmaklar akan, üst üste odalar ihtiva eden yüksek köşkler vardır. Bu Allah’ın bir vâdidir. Allah ise vâdinden asla caymaz.
Süleyman Ateş : Fakat Rablerinden korkanlar için üstüste yapılmış odalar var. Odaların altından da ırmaklar akmaktadır. Bu, Allâh'ın va'didir. Allâh va'dinden caymaz.
Tefhim-ul Kuran : Ancak Rablerinden korkup sakınanlar ise; onlar için yüksek köşkler vardır, onların üstünde de yüksek köşkler bina edilmiştir. Onların altında ırmaklar akmaktadır. (Bu,) Allah'ın va'didir. Allah, va'dinden dönmez.
Ümit Şimşek : Rablerine karşı gelmekten sakınanlar için ise, üst üste bina edilmiş köşkler vardır ki, altlarından ırmaklar akar. Bu Allah'ın vaadidir. Allah ise vaadinden dönmez.
Yaşar Nuri Öztürk : Hayır, kurtaramazsın! Rablerinden korkanlara gelince, onlar için üstüste bina edilmiş odalar var; altlarından ırmaklar akar. Allah'ın vaadidir bu, Allah vaadine ters düşmez.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}