» 4 / Nisâ  152:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92
Nisa Suresi = Kadinlar Suresi
Pek çok ayetinde kadinlarin haklarindan bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَالَّذِينَ (WELZ̃YN) = velleƶīne : ve onlar ki
2. امَنُوا ( ËMNWE) = āmenū : inandılar
3. بِاللَّهِ (BELLH) = billahi : Allah'a
4. وَرُسُلِهِ (WRSLH) = ve rusulihi : ve elçilerine
5. وَلَمْ (WLM) = velem : ve
6. يُفَرِّقُوا (YFRGWE) = yuferriḳū : ayırım yapmadılar
7. بَيْنَ (BYN) = beyne : arasında
8. أَحَدٍ (ÊḪD̃) = eHadin : hiçbiri
9. مِنْهُمْ (MNHM) = minhum : onlardan
10. أُولَٰئِكَ (ÊWLÙK) = ulāike : işte (Allah)
11. سَوْفَ (SWF) = sevfe : pek yakında
12. يُؤْتِيهِمْ (YÙTYHM) = yu'tīhim : verecektir
13. أُجُورَهُمْ (ÊCWRHM) = ucūrahum : onların da mükafatlarını
14. وَكَانَ (WKEN) = ve kāne : ve
15. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
16. غَفُورًا (ĞFWRE) = ğafūran : çok bağışlayandır
17. رَحِيمًا (RḪYME) = raHīmen : çok esirgeyendir
ve onlar ki | inandılar | Allah'a | ve elçilerine | ve | ayırım yapmadılar | arasında | hiçbiri | onlardan | işte (Allah) | pek yakında | verecektir | onların da mükafatlarını | ve | Allah | çok bağışlayandır | çok esirgeyendir |

[] [EMN] [] [RSL] [] [FRG] [BYN] [EḪD̃] [] [] [] [ETY] [ECR] [KWN] [] [ĞFR] [RḪM]
WELZ̃YN ËMNWE BELLH WRSLH WLM YFRGWE BYN ÊḪD̃ MNHM ÊWLÙK SWF YÙTYHM ÊCWRHM WKEN ELLH ĞFWRE RḪYME

velleƶīne āmenū billahi ve rusulihi velem yuferriḳū beyne eHadin minhum ulāike sevfe yu'tīhim ucūrahum ve kāne llahu ğafūran raHīmen
والذين آمنوا بالله ورسله ولم يفرقوا بين أحد منهم أولئك سوف يؤتيهم أجورهم وكان الله غفورا رحيما

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | WELZ̃YN velleƶīne ve onlar ki And those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNWE āmenū inandılar believe
بالله | BELLH billahi Allah'a in Allah
ورسله ر س ل | RSL WRSLH ve rusulihi ve elçilerine and His Messengers
ولم | WLM velem ve and not
يفرقوا ف ر ق | FRG YFRGWE yuferriḳū ayırım yapmadılar they differentiate
بين ب ي ن | BYN BYN beyne arasında between
أحد ا ح د | EḪD̃ ÊḪD̃ eHadin hiçbiri (any) one
منهم | MNHM minhum onlardan of them,
أولئك | ÊWLÙK ulāike işte (Allah) those -
سوف | SWF sevfe pek yakında soon
يؤتيهم ا ت ي | ETY YÙTYHM yu'tīhim verecektir He will give them
أجورهم ا ج ر | ECR ÊCWRHM ucūrahum onların da mükafatlarını their reward.
وكان ك و ن | KWN WKEN ve kāne ve And is
الله | ELLH llahu Allah Allah
غفورا غ ف ر | ĞFR ĞFWRE ğafūran çok bağışlayandır Oft-Forgiving,
رحيما ر ح م | RḪM RḪYME raHīmen çok esirgeyendir Most Merciful.

4:152 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve onlar ki | inandılar | Allah'a | ve elçilerine | ve | ayırım yapmadılar | arasında | hiçbiri | onlardan | işte (Allah) | pek yakında | verecektir | onların da mükafatlarını | ve | Allah | çok bağışlayandır | çok esirgeyendir |

[] [EMN] [] [RSL] [] [FRG] [BYN] [EḪD̃] [] [] [] [ETY] [ECR] [KWN] [] [ĞFR] [RḪM]
WELZ̃YN ËMNWE BELLH WRSLH WLM YFRGWE BYN ÊḪD̃ MNHM ÊWLÙK SWF YÙTYHM ÊCWRHM WKEN ELLH ĞFWRE RḪYME

velleƶīne āmenū billahi ve rusulihi velem yuferriḳū beyne eHadin minhum ulāike sevfe yu'tīhim ucūrahum ve kāne llahu ğafūran raHīmen
والذين آمنوا بالله ورسله ولم يفرقوا بين أحد منهم أولئك سوف يؤتيهم أجورهم وكان الله غفورا رحيما

[] [ا م ن] [] [ر س ل] [] [ف ر ق] [ب ي ن] [ا ح د] [] [] [] [ا ت ي] [ا ج ر] [ك و ن] [] [غ ف ر] [ر ح م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | WELZ̃YN velleƶīne ve onlar ki And those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNWE āmenū inandılar believe
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالله | BELLH billahi Allah'a in Allah
Be,Elif,Lam,Lam,He,
2,1,30,30,5,
"P – prefixed preposition bi
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
ورسله ر س ل | RSL WRSLH ve rusulihi ve elçilerine and His Messengers
Vav,Re,Sin,Lam,He,
6,200,60,30,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولم | WLM velem ve and not
Vav,Lam,Mim,
6,30,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
يفرقوا ف ر ق | FRG YFRGWE yuferriḳū ayırım yapmadılar they differentiate
Ye,Fe,Re,Gaf,Vav,Elif,
10,80,200,100,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بين ب ي ن | BYN BYN beyne arasında between
Be,Ye,Nun,
2,10,50,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
أحد ا ح د | EḪD̃ ÊḪD̃ eHadin hiçbiri (any) one
,Ha,Dal,
,8,4,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
منهم | MNHM minhum onlardan of them,
Mim,Nun,He,Mim,
40,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
أولئك | ÊWLÙK ulāike işte (Allah) those -
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
سوف | SWF sevfe pek yakında soon
Sin,Vav,Fe,
60,6,80,
FUT – future particle
حرف استقبال
يؤتيهم ا ت ي | ETY YÙTYHM yu'tīhim verecektir He will give them
Ye,,Te,Ye,He,Mim,
10,,400,10,5,40,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أجورهم ا ج ر | ECR ÊCWRHM ucūrahum onların da mükafatlarını their reward.
,Cim,Vav,Re,He,Mim,
,3,6,200,5,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وكان ك و ن | KWN WKEN ve kāne ve And is
Vav,Kef,Elif,Nun,
6,20,1,50,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو استئنافية
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
غفورا غ ف ر | ĞFR ĞFWRE ğafūran çok bağışlayandır Oft-Forgiving,
Ğayn,Fe,Vav,Re,Elif,
1000,80,6,200,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
رحيما ر ح م | RḪM RḪYME raHīmen çok esirgeyendir Most Merciful.
Re,Ha,Ye,Mim,Elif,
200,8,10,40,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَالَّذِينَ: ve onlar ki | امَنُوا: inandılar | بِاللَّهِ: Allah'a | وَرُسُلِهِ: ve elçilerine | وَلَمْ: ve | يُفَرِّقُوا: ayırım yapmadılar | بَيْنَ: arasında | أَحَدٍ: hiçbiri | مِنْهُمْ: onlardan | أُولَٰئِكَ: işte (Allah) | سَوْفَ: pek yakında | يُؤْتِيهِمْ: verecektir | أُجُورَهُمْ: onların da mükafatlarını | وَكَانَ: ve | اللَّهُ: Allah | غَفُورًا: çok bağışlayandır | رَحِيمًا: çok esirgeyendir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |والذين WELZ̃YN ve onlar ki | آمنوا ËMNWE inandılar | بالله BELLH Allah'a | ورسله WRSLH ve elçilerine | ولم WLM ve | يفرقوا YFRGWE ayırım yapmadılar | بين BYN arasında | أحد ÊḪD̃ hiçbiri | منهم MNHM onlardan | أولئك ÊWLÙK işte (Allah) | سوف SWF pek yakında | يؤتيهم YÙTYHM verecektir | أجورهم ÊCWRHM onların da mükafatlarını | وكان WKEN ve | الله ELLH Allah | غفورا ĞFWRE çok bağışlayandır | رحيما RḪYME çok esirgeyendir |
Kırık Meal (Okunuş) : |velleƶīne: ve onlar ki | āmenū: inandılar | billahi: Allah'a | ve rusulihi: ve elçilerine | velem: ve | yuferriḳū: ayırım yapmadılar | beyne: arasında | eHadin: hiçbiri | minhum: onlardan | ulāike: işte (Allah) | sevfe: pek yakında | yu'tīhim: verecektir | ucūrahum: onların da mükafatlarını | ve kāne: ve | llahu: Allah | ğafūran: çok bağışlayandır | raHīmen: çok esirgeyendir |
Kırık Meal (Transcript) : |WELZ̃YN: ve onlar ki | ËMNWE: inandılar | BELLH: Allah'a | WRSLH: ve elçilerine | WLM: ve | YFRGWE: ayırım yapmadılar | BYN: arasında | ÊḪD̃: hiçbiri | MNHM: onlardan | ÊWLÙK: işte (Allah) | SWF: pek yakında | YÙTYHM: verecektir | ÊCWRHM: onların da mükafatlarını | WKEN: ve | ELLH: Allah | ĞFWRE: çok bağışlayandır | RḪYME: çok esirgeyendir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah'a ve peygamberlerine inananlara ve içlerinden hiçbirini ayırt etmeyenlere gelince: Onlara ecirleri verilecektir ve Allah, suçları örten rahîmdir.
Adem Uğur : Allah'a ve peygamberlerine iman eden ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara (gelince) işte Allah onlara bir gün mükâfatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
Ahmed Hulusi : Bütün yaratılmışların hakikatinin Allâh Esmâ'sı olduğuna ve (irsâl ettiği) Rasûllerine iman edip, (irsâl olmaları yönünden) hiçbirini diğerinden ayırmayanlara gelince, Allâh onların mükâfatını verecektir. Zaten Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin : Allah’a ve Rasullerine iman edenlere, onlardan hiçbirinin arasında ayırım yapmayanlara, işte onlara mükâfatlarını Allah verecektir. Allah samimi mü’minleri koruma kalkanına alır, çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol : Allah'a ve peygamberlerine iman eden ve onlardan hiçbiri arasında ayırım yapmayanlara ise Allah ecirlerini verecektir. Allah bağışlayıcıdır, rahmet edicidir.
Ali Bulaç : Allah'a ve Resûlü'ne inananlar ve onlardan hiç biri arasında ayrım yapmayanlar, işte onlara ecirleri verilecektir. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz : Allah’a ve peygamberlerine iman eden ve peygamberlerden hiç biri arasında fark gözetmiyen kimselere gelince, işte bunların kıyamette Allah mükâfatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
Bekir Sadak : Allah'a ve peygamberlerine inanip, onlardan hicbirini ayirmayanlara, iste onlara Allah ecirlerini verecektir. O, bagislar ve merhamet eder. *
Celal Yıldırım : Allah'a ve Peygamberine imân edip onlardan birini (diğerlerinden imân hususunda) ayırmayanlar (var ya), işte onların mükâfatlarını Allah kendilerine verecektir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri : Allah’a ve peygamberlerine iman edenler ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara gelince, işte onlara Allah mükâfatlarını verecektir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Diyanet İşleri (eski) : Allah'a ve peygamberlerine inanıp, onlardan hiçbirini ayırmayanlara, işte onlara Allah ecirlerini verecektir. O, bağışlar ve merhamet eder.
Diyanet Vakfi : Allah'a ve peygamberlerine iman eden ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara (gelince) işte Allah onlara bir gün mükâfatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
Edip Yüksel : ALLAH'a ve elçilerine inanan ve onların hiçbiri arasında ayırım yapmayanların da ödüllerini ileride verecek. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'a ve peygamberlerine iman edenler ve onlar arasında ayırım yapmayanlara (Allah) pek yakında mükafatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah'a ve peygamberlerine iman eden ve peygamberlerinden hiçbirinin arasında ayırım yapmayan kimselere gelince, işte onların yarın kendilerine mükafatlarını vereceğiz. Allah, bağışlayıcıdır, merhamet sahibidir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Allaha ve Peygamberlerine iyman eden ve peygamberlerinden hiç birinin arasını ayırmıyan kimselere gelince işte bunların yarın kendilerine ecirlerini vereceğiz ve Allah gafur, rahîm bulunuyor
Fizilal-il Kuran : Buna karşılık Allah'a ve peygamberlerine inananlara ve peygamberler arasında ayırım yapmayanlara gelince, Allah onların mükafatını ilerde verecektir. Hiç kuşkusuz Allah affedicidir, merhametlidir.
Gültekin Onan : Tanrı'ya ve Resulü'ne inananlar ve onlardan hiç biri arasında ayrım yapmayanlar, işte onlara ecirleri verilecektir. Tanrı bağışlayandır, esirgeyendir.
Hakkı Yılmaz : "Allah'a ve elçilerine inananlar ve onlar arasında ayırım yapmayan kimseler; işte onlar, Allah'ın pek yakında ödüllerini vereceği kimselerdir. Ve Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edendir. "
Hasan Basri Çantay : Allaha ve peygamberlerine îman edib onlardan birini diğerinden ayırmayanlar (a gelince): Onlar da mükâfatları kendilerine verilecek olanlardır. Allah çok bağışlayıcıdır, çok esirgeyicidir.
Hayrat Neşriyat : Allah’a ve peygamberlerine îmân edenlere ve onlardan hiçbirinin arasında ayırım yapmayanlara gelince, işte onlar var ya, onların (gerçek) mükâfâtlarını (Allah) ileride(âhirette) kendilerine verecektir. Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
İbni Kesir : Allah ve peygamberlerine iman edip onların birini diğerinden ayırmayanlara; işte onlara Allah mükafatlarını verecektir. Allah Gafur, Rahim olandır.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlar, Allah'a ve O'nun resûllerine îmân ettiler ve onların arasından birini (diğerinden) ayırmazlar. İşte onlar ki, onlara ecirleri yakında verilecektir. Ve Allah Gafur'dur (mağfiret edendir, günahları sevaba çevirendir), Rahîm'dir (Rahim esması ile tecelli edendir,merhamet edendir).
Muhammed Esed : Allaha ve peygamberlerine inanan ve onlar arasında hiçbir ayrım yapmayanlara gelince, zamanı geldiğinde Allah, onlara mükafatlarını (tam olarak) bahşedecektir. Ve Allah, çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o kimseler ki, Allah Teâlâ'ya ve peygamberlerine imân etmişlerdir ve onlardan hiçbirinin arasını ayırmamışlardır. İşte onlara da mükâfaatlarını elbette verecektir. Ve Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir.
Ömer Öngüt : Allah'a ve peygamberlerine iman eden ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara gelince; işte onlara Allah mükâfatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcıdır ve çok merhametlidir.
Şaban Piriş : Allah’a ve Resullerine iman edip, Resullerinden hiç birinin arasında ayırım yapmayanlara ise, onlara mükafatları verilecektir. Allah, bağışlayan , merhamet edendir.
Suat Yıldırım : Allah’a ve resullerine iman edip o resuller arasında hiçbir ayrım yapmayanların mükâfatlarını ise Allah ileride verecektir. Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur).
Süleyman Ateş : Ve onlar ki, Allah'a ve elçilerine inandılar, onlardan hiçbiri arasında ayırım yapmadılar; işte (Allâh), pek yakında onların da mükâfâtlarını verecektir. Allâh, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Tefhim-ul Kuran : Allah'a ve peygamberine inananlar ve onlardan hiç biri arasında ayırım yapmayanlar, işte onlara ecirleri verilecektir. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ümit Şimşek : Allah'a ve peygamberlerine hiçbirini ayırt etmeksizin iman edenlere ise Allah ödüllerini verecektir. Zira Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah'a ve O'nun resullerine iman edip onlardan birini ötekilerden ayırmayanlara gelince, Allah böylelerinin ödüllerini yakında kendilerine verecektir. Allah, Gafûr'dur, Rahîm'dir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}