» 49 / Hucurât  5:

Kuran Sırası: 49
İniş Sırası: 106
Hucurat Suresi = Odalar Suresi
ismini 4. ayetinde geçen hucurat kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَوْ (WLW) = velev : ve şayet
2. أَنَّهُمْ (ÊNHM) = ennehum : onlar
3. صَبَرُوا (ṦBRWE) = Saberū : bekleselerdi
4. حَتَّىٰ (ḪT) = Hattā : kadar
5. تَخْرُجَ (TḢRC) = teḣruce : sen çıkıncaya
6. إِلَيْهِمْ (ÎLYHM) = ileyhim : kendilerinin yanına
7. لَكَانَ (LKEN) = lekāne : elbette olurdu
8. خَيْرًا (ḢYRE) = ḣayran : daha iyi
9. لَهُمْ (LHM) = lehum : kendileri için
10. وَاللَّهُ (WELLH) = vallahu : Allah
11. غَفُورٌ (ĞFWR) = ğafūrun : bağışlayandır
12. رَحِيمٌ (RḪYM) = raHīmun : esirgeyendir
ve şayet | onlar | bekleselerdi | kadar | sen çıkıncaya | kendilerinin yanına | elbette olurdu | daha iyi | kendileri için | Allah | bağışlayandır | esirgeyendir |

[] [] [ṦBR] [] [ḢRC] [] [KWN] [ḢYR] [] [] [ĞFR] [RḪM]
WLW ÊNHM ṦBRWE ḪT TḢRC ÎLYHM LKEN ḢYRE LHM WELLH ĞFWR RḪYM

velev ennehum Saberū Hattā teḣruce ileyhim lekāne ḣayran lehum vallahu ğafūrun raHīmun
ولو أنهم صبروا حتى تخرج إليهم لكان خيرا لهم والله غفور رحيم

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | WLW velev ve şayet And if
أنهم | ÊNHM ennehum onlar they
صبروا ص ب ر | ṦBR ṦBRWE Saberū bekleselerdi had been patient
حتى | ḪT Hattā kadar until
تخرج خ ر ج | ḢRC TḢRC teḣruce sen çıkıncaya you came out
إليهم | ÎLYHM ileyhim kendilerinin yanına to them
لكان ك و ن | KWN LKEN lekāne elbette olurdu certainly it would be
خيرا خ ي ر | ḢYR ḢYRE ḣayran daha iyi better
لهم | LHM lehum kendileri için for them.
والله | WELLH vallahu Allah And Allah
غفور غ ف ر | ĞFR ĞFWR ğafūrun bağışlayandır (is) Oft-Forgiving,
رحيم ر ح م | RḪM RḪYM raHīmun esirgeyendir Most Merciful.

49:5 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve şayet | onlar | bekleselerdi | kadar | sen çıkıncaya | kendilerinin yanına | elbette olurdu | daha iyi | kendileri için | Allah | bağışlayandır | esirgeyendir |

[] [] [ṦBR] [] [ḢRC] [] [KWN] [ḢYR] [] [] [ĞFR] [RḪM]
WLW ÊNHM ṦBRWE ḪT TḢRC ÎLYHM LKEN ḢYRE LHM WELLH ĞFWR RḪYM

velev ennehum Saberū Hattā teḣruce ileyhim lekāne ḣayran lehum vallahu ğafūrun raHīmun
ولو أنهم صبروا حتى تخرج إليهم لكان خيرا لهم والله غفور رحيم

[] [] [ص ب ر] [] [خ ر ج] [] [ك و ن] [خ ي ر] [] [] [غ ف ر] [ر ح م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | WLW velev ve şayet And if
Vav,Lam,Vav,
6,30,6,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
أنهم | ÊNHM ennehum onlar they
,Nun,He,Mim,
,50,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
صبروا ص ب ر | ṦBR ṦBRWE Saberū bekleselerdi had been patient
Sad,Be,Re,Vav,Elif,
90,2,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
حتى | ḪT Hattā kadar until
Ha,Te,,
8,400,,
P – preposition
حرف جر
تخرج خ ر ج | ḢRC TḢRC teḣruce sen çıkıncaya you came out
Te,Hı,Re,Cim,
400,600,200,3,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
إليهم | ÎLYHM ileyhim kendilerinin yanına to them
,Lam,Ye,He,Mim,
,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
لكان ك و ن | KWN LKEN lekāne elbette olurdu certainly it would be
Lam,Kef,Elif,Nun,
30,20,1,50,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular perfect verb
اللام لام التوكيد
فعل ماض
خيرا خ ي ر | ḢYR ḢYRE ḣayran daha iyi better
Hı,Ye,Re,Elif,
600,10,200,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
لهم | LHM lehum kendileri için for them.
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
والله | WELLH vallahu Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو عاطفة
لفظ الجلالة مرفوع
غفور غ ف ر | ĞFR ĞFWR ğafūrun bağışlayandır (is) Oft-Forgiving,
Ğayn,Fe,Vav,Re,
1000,80,6,200,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
رحيم ر ح م | RḪM RḪYM raHīmun esirgeyendir Most Merciful.
Re,Ha,Ye,Mim,
200,8,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَوْ: ve şayet | أَنَّهُمْ: onlar | صَبَرُوا: bekleselerdi | حَتَّىٰ: kadar | تَخْرُجَ: sen çıkıncaya | إِلَيْهِمْ: kendilerinin yanına | لَكَانَ: elbette olurdu | خَيْرًا: daha iyi | لَهُمْ: kendileri için | وَاللَّهُ: Allah | غَفُورٌ: bağışlayandır | رَحِيمٌ: esirgeyendir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولو WLW ve şayet | أنهم ÊNHM onlar | صبروا ṦBRWE bekleselerdi | حتى ḪT kadar | تخرج TḢRC sen çıkıncaya | إليهم ÎLYHM kendilerinin yanına | لكان LKEN elbette olurdu | خيرا ḢYRE daha iyi | لهم LHM kendileri için | والله WELLH Allah | غفور ĞFWR bağışlayandır | رحيم RḪYM esirgeyendir |
Kırık Meal (Okunuş) : |velev: ve şayet | ennehum: onlar | Saberū: bekleselerdi | Hattā: kadar | teḣruce: sen çıkıncaya | ileyhim: kendilerinin yanına | lekāne: elbette olurdu | ḣayran: daha iyi | lehum: kendileri için | vallahu: Allah | ğafūrun: bağışlayandır | raHīmun: esirgeyendir |
Kırık Meal (Transcript) : |WLW: ve şayet | ÊNHM: onlar | ṦBRWE: bekleselerdi | ḪT: kadar | TḢRC: sen çıkıncaya | ÎLYHM: kendilerinin yanına | LKEN: elbette olurdu | ḢYRE: daha iyi | LHM: kendileri için | WELLH: Allah | ĞFWR: bağışlayandır | RḪYM: esirgeyendir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve gerçekten de onlar, sabretselerdi de sen, çıkıp yanlarına gelseydin daha da hayırlıydı onlara ve Allah, suçları örter, rahîmdir.
Adem Uğur : Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Ahmed Hulusi : Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette onlar için daha hayırlı olurdu. Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin : Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretseler, bekleyebilselerdi, kendileri için daha hayırlı olurdu. Allah çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol : Eğer onlar sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi elbette kendileri için daha hayırlı olurdu. Allah bağışlayandır, rahmet edendir.
Ali Bulaç : Eğer gerçekten, yanlarına çıkıncaya kadar sabretmiş olsalardı, herhalde (bu,) kendileri için daha hayırlı olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz : Eğer onlar, sen kendilerine çıkıncaya kadar sabretselerdi, muhakkak ki haklarında hayırlı olurdu. Bununla beraber Allah Gafûr’dur= mağfireti boldur, Rahîm’dir= merhameti geniştir.
Bekir Sadak : Eger onlar, sen yanlarina cikincaya kadar sabretselerdi suphesiz onlar icin daha iyi olurdu. Allah bagislayandir, merhamet edendir.
Celal Yıldırım : Eğer onlar, sen kendilerine çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette haklarında çok daha hayırlı olurdu. Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri : Onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri (eski) : Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi şüphesiz onlar için daha iyi olurdu. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Diyanet Vakfi : Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Edip Yüksel : Sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi kendileri için daha iyi olurdu. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Bununla beraber Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Eğer onlar, sen kendilerine çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette haklarında hayırlı olurdu. Bununla beraber Allah çok bağışlayandır, merhamet edendir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Eğer onlar sen kendilerine çıkıncıya kadar sabretselerdi elbette haklarında hayırlı olurdu, bununla beraber Allah gafurdur rahîmdir.
Fizilal-il Kuran : Onlar, sen kendilerinin yanına çıkıncaya kadar bekleselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Gültekin Onan : Eğer gerçekten, yanlarına çıkıncaya kadar sabretmiş olsalardı, herhalde (bu,) kendileri için daha hayırlı olurdu. Tanrı, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Hakkı Yılmaz : Ve eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Ve Allah, kullarının günahlarını çok bilerek reddeden, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır, engin merhamet sahibidir.
Hasan Basri Çantay : Eğer onlar, sen kendilerine çıkıncaya kadar, sabretselerdi kendileri için elbet daha hayırlı olurdu. (Bununla beraber) Allah, çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki gerçekten onlar, (sen evinden) kendilerine çıkıncaya kadar sabretselerdi, (bu)kendileri için elbette hayırlı olurdu. Bununla berâber Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm(çok merhamet eden)dir.
İbni Kesir : Eğer onlar; sen, yanlarından çıkıncaya kadar sabretselerdi; kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. Allah; Gafur'dur, Rahim'dir.
İskender Evrenosoğlu : Ve eğer onlar, sen onların yanına çıkıncaya kadar sabretselerdi, mutlaka onlar için daha hayırlı olurdu. Ve Allah; Gafur'dur, Rahîm'dir.
Muhammed Esed : Çünkü, sen (kendi isteğinle) onların yanına gelinceye kadar sabred(ip bekle)selerdi, kendi lehlerine olurdu. Ama Allah yine de çok bağışlayıcıdır, bir rahmet kaynağıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve eğer onlar, kendilerine sen çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette ki kendileri için hayırlı olurdu. (Mamaafih) Allah gafûrdur, rahîmdir.
Ömer Öngüt : Eğer onlar sen yanlarına çıkıncaya kadar bekleselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Şaban Piriş : Oysa sen onların yanına çıkıncaya kadar sabretselerdi, kendileri için daha hayırlı olurdu. Allah, bağışlayıcıdır, merhametlidir.
Suat Yıldırım : Eğer onlar sen kendilerinin yanına çıkıncaya kadar bekleselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Bununla beraber Allah gafurdur, rahimdir.
Süleyman Ateş : Onlar, sen kendilerinin yanına çıkıncaya kadar bekleselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allâh bağışlayandır, esirgeyendir.
Tefhim-ul Kuran : Eğer gerçekten onlar, yanlarına çıkıncaya kadar sabretmiş olsalardı, herhalde (bu,) kendileri için daha hayırlı olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Ümit Şimşek : Sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, onlar için daha iyi olurdu. Bununla beraber, Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya dek sabretmiş olsalardı, kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}