» Geçmiş ile uyarı


"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Hakkı Yılmaz Meali
Andolsun ki Biz, Nûh'u toplumuna elçi gönderdik de o, “Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan başka ilâh yoktur. Hâlâ Allah'ın koruması altına girmeyecek misiniz?” dedi. (23:23)
(24,25) "Bunun üzerine, toplumundan kâfir; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden ileri gelenler, “Bu, sizin gibi bir beşerden başka bir şey değildir. Size fazlalık sağlamak istiyor. Eğer Allah isteseydi, kesinlikle melekleri indirirdi. Biz evvelki atalarımızda bunu duymadık. Bu, yalnızca kendisinde delilik bulunan bir adamdır. Öyle ise, bir süreye kadar o'nu umutla bekleyin” dediler. "(23:24)
Nûh: “Rabbim! Beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!” dedi. (23:26)
(27-29) "Bunun üzerine Biz o'na: “Bizim gözetimimiz ve vahyimiz ile gemiyi yap. Sonra Bizim emrimiz gelip de tandır kaynayınca, her cinsten eşler hâlinde iki tane ve bir de onlardan, daha önce kendisi aleyhinde Söz geçmiş olanların dışındaki aileni, yakınlarını, inananlarını gemiye sok. Şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapmış olanlar konusunda Bana başvurma. Şüphesiz onlar boğulmuşlardır; kesin olarak suda boğulup öleceklerdir. Sonra sen ve beraberindeki kişiler gemiye yerleştiğinde de: ‘Tüm övgüler, bizi şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar topluluğundan kurtaran Allah içindir; başkasını övmeyin’ de! Ve: ‘Rabbim! Beni bolluk olan bir yere indir/bana bolca ikramda bulun. Sen, indirenlerin/ikramda bulunanların en iyisisin’ de” diye vahyettik. "(23:27)
Şüphesiz bunda kesinlikle birtakım alâmetler/göstergeler vardır. Ve Biz, kesinlikle sınayanlarız. (23:30)
Sonra, Biz onların ardından başka bir nesil var ettik. (23:31)
Sonra da onların içinde, “Allah'a kulluk edin, sizin için O'ndan başka bir ilâh yoktur. Hâlâ Allah'ın koruması altına girmeyecek misiniz?” diye uyaran, kendilerinden bir elçi gönderdik. (23:32)
(33-38) "Ve elçinin toplumundan, küfretmiş; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş, âhirete ulaşmayı yalanlamış ve şu basit dünya yaşamında kendilerine refah verdiğimiz kodaman kişiler: “Bu, sadece sizin gibi bir beşerdir, sizin yediğiniz şeylerden yiyor, sizin içtiğiniz şeylerden içiyor. Ve eğer, kendiniz gibi bir beşere itaat ederseniz, şüphesiz o zaman siz, kesinlikle ziyan edenlersiniz. Size, gerçekten siz öldüğünüz, toprak ve kemik olduğunuzda, mutlak sûrette sizin çıkarılacağınızı mı vaat ediyor? Tehdit olunduğunuz şey, hiç olmayacak bir şeydir! Sadece basit dünya hayatımız! Biz, ölürüz, yaşarız. Ve biz, diriltilecekler değiliz. Elçi, sadece Allah hakkında yalan uyduran bir adamdır ve biz o'na inanmıyoruz” dediler. "(23:33)
Elçi: “Rabbim, beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!” dedi. (23:39)
Allah: “Çok az bir zaman sonra onlar kesinlikle pişman olacaklar!” dedi. (23:40)
"Sonra da çığlık onları hak ile yakalayıverdi. Böylece kendilerini süprüntü yaptık. Artık uzaklık, şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar topluluğunadır. "(23:41)
Sonra Biz onların ardından başka nesiller var ettik. (23:42)
Hiçbir önderli toplum, kendi ecelini öne alamaz, erteleyemez de. (23:43)
"Sonra Biz birbiri ardından elçilerimizi gönderdik. Her ne zaman bir ümmete elçileri geldi, onlar bu elçiyi yalanladılar da Biz onların bir kısmını bir kısmına izlettirdik ve onları öyküler yaptık. –Artık iman etmeyen toplum için uzaklık; canı cehenneme!– "(23:44)
(45,46) Sonra da Mûsâ ve kardeşi Hârûn'u âyetlerimizle/ alâmetlerimizle/ göstergelerimizle ve apaçık bir güç ile Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik/elçi yaptık. Bunun üzerine kendilerinin büyüklüğüne inandılar ve ululuk taslayan bir toplum oldular. (23:45)
Sonra da: “Bu ikisinin toplumları bize kulluk ederken biz, bizim benzerimiz olan bu iki beşere inanacak mıyız?” dediler. (23:47)
Böylece ikisini yalanladılar da onlar, değişime/ yıkıma uğrayanlardan oldular. (23:48)
Ve andolsun Biz, Mûsâ'ya onlar kılavuzlandıkları doğru yola girsinler diye o kitabı verdik. (23:49)
Ve Biz, Meryem'in oğlunu ve Îsâ'nın annesini bir alâmet/ gösterge yaptık ve ikisini, yerleşmeye uygun, suyu olan bir tepeye yerleştirdik. (23:50)
Ey elçiler! Temiz, hoş, yararlı şeylerden yiyin ve sâlihi işleyin. Şüphesiz Ben sizin yaptıklarınızı çok iyi bilenim. (23:51)
Ve işte bu, bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabbinizim. O hâlde Benim korumam altına girin. (23:52)
Sonra insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her grup, kendinde bulunan ile sevinip böbürlenmektedir. (23:53)
Sen, şimdi onları bir zamana kadar sapkınlıkları ile başbaşa bırak! (23:54)
(55,56) Onlar, kendilerini hayırlarda koşturalım diye, kendilerine maldan ve oğullardan bir şeyler vermekte olduğumuzu mu sanıyorlar? Tam tersi, işin farkına varamıyorlar. (23:55)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{Konu-Meali.php}