Kırık Meal (Transcript) Meali |
|
|ŦS: Ta sin | TLK: şunlar | ËYET: ayetleridir | ELGR ËN: Kur'an'ın | WKTEB: ve bir Kitabın | MBYN: apaçık | (27:1) | |
|HD̃: yol göstericidir | WBŞR: ve müjdedir | LLMÙMNYN: inananlara | (27:2) | |
|ELZ̃YN: o kimseler | YGYMWN: doğrulurlar | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe- | WYÙTWN: ve verirler | ELZKET: zekatı | WHM: ve onlar | BEL ËḢRT: ahirete | HM: onlar | YWGNWN: kesin olarak inanırlar | (27:3) | |
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimselerin | LE: | YÙMNWN: inanmayan | BEL ËḢRT: ahirete | ZYNE: süslemişizdir | LHM: kendilerine | ÊAMELHM: işlerini | FHM: onlar | YAMHWN: körü körüne bocalarlar | (27:4) | |
|ÊWLÙK: onlar | ELZ̃YN: öyle kimselerdir ki | LHM: kendilerinindir | SWÙ: en kötü | ELAZ̃EB: azab | WHM: ve onlar | FY: | EL ËḢRT: ahirette | HM: onlar | ELÊḢSRWN: ziyana uğrayanlardır | (27:5) | |
|WÎNK: ve şüphesiz | LTLG: sana verilmektedir | ELGR ËN: Kur'an | MN: | LD̃N: katından | ḪKYM: hüküm ve hikmet sahibi | ALYM: (herşeyi) bilen | (27:6) | |
|ÎZ̃: hani | GEL: demişti | MWS: Musa | LÊHLH: ailesine | ÎNY: şüphesiz ben | ËNST: gördüm | NERE: bir ateş | S ËTYKM: size getireyim | MNHE: ondan | BḢBR: bir haber | ÊW: yahut | ËTYKM: size getireyim | BŞHEB: bir ateş | GBS: koru | LALKM: belki | TṦŦLWN: ısınırsınız | (27:7) | |
|FLME: ne zaman ki | CEÙHE: oraya geldi | NWD̃Y: seslenildi | ÊN: diye | BWRK: mübarek kılındı | MN: bulunan kimse | FY: içinde | ELNER: ateşin | WMN: ve olan kimse | ḪWLHE: çevresinde | WSBḪEN: eksikliklerden münezzehtir | ELLH: Allah | RB: Rabbi | ELAELMYN: alemlerin | (27:8) | |
|YE: EY/HEY/AH | MWS: Musa | ÎNH: gerçek şu ki | ÊNE: ben | ELLH: Allah'ım | ELAZYZ: güçlü | ELḪKYM: hüküm ve hikmet sahibi | (27:9) | |
|WÊLG: ve at | AṦEK: asanı | FLME: ne zaman ki | R ËHE: görünce | THTZ: titreştiğini | KÊNHE: gibi | CEN: bir yılan | WL: dön(üp kaç)dı | MD̃BRE: arkaya | WLM: ve | YAGB: geri dönmedi | YE: EY/HEY/AH | MWS: Musa | LE: | TḢF: korkma | ÎNY: çünkü ben | LE: | YḢEF: korkmaz(lar) | LD̃Y: benim huzurumda | ELMRSLWN: elçiler | (27:10) | |
|ÎLE: ancak | MN: kim | ƵLM: zulmeder | S̃M: sonra da | BD̃L: değiştirirse | ḪSNE: iyilikle | BAD̃: sonra | SWÙ: (yaptığı) kötülükten | FÎNY: şüphesiz ben | ĞFWR: bağışlayıcıyım | RḪYM: esirgeyiciyim | (27:11) | |
|WÊD̃ḢL: ve sok | YD̃K: elini | FY: | CYBK: koynuna | TḢRC: çıksın | BYŽEÙ: bembeyaz | MN: | ĞYR: olmaksızın | SWÙ: kusur | FY: içinde | TSA: dokuz | ËYET: mu'cize | ÎL: | FRAWN: Fir'avn'a (git) | WGWMH: ve onun kavmine | ÎNHM: çünkü onlar | KENWE: oldular | GWME: bir kavim | FESGYN: fasık | (27:12) | |
|FLME: ne zaman ki | CEÙTHM: onlara gelince | ËYETNE: ayetlerimiz | MBṦRT: açıkça görünen | GELWE: dediler | HZ̃E: bu | SḪR: bir büyüdür | MBYN: apaçık | (27:13) | |
|WCḪD̃WE: ve inkar ettiler | BHE: onları | WESTYGNTHE: kanaat getirdiği halde | ÊNFSHM: vicdanları | ƵLME: haksızlıkları yüzünden | WALWE: ve böbürlenmeleri yüzünden | FENƵR: bak işte | KYF: nasıl | KEN: oldu | AEGBT: sonu | ELMFSD̃YN: bozguncuların | (27:14) | |
|WLGD̃: ve andolsun | ËTYNE: biz verdik | D̃EWWD̃: Davud'a | WSLYMEN: ve Süleyman'a | ALME: bir ilim | WGELE: ve dediler | ELḪMD̃: hamdolsun | LLH: Allah'a | ELZ̃Y: ki | FŽLNE: bizi üstün kıldı | AL: üzerine | KS̃YR: birçoğu | MN: -ndan | ABED̃H: kulları- | ELMÙMNYN: inanan | (27:15) | |
|WWRS̃: ve mirasçı oldu | SLYMEN: Süleyman | D̃EWWD̃: Davud'a | WGEL: ve dedi ki | YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELNES: insanlar | ALMNE: bize öğretildi | MNŦG: dili | ELŦYR: kuşların | WÊWTYNE: ve bize verildi | MN: (bir pay) | KL: her | ŞYÙ: şeyden | ÎN: şüphesiz | HZ̃E: bu | LHW: elbette o | ELFŽL: bir lutuftur | ELMBYN: açık | (27:16) | |
|WḪŞR: ve toplandı | LSLYMEN: Süleyman'a | CNWD̃H: orduları | MN: -den | ELCN: cinler- | WELÎNS: ve insanlar(dan) | WELŦYR: ve kuşlar(dan) | FHM: onlar | YWZAWN: sevk ediliyordu | (27:17) | |
|ḪT: nihayet | ÎZ̃E: zaman | ÊTWE: geldikleri | AL: üzerine | WED̃: vadisi | ELNML: karınca | GELT: dedi | NMLT: bir karınca | YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELNML: karıncalar | ED̃ḢLWE: girin | MSEKNKM: yuvalarınıza | LE: | YḪŦMNKM: sizi ezmesinler | SLYMEN: Süleyman | WCNWD̃H: ve orduları | WHM: ve onlar | LE: | YŞARWN: farkında olmayarak | (27:18) | |
|FTBSM: tebessüm etti | ŽEḪKE: gülümseyerek | MN: | GWLHE: onun sözüne | WGEL: ve dedi | RB: Rabbim | ÊWZANY: gönlüme ilham eyle | ÊN: diye | ÊŞKR: şükredeyim | NAMTK: ni'metine | ELTY: | ÊNAMT: lutfettiğin | ALY: bana | WAL: ve | WELD̃Y: anama babama | WÊN: ve diye | ÊAML: yapayım | ṦELḪE: faydalı bir iş | TRŽEH: senin beğeneceğin | WÊD̃ḢLNY: ve beni sok | BRḪMTK: rahmetinle | FY: arasına | ABED̃K: kullarının | ELṦELḪYN: iyi | (27:19) | |
|WTFGD̃: ve teftiş etti | ELŦYR: kuşları | FGEL: dedi ki | ME: neden | LY: ben | LE: | ÊR: göremiyorum | ELHD̃HD̃: hüdhüdü | ÊM: yoksa | KEN: (mı) oldu? | MN: | ELĞEÙBYN: kayıplardan- | (27:20) | |
|LÊAZ̃BNH: ona azabedeceğim | AZ̃EBE: bir azapla | ŞD̃YD̃E: çetin | ÊW: ya da | LÊZ̃BḪNH: onu keseceğim | ÊW: yahut da | LYÊTYNY: bana getirecek | BSLŦEN: bir delil | MBYN: açık | (27:21) | |
|FMKS̃: geldi | ĞYR: | BAYD̃: çok geçmeden | FGEL: ve dedi | ÊḪŦT: ben gördüm | BME: bir şey | LM: | TḪŦ: senin görmediğin | BH: onda | WCÙTK: ve sana getirdim | MN: -dan | SBÎ: Seba- | BNBÎ: bir haber | YGYN: gerçek | (27:22) | |
|ÎNY: şüphesiz ben | WCD̃T: buldum | EMRÊT: bir kadın | TMLKHM: onlara hükümdarlık eden | WÊWTYT: ve kendisine verilmiştir | MN: -den | KL: her | ŞYÙ: şey- | WLHE: ve onlar | ARŞ: bir tahtı | AƵYM: büyük | (27:23) | |
|WCD̃THE: onu buldum | WGWMHE: ve kavmini | YSCD̃WN: secde aderlerken | LLŞMS: güneşe | MN: | D̃WN: bırakıp | ELLH: Allah'ı | WZYN: ve süsledi | LHM: onlara | ELŞYŦEN: şeytan | ÊAMELHM: işlerini | FṦD̃HM: ve onları çevirdi | AN: -dan | ELSBYL: (doğru) yol- | FHM: (bu yüzden) onlar | LE: | YHTD̃WN: yola gelmiyorlar | (27:24) | |
|ÊLE: | YSCD̃WE: secde etmezler mi? | LLH: Allah'a | ELZ̃Y: | YḢRC: açığa çıkaran | ELḢBÙ: gizleneni | FY: | ELSMEWET: göklerde | WELÊRŽ: ve yerde | WYALM: ve bilen | ME: şeyleri | TḢFWN: gizledikleri | WME: ve şeyleri | TALNWN: açığa vurdukları | (27:25) | |
|ELLH: Allah (ki) | LE: yoktur | ÎLH: Tanrı | ÎLE: başka | HW: O'ndan | RB: Rabbidir | ELARŞ: Arş'ın | ELAƵYM: büyük | (27:26) | |
|GEL: dedi ki | SNNƵR: bakacağız | ÊṦD̃GT: doğru mu söyledin | ÊM: yoksa | KNT: mı oldun? | MN: -dan | ELKEZ̃BYN: yalancılar- | (27:27) | |
|EZ̃HB: götür | BKTEBY: mektubumu | HZ̃E: bu | FÊLGH: ve at | ÎLYHM: onlara | S̃M: sonra | TWL: biraz öteye çekil | ANHM: onlardan | FENƵR: ve bak | MEZ̃E: neye | YRCAWN: başvuruyorlar | (27:28) | |
|GELT: dedi ki | YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELMLÊ: ileri gelenler | ÎNY: gerçekten | ÊLGY: bırakıldı | ÎLY: bana | KTEB: bir mektup | KRYM: çok önemli | (27:29) | |
|ÎNH: muhakkak o | MN: -dandır | SLYMEN: Süleyman- | WÎNH: ve o | BSM: adıyla(başlamakta)dır | ELLH: Allah'ın | ELRḪMN: Rahman | ELRḪYM: Rahim | (27:30) | |
|ÊLE: | TALWE: büyüklük taslamayın | ALY: bana karşı | WÊTWNY: ve bana gelin (diye yazıyor) | MSLMYN: teslim olarak | (27:31) | |
|GELT: dedi ki | YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELMLÊ: ileri gelenler | ÊFTWNY: bana bir fikir verin | FY: | ÊMRY: (bu) işimde | ME: | KNT: ben olmam | GEŦAT: kesip atan | ÊMRE: hiçbir işi | ḪT: sürece | TŞHD̃WN: siz olmadığınız | (27:32) | |
|GELWE: dediler ki | NḪN: biz | ÊWLW: sahibiyiz | GWT: güç | WÊWLW: ve erbabıyız | BÊS: savaş | ŞD̃YD̃: yaman | WELÊMR: ama emir | ÎLYK: senindir | FENƵRY: o halde bak | MEZ̃E: ne | TÊMRYN: buyurursan | (27:33) | |
|GELT: dedi | ÎN: şüphesiz | ELMLWK: hükümdarlar | ÎZ̃E: zaman | D̃ḢLWE: girdikleri | GRYT: bir ülkeye | ÊFSD̃WHE: orayı bozarlar | WCALWE: ve kılarlar | ÊAZT: şereflilerini | ÊHLHE: halkının | ÊZ̃LT: zillet içinde | WKZ̃LK: ve böyle | YFALWN: yaparlar | (27:34) | |
|WÎNY: şüphesiz ben | MRSLT: göndereyim | ÎLYHM: onlara | BHD̃YT: bir hediye | FNEƵRT: ve bakayım | BM: ne ile | YRCA: dönecekler | ELMRSLWN: elçiler | (27:35) | |
|FLME: ne zaman ki | CEÙ: gelince | SLYMEN: Süleyman'a | GEL: dedi ki | ÊTMD̃WNN: bana yardım mı etmek istiyorsunuz? | BMEL: mal ile | FME: oysa ne ki | ËTENY: bana vermiştir | ELLH: Allah | ḢYR: (o) daha hayırlıdır | MME: -nden | ËTEKM: size verdiği- | BL: bilakis | ÊNTM: siz | BHD̃YTKM: hediyenizle | TFRḪWN: sevinirsiniz | (27:36) | |
|ERCA: dön (söyle) | ÎLYHM: onlara | FLNÊTYNHM: onlara gelirim | BCNWD̃: ordularla | LE: asla | GBL: karşı koyamayacakları | LHM: kendilerinin | BHE: ona | WLNḢRCNHM: ve onları sürüp çıkarırım | MNHE: oradan | ÊZ̃LT: zilletle | WHM: ve onları | ṦEĞRWN: hor ve hakir olarak | (27:37) | |
|GEL: dedi | YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELMLÊ: ileri gelenler | ÊYKM: hanginiz | YÊTYNY: bana getirebilir | BARŞHE: onun tahtını | GBL: önce | ÊN: | YÊTWNY: bana gelmelerinden | MSLMYN: teslim olarak | (27:38) | |
|GEL: dedi ki | AFRYT: bir ifrit | MN: -den | ELCN: cinler- | ÊNE: ben | ËTYK: sana getiririm | BH: onu | GBL: önce | ÊN: | TGWM: sen kalkmadan | MN: -dan | MGEMK: makamın- | WÎNY: gerçekten benim | ALYH: buna | LGWY: gücüm yeter | ÊMYN: bana güvenilir | (27:39) | |
|GEL: dedi ki | ELZ̃Y: bulunan | AND̃H: yanında | ALM: bir ilim | MN: -tan | ELKTEB: Kitap- | ÊNE: ben | ËTYK: sana getirebilirim | BH: onu | GBL: önce | ÊN: | YRTD̃: sen kırpmadan | ÎLYK: sana | ŦRFK: gözünü | FLME: ne zaman ki | R ËH: onu görünce | MSTGRE: yerleşmiş | AND̃H: yanında | GEL: dedi ki | HZ̃E: bu | MN: -ndandır | FŽL: lutfu- | RBY: Rabbimin | LYBLWNY: beni sınaması için | ÊÊŞKR: şükür mü edeceğim? | ÊM: yoksa | ÊKFR: inkar mı edeceğim? | WMN: ve kim | ŞKR: şükrederse | FÎNME: şüphesiz | YŞKR: şükretmiştir | LNFSH: kendisi için | WMN: ve kim | KFR: inkar ederse | FÎN: şüphesiz | RBY: Rabbim | ĞNY: zengindir | KRYM: kerimdir | (27:40) | |
|GEL: dedi ki | NKRWE: tanınmaz hale getirin | LHE: onun | ARŞHE: tahtını | NNƵR: bakalım | ÊTHTD̃Y: tanıyabilecek mi | ÊM: yoksa | TKWN: olacak (mı) | MN: | ELZ̃YN: kimselerden | LE: | YHTD̃WN: tanımayan | (27:41) | |
|FLME: ne zaman ki | CEÙT: gelince | GYL: dendi | ÊHKZ̃E: böyle mi? | ARŞK: senin tahtın | GELT: dedi | KÊNH: tıpkı (öyle) | HW: o | WÊWTYNE: ve bize verilmişti | ELALM: bilgi | MN: | GBLHE: daha önce | WKNE: ve biz olmuştuk | MSLMYN: müslüman | (27:42) | |
|WṦD̃HE: ve onu alıkoymuştu | ME: şeyler | KENT: olduğu | TABD̃: tapmış | MN: | D̃WN: başka | ELLH: Allah'tan | ÎNHE: çünkü kendisi | KENT: idi | MN: -den | GWM: bir kavim- | KEFRYN: inkar eden | (27:43) | |
|GYL: dendi | LHE: ona | ED̃ḢLY: gir | ELṦRḪ: köşke | FLME: ne zaman ki | RÊTH: (köşkü) görünce | ḪSBTH: sandı | LCT: derin bir su | WKŞFT: ve sıvadı | AN: | SEGYHE: bacaklarını | GEL: dedi | ÎNH: muhakkak o | ṦRḪ: köşk | MMRD̃: cilalı | MN: -dandır | GWERYR: şeffaf sırça- | GELT: (Kraliçe) dedi ki | RB: Rabbim | ÎNY: ben | ƵLMT: zulmetmişim | NFSY: kendime | WÊSLMT: ve teslim oldum | MA: beraber | SLYMEN: Süleyman'la | LLH: Allah'a | RB: Rabbi | ELAELMYN: alemlerin | (27:44) | |
|WLGD̃: ve andolsun | ÊRSLNE: biz gönderdik | ÎL: | S̃MWD̃: Semud(kavmin)e | ÊḢEHM: kardeşleri | ṦELḪE: Salih'i | ÊN: diye | EABD̃WE: kulluk etsinler | ELLH: Allah'a | FÎZ̃E: o zaman | HM: onlar | FRYGEN: iki bölük olmuşlardı | YḢTṦMWN: birbiriyle çekişen | (27:45) | |
|GEL: dedi ki | YE: EY/HEY/AH | GWM: kavmim | LM: neden | TSTACLWN: koşuyorsunuz | BELSYÙT: kötülüğe | GBL: önce | ELḪSNT: iyilikten | LWLE: gerekmez mi? | TSTĞFRWN: mağfiret dilemeniz | ELLH: Allah'tan | LALKM: belki | TRḪMWN: esirgenirsiniz | (27:46) | |
|GELWE: dediler | EŦYRNE: uğursuzluğa uğradık | BK: senin yüzünden | WBMN: ve bulunanların yüzünden | MAK: seninle beraber | GEL: dedi | ŦEÙRKM: uğursuzluğunuz | AND̃: katındadır | ELLH: Allah | BL: doğrusu | ÊNTM: siz | GWM: bir toplumsunuz | TFTNWN: sınanan | (27:47) | |
|WKEN: ve vardı | FY: | ELMD̃YNT: şehirde | TSAT: dokuz | RHŦ: kişi | YFSD̃WN: bozgunculuk yaparlardı | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | WLE: ve | YṦLḪWN: düzeltmezlerdi | (27:48) | |
|GELWE: dediler | TGESMWE: and içerek | BELLH: Allah'a | LNBYTNH: biz gece ona baskın yapalım | WÊHLH: ve ailesine | S̃M: sonra | LNGWLN: diyelim | LWLYH: velisine | ME: | ŞHD̃NE: şahit olmadık | MHLK: helakine | ÊHLH: ailesinin | WÎNE: ve biz | LṦED̃GWN: gerçekten doğrulardanız | (27:49) | |
|WMKRWE: ve tuzak kurdular | MKRE: bir tuzak | WMKRNE: biz de tuzak kurduk | MKRE: bir tuzak | WHM: ve onlar | LE: hiç | YŞARWN: farkında değillerdi | (27:50) | |
|FENƵR: bak | KYF: nasıl | KEN: oldu | AEGBT: sonucu | MKRHM: tuzaklarının | ÊNE: biz | D̃MRNEHM: onları yıktık yok ettik | WGWMHM: ve kavimlerini | ÊCMAYN: hepsini | (27:51) | |
|FTLK: işte şunlar | BYWTHM: evleridir | ḢEWYT: çökmüş ıssız kalmış | BME: yüzünden | ƵLMWE: zulümleri | ÎN: şüphesiz | FY: vardır | Z̃LK: bunda | L ËYT: ibret | LGWM: bir kavim için | YALMWN: bilen | (27:52) | |
|WÊNCYNE: ve kurtardık | ELZ̃YN: kimseleri | ËMNWE: inanan(ları) | WKENWE: ve | YTGWN: korunanları | (27:53) | |
|WLWŦE: ve Lut | ÎZ̃: hani | GEL: demişti ki | LGWMH: kavmine | ÊTÊTWN: -mü yapıyorsunuz? | ELFEḪŞT: o aşırı kötülüğü- | WÊNTM: siz | TBṦRWN: göre göre | (27:54) | |
|ÊÙNKM: siz mi? | LTÊTWN: -mi yaklaşıyorsunuz? | ELRCEL: erkeklere | ŞHWT: şehvetle | MN: | D̃WN: bırakıp | ELNSEÙ: kadınları | BL: gerçekten | ÊNTM: siz | GWM: bir toplumsunuz | TCHLWN: cahil | (27:55) | |
|FME: fakat | KEN: oldu | CWEB: cevabı | GWMH: kavminin | ÎLE: sadece | ÊN: şöyle | GELWE: demek | ÊḢRCWE: çıkarın | ËL: ailesini | LWŦ: Lut | MN: -den | GRYTKM: kentiniz- | ÎNHM: çünkü onlar | ÊNES: kimselermiş | YTŦHRWN: temiz kalmak isteyen() | (27:56) | |
|FÊNCYNEH: biz de onu kurtardık | WÊHLH: ve ailesini | ÎLE: dışında | EMRÊTH: karısı | GD̃RNEHE: ona takdir ettik | MN: | ELĞEBRYN: kalanlardan olmasını | (27:57) | |
|WÊMŦRNE: ve yağdırdık | ALYHM: üzerlerine | MŦRE: yağmur | FSEÙ: ne kötü oldu | MŦR: yağmur | ELMNZ̃RYN: uyarılanlara | (27:58) | |
|GL: de ki | ELḪMD̃: hamd olsun | LLH: Allah'a | WSLEM: ve selam | AL: üzerine | ABED̃H: O'nun kulları | ELZ̃YN: | EṦŦF: seçtiği | ËLLH: Allah mı? | ḢYR: hayırlı | ÊME: yoksa | YŞRKWN: ortak koştukları mı? | (27:59) | |
|ÊMN: yahut kim? | ḢLG: yarattı | ELSMEWET: gökleri | WELÊRŽ: ve yeri | WÊNZL: ve indirdi | LKM: size | MN: -ten | ELSMEÙ: gök- | MEÙ: su | FÊNBTNE: ve bitirdik | BH: onunla | ḪD̃EÙG: bahçeler | Z̃ET: gönül açıcı | BHCT: gönül açıcı | ME: olmayan | KEN: mümkün | LKM: sizin için | ÊN: | TNBTWE: bitirmeniz | ŞCRHE: bir ağacını (bile) | ÊÎLH: tanrı mı var? | MA: ile beraber | ELLH: Allah | BL: hayır | HM: onlar | GWM: bir kavimdir | YAD̃LWN: (haktan) sapan | (27:60) | |
|ÊMN: yahut kimdir? | CAL: yapan | ELÊRŽ: dünyayı | GRERE: durulacak yer | WCAL: ve yapan | ḢLELHE: arasında | ÊNHERE: ırmaklar | WCAL: ve yaratan | LHE: üstünde | RWESY: sağlam dağlar | WCAL: ve yaratan | BYN: arasında | ELBḪRYN: iki deniz | ḪECZE: bir perde olarak | ÊÎLH: tanrı mı var? | MA: ile beraber | ELLH: Allah | BL: hayır | ÊKS̃RHM: çokları | LE: | YALMWN: bilmiyorlar | (27:61) | |
|ÊMN: yahut kimdir? | YCYB: yetişen | ELMŽŦR: darda kalmışa | ÎZ̃E: zaman | D̃AEH: du'a ettiği | WYKŞF: ve kaldıran | ELSWÙ: kötülüğü | WYCALKM: ve sizi yapan | ḢLFEÙ: sahipleri | ELÊRŽ: yeryüzünün | ÊÎLH: tanrı mı var? | MA: ile beraber | ELLH: Allah | GLYLE: ne de az | ME: | TZ̃KRWN: düşünüyorsunuz | (27:62) | |
|ÊMN: yahut kimdir? | YHD̃YKM: size yol gösteren | FY: içinde | ƵLMET: karanlıkları | ELBR: karanın | WELBḪR: ve denizin | WMN: ve kimdir? | YRSL: gönderen | ELRYEḪ: rüzgarları | BŞRE: müjdeci | BYN: önünde | YD̃Y: önünde | RḪMTH: rahmetinin | ÊÎLH: tanrı mı var? | MA: ile beraber | ELLH: Allah | TAEL: yücedir | ELLH: Allah | AME: şeylerden | YŞRKWN: ortak koştukları | (27:63) | |
|ÊMN: yahut kimdir? | YBD̃Ê: başlayan | ELḢLG: yaratmağa | S̃M: sonra | YAYD̃H: onu iade eden | WMN: ve kimdir? | YRZGKM: sizi rızıklandıran | MN: -ten | ELSMEÙ: gök- | WELÊRŽ: ve yerden | ÊÎLH: tanrı mı var? | MA: ile beraber | ELLH: Allah | GL: de ki | HETWE: getirin | BRHENKM: delilinizi | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | ṦED̃GYN: doğrular(dan) | (27:64) | |
|GL: de ki | LE: | YALM: bilmez | MN: kimse | FY: | ELSMEWET: göklerde | WELÊRŽ: ve yerde | ELĞYB: gaybı | ÎLE: başka | ELLH: Allah'tan | WME: ve | YŞARWN: bilmezler | ÊYEN: ne zaman | YBAS̃WN: dirileceklerini | (27:65) | |
|BL: doğrusu | ED̃ERK: ardarda geldi | ALMHM: onların bilgileri | FY: hakkındaki | EL ËḢRT: ahiret | BL: fakat | HM: onlar | FY: içindedirler | ŞK: bir kuşku | MNHE: ondan | BL: daha doğrusu | HM: onlar | MNHE: ondan yana | AMWN: kördürler | (27:66) | |
|WGEL: dediler ki | ELZ̃YN: kimseler | KFRWE: inkar eden(ler) | ÊÎZ̃E: zaman mı? | KNE: olduğumuz | TREBE: toprak | W ËBEÙNE: ve babalarımız | ÊÙNE: biz mi? | LMḢRCWN: (diriltilip) çıkarılacağız | (27:67) | |
|LGD̃: andolsun | WAD̃NE: vadedildi (yapıldı) | HZ̃E: bu (tehdid) | NḪN: bize | W ËBEÙNE: ve atalarımıza | MN: | GBL: önceden | ÎN: değildir | HZ̃E: bu | ÎLE: başka bir şey | ÊSEŦYR: masallarından | ELÊWLYN: öncekilerin | (27:68) | |
|GL: de ki | SYRWE: yürüyün (gezin) | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | FENƵRWE: ve görün | KYF: nasıl | KEN: olduğunu | AEGBT: sonunun | ELMCRMYN: suçluların | (27:69) | |
|WLE: | TḪZN: üzülme | ALYHM: onlar(ın sözlerin)e | WLE: ve | TKN: olma | FY: | ŽYG: sıkıntıda | MME: -ndan | YMKRWN: tuzakları- | (27:70) | |
|WYGWLWN: ve diyorlar | MT: ne zaman? | HZ̃E: bu | ELWAD̃: tehdid(ettiğiniz azab) | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | ṦED̃GYN: doğrular(dan) | (27:71) | |
|GL: de ki | AS: belki de | ÊN: | YKWN: olmuştur | RD̃F: ardınıza takılmıştır | LKM: sizin | BAŽ: bir kısmı | ELZ̃Y: | TSTACLWN: acele ettiğiniz(azab)ın | (27:72) | |
|WÎN: ve şüphesiz | RBK: Rabbin | LZ̃W: sahibidir | FŽL: lutuf | AL: karşı | ELNES: insanlara | WLKN: fakat | ÊKS̃RHM: çokları | LE: | YŞKRWN: şükretmezler | (27:73) | |
|WÎN: ve elbette | RBK: Rabbin | LYALM: bilir | ME: şeyleri | TKN: gizlediği | ṦD̃WRHM: onların göğüslerinin | WME: ve şeyleri | YALNWN: açığa vurdukları | (27:74) | |
|WME: ve yoktur | MN: hiçbir şey | ĞEÙBT: gizli | FY: | ELSMEÙ: gökte | WELÊRŽ: ve yerde | ÎLE: olmayan | FY: | KTEB: Kitapta | MBYN: apaçık | (27:75) | |
|ÎN: şüphesiz | HZ̃E: bu | ELGR ËN: Kur'an | YGṦ: anlatmaktadır | AL: | BNY: oğullarına | ÎSREÙYL: İsrail | ÊKS̃R: birçoğunu | ELZ̃Y: şeylerin | HM: kendilerinin | FYH: onda | YḢTLFWN: ayrılığa düştükleri | (27:76) | |
|WÎNH: ve elbette O | LHD̃: bir yol göstericidir | WRḪMT: ve rahmettir | LLMÙMNYN: mü'minlere | (27:77) | |
|ÎN: şüphesiz | RBK: Rabbin | YGŽY: icra eder | BYNHM: onlar arasında | BḪKMH: hükmünü | WHW: ve O | ELAZYZ: azizdir | ELALYM: hakkiyle bilendir | (27:78) | |
|FTWKL: o halde tevekkül et | AL: | ELLH: Allah'a | ÎNK: çünkü sen | AL: üzerindesin | ELḪG: gerçek | ELMBYN: apaçık | (27:79) | |
|ÎNK: elbette sen | LE: | TSMA: duyuramazsın | ELMWT: ölülere | WLE: ve | TSMA: işittiremezsin | ELṦM: sağırlara | ELD̃AEÙ: çağrıyı | ÎZ̃E: zaman | WLWE: kaçtıkları | MD̃BRYN: arkalarını dönerek | (27:80) | |
|WME: ve değilsin | ÊNT: sen | BHED̃Y: doğru yola getirecek | ELAMY: kör(ler)i | AN: -ndan | ŽLELTHM: sapıklıkları- | ÎN: | TSMA: sen duyuramazsın | ÎLE: dışındakilere | MN: | YÙMN: inananlar | B ËYETNE: ayetlerimize | FHM: işte onlar | MSLMWN: müslümanlardır | (27:81) | |
|WÎZ̃E: ve zaman | WGA: geldiği | ELGWL: söz | ALYHM: başlarına | ÊḢRCNE: çıkarırız | LHM: onlara | D̃EBT: bir Dabbe (canlı) | MN: -den | ELÊRŽ: yer- | TKLMHM: o onlara söyler | ÊN: elbetteki | ELNES: insanların | KENWE: olduklarını | B ËYETNE: ayetlerimize | LE: | YWGNWN: inanmıyor(lar) | (27:82) | |
|WYWM: o gün | NḪŞR: toplarız | MN: -ten | KL: her | ÊMT: ümmet- | FWCE: bir cemaat | MMN: -dan | YKZ̃B: yalanlayanlar- | B ËYETNE: ayetlerimizi | FHM: onlar | YWZAWN: (ilahi huzura) sevk edilirler | (27:83) | |
|ḪT: nihayet | ÎZ̃E: | CEÙWE: geldiklerinde | GEL: (Allah onlara) der ki | ÊKZ̃BTM: yalanladınız mı? | B ËYETY: ayetlerimi | WLM: | TḪYŦWE: anlamadığınız halde | BHE: onları | ALME: ilmen | ÊMEZ̃E: yoksa nedir? | KNTM: olduğunuz | TAMLWN: yapıyor(lar) | (27:84) | |
|WWGA: ve vuku bulmuştur | ELGWL: karar | ALYHM: başlarına | BME: yüzünden | ƵLMWE: zulmetmeleri | FHM: onlar artık | LE: | YNŦGWN: konuşmazlar | (27:85) | |
|ÊLM: | YRWE: görmediler mi? | ÊNE: elbette biz | CALNE: yarattık | ELLYL: geceyi | LYSKNWE: istirahat etmeleri için | FYH: içinde | WELNHER: ve gündüzü | MBṦRE: aydınlık yaptık | ÎN: şüphesiz | FY: vardır | Z̃LK: bunda | L ËYET: ayetler | LGWM: bir kavim için | YÙMNWN: inanan | (27:86) | |
|WYWM: ve gün | YNFḢ: üfleneceği | FY: | ELṦWR: Sur'a | FFZA: korku içinde kalırlar (bayılır) | MN: kimseler | FY: | ELSMEWET: göklerde bulunan | WMN: ve kimseler | FY: | ELÊRŽ: ve yerde bulunan | ÎLE: dışındaki | MN: kimseler | ŞEÙ: diledikleri | ELLH: Allah'ın | WKL: ve hepsi | ÊTWH: O'na gelirler | D̃EḢRYN: boyun bükerek | (27:87) | |
|WTR: görürsün | ELCBEL: dağları | TḪSBHE: sandığın | CEMD̃T: cansız | WHY: o | TMR: yürümektedir | MR: yürümesi gibi | ELSḪEB: bulutun | ṦNA: yapısıdır | ELLH: Allah'ın | ELZ̃Y: | ÊTGN: gayet iyi yapan | KL: her | ŞYÙ: şeyi | ÎNH: doğrusu O | ḢBYR: haber almaktadır | BME: şeyleri | TFALWN: yaptıklarınız | (27:88) | |
|MN: kim | CEÙ: getirirse | BELḪSNT: iyilik | FLH: Zira onlar/onlarsa | ḢYR: daha hayırlısı | MNHE: ondan | WHM: ve onlar | MN: | FZA: korkudan uzaktırlar | YWMÙZ̃: o gün | ËMNWN: güven içindedirler | (27:89) | |
|WMN: ve kim | CEÙ: getirirse | BELSYÙT: kötülük | FKBT: yıkılır | WCWHHM: onların yüzleri | FY: | ELNER: cehenneme | HL: -mi? | TCZWN: cezalandırılıyorsunuz | ÎLE: başka bir şeyle- | ME: şeylerden | KNTM: olduğunuz | TAMLWN: yapıyor(lar) | (27:90) | |
|ÎNME: elbette | ÊMRT: ben emrolundum | ÊN: | ÊABD̃: sadece kulluk etmekle | RB: Rabbine | HZ̃H: bu | ELBLD̃T: kentin | ELZ̃Y: O | ḪRMHE: burayı saygıdeğer kıldı | WLH: ve onlar | KL: her | ŞYÙ: şey | WÊMRT: ve bana emredildi | ÊN: | ÊKWN: olmam | MN: -dan | ELMSLMYN: müslümanlar- | (27:91) | |
|WÊN: ve (emredildi) | ÊTLW: okumam | ELGR ËN: Kur'an | FMN: şimdi kim | EHTD̃: yola gelirse | FÎNME: elbette | YHTD̃Y: yola gelmiş olur | LNFSH: kendi yararına | WMN: ve kim | ŽL: saparsa | FGL: de ki | ÎNME: elbette | ÊNE: ben | MN: | ELMNZ̃RYN: ancak uyarıcılardanım | (27:92) | |
|WGL: ve de ki | ELḪMD̃: hamdolsun | LLH: Allah'a | SYRYKM: O size gösterecek | ËYETH: ayetlerini | FTARFWNHE: siz de onları tanıyacaksınız | WME: ve değildir | RBK: Rabbin | BĞEFL: gafil | AME: şeylerden | TAMLWN: yaptıklarınız | (27:93) | |