Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
|
Rahmân(55:1) | |
Öğretti Kur'anı(55:2) | |
Yarattı insanı(55:3) | |
Belletti ona o güzel beyânı(55:4) | |
Güneş ve Ay hisablı(55:5) | |
Çemen, ağaç secdedan(55:6) | |
Bak şu güzel semaya verdi ona irtifa' vazeyledip mizânı(55:7) | |
Ki taşmayın mizanda(55:8) | |
Ve doğru tutun adaletle tartıyı da aksatmayın mizanı(55:9) | |
Arza da bir tavazu' verdi berayı enam(55:10) | |
Onda bir meyva, ve ekmamiyle duran nahli benam(55:11) | |
Ve o çimli dâneler ve o hoşbu' reyhan(55:12) | |
Şimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?(55:13) | |
Fağfur gibi bir salsâlden insanı yarattı(55:14) | |
Bir maric ateşten de o cannı yarattı(55:15) | |
Hem iki Meşrikın rabbi hem iki Mağribin rabbi(55:17) | |
Salmış iki deryayı demâdem çatışırlar(55:19) | |
Beyinlerinde bir berzah bagyeylemezler bir ân(55:20) | |
Çıkar onlardan inci ile mercan(55:22) | |
Hem onun denizde akıp giden o münşeâti alemnişan(55:24) | |
Üzerindeki herkes fanî(55:26) | |
Bakî o Rabbının yüzü o zülcelâli vel'ikram(55:27) | |
Ondan dilenir göklerde hem yerde olan «kulle yevmin huve fi şe'n»(55:29) | |
Yarın size kalacağız ey sekalân!(55:31) | |
Ey cinn-ü insin ma'şeri! Gücünüz yeterse geçin gidin aktarı Arz-u Semadan, geçemezsiniz olmazsa ferman(55:33) | |
Salınır üstünüze ateşten bir yalın, bir zehir duman, kurtulamazsınız deseniz de el'aman(55:35) | |
Gök bir yarılıp oluverdi mi bir gül, yağ gibi eriyen, kızaran yanan(55:37) | |
O gün sorulmaz cürmünden artık ne bir insan ne de bir cânn(55:39) | |
Tanınır da mücrimler simalarından tutulur perçemlerile ayaklarından(55:41) | |
İşte bu, mücrimlerin yalan dedikleri Cehennem(55:43) | |
Olacaklar bununla bir kızgın hamîmin arasında pûyan(55:44) | |
Rabbının makamından korkan kimseye iki Cennet raygân(55:46) | |
Var her birinde envaı bostan, envaı eğsan(55:48) | |
Onlarda iki kaynak olur revan(55:50) | |
Onlarda her meyvadan çifte çifte hân(55:52) | |
Dayanmışlar öyle mefruşata kim astarları istebraktan. Her iki Cennetin derimi de yakından.(55:54) | |
O Cennetlerde öyle kasıratü't-tarf dilberler, ki dokunmamıştır onlara onlardan evvel İns-ü Cânn.(55:56) | |
Sanırsın onları yâkut-ü mercan(55:58) | |
İhsânın cezâsı elbette ihsân(55:60) | |
Ötelerinden de diğer Cennetan(55:62) | |
Yağız yeşil ne dilsıtan(55:64) | |
Bunlarda püsküren çifte şadravan(55:66) | |
Bunlarda bir meyve, bir başka hurma, bir başka rumman(55:68) | |
İçlerinde dilber, hayırlı hûbân(55:70) | |
Cibinliklerde mestur, mahsus hûriyan(55:72) | |
Dokunmamıştır onlara onlardan evvel İns-ü Cann(55:74) | |
Kurulmuşlar yeşil refref ve güzel abkarîler üzere şadan(55:76) | |
Yüce, çok yüce rabbının adı onun o celâl, onun o ikram.(55:78) | |