» 69 / Hâkka  Suresi:

Kuran Sırası: 69
İniş Sırası: 78
Hakka Suresi = Hakikat/Gerçeklesen Suresi
adini 1. ayetinde geçen hakka kelimesinden almistir.

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"

Kırık Meal (Arapça) Meali
|الْحَاقَّةُ: gerçekleşen | (69:1)
|مَا: nedir? | الْحَاقَّةُ: gerçekleşen | (69:2)
|وَمَا: nerden? | أَدْرَاكَ: bileceksin | مَا: ne olduğunu | الْحَاقَّةُ: gerçekleşenin | (69:3)
|كَذَّبَتْ: yalanladılar | ثَمُودُ: Semud | وَعَادٌ: ve 'Ad | بِالْقَارِعَةِ: başa çarpan olayı | (69:4)
|فَأَمَّا: bu yüzden | ثَمُودُ: Semud | فَأُهْلِكُوا: helak edildiler | بِالطَّاغِيَةِ: azgın bir vak'a ile | (69:5)
|وَأَمَّا: ve | عَادٌ: Ad (kavmi ise) | فَأُهْلِكُوا: helak edildiler | بِرِيحٍ: bir kasırga ile | صَرْصَرٍ: uğultulu | عَاتِيَةٍ: azgın | (69:6)
|سَخَّرَهَا: onu saldı | عَلَيْهِمْ: onların üzerine | سَبْعَ: yedi | لَيَالٍ: gece | وَثَمَانِيَةَ: ve sekiz | أَيَّامٍ: gün | حُسُومًا: ardı ardına | فَتَرَى: görürsün | الْقَوْمَ: o kavmi | فِيهَا: orada | صَرْعَىٰ: serilmiş | كَأَنَّهُمْ: sanki onlar | أَعْجَازُ: kütükleridir | نَخْلٍ: hurma | خَاوِيَةٍ: içi boş | (69:7)
|فَهَلْ: -musun? | تَرَىٰ: görüyor- | لَهُمْ: onlardan | مِنْ: hiç | بَاقِيَةٍ: geri kalan | (69:8)
|وَجَاءَ: ve geldiler | فِرْعَوْنُ: Fir'avn | وَمَنْ: ve kimseler | قَبْلَهُ: ondan önceki | وَالْمُؤْتَفِكَاتُ: ve altüst olmuş kentler | بِالْخَاطِئَةِ: hatalı iş ile | (69:9)
|فَعَصَوْا: karşı geldiler | رَسُولَ: elçisine | رَبِّهِمْ: Rablerinin | فَأَخَذَهُمْ: O da onları yakaladı | أَخْذَةً: bir yakalayışla | رَابِيَةً: şiddeti gittikçe artan | (69:10)
|إِنَّا: elbette biz | لَمَّا: | طَغَى: kabarınca | الْمَاءُ: su(lar) | حَمَلْنَاكُمْ: sizi taşıdık | فِي: | الْجَارِيَةِ: akıp gidende (gemi) | (69:11)
|لِنَجْعَلَهَا: onu yapalım diye | لَكُمْ: size | تَذْكِرَةً: bir ibret | وَتَعِيَهَا: ve onu bellesin | أُذُنٌ: kulak(lar) | وَاعِيَةٌ: belleyen | (69:12)
|فَإِذَا: zaman | نُفِخَ: üflendiği | فِي: | الصُّورِ: Sur'a | نَفْخَةٌ: üfleme | وَاحِدَةٌ: bir tek | (69:13)
|وَحُمِلَتِ: yerlerinden kaldırıldığı | الْأَرْضُ: arz | وَالْجِبَالُ: ve dağlar | فَدُكَّتَا: çarpıştırıldığı | دَكَّةً: çarpma ile | وَاحِدَةً: bir tek | (69:14)
|فَيَوْمَئِذٍ: işte o gün | وَقَعَتِ: vuku bulur | الْوَاقِعَةُ: olacak olan | (69:15)
|وَانْشَقَّتِ: yarılmıştır | السَّمَاءُ: gök | فَهِيَ: o | يَوْمَئِذٍ: o gün | وَاهِيَةٌ: zayıftır | (69:16)
|وَالْمَلَكُ: vre melekler de | عَلَىٰ: | أَرْجَائِهَا: onun kenarlarındadır | وَيَحْمِلُ: ve taşır | عَرْشَ: tahtını | رَبِّكَ: Rabbinin | فَوْقَهُمْ: üstlerinde | يَوْمَئِذٍ: o gün | ثَمَانِيَةٌ: sekiz (melek) | (69:17)
|يَوْمَئِذٍ: o gün | تُعْرَضُونَ: arz olunursunuz | لَا: | تَخْفَىٰ: gizli kalmaz | مِنْكُمْ: sizden | خَافِيَةٌ: hiçbir giz | (69:18)
|فَأَمَّا: o zaman | مَنْ: kimse | أُوتِيَ: verilen | كِتَابَهُ: Kitabı | بِيَمِينِهِ: sağından | فَيَقُولُ: der ki | هَاؤُمُ: alın | اقْرَءُوا: okuyun | كِتَابِيَهْ: Kitabımı | (69:19)
|إِنِّي: süphesiz ben | ظَنَنْتُ: sezmiştim | أَنِّي: elbette benim | مُلَاقٍ: karşılaşacağımı | حِسَابِيَهْ: hesabımla | (69:20)
|فَهُوَ: artık o | فِي: içindedir | عِيشَةٍ: bir yaşam | رَاضِيَةٍ: memmun eden | (69:21)
|فِي: | جَنَّةٍ: bir bahçede | عَالِيَةٍ: yüksek | (69:22)
|قُطُوفُهَا: meyveleri | دَانِيَةٌ: aşağıya sarkmış | (69:23)
|كُلُوا: yeyin | وَاشْرَبُوا: ve için | هَنِيئًا: afiyetle | بِمَا: ötürü | أَسْلَفْتُمْ: yaptığınız işlerden | فِي: | الْأَيَّامِ: günlerde | الْخَالِيَةِ: geçmiş | (69:24)
|وَأَمَّا: o zaman | مَنْ: kimse | أُوتِيَ: verilen | كِتَابَهُ: Kitabı | بِشِمَالِهِ: sol tarafından | فَيَقُولُ: der ki | يَا: EY/HEY/AH | لَيْتَنِي: keşke ben | لَمْ: | أُوتَ: verilmeseydi | كِتَابِيَهْ: Kitabım | (69:25)
|وَلَمْ: ve hiç | أَدْرِ: bilmeseydim | مَا: nedir | حِسَابِيَهْ: hesabım | (69:26)
|يَا: EY/HEY/AH | لَيْتَهَا: Keşke o | كَانَتِ: olsaydı | الْقَاضِيَةَ: işimi bitirmiş | (69:27)
|مَا: hiçbir | أَغْنَىٰ: yarar sağlamadı | عَنِّي: bana | مَالِيَهْ: malım | (69:28)
|هَلَكَ: yok olup gitti | عَنِّي: benden | سُلْطَانِيَهْ: gücüm (saltanatım) | (69:29)
|خُذُوهُ: tutun onu | فَغُلُّوهُ: bağlayın onu | (69:30)
|ثُمَّ: sonra | الْجَحِيمَ: cehenneme | صَلُّوهُ: sallayın onu | (69:31)
|ثُمَّ: sonra | فِي: | سِلْسِلَةٍ: zincire | ذَرْعُهَا: uzunluğu | سَبْعُونَ: yetmiş | ذِرَاعًا: arşın | فَاسْلُكُوهُ: vurun onu | (69:32)
|إِنَّهُ: çünkü o | كَانَ: idi | لَا: | يُؤْمِنُ: inanmıyor | بِاللَّهِ: Allah'a | الْعَظِيمِ: büyük | (69:33)
|وَلَا: ve | يَحُضُّ: ön ayak olmuyurdu | عَلَىٰ: | طَعَامِ: doyurmaya | الْمِسْكِينِ: yoksulu | (69:34)
|فَلَيْسَ: yoktur | لَهُ: onun için | الْيَوْمَ: bugün | هَاهُنَا: burada | حَمِيمٌ: candan bir dost | (69:35)
|وَلَا: ve yoktur | طَعَامٌ: yiyecek | إِلَّا: başka | مِنْ: -den | غِسْلِينٍ: irin- | (69:36)
|لَا: | يَأْكُلُهُ: onu yemez | إِلَّا: başkası | الْخَاطِئُونَ: hata işleyenlerden | (69:37)
|فَلَا: hayır | أُقْسِمُ: yemin ederim | بِمَا: şeylere | تُبْصِرُونَ: gördükleriniz | (69:38)
|وَمَا: ve şeylere | لَا: | تُبْصِرُونَ: görmedikleriniz | (69:39)
|إِنَّهُ: şüphesiz o | لَقَوْلُ: elbette sözüdür | رَسُولٍ: bir elçinin | كَرِيمٍ: değerli | (69:40)
|وَمَا: ve değildir | هُوَ: O | بِقَوْلِ: sözü | شَاعِرٍ: bir şa'irin | قَلِيلًا: az | مَا: ne de | تُؤْمِنُونَ: inanıyorsunuz | (69:41)
|وَلَا: ve değildir | بِقَوْلِ: sözü | كَاهِنٍ: bir kahinin | قَلِيلًا: az | مَا: ne de | تَذَكَّرُونَ: düşünüyorsunuz | (69:42)
|تَنْزِيلٌ: indirilmiştir | مِنْ: tarafından | رَبِّ: Rabbi | الْعَالَمِينَ: alemlerin | (69:43)
|وَلَوْ: ve eğer | تَقَوَّلَ: iftira etseydi | عَلَيْنَا: bize | بَعْضَ: bazı | الْأَقَاوِيلِ: laflar uydurup | (69:44)
|لَأَخَذْنَا: elbette alırdık | مِنْهُ: onun | بِالْيَمِينِ: sağını | (69:45)
|ثُمَّ: sonra | لَقَطَعْنَا: keserdik | مِنْهُ: onun | الْوَتِينَ: can damarını | (69:46)
|فَمَا: olamazdı | مِنْكُمْ: sizden | مِنْ: hiçbir | أَحَدٍ: kimse | عَنْهُ: ondan | حَاجِزِينَ: engel | (69:47)
|وَإِنَّهُ: şüphesiz O | لَتَذْكِرَةٌ: bir öğüttür | لِلْمُتَّقِينَ: muttakiler için | (69:48)
|وَإِنَّا: ve elbette biz | لَنَعْلَمُ: elbette biliyoruz | أَنَّ: muhakkak | مِنْكُمْ: içinizdeki | مُكَذِّبِينَ: yalanlayıcıları | (69:49)
|وَإِنَّهُ: doğrusu o | لَحَسْرَةٌ: elbette hasrettir | عَلَى: için | الْكَافِرِينَ: kafirler | (69:50)
|وَإِنَّهُ: ve şüphesiz O | لَحَقُّ: muhakkak gerçektir | الْيَقِينِ: kesin | (69:51)
|فَسَبِّحْ: öyleyse tesbih et | بِاسْمِ: adını | رَبِّكَ: Rabbinin | الْعَظِيمِ: ulu | (69:52)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}