Hakkı Yılmaz Meali | |
Ve Biz, kıyâmet günü ortak koşan kimseleri dalgalar hâlinde birbirlerine girer hâlde bırakıvermişizdir. Sûr'a da üflenmiştir. Böylece ortak koşan kimselerin hepsini bir araya toplayıvermişizdir. (18:99) | |
(100,101) "Ve Biz, cehennemi o gün, Beni hatırlatan alâmetlerimden/ göstergelerimden gözleri bir örtü içinde olan ve vahye kulak vermeye güçleri olmayan kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler için genişlettikçe genişlettik. "(18:100) | |
"Peki, o kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden o kimseler, Benim astlarımdan birtakım yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınlar edineceklerini mi sandılar? Şüphesiz Biz cehennemi, kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden o kimselere bir konuk ziyafeti (!) olarak hazırladık. "(18:102) | |
De ki: “Ameller bakımından en çok zarara uğrayanları haber verelim mi? (18:103) | |
Onlar, yapay olarak, güzellik ürettiklerini sanırken, dünyadaki çalışmaları da boşa gitmiş olan kimselerdir.” (18:104) | |
İşte onlar, Rablerinin âyetlerini ve O'na ulaşmayı bilerek reddetmiş/ inanmamış kimselerdi de bu yüzden yaptıkları bütün amelleri boşa gitti. Artık kıyâmet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız/ hiç bir değer vermeyiz. (18:105) | |
"İşte, küfürleri; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmeleri, Benim âyetlerimi ve elçilerimi alaya almaları sebebiyle, onların cezaları cehennemdir. "(18:106) | |
(107,108) Şüphesiz iman etmiş ve düzeltmeye yönelik işler yapmış şu kimseler, içlerinde sürekli kalmak üzere Firdevs bahçeleri onlar için ikram olunmuştur. Onlar, oradan hiç ayrılmak istemezler. (18:107) | |
De ki: “Rabbimin sözleri için, deniz mürekkep olsa Rabbimin sözleri bitmeden önce deniz tükenirdi, hatta bir o kadarını daha getirsek bile.” (18:109) | |
De ki: “Ben ancak sizin gibi bir beşerim. Bana ilâhınızın ancak bir ilâh olduğu vahyolunuyor. Onun için her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa sâlih ameli işlesin ve Rabbine kullukta, hiç kimseyi ortak etmesin.” (18:110) |