Ahmed Hulusi Meali |
|
Ehl-i Kitap'tan ve müşriklerden hakikat bilgisini inkâr edenler, kendilerine o beyyine gelinceye kadar (sapkınlıklarından) ayrılacak değillerdi.(98:1) | |
Allâh'tan (şirk pisliğinden arınmayanın dokunamayacağı) tâhir (orijinal hakikati yansıtan) sayfaları (bilgileri) bildiren bir Rasûl!(98:2) | |
Onların (o bilgilerin) içinde kütüb-ü kayyime (en kaîm - sağlam - payidar kitaplar) vardır.(98:3) | |
Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine o beyyine geldikten sonra ayrılığa düştüler.(98:4) | |
Oysaki onlar, Hanîfler olarak Dini O'na (yalnız Allâh'a) hâlis kılarak; Allâh'a kulluk yapmalarından, salâtı ikame etmelerinden ve zekâtı vermelerinden başka bir şeyle emir olunmadılar. . . İşte budur Din-i Kayyim (geçerli hak din - sistem)!(98:5) | |
Muhakkak ki ehl-i kitaptan ve müşriklerden hakikat bilgisini inkâr edenler, onda ebedî kalıcılar olarak cehennem ateşindedirler! İşte onlar halkın en şerrlisidir!(98:6) | |
İman edip imanın gereğini uygulayanlara gelince, işte bunlar halkın en hayırlısıdır!(98:7) | |
Rablerinin indînde onların cezası (çalışmalarının karşılığı), altlarından nehirler akan Adn cennetleridir. . . İçlerinde sonsuza dek kalmak üzere. . . Allâh onlardan razı olmuştur ve onlar da O'ndan razı olmuşlardır (ilâhî özelliklerin tecellisi). . . İşte bu, Rabbinden haşyet duyan kimse içindir!(98:8) | |