Kırık Meal (Arapça) : |لَمْ : | يَلِدْ : doğurmamıştır | وَلَمْ : ve | يُولَدْ : doğurulmamıştır | Kırık Meal (Harekesiz) : |لم LM | يلد YLD̃ doğurmamıştır | ولم WLM ve | يولد YWLD̃ doğurulmamıştır | Kırık Meal (Okunuş) : |lem : | yelid : doğurmamıştır | velem : ve | yūled : doğurulmamıştır | Kırık Meal (Transcript) : |LM : | YLD̃ : doğurmamıştır | WLM : ve | YWLD̃ : doğurulmamıştır | Abdulbaki Gölpınarlı : Doğurmaz ve doğmamıştır. Adem Uğur : O, doğurmamış ve doğmamıştır. Ahmed Hulusi : "Doğurmamış ve doğurulmamıştır; (kendisinden varolmuş meydana gelmiş ikinci bir yapı yoktur ve kendisini var eden de yoktur)" Ahmet Tekin : 'Allah baba değildir, oğlu yoktur, oğul da değildir, babası yoktur, varlığından eksilmemiştir, varlığında artış da olmamıştır.' Ahmet Varol : Doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Ali Bulaç : O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Ali Fikri Yavuz : Doğurmadı O, doğurulmadı da... Bekir Sadak : O dogurmamis ve dogmamistir. Celal Yıldırım : Doğurmamıştır, doğurulmamıştır. Diyanet İşleri : O’ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir).” Diyanet İşleri (eski) : O doğurmamış ve doğmamıştır. Diyanet Vakfi : (1-4) De ki: O, Allah birdir. Allah sameddir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur. Edip Yüksel : 'Doğurmamıştır, doğurulmamıştır.' Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Doğurmadı ve doğurulmadı Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Doğurmadı ve doğurulmadı. Elmalılı Hamdi Yazır : Doğurmadı ve doğurulmadı Fizilal-il Kuran : O doğurmamış ve doğmamıştır. Gültekin Onan : O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Hakkı Yılmaz : doğurmamış ve doğurulmamıştır. Hasan Basri Çantay : Doğurmamışdır, doğurulmamışdır O. Hayrat Neşriyat : 'Doğurmamıştır ve doğurulmamıştır!' İbni Kesir : Doğurmamış ve doğurulmamıştır. İskender Evrenosoğlu : O, doğurmadı ve doğurulmadı. Muhammed Esed : O doğurmamıştır, doğurulmamıştır; Ömer Nasuhi Bilmen : «(O) Doğurmadı ve doğurulmamıştır.» Ömer Öngüt : Doğurmamış, doğurulmamıştır. Şaban Piriş : Baba olmamıştır ve doğmamıştır. Suat Yıldırım : Ne doğurdu, ne de doğuruldu. Süleyman Ateş : Kendisi doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Tefhim-ul Kuran : O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Ümit Şimşek : O doğurmamış, doğmamış, Yaşar Nuri Öztürk : Ne doğurmuştur O, ne doğurulmuştur!