Hakkı Yılmaz Meali | |
Kitap'ta Meryem'i de an! Hani o, ailesinden/yakınlarından ayrılarak doğu tarafında bir yere kaçıp gitmişti. (19:16) | |
Sonra ailesiyle/yakınlarıyla kendisi arasına bir perde edinmişti de Biz ona ruhumuzu/ilâhî mesajımızı gönderdik, sonra ruhumuzu/mesajlarımızı getiren elçi, Meryem'e mükemmel bir beşerî örnek verdi. (19:17) | |
Meryem: “Ben senden Rahmân'a [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'a] sığınırım. Eğer sen Allah'ın koruması altına girmiş birisi/takî isen...” dedi. (19:18) | |
Elçi/Zekeriyyâ: “Ben sadece, sana tertemiz bir delikanlı bağışlamam/bağışlamak için, Rabbinin elçisiyim” dedi. (19:19) | |
Meryem: “Benim nasıl delikanlım olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamıştır. Ben bir yasa tanımaz/iffetsiz biri de değilim” dedi. (19:20) | |
Elçi: “Öyledir! Rabbin buyurdu ki: Babasız çocuk vermek, Bana pek kolaydır. Hem Biz, onu nezdimizden insanlara bir alâmet/gösterge ve rahmet yapacağız.” Ve o gerçekleştirilmiş bir iş oldu. (19:21) | |
Sonunda Meryem/delikanlıya gebe kaldı. Sonra da O'nunla uzak bir yere kaçtı gitti. (19:22) | |
Sonra doğum sancısı onu bir hurma kütüğüne tutunup dayanmaya zorladı. “Keşke bundan önce ölseydim ve büsbütün unutulan biri olsaydım!” dedi. (19:23) | |
(24-26) "Sonra ona; Meryem’e aşağısındaki kişi; Zekeriyya seslendi: “Sakın üzülme, Rabbin alt tarafında bir su arkı yaptı. Hurma kütüğünü kendine doğru silkele, üzerine olgunlaşmış taze hurmalar düşsün. Sonra ye-iç, gözün aydın olsun. Sonra eğer beşerden birini görürsen, ‘Ben Rahmân'a [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'a] bir oruç adadım, onun için bugün hiçbir kimseyle konuşmayacağım’ de.” "(19:24) | |
(27-28) Sonra Meryem, çocuğunu yüklenerek toplumuna getirdi. Toplumu dediler ki: “Ey Meryem! Doğrusu sen görülmemiş bir şey yaptın. Ey Hârûn'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kişi değildi, annen de yasa tanımaz/iffetsiz bir kadın değildi.” (19:27) | |
"Bunun üzerine Meryem ona; doğum anında aşağısında bulunan kişiye; Zekeriyya’ya işaret etti, ondan gelişmeleri açıklamasını istedi. Zekeriyya, Meryem’in zina etmeden çocuğu doğurduğuna kefil olup çocuğun ma’bedde yetiştirilmesini istedi. Onlar, “Biz, yüksek mevkide olan kişiler, henüz ergenlik çağına gelmemiş birine nasıl söz söyleriz/yüksek mevkide olan kişiler henüz ergenlik çağına gelmemiş birine nasıl söz söyler?” dediler. "(19:29) | |
İşte bu, hak söze göre, hakkında ihtilâf edip durdukları, “(19:34) | |
Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. O bana kitabı verdi ve beni bir peygamber yaptı. (19:30) | |
"Beni, ben nerede olursam olayım mübarek kıldı. Hayatta bulunduğum müddetçe bana salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmayı] ve zekâtı/vergiyi yükümlülük olarak ulaştırdı. "(19:31) | |
Ve beni, anneme iyi davranan bir kimse yaptı. Ve beni bir zorba, mutsuz biri yapmadı. (19:32) | |
Ve doğurulduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden diriltileceğim gün, selâm benim üzerimedir. (19:33) | |
Ve şüphesiz Allah benim Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. O hâlde O'na kulluk edin, işte bu, dosdoğru yoldur” (19:36) | |
diyen Meryem oğlu Îsâ'dır. (19:34) |