» 19 / Meryem  29:

Kuran Sırası: 19
İniş Sırası: 44
Meryem Suresi = Meryem Suresi
Hz. Meryem’den bahsedildigi için bu ismi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَأَشَارَتْ (FÊŞERT) = feeşārat : (çocuğu) gösterdi
2. إِلَيْهِ (ÎLYH) = ileyhi : onlara
3. قَالُوا (GELWE) = ḳālū : dediler ki
4. كَيْفَ (KYF) = keyfe : nasıl
5. نُكَلِّمُ (NKLM) = nukellimu : konuşuruz
6. مَنْ (MN) = men : kimseyle
7. كَانَ (KEN) = kāne : olan
8. فِي (FY) = fī :
9. الْمَهْدِ (ELMHD̃) = l-mehdi : beşikte
10. صَبِيًّا (ṦBYE) = Sabiyyen : çocukla
(çocuğu) gösterdi | onlara | dediler ki | nasıl | konuşuruz | kimseyle | olan | | beşikte | çocukla |

[ŞWR] [] [GWL] [KYF] [KLM] [] [KWN] [] [MHD̃] [ṦBW]
FÊŞERT ÎLYH GELWE KYF NKLM MN KEN FY ELMHD̃ ṦBYE

feeşārat ileyhi ḳālū keyfe nukellimu men kāne l-mehdi Sabiyyen
فأشارت إليه قالوا كيف نكلم من كان في المهد صبيا

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فأشارت ش و ر | ŞWR FÊŞERT feeşārat (çocuğu) gösterdi Then she pointed
إليه | ÎLYH ileyhi onlara to him.
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler ki They said,
كيف ك ي ف | KYF KYF keyfe nasıl """How"
نكلم ك ل م | KLM NKLM nukellimu konuşuruz (can) we speak
من | MN men kimseyle (to one) who
كان ك و ن | KWN KEN kāne olan is
في | FY in
المهد م ه د | MHD̃ ELMHD̃ l-mehdi beşikte the cradle,
صبيا ص ب و | ṦBW ṦBYE Sabiyyen çocukla "a child?"""

19:29 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

(çocuğu) gösterdi | onlara | dediler ki | nasıl | konuşuruz | kimseyle | olan | | beşikte | çocukla |

[ŞWR] [] [GWL] [KYF] [KLM] [] [KWN] [] [MHD̃] [ṦBW]
FÊŞERT ÎLYH GELWE KYF NKLM MN KEN FY ELMHD̃ ṦBYE

feeşārat ileyhi ḳālū keyfe nukellimu men kāne l-mehdi Sabiyyen
فأشارت إليه قالوا كيف نكلم من كان في المهد صبيا

[ش و ر] [] [ق و ل] [ك ي ف] [ك ل م] [] [ك و ن] [] [م ه د] [ص ب و]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فأشارت ش و ر | ŞWR FÊŞERT feeşārat (çocuğu) gösterdi Then she pointed
Fe,,Şın,Elif,Re,Te,
80,,300,1,200,400,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person feminine singular (form IV) perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
إليه | ÎLYH ileyhi onlara to him.
,Lam,Ye,He,
,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler ki They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
كيف ك ي ف | KYF KYF keyfe nasıl """How"
Kef,Ye,Fe,
20,10,80,
INTG – interrogative noun
اسم استفهام
نكلم ك ل م | KLM NKLM nukellimu konuşuruz (can) we speak
Nun,Kef,Lam,Mim,
50,20,30,40,
V – 1st person plural (form II) imperfect verb
فعل مضارع
من | MN men kimseyle (to one) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
كان ك و ن | KWN KEN kāne olan is
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
المهد م ه د | MHD̃ ELMHD̃ l-mehdi beşikte the cradle,
Elif,Lam,Mim,He,Dal,
1,30,40,5,4,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
صبيا ص ب و | ṦBW ṦBYE Sabiyyen çocukla "a child?"""
Sad,Be,Ye,Elif,
90,2,10,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَأَشَارَتْ: (çocuğu) gösterdi | إِلَيْهِ: onlara | قَالُوا: dediler ki | كَيْفَ: nasıl | نُكَلِّمُ: konuşuruz | مَنْ: kimseyle | كَانَ: olan | فِي: | الْمَهْدِ: beşikte | صَبِيًّا: çocukla |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فأشارت FÊŞERT (çocuğu) gösterdi | إليه ÎLYH onlara | قالوا GELWE dediler ki | كيف KYF nasıl | نكلم NKLM konuşuruz | من MN kimseyle | كان KEN olan | في FY | المهد ELMHD̃ beşikte | صبيا ṦBYE çocukla |
Kırık Meal (Okunuş) : |feeşārat: (çocuğu) gösterdi | ileyhi: onlara | ḳālū: dediler ki | keyfe: nasıl | nukellimu: konuşuruz | men: kimseyle | kāne: olan | : | l-mehdi: beşikte | Sabiyyen: çocukla |
Kırık Meal (Transcript) : |FÊŞERT: (çocuğu) gösterdi | ÎLYH: onlara | GELWE: dediler ki | KYF: nasıl | NKLM: konuşuruz | MN: kimseyle | KEN: olan | FY: | ELMHD̃: beşikte | ṦBYE: çocukla |
Abdulbaki Gölpınarlı : Meryem, çocuğuna işâret etti. Nasıl olur da dediler, beşikteki çocuk konuşur?
Adem Uğur : Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. "Biz, dediler, beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?"
Ahmed Hulusi : Meryem oruçlu olduğundan konuşmayıp, çocuğu işaret etti (ona sorun gibisinden). . . "Kundaktaki bebekle ne konuşabiliriz ki!" dediler.
Ahmet Tekin : Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. 'Biz beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?' dediler.
Ahmet Varol : Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. 'Beşikte bulunan bir bebekle nasıl konuşuruz?' dediler.
Ali Bulaç : Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki: "Henüz beşikte olan bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz?"
Ali Fikri Yavuz : Bunun üzerine Meryem, (kendilerine cevap vermek için) çocuğu işaret etti. Onlar: “- Biz, beşikteki çocukla nasıl konuşuruz” dediler.
Bekir Sadak : Meryem cocugu gosterdi. «Biz besikteki cocukla nasil konusabiliriz?» dediler.
Celal Yıldırım : Bunun üzerine Meryem çocuğa işaret ederek onu gösterdi. Onlar : Henüz beşikteki bir çocukla nasıl konuşalım ? dediler.
Diyanet İşleri : Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) ona işaret etti. “Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : Meryem çocuğu gösterdi. 'Biz beşikteki çocukla nasıl konuşabiliriz?' dediler.
Diyanet Vakfi : Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. «Biz, dediler, beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?»
Edip Yüksel : (Tanıklık için) Onu gösterdi. 'Nasıl olur da beşikteki bir çocukla konuşuruz,' dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. Onlar; «Biz beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi: «Beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bunun üzerine ona işaret etti, beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz dediler
Fizilal-il Kuran : Bunun üzerine Meryem, eli ile oğlunu göstererek onunla konuşmalarını önerdi. Onlar da «Biz beşikteki çocukla nasıl konuşabiliriz?» dediler.
Gültekin Onan : Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki: "Henüz beşikte olan bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz?"
Hakkı Yılmaz : "Bunun üzerine Meryem ona; doğum anında aşağısında bulunan kişiye; Zekeriyya’ya işaret etti, ondan gelişmeleri açıklamasını istedi. Zekeriyya, Meryem’in zina etmeden çocuğu doğurduğuna kefil olup çocuğun ma’bedde yetiştirilmesini istedi. Onlar, “Biz, yüksek mevkide olan kişiler, henüz ergenlik çağına gelmemiş birine nasıl söz söyleriz/yüksek mevkide olan kişiler henüz ergenlik çağına gelmemiş birine nasıl söz söyler?” dediler. "
Hasan Basri Çantay : Bunun üzerine (Meryem) ona (îsâya) işaret etdi. «Biz, dediler, henüz beşikde bulunan bir sabî ile nasıl konuşuruz»?
Hayrat Neşriyat : Bunun üzerine (Meryem konuşmayarak) ona (çocuğa) işâret etti. (Onlar:)'Beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?' dediler.
İbni Kesir : Bunun üzerine o, çocuğu gösterdi: Biz beşikteki çocukla nasıl konuşabiliriz? dediler.
İskender Evrenosoğlu : Bunun üzerine, onu (çocuğu) işaret etti. (Onlar) dediler ki: “Beşikte olan bir sabi (bebek) ile biz nasıl konuşuruz?”
Muhammed Esed : Bunun üzerine (Meryem) çocuğa işaret etti. "Daha beşikteki bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz ki!" diye çıkıştılar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki: «Biz daha beşikte bir çocuk bulunan ile nasıl konuşabiliriz?»
Ömer Öngüt : Bunun üzerine çocuğu gösterdi. “Biz beşikteki çocukla nasıl konuşuruz?” dediler.
Şaban Piriş : Bunun üzerine çocuğu işaret etti. - Biz, beşikteki bir çocukla nasıl konuşabiliriz? dediler.
Suat Yıldırım : Meryem, (bana değil, çocuğa sorun dercesine) çocuğu gösterdi: "Nasıl olur da, dediler, beşikteki bebekle konuşuruz?"
Süleyman Ateş : (Meryem), çocuğu gösterdi. Dediler ki: "Beşikteki çocukla nasıl konuşuruz?"
Tefhim-ul Kuran : Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki: «Henüz beşikte olan bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz?»
Ümit Şimşek : Meryem çocuğu işaret etti. 'Beşikteki çocukla nasıl konuşalım?' dediler.
Yaşar Nuri Öztürk : Meryem, çocuğa işaret etti. Dediler: "Beşikteki bir sabiyle nasıl konuşuruz?"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}