Yaşar Nuri Öztürk Meali |
|
Yemin olsun göğe ve Târık'a; o, gece gelene/o, tokmak gibi vurana/o, çıkıverip de yürek hoplatana.(86:1) | |
Nereden bileceksin sen nedir Târık?(86:2) | |
Parlayan, ışığıyla karanlığı delen yıldızdır o.(86:3) | |
Hiçbir benlik yoktur ki, üzerinde bir koruyucu/bir bekçi bulunmasın.(86:4) | |
İnsan, neden yaratılmış olduğuna bir baksın!(86:5) | |
Fırlayan bir suyun bir parçacağından yaratıldı o.(86:6) | |
Bel ile kaburgalar arasından çıkar o su.(86:7) | |
O Allah, o insanı tekrar hayata döndürmeye elbette kadirdir.(86:8) | |
Sırların/gizlilerin yoklanıp ortaya çıkarılacağı gün,(86:9) | |
Artık onun için ne bir kuvvet vardır ne de bir yardımcı.(86:10) | |
Yemin olsun o, dönüşle/döndürümle dolu göğe,(86:11) | |
Çatlayışlarla/yarılışlarla dolu yere de yemin olsun,(86:12) | |
Ki o, tam bir biçimde ayırt eden bir sözdür;(86:13) | |
Şaka değildir o.(86:14) | |
Onlar ha bire tuzak kuruyorlar/oyun çeviriyorlar.(86:15) | |
Ben de tuzak kuruyorum.(86:16) | |
O halde, o küfre batmışlara mühlet ver, süre tanı onlara birazcık...(86:17) | |