Ahmet Tekin Meali |
|
Andolsun göğe, andolsun karanlıkta gümbür, gümbür yol teperek, kurtuluşları için insanların kapısını çalan, sesini, tebliğini duyuran, varlığını benimseten şerefli peygambere!(86:1) | |
Karanlıkta yol tepenle ilgili bizden başka seni bilgilendiren mi var? Karanlıkta gümbür gümbür yol teperek, kapıları çalan, sesini, tebliğini duyuran, varlığını benimseten ne azimli, ne kararlı, ne cesur birisi.(86:2) | |
İşte o karanlığı yırtan yıldızdır, yükselen yıldızdır, Muhammed’dir.(86:3) | |
Kesinlikle herkesin başında bir koruma, bir denetleyici vardır.(86:4) | |
O halde insan, neden yaratıldığına ibret nazarıyla bir baksın.(86:5) | |
Bir defada boşalan bir sıvıdan yaratıldı.(86:6) | |
O sıvı, erkeğin beli ile kadının göğüs kafesi arasından çıkar.(86:7) | |
Böyle yarattığı insanı, yeniden diriltmeye de elbette gücü kudreti yeter.(86:8) | |
Bütün sırların yoklanacağı, imtihan meydanına döküleceği gün insanın nesi var?(86:9) | |
İnsanın o gün ne bir gücü kuvveti, ne yardım edeni var.(86:10) | |
Andolsun halden hale dönüşen, dönüşü sağlayan, bir yağmurdan sonra yeni yağmurlarla yüklü, güneş sisteminin dönüş yeri olan göğe!(86:11) | |
Andolsun yarıkları, çatlakları ve kırıkları olan, kaynak aktarma ve bitirme özelliğine sahip parçalı yere!(86:12) | |
Kesinlikle Kur’ân hak ile bâtılı ayıran bir kelâmdır.(86:13) | |
Bu kelâmın şaka ile ilgisi yoktur.(86:14) | |
Haberin olsun, inanmayanlar İslâm’a Kur’ân’a ve sünnete karşı gizli mücadele planları hazırlıyorlar.(86:15) | |
Ben de onların, planlarını başlarına geçirecek karşı planlar yapıyorum.(86:16) | |
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere, nankörlere mühlet ver. Onları biraz daha kendi hallerine bırak.(86:17) | |