» 57 / Hadîd  19:

Kuran Sırası: 57
İniş Sırası: 94
Hadid Suresi = Demir Suresi
25. ayetinde demirin yararlarindan söz edildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَالَّذِينَ (WELZ̃YN) = velleƶīne : ve kimseler
2. امَنُوا ( ËMNWE) = āmenū : inananlar
3. بِاللَّهِ (BELLH) = billahi : Allah'a
4. وَرُسُلِهِ (WRSLH) = ve rusulihi : ve elçilerine
5. أُولَٰئِكَ (ÊWLÙK) = ulāike : işte
6. هُمُ (HM) = humu : onlardır
7. الصِّدِّيقُونَ (ELṦD̃YGWN) = S-Siddīḳūne : sıddikler
8. وَالشُّهَدَاءُ (WELŞHD̃EÙ) = ve şşuhedā'u : ve şehidler
9. عِنْدَ (AND̃) = ǐnde : yanında
10. رَبِّهِمْ (RBHM) = rabbihim : Rableri
11. لَهُمْ (LHM) = lehum : onların vardır
12. أَجْرُهُمْ (ÊCRHM) = ecruhum : mükafatları
13. وَنُورُهُمْ (WNWRHM) = ve nūruhum : ve nurları
14. وَالَّذِينَ (WELZ̃YN) = velleƶīne : ve kimseler
15. كَفَرُوا (KFRWE) = keferū : inkar eden(ler)
16. وَكَذَّبُوا (WKZ̃BWE) = ve keƶƶebū : ve yalanlayanlar
17. بِايَاتِنَا (B ËYETNE) = biāyātinā : ayetlerimizi
18. أُولَٰئِكَ (ÊWLÙK) = ulāike : onlar
19. أَصْحَابُ (ÊṦḪEB) = eSHābu : halkıdır
20. الْجَحِيمِ (ELCḪYM) = l-ceHīmi : cehennem
ve kimseler | inananlar | Allah'a | ve elçilerine | işte | onlardır | sıddikler | ve şehidler | yanında | Rableri | onların vardır | mükafatları | ve nurları | ve kimseler | inkar eden(ler) | ve yalanlayanlar | ayetlerimizi | onlar | halkıdır | cehennem |

[] [EMN] [] [RSL] [] [] [ṦD̃G] [ŞHD̃] [AND̃] [RBB] [] [ECR] [NWR] [] [KFR] [KZ̃B] [EYY] [] [ṦḪB] [CḪM]
WELZ̃YN ËMNWE BELLH WRSLH ÊWLÙK HM ELṦD̃YGWN WELŞHD̃EÙ AND̃ RBHM LHM ÊCRHM WNWRHM WELZ̃YN KFRWE WKZ̃BWE B ËYETNE ÊWLÙK ÊṦḪEB ELCḪYM

velleƶīne āmenū billahi ve rusulihi ulāike humu S-Siddīḳūne ve şşuhedā'u ǐnde rabbihim lehum ecruhum ve nūruhum velleƶīne keferū ve keƶƶebū biāyātinā ulāike eSHābu l-ceHīmi
والذين آمنوا بالله ورسله أولئك هم الصديقون والشهداء عند ربهم لهم أجرهم ونورهم والذين كفروا وكذبوا بآياتنا أولئك أصحاب الجحيم

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | WELZ̃YN velleƶīne ve kimseler And those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNWE āmenū inananlar believe
بالله | BELLH billahi Allah'a in Allah
ورسله ر س ل | RSL WRSLH ve rusulihi ve elçilerine and His Messengers,
أولئك | ÊWLÙK ulāike işte [those]
هم | HM humu onlardır they
الصديقون ص د ق | ṦD̃G ELṦD̃YGWN S-Siddīḳūne sıddikler (are) the truthful
والشهداء ش ه د | ŞHD̃ WELŞHD̃EÙ ve şşuhedā'u ve şehidler and the martyrs,
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde yanında (are) with
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbihim Rableri their Lord.
لهم | LHM lehum onların vardır For them
أجرهم ا ج ر | ECR ÊCRHM ecruhum mükafatları (is) their reward
ونورهم ن و ر | NWR WNWRHM ve nūruhum ve nurları and their light.
والذين | WELZ̃YN velleƶīne ve kimseler But those who
كفروا ك ف ر | KFR KFRWE keferū inkar eden(ler) disbelieve
وكذبوا ك ذ ب | KZ̃B WKZ̃BWE ve keƶƶebū ve yalanlayanlar and deny
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā ayetlerimizi Our Verses,
أولئك | ÊWLÙK ulāike onlar those
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābu halkıdır (are the) companions
الجحيم ج ح م | CḪM ELCḪYM l-ceHīmi cehennem (of) the Hellfire.

57:19 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve kimseler | inananlar | Allah'a | ve elçilerine | işte | onlardır | sıddikler | ve şehidler | yanında | Rableri | onların vardır | mükafatları | ve nurları | ve kimseler | inkar eden(ler) | ve yalanlayanlar | ayetlerimizi | onlar | halkıdır | cehennem |

[] [EMN] [] [RSL] [] [] [ṦD̃G] [ŞHD̃] [AND̃] [RBB] [] [ECR] [NWR] [] [KFR] [KZ̃B] [EYY] [] [ṦḪB] [CḪM]
WELZ̃YN ËMNWE BELLH WRSLH ÊWLÙK HM ELṦD̃YGWN WELŞHD̃EÙ AND̃ RBHM LHM ÊCRHM WNWRHM WELZ̃YN KFRWE WKZ̃BWE B ËYETNE ÊWLÙK ÊṦḪEB ELCḪYM

velleƶīne āmenū billahi ve rusulihi ulāike humu S-Siddīḳūne ve şşuhedā'u ǐnde rabbihim lehum ecruhum ve nūruhum velleƶīne keferū ve keƶƶebū biāyātinā ulāike eSHābu l-ceHīmi
والذين آمنوا بالله ورسله أولئك هم الصديقون والشهداء عند ربهم لهم أجرهم ونورهم والذين كفروا وكذبوا بآياتنا أولئك أصحاب الجحيم

[] [ا م ن] [] [ر س ل] [] [] [ص د ق] [ش ه د] [ع ن د] [ر ب ب] [] [ا ج ر] [ن و ر] [] [ك ف ر] [ك ذ ب] [ا ي ي] [] [ص ح ب] [ج ح م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | WELZ̃YN velleƶīne ve kimseler And those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNWE āmenū inananlar believe
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالله | BELLH billahi Allah'a in Allah
Be,Elif,Lam,Lam,He,
2,1,30,30,5,
"P – prefixed preposition bi
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
ورسله ر س ل | RSL WRSLH ve rusulihi ve elçilerine and His Messengers,
Vav,Re,Sin,Lam,He,
6,200,60,30,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أولئك | ÊWLÙK ulāike işte [those]
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
هم | HM humu onlardır they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
الصديقون ص د ق | ṦD̃G ELṦD̃YGWN S-Siddīḳūne sıddikler (are) the truthful
Elif,Lam,Sad,Dal,Ye,Gaf,Vav,Nun,
1,30,90,4,10,100,6,50,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
والشهداء ش ه د | ŞHD̃ WELŞHD̃EÙ ve şşuhedā'u ve şehidler and the martyrs,
Vav,Elif,Lam,Şın,He,Dal,Elif,,
6,1,30,300,5,4,1,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde yanında (are) with
Ayn,Nun,Dal,
70,50,4,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbihim Rableri their Lord.
Re,Be,He,Mim,
200,2,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لهم | LHM lehum onların vardır For them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
أجرهم ا ج ر | ECR ÊCRHM ecruhum mükafatları (is) their reward
,Cim,Re,He,Mim,
,3,200,5,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ونورهم ن و ر | NWR WNWRHM ve nūruhum ve nurları and their light.
Vav,Nun,Vav,Re,He,Mim,
6,50,6,200,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
والذين | WELZ̃YN velleƶīne ve kimseler But those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
كفروا ك ف ر | KFR KFRWE keferū inkar eden(ler) disbelieve
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وكذبوا ك ذ ب | KZ̃B WKZ̃BWE ve keƶƶebū ve yalanlayanlar and deny
Vav,Kef,Zel,Be,Vav,Elif,
6,20,700,2,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā ayetlerimizi Our Verses,
Be,,Ye,Elif,Te,Nun,Elif,
2,,10,1,400,50,1,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
جار ومجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أولئك | ÊWLÙK ulāike onlar those
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābu halkıdır (are the) companions
,Sad,Ha,Elif,Be,
,90,8,1,2,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
الجحيم ج ح م | CḪM ELCḪYM l-ceHīmi cehennem (of) the Hellfire.
Elif,Lam,Cim,Ha,Ye,Mim,
1,30,3,8,10,40,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَالَّذِينَ: ve kimseler | امَنُوا: inananlar | بِاللَّهِ: Allah'a | وَرُسُلِهِ: ve elçilerine | أُولَٰئِكَ: işte | هُمُ: onlardır | الصِّدِّيقُونَ: sıddikler | وَالشُّهَدَاءُ: ve şehidler | عِنْدَ: yanında | رَبِّهِمْ: Rableri | لَهُمْ: onların vardır | أَجْرُهُمْ: mükafatları | وَنُورُهُمْ: ve nurları | وَالَّذِينَ: ve kimseler | كَفَرُوا: inkar eden(ler) | وَكَذَّبُوا: ve yalanlayanlar | بِايَاتِنَا: ayetlerimizi | أُولَٰئِكَ: onlar | أَصْحَابُ: halkıdır | الْجَحِيمِ: cehennem |
Kırık Meal (Harekesiz) : |والذين WELZ̃YN ve kimseler | آمنوا ËMNWE inananlar | بالله BELLH Allah'a | ورسله WRSLH ve elçilerine | أولئك ÊWLÙK işte | هم HM onlardır | الصديقون ELṦD̃YGWN sıddikler | والشهداء WELŞHD̃EÙ ve şehidler | عند AND̃ yanında | ربهم RBHM Rableri | لهم LHM onların vardır | أجرهم ÊCRHM mükafatları | ونورهم WNWRHM ve nurları | والذين WELZ̃YN ve kimseler | كفروا KFRWE inkar eden(ler) | وكذبوا WKZ̃BWE ve yalanlayanlar | بآياتنا B ËYETNE ayetlerimizi | أولئك ÊWLÙK onlar | أصحاب ÊṦḪEB halkıdır | الجحيم ELCḪYM cehennem |
Kırık Meal (Okunuş) : |velleƶīne: ve kimseler | āmenū: inananlar | billahi: Allah'a | ve rusulihi: ve elçilerine | ulāike: işte | humu: onlardır | S-Siddīḳūne: sıddikler | ve şşuhedā'u: ve şehidler | ǐnde: yanında | rabbihim: Rableri | lehum: onların vardır | ecruhum: mükafatları | ve nūruhum: ve nurları | velleƶīne: ve kimseler | keferū: inkar eden(ler) | ve keƶƶebū: ve yalanlayanlar | biāyātinā: ayetlerimizi | ulāike: onlar | eSHābu: halkıdır | l-ceHīmi: cehennem |
Kırık Meal (Transcript) : |WELZ̃YN: ve kimseler | ËMNWE: inananlar | BELLH: Allah'a | WRSLH: ve elçilerine | ÊWLÙK: işte | HM: onlardır | ELṦD̃YGWN: sıddikler | WELŞHD̃EÙ: ve şehidler | AND̃: yanında | RBHM: Rableri | LHM: onların vardır | ÊCRHM: mükafatları | WNWRHM: ve nurları | WELZ̃YN: ve kimseler | KFRWE: inkar eden(ler) | WKZ̃BWE: ve yalanlayanlar | B ËYETNE: ayetlerimizi | ÊWLÙK: onlar | ÊṦḪEB: halkıdır | ELCḪYM: cehennem |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Allah'a ve Peygamberlerine inananlar yok mu, onlardır Rableri katında gerçeklerin ve tanıkların ta kendileri; onların mükâfatları da vardır, nurları da; kâfir olanlara ve delillerimizi yalanlayanlara gelince: Onlardır cehennem ehli.
Adem Uğur : Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükâfatları ve nûrları vardır. İnkâr edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır.
Ahmed Hulusi : Esmâ'sıyla hakikatleri olan Allâh'a ve Rasûlüne iman edenlere gelince, işte onlar sıddıkların ve Rablerinin indînde şehîdlerin (Âl-u İmran: 18'de belirtilen şehâdet; halk anlayışına göre şehit değil. A. H. ) ta kendileridirler! Onların mükâfatları ve nûrları vardır (hem Nebiye hem Rasûle iman etmişler). . . Hakikat bilgisini inkâr edenler ve varlıklarındaki Esmâ işaretlerimizi yalanlayanlar var ya, işte onlar cahîm (cehennem)in ashabıdırlar.
Ahmet Tekin : Allah’a ve Rasulüne iman edenler, onlar, işte onlar, doğruluk sembolleridir. Rableri katında, kutsal kitapları bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek önderlik, doğruları konuşan şâhitlik ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onlar da, sadakat örneği, doğruluk sembolü samimi mü’minlerin, şehitlerin, şâhitlerin, örnek önderlerin mükâfatlarına ve nurlarına kavuşurlar. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, âyetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar da kaynayan köpüren Cehennem azâbına maruz olanlardır.
Ahmet Varol : Allah'a ve peygamberlerine iman edenler işte onlar dosdoğru olanlar ve Rableri yanında şahitlerdir. Onların ecirleri ve nurları vardır. İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince işte onlar da cehennem halkıdır.
Ali Bulaç : Allah'a ve O'nun Resûlü'ne iman edenler; işte onlar Rableri katında sıddîklar ve şehidler (veya şahid)lerdir. Onların ecirleri ve nurları vardır. İnkâr edip ayetlerimizi yalanlayanlar ise; işte onlar da cehennem halkıdır.
Ali Fikri Yavuz : Allah’a ve Peygamberine iman edenler; işte bunlar, Rableri katında, (imanları hususunda) tıpkı çok sadık olanlarla, (Allah yolunda can veren) şehidler gibidirler. Onların hem sevabları vardır, hem de (Sırat üzerinde) nurları... Küfre varıb da ayetlerimizi inkâr edenlere gelince; işte onlar, hep cehennemliktirler.
Bekir Sadak : Allah'a ve peygamberlerine inananlara, dosdogru olanlara ve Allah yolunda sehit dusenlere, iste, onlara, Rableri katinda nur ve ecir vardir. Inkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar, iste onlar da, cehennemlik olanlardir. *
Celal Yıldırım : Allah'a ve Peygamberine dosdoğru imân edenler var ya, işte doğruluğu huy edinenler, Rabbları yanında (O'nun adına) şehadette bulunanlar (veya O'nun yolunda şehîd olanlar) bunlardır. Kendilerine mükâfat ve aydınlık vardır. Bizim âyetlerimizi inkâr edip yalanlayanlar ise, işte onlar Cehennem'in arkadaşları ve dostlarıdır.
Diyanet İşleri : Allah’a ve Peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîklar (sözü özü doğru kimseler) ve Allah katında şahitlerdir. Onların mükâfatları ve nurları vardır. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar cehennemliklerdir.
Diyanet İşleri (eski) : Allah'a ve peygamberlerine inananlara, dosdoğru olanlara ve Allah yolunda şehit düşenlere, işte onlara, Rableri katında nur ve ecir vardır. İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar da, cehennemlik olanlardır.
Diyanet Vakfi : Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükâfatları ve nûrları vardır. İnkâr edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır.
Edip Yüksel : ALLAH'a ve elçisine inananlar, dosdoğru olanlar ve şehidlerdir. Rab'leri katında onlar için ödülleri ve ışıkları vardır. İnkar edip ayet ve mucizelerimizi yalanlayanlar ise cehennem halkıdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'a ve peygamberine iman edenler var ya, işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, Rableri yanında tıpkı sıddıklar ve şehitler gibidir. Onlara, onların mükafatları ve nurları vardır. Ayetlerimizi yalan diyenlere gelince, işte onların tümü cehennemin adamlarıdır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem Allaha ve Resulüne iyman edenler hep onlar aynı sıddîklar ve şehidlerdir, Rablarının ındinde onlara onların ecirleri ve nurları vardır, âyetlerimizi tekzib edenlere gelince işte onlar hep Eshab-ı Cahîm'dir.
Fizilal-il Kuran : Allah'a ve Peygambere inananlar var ya, onlar özü sözü doğru olanlar ile şehitlerdir. Allah katında onlara ödül ve nur verilir. Ayetlerimizi yalanlayan kafirler ise cehennemliktirler.
Gültekin Onan : Tanrı'ya ve O'nun Resulü'ne inananlar; işte onlar rableri katında sıddıklar ve şehidler (veya şahid)lerdir. Onların ecirleri ve nurları vardır. Küfredip ayetlerimizi yalanlayanlar ise; işte onlar da cehennem halkıdır.
Hakkı Yılmaz : "Allah'a ve Elçisi'ne inanan kimseler; işte onlar, Rableri nezdinde dosdoğru kimselerin ve şehitlerin ta kendileridir. Onlar için karşılıkları ve ışıkları vardır. İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayan kimseler de, onlar cehennemin ashâbıdırlar. "
Hasan Basri Çantay : Allaha ve peygamberlerine îman edenler (yok mu?) Onlar sözü özü doğru olanlar, Allah için şâhidlik edenlerdir. Onların hem mükâfatları, hem nuurları vardır. Küfredenler (e), âyetlerimizi yalan sayanlar (a gelince:) Onlar da cehennemin yaranıdırlar.
Hayrat Neşriyat : Allah’a ve O’nun peygamberlerine îmân edenlere gelince, işte onlar Rableri katında sıddîklar ve şehîdler (mertebesinde)dir. Kendileri için, hem mükâfâtları, hem nûrları vardır. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar Cehennem ehlidirler.
İbni Kesir : Allah'a ve peygamberlerine iman edenler; işte onlar, Rabbları katında doğrular ve şahidlerdir. Onların hem mükafatları, hem de nurları vardır. Küfredip de ayetlerimizi yalanlayanlara gelince; onlar da cehennem yaranıdırlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve, Allah'a ve O'nun Resûl'üne inananlar, işte onlar, onlar sıddıklardır ve şehitlerdir. Rab'lerinin yanında onların ecirleri ve nurları vardır. Ve inkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar cahîm (alevli ateş) halkıdır.
Muhammed Esed : Allah'a ve Elçisi'ne inananlar, işte onlardır hakikate sahip çıkan ve Allah'ın huzurunda (ona) tanıklık edenler. (Böylece) onlar ödüllerini ve nurlarını elde edecekler. Hakikati inkara ve mesajlarımızı yalanlamaya şartlanmış olanlara gelince, onlar yakıcı ateşe mahkum olanlardır!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o kimseler ki, Allah'a ve o'nun peygamberlerine imân ettiler. Rablerinin indinde sıddıklar ve şehit olanlar onlardır, onlar için mükâfaatları ve nûrları vardır. Ve o kimseler ki, kâfir oldular ve Bizim âyetlerimizi tekzîp ettiler, işte onlar da cehennem sahipleridir.
Ömer Öngüt : Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, işte onlar Rableri katında sıddîklar ve şehitlerdir. Onların mükâfatları ve nurları vardır. Kâfir olup da âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar da cehennem halkıdırlar.
Şaban Piriş : Allah’a ve elçisine inananlar, işte onlar sıddikler ve şahitlerdir. Onlar mükafatlarını ve nurlarını elde edeceklerdir. Ayetlerimizi inkar edip yalanlayanlar ise işte onlar cehennem arkadaşlarıdır.
Suat Yıldırım : Allah’a ve resullerine iman edenler, evet işte onlardır Rabbinin nezdinde sıddikler ve Hakka şahitlik edenler! Kendilerine mükemmel ecirler ve nurlar vardır. Ama kâfir olup âyetlerimizi yalan sayanlar. İşte onlar da cehennemliktirler.
Süleyman Ateş : Allah'a ve elçilerine inananlar (yok mu) işte Rableri yanında, sıddikler (çok doğru olanlar) ve şehidler onlardır. Onların mükâfâtları ve nurları vardır. İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlar(a gelince), onlar da cehennem halkıdır.
Tefhim-ul Kuran : Allah'a ve O'nun Resulüne iman edenler; İşte onlar Rableri katında sıddîklar ve şehidler (veya şahid)lerdir. Onların ecirleri ve nurları vardır. Küfredip de ayetlerimizi yalanlayanlar ise; işte onlar da Cehennem halkıdır.
Ümit Şimşek : Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, Rableri katında özü sözü doğru olan ve hakka şahitlik eden kimselerdir. Onların ödülleri de vardır, nurları da. İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlar ise Cehennem ehlidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah'a ve resulüne inananlar var ya, özü sözü doğru kişiler onlardır. Rableri katında tanık olanlar/şehitlik mertebesine erenler de onlardır. Onların ödülleri ve ışıkları vardır. Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemin dostu olacaklardır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}