» 58 / Mücâdele  16:

Kuran Sırası: 58
İniş Sırası: 105
Mücade Suresi = Mücadele/Mücadeleci-Kadin Suresi
adini 1. ayetinde geçen fiilden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. اتَّخَذُوا (ETḢZ̃WE) = İtteḣaƶū : yaptılar
2. أَيْمَانَهُمْ (ÊYMENHM) = eymānehum : yeminlerini
3. جُنَّةً (CNT) = cunneten : kalkan
4. فَصَدُّوا (FṦD̃WE) = feSaddū : ve engel oldular
5. عَنْ (AN) = ǎn : -ndan
6. سَبِيلِ (SBYL) = sebīli : yolu-
7. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
8. فَلَهُمْ (FLHM) = felehum : onlar için vardır
9. عَذَابٌ (AZ̃EB) = ǎƶābun : bir azab
10. مُهِينٌ (MHYN) = muhīnun : küçük düşürücü
yaptılar | yeminlerini | kalkan | ve engel oldular | -ndan | yolu- | Allah'ın | onlar için vardır | bir azab | küçük düşürücü |

[EḢZ̃] [YMN] [CNN] [ṦD̃D̃] [] [SBL] [] [] [AZ̃B] [HWN]
ETḢZ̃WE ÊYMENHM CNT FṦD̃WE AN SBYL ELLH FLHM AZ̃EB MHYN

İtteḣaƶū eymānehum cunneten feSaddū ǎn sebīli llahi felehum ǎƶābun muhīnun
اتخذوا أيمانهم جنة فصدوا عن سبيل الله فلهم عذاب مهين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
اتخذوا ا خ ذ | EḢZ̃ ETḢZ̃WE İtteḣaƶū yaptılar They have taken
أيمانهم ي م ن | YMN ÊYMENHM eymānehum yeminlerini their oaths
جنة ج ن ن | CNN CNT cunneten kalkan (as) a cover,
فصدوا ص د د | ṦD̃D̃ FṦD̃WE feSaddū ve engel oldular so they hinder
عن | AN ǎn -ndan from
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolu- (the) way of Allah,
الله | ELLH llahi Allah'ın (the) way of Allah,
فلهم | FLHM felehum onlar için vardır so for them
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab (is) a punishment
مهين ه و ن | HWN MHYN muhīnun küçük düşürücü humiliating.

58:16 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

yaptılar | yeminlerini | kalkan | ve engel oldular | -ndan | yolu- | Allah'ın | onlar için vardır | bir azab | küçük düşürücü |

[EḢZ̃] [YMN] [CNN] [ṦD̃D̃] [] [SBL] [] [] [AZ̃B] [HWN]
ETḢZ̃WE ÊYMENHM CNT FṦD̃WE AN SBYL ELLH FLHM AZ̃EB MHYN

İtteḣaƶū eymānehum cunneten feSaddū ǎn sebīli llahi felehum ǎƶābun muhīnun
اتخذوا أيمانهم جنة فصدوا عن سبيل الله فلهم عذاب مهين

[ا خ ذ ] [ي م ن] [ج ن ن] [ص د د] [] [س ب ل] [] [] [ع ذ ب] [ه و ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
اتخذوا ا خ ذ | EḢZ̃ ETḢZ̃WE İtteḣaƶū yaptılar They have taken
Elif,Te,Hı,Zel,Vav,Elif,
1,400,600,700,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أيمانهم ي م ن | YMN ÊYMENHM eymānehum yeminlerini their oaths
,Ye,Mim,Elif,Nun,He,Mim,
,10,40,1,50,5,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
جنة ج ن ن | CNN CNT cunneten kalkan (as) a cover,
Cim,Nun,Te merbuta,
3,50,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
فصدوا ص د د | ṦD̃D̃ FṦD̃WE feSaddū ve engel oldular so they hinder
Fe,Sad,Dal,Vav,Elif,
80,90,4,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
عن | AN ǎn -ndan from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolu- (the) way of Allah,
Sin,Be,Ye,Lam,
60,2,10,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah'ın (the) way of Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
فلهم | FLHM felehum onlar için vardır so for them
Fe,Lam,He,Mim,
80,30,5,40,
REM – prefixed resumption particle
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الفاء استئنافية
جار ومجرور
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab (is) a punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
مهين ه و ن | HWN MHYN muhīnun küçük düşürücü humiliating.
Mim,He,Ye,Nun,
40,5,10,50,
N – nominative masculine indefinite (form IV) active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |اتَّخَذُوا: yaptılar | أَيْمَانَهُمْ: yeminlerini | جُنَّةً: kalkan | فَصَدُّوا: ve engel oldular | عَنْ: -ndan | سَبِيلِ: yolu- | اللَّهِ: Allah'ın | فَلَهُمْ: onlar için vardır | عَذَابٌ: bir azab | مُهِينٌ: küçük düşürücü |
Kırık Meal (Harekesiz) : |اتخذوا ETḢZ̃WE yaptılar | أيمانهم ÊYMENHM yeminlerini | جنة CNT kalkan | فصدوا FṦD̃WE ve engel oldular | عن AN -ndan | سبيل SBYL yolu- | الله ELLH Allah'ın | فلهم FLHM onlar için vardır | عذاب AZ̃EB bir azab | مهين MHYN küçük düşürücü |
Kırık Meal (Okunuş) : |İtteḣaƶū: yaptılar | eymānehum: yeminlerini | cunneten: kalkan | feSaddū: ve engel oldular | ǎn: -ndan | sebīli: yolu- | llahi: Allah'ın | felehum: onlar için vardır | ǎƶābun: bir azab | muhīnun: küçük düşürücü |
Kırık Meal (Transcript) : |ETḢZ̃WE: yaptılar | ÊYMENHM: yeminlerini | CNT: kalkan | FṦD̃WE: ve engel oldular | AN: -ndan | SBYL: yolu- | ELLH: Allah'ın | FLHM: onlar için vardır | AZ̃EB: bir azab | MHYN: küçük düşürücü |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yeminlerini bir kalkan edinmedeler de halkı Allah yolunda menetmedeler, onlaradır artık aşağılatıcı bir azap.
Adem Uğur : Onlar yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan alıkoydular. Bu yüzden onlara küçük düşürücü bir azap vardır.
Ahmed Hulusi : Yeminlerini kalkan edindiler de Allâh yolundan alıkoydular. . . Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.
Ahmet Tekin : Yeminlerini kalkan haline getirdiler. Böylece, insanları Allah’ın yolundan, müslüman olmaktan alıkoydular. Onlar için alçaltıcı, zillete düşürücü bir azap vardır.
Ahmet Varol : Yeminlerini bir kalkan edindiler de böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.
Ali Bulaç : Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz : Onlar, yeminlerini bir kalkan edindiler de, (insanları) Allah’ın dininden çevirdiler. Onun için, onlara, hararetli bir azab var.
Bekir Sadak : Yeminlerini kalkan edindiler de, Allah yolundan alikoydular; onlara alcaltici bir azap vardir.
Celal Yıldırım : Yeminlerini siper edindiler de Allah yolundan alıkoydular. Onlar için rezil ve rüsvay edici bir azâb vardır.
Diyanet İşleri : Onlar yeminlerini kalkan yapıp (insanları) Allah’ın dininden alıkoydular. Bunun için onlara alçaltıcı bir azap vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Yeminlerini kalkan edindiler de, Allah yolundan alıkoydular; onlara alçaltıcı bir azap vardır.
Diyanet Vakfi : Onlar yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan alıkoydular. Bu yüzden onlara küçük düşürücü bir azap vardır.
Edip Yüksel : Yeminlerini kalkan edinerek ALLAH'ın yolundan saptırdılar. Onlar alçaltıcı bir azabı haketmişlerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan çevirdiler. Onlar için küçük düşürücü bir azab vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yeminlerini bir siper edindiler de Allah yolundan engellediler; onun için onlara alçaltıcı bir azap vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yeminlerini bir siper edindiler de Allah yolundan men'ettiler onun için onlara hakaretli bir azâb var
Fizilal-il Kuran : Yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yoluna engel oldular. Onlar için küçük düşürücü azap vardır.
Gültekin Onan : Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Tanrı'nın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azab vardır.
Hakkı Yılmaz : Yeminlerini kalkan edindiler de Allah'ın yolundan çevirdiler. Artık onlar için küçük düşürücü bir azap vardır.
Hasan Basri Çantay : Onlar yeminlerini bir kalkan edindiler de (bununla insanları) Allah yolundan çevirdiler. İşte onların hakkı horlatıcı bir azâbdır.
Hayrat Neşriyat : (Onlar) yeminlerini (kendilerine) bir kalkan edindiler de (insanları) Allah yolundan alıkoydular; bu yüzden onlar için (pek) aşağılayıcı bir azab vardır.
İbni Kesir : Onlar; yeminlerini kalkan edindiler de Allah yolundan alıkoydular. İşte onlara, horlayıcı bir azab vardır.
İskender Evrenosoğlu : Yeminlerini siper edindiler. Böylece (insanları) Allah'ın yolundan men ettiler. Artık onlar için alçaltıcı (rüsva edici) azap vardır.
Muhammed Esed : Onlar ahidlerini (yalancılıklarına ve sahtekarlıklarına) örtü yaptılar ve böylece başkalarını Allah yolundan alıkoydular. Bu nedenle onları alçaltıcı bir azap beklemektedir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Yemînlerini bir kalkan ittihaz ettiler de (nâsı) Allah yolundan çevirdiler, artık onlar için bir rüsvay edici azap vardır.
Ömer Öngüt : Onlar yeminlerini kalkan edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Onlara alçaltıcı bir azap vardır.
Şaban Piriş : Yeminlerini kalkan edindiler, Allah yolundan yüz çevirdiler. Onlara aşağılatıcı bir azap vardır.
Suat Yıldırım : Onlar yeminlerini siper edinip Allah’ın yolundan insanları uzaklaştırdılar. Onlara zelil ve perişan eden bir azap vardır.
Süleyman Ateş : Yeminlerini kalkan yapıp Allâh'ın yoluna engel oldular. Onlar için küçük düşürücü bir azâb vardır.
Tefhim-ul Kuran : Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azab vardır.
Ümit Şimşek : Onlar yeminlerini kalkan yaparak insanları Allah yolundan alıkoydular. Artık onlar için hor ve hakir edici bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Yeminlerini kalkan edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Küçük düşürücü bir azap var onlar için.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}