Ahmet Varol Meali |
|
Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.(54:1) | |
Bir ayet (mucize) görseler yüz çevirir ve: 'Devam edegelen bir büyüdür' derler.(54:2) | |
Yalanladı ve kendi arzularına uydular. Oysa her iş yerini bulacaktır.(54:3) | |
Andolsun ki, onlara içinde (kendilerini sapıklıktan) alıkoyacak şeyler bulunan nice haberler geldi.(54:4) | |
(Bunlar) üstün bir hikmettir. Ancak uyarılar yarar sağlamıyor.(54:5) | |
O halde onlardan yüz çevir. O çağırıcının tanınmamış bir şeye çağıracağı gün:(54:6) | |
Gözleri düşkün (zillet içinde), sanki yayılan çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.(54:7) | |
Çağırıcıya boyunlarını uzatıp koşarak. İnkar edenler: 'Bu zor bir gündür' derler.(54:8) | |
Onlardan önce Nuh kavmi de yalanladı. Böylece kulumuzu yalanladılar ve: 'Delidir' dediler. O zorla (tebliğden) alıkonuldu.(54:9) | |
Bunun üzerine o da: 'Ben yenik düştüm, yardım et!' diye Rabbine dua etti.(54:10) | |
Biz de bardaktan boşanırcasına dökülen bir suyla göğün kapılarını açtık.(54:11) | |
Yeri de kaynaklar halinde fışkırttık. Böylece su(lar) takdir edilmiş bir iş için birleşti.(54:12) | |
Onu (Nuh'u) da, (tahta) levhalardan ve çivilerden yapılmış olan (gemi)de taşıdık.(54:13) | |
O (gemi) inkar edilen kişiye bir mükafat olarak gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.(54:14) | |
Andolsun ki, bunu bir ibret olarak bıraktık. Fakat öğüt alan var mı?(54:15) | |
(Bakın) benim azabım ve uyarılarım nasılmış?(54:16) | |
Andolsun ki, Kur'an'ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alan var mı?(54:17) | |
Ad (kavmi) de yalanladı. İşte (bakın) benim azabım ve uyarılarım nasılmış?(54:18) | |
Biz onların üzerlerine, (uğursuzluğu) süregiden bir uğursuz günde çok gürültülü bir fırtına gönderdik.(54:19) | |
İnsanları söküp savuruyordu. Sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi (görünüyorlardı).(54:20) | |
Semud da uyarıları yalanladı.(54:23) | |
Dediler ki: 'Bizden olan bir insana mı uyacağız? O takdirde biz kesin sapıklık ve çılgınlık içinde (kalmış) oluruz.(54:24) | |
Zikir (kitap, vahiy) aramızdan ona mı bırakıldı? Hayır, o kendini beğenmiş yalancının biridir.'(54:25) | |
Yarın kimin kendini beğenmiş yalancı olduğunu bilecekler.(54:26) | |
Biz onlara bir imtihan olarak o dişi deveyi göndereceğiz. Sen onları gözetle ve sabret.(54:27) | |
Onlara, suyun aralarında pay edildiğini haber ver. Her su nöbetinde sahibi hazır bulunsun.(54:28) | |
Onlar arkadaşlarını çağırdılar; o da bıçağını çekip deveyi kesti.(54:29) | |
Biz onların üzerlerine bir tek çığlık gönderdik. Bunun üzerine ağılın çalı çırpısı gibi oldular.(54:31) | |
Lut kavmi de uyarıları yalanladı.(54:33) | |
Biz onların üzerlerine taş yağdıran bir fırtına gönderdik. Sadece Lut ailesi hariç. Onları bir seher vakti kurtardık.(54:34) | |
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte şükredeni böyle mükafatlandırırız.(54:35) | |
Andolsun ki (Lut) onları, bizim zorlu yakalamamıza karşı uyarmıştı. Ama onlar uyarıları kuşkuyla karşılayıp yalanladılar.(54:36) | |
Andolsun ki onlar onun konuklarına tecavüze kalkıştılar. Biz de gözlerini silme kör ettik. 'Şimdi tadın azabımı ve uyarılarımı.'(54:37) | |
Andolsun ki, bir sabah erkenden kalıcı bir azap [1] üzerlerine çöküverdi.(54:38) | |
İşte tadın azabımı ve uyarılarımı.(54:39) | |
Andolsun ki, Firavun ailesine de uyarılar gelmişti.(54:41) | |
Onlar ayetlerimizin tümünü yalanladılar. Biz de onları güçlü, kuvvetli olanın yakalayışıyla yakaladık.(54:42) | |
Sizin kâfirleriniz onlardan daha hayırlı mıdırlar yoksa kitaplarda sizin için bir beraat mı var?(54:43) | |
Yoksa: 'Biz yardımlaşma içindeki bir topluluğuz' mu diyorlar?(54:44) | |
Yakında o topluluk bozulacak ve arkalarını dönüp kaçacaklar.(54:45) | |
Daha doğrusu, asıl onlara vaadedilen (azab)ın geleceği vakit kıyamet saatidir. Kıyamet saati ise daha korkulu bir felakettir ve daha acıdır.(54:46) | |
Şüphesiz suçlular bir sapıklık ve çılgınlık [2] içindedirler.(54:47) | |
O gün yüzleri üstüne ateşe sürüklenecekler. 'Cehennemin dokunuşunu tadın.'(54:48) | |
Doğrusu biz her şeyi bir ölçüyle [3] yarattık.(54:49) | |
Bizim buyruğumuz sadece bir tektir. Bir göz kırpmak gibidir.(54:50) | |
Andolsun sizin benzerlerinizi helak ettik. Fakat öğüt alan var mı?(54:51) | |
İşledikleri her şey kitaplarda (yazılı)dır.(54:52) | |
Küçük, büyük her şey satır satır (yazılmış)tır.(54:53) | |
Şüphesiz takva sahipleri cennetlerde ve ırmak (kenarların)dadırlar.(54:54) | |
Çok güçlü, geniş mülk sahibi (Allah)'ın huzurunda doğruluk makamındadırlar.(54:55) | |