V – 3rd person masculine singular perfect verb فعل ماض
كفر
ك ف ر | KFR
KFR
kufira
nankörlük
denied.
Kef,Fe,Re, 20,80,200,
V – 3rd person masculine singular passive perfect verb فعل ماض مبني للمجهول
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |تَجْرِي: akıp gidiyordu | بِأَعْيُنِنَا: gözlerimizin önünde | جَزَاءً: bir mükafat olmak üzere | لِمَنْ: kimseye | كَانَ: edilen | كُفِرَ: nankörlük |
Kırık Meal (Harekesiz) : |تجري TCRYakıp gidiyordu | بأعيننا BÊAYNNEgözlerimizin önünde | جزاء CZEÙbir mükafat olmak üzere | لمن LMNkimseye | كان KENedilen | كفر KFRnankörlük |
Kırık Meal (Okunuş) : |tecrī: akıp gidiyordu | bieǎ'yuninā: gözlerimizin önünde | cezā'en: bir mükafat olmak üzere | limen: kimseye | kāne: edilen | kufira: nankörlük |
Kırık Meal (Transcript) : |TCRY: akıp gidiyordu | BÊAYNNE: gözlerimizin önünde | CZEÙ: bir mükafat olmak üzere | LMN: kimseye | KEN: edilen | KFR: nankörlük |
Abdulbaki Gölpınarlı : Gözümüzün önünde akıp giderdi; bir mükâfattı nankörlük görene.
Adem Uğur : İnkâr edilmiş olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Ahmed Hulusi : (Tekne) gözetimimizde akıp gidiyordu. Nankörlük edilene (Nuh'a) bir ceza olmak üzere!
Ahmet Tekin : İnkâr edilen, nankörlük edilen Nûh’a bir mükâfat olmak üzere, gemiler gözlerimizin önünde, himayemizde akıp gidiyordu.
Ahmet Varol : O (gemi) inkar edilen kişiye bir mükafat olarak gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Ali Bulaç : Gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi. (Kendisi ve getirdikleri) İnkâr edilmiş/nankörlük edilmiş olan (Nuh)a bir mükafaat olmak üzere.
Ali Fikri Yavuz : Öyle ki, muhafazamız altında akıb gidiyordu. Bunu, (peygamberlik nimeti) inkâr edilen Nuh’a, bir mükâfat olarak yaptık.
Bekir Sadak : (13-14) Onu, tahtadan yapilmis, mihla cakilmis bir gemiye bindirdik; inkar edilmis olan Nuh'a mukafat olarak verdigimiz gemi nezaretimiz altinda yuzuyordu.
Celal Yıldırım : Nankörlük ve inkâr edilen kimseye (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözetim ve denetimimiz altında yüzüp yol alıyordu.
Diyanet İşleri : Gemi, inkâr edilen kimseye (Nuh’a) bir mükâfat olarak gözetimimiz altında yüzüyordu.
Diyanet İşleri (eski) : (13-14) Onu, tahtadan yapılmış, mıhla çakılmış bir gemiye bindirdik; inkar edilmiş olan Nuh'a mükafat olarak verdiğimiz gemi nezaretimiz altında yüzüyordu.
Diyanet Vakfi : İnkâr edilmiş olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Edip Yüksel : Reddedilmiş olan kişiye bir ödül olarak gözetimimiz altında akıp gidiyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Nankörlük edilen (kulumuz)a bir mükafat olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : gözetimimiz altında yürüyüp yol alıyordu, inkar ve nankörlüğe uğramış kimseye mükafat olmak üzere.
Elmalılı Hamdi Yazır : Nezaretimizle giderdi o nankörlük edilen zata bir mükâfat olarak
Fizilal-il Kuran : Mesajı inkar edilen kulumuza ödül olarak bu gemi gözetimimiz altında yüzüyordu.
Gültekin Onan : Gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi. (Kendisi ve getirdikleri) küfredilmiş olan (Nuh)'a bir mükafaat olmak üzere.
Hakkı Yılmaz : (13,14) "Nûh'u da, iyilikbilmezlik edilen kişiye bir ödül olmak üzere, korumamız/ gözetimimiz altında akıp giden levhaları; tahtaları ve çivileri/urganları olan filika/ küçük gemi üzerinde taşıdık. "
Hasan Basri Çantay : ki (o gemi; hakkında) nankörlük edilmiş bulunan (o zât) e bir mükâfat olmak üzere, bizim gözlerimiz önünde akıb gidiyordu.
Hayrat Neşriyat : (O gemi) bizim nezâretimizde akıp gidiyordu. İnkâr edilmiş olan (Nûh)’a bir mükâfât olarak (böyle yaptık).
İbni Kesir : Küfredilmiş olana mükafat olmak üzere Bizim gözetimimizle yüzüyordu.
İskender Evrenosoğlu : (Gemi) gözlerimizin önünde yüzerek akıp gidiyordu, inkâr edilmiş olana (Hz. Nuh'a) bir mükâfat olarak.
Muhammed Esed : ve (gemi), gözlerimizin önünde akıp gitti. (Bu,) nankörce reddedilmiş olan o (Nuh) için bir ödüldü.
Ömer Nasuhi Bilmen : (13-14) Ve O'nu (Nûh'u) levhaları ve kenetleri bulunan şey üzerine yükledik. (O gemi) Bizim nezaretimiz altında akıp gidiyordu. O tekzîp edilmiş olana (Nûh aleyhisselâm'a) bir mükâfaat olarak.
Ömer Öngüt : İnkâr edilen (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, nezaretimiz altında akıp gidiyordu.
Şaban Piriş : Gözlerimizin önünde akıp gitti. İnkar edilen (Nuh’a) bir ödül olarak.
Suat Yıldırım : O kadri bilinmemiş değerli insana, bir mükâfat olarak gemi, Bizim inayetimiz altında akıp gidiyordu.
Süleyman Ateş : (Kendisine karşı) Nankörlük edilen (kulumuz)a (bizden) bir mükâfât olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Tefhim-ul Kuran : Gözlerimiz önünde akıp gitmekteydi. (Kendisine ve getirdiklerine karşı) Küfredilip nankörlük edilmiş olan (Nuh)'a bir mükafat olmak üzere.
Ümit Şimşek : İnkârla karşılaşmış kulumuza ödül olarak, gözetimimiz altında gemi akıp gidiyordu.
Yaşar Nuri Öztürk : Akıp gidiyordu gözlerimizin önünde, bir ödül olarak nankörlüğe uğratılan kişi için.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]