Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
|
(1-2) Andolsun, marûf ile gönderilmişlere. Ve pek sür'atle esmekle esenlere.(77:1) | |
Ve yaymakla yayıverenlere.(77:3) | |
Sonra ayrılmakla ayıranlara.(77:4) | |
Sonra bir öğüt bırakanlara.(77:5) | |
Özür dilemek veya korkutmak için.(77:6) | |
Şüphe yok ki vaad olunduğunuz şey, elbette vukû bulacaktır.(77:7) | |
(8-9) Artık o zaman ki, yıldızların ziyaları gider. Ve o vakit ki, gök yarılır.(77:8) | |
Ve o an ki, dağlar dağılıverir.(77:10) | |
Ve o zaman ki, peygamberlere mahdut bir müddet verilmiş olur.(77:11) | |
(12-13) Hangi vakti tâcil olundu? Ayırma gününe (tecil edildi).(77:12) | |
O ayırma gününün ne olduğunu sana ne bildirdi?(77:14) | |
(15-16) O gün vay haline yalanlayanların. Evvelkileri helâk etmedik mi?(77:15) | |
(17-18) Sonra arkadakilerini onlara tâbi kılarız. İşte günahkârlara böyle yaparız.(77:17) | |
O gün vay haline yalanlayanların.(77:19) | |
Sizi bir değersiz sudan yaratmadık mı?(77:20) | |
İmdi onu bir sağlam karargâhta (bulunur) kıldık.(77:21) | |
Bir malum müddete kadar.(77:22) | |
İşte Biz kâdir olduk, artık ne güzel kâdir olanlarız.(77:23) | |
(25-26) Biz yeri bir toplantı mevzii yapmadık mı? Dirilere ve ölülere.(77:25) | |
Ve orada yüksek, sabit dağlar kıldık ve size bir tatlı su içirdik.(77:27) | |
(28-29) O gün vay haline yalanlayanların. Kendisini yalanladığınız şeye gidiniz.(77:28) | |
(30-31) Üç kola ayrılmış olan bir gölgeye gidiniz. Ne gölgelendiricidir ve ne de alevden koruyabilir.(77:30) | |
(32-33) Şüphe yok ki, o köşk gibi kıvılcımlar atar. Sanki o birer sarı erkek develerdir.(77:32) | |
(34-35) O gün vay haline yalanlayanların. Bu bir gündür ki, konuşamazlar.(77:34) | |
Ve onlar için izin verilmez, itizarda da bulunamazlar.(77:36) | |
(37-38) O gün vay haline yalanlayanların. İşte bu, ayırd etme günüdür, sizleri de evvelkileri de toplayıverdik.(77:37) | |
(39-40) Artık sizin için bir hile var ise hemen bana hilede bulunun. O gün vay haline yalanlayanların.(77:39) | |
Şüphe yok ki, muttakîler ise gölgelerde ve çeşmelerdedirler.(77:41) | |
Ve canlarının istediğinden meyveler (içindedirler).(77:42) | |
Yeyiniz ve içiniz, afiyet olsun yapar olduğunuz şey sebebiyle.(77:43) | |
Şüphe yok ki, Biz muhsin olanları işte böyle mükâfaatlandırırız.(77:44) | |
(45-47) O gün vay haline yalanlayanların. Yeyiniz ve menfaatleniniz biraz, muhakkak ki, siz günahkârlarsınız. O gün vay haline yalanlayanların.(77:45) | |
Onlara «Rükû ediniz!» denildiği zaman rükû etmezler.(77:48) | |
Artık bundan sonra hangi bir söze inanıverirler?(77:50) | |