Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
|
(1-2) Yemin ederim bu beldeye. Ve sen bu beldede ikamet etmektesin.(90:1) | |
Ve bir pedere ve zürriyetine de (andolsun).(90:3) | |
(4-5) Muhakkak ki, Biz insanı elbette bir meşakkat içinde (bulunacağı bir mahiyette) yarattık. Sanıyor mu ki onun üzerine hiçbir kimse güç yetiremiyecek.(90:4) | |
Der ki: «Ben yığın yığın mal telef ettim.»(90:6) | |
Zanneder mi ki onu hiçbir kimse görmemiş.(90:7) | |
(8-9) Onun için iki göz vermedik mi? Ve bir dil ile iki dudak vermedik mi?(90:8) | |
(10-12) Ve Biz ona iki de tepe yolu gösterdik. Fakat o, o sarp yokuşu geçemedi. O sarp yokuşun ne olduğunu sana ne şey bildirdi?(90:10) | |
(O) Bir köle azad etmektir.(90:13) | |
Yahut bir kıtlık gününde yemek yedirmektir.(90:14) | |
(15-16) Karabet sahibi olan bir yetime. Veyahut yerlere serilmiş bir yoksula.(90:15) | |
(17-18) Sonra da imân etmiş olanlardan ve birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve merhameti tavsiyede bulunanlardan olmaktır. İşte meymenet sahipleri onlardır.(90:17) | |
Ve o kimseler ki, Bizim âyetlerimizi inkâr ettiler. Onlar da şeamet sahipleridir.(90:19) | |
Onların üzerlerine her tarafı kapalı bir ateş vardır.(90:20) | |