Kırık Meal (Arapça) : |وَوُجُوهٌ : ve yüzler vardır | يَوْمَئِذٍ : o gün | بَاسِرَةٌ : asıktır | Kırık Meal (Harekesiz) : |ووجوه WWCWH ve yüzler vardır | يومئذ YWMÙZ̃ o gün | باسرة BESRT asıktır | Kırık Meal (Okunuş) : |ve vucūhun : ve yüzler vardır | yevmeiƶin : o gün | bāsiratun : asıktır | Kırık Meal (Transcript) : |WWCWH : ve yüzler vardır | YWMÙZ̃ : o gün | BESRT : asıktır | Abdulbaki Gölpınarlı : Ve yüzler, asılır, kararır. Adem Uğur : Yüzler de vardır ki, o gün buruşacaktır; Ahmed Hulusi : O süreçte nice yüzler de asıktır! Ahmet Tekin : O gün ekşiyen, kararan yüzler de vardır. Ahmet Varol : Yüzler de var ki, o gün asıktır. Ali Bulaç : O gün, öyle yüzler vardır ki kararmış, ekşimiştir. Ali Fikri Yavuz : Nice yüzler de vardır ki, o gün somurub kararmıştır. Bekir Sadak : O gun bir takim yuzler de asiktir. Celal Yıldırım : Yüzler de var, o gün asık ve kararmıştır. Diyanet İşleri : O gün birtakım yüzler de asıktır. Diyanet İşleri (eski) : O gün bir takım yüzler de asıktır. Diyanet Vakfi : Yüzler de vardır ki, o gün buruşacaktır; Edip Yüksel : O gün bazı yüzler de var ki asıktır. Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yüzler de var ki o gün asıktır. Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Nice yüzler de o gün ekşir, pusarır; Elmalılı Hamdi Yazır : Nice yüzler de o gün ekşir pusarır Fizilal-il Kuran : O gün birtakım suratlar da asıktır. Gültekin Onan : O gün, öyle yüzler vardır ki kararmış, ekşimiştir. Hakkı Yılmaz : "Ve yüzler de var ki, o gün asıktırlar; " Hasan Basri Çantay : Yüzler (vardır), o gün burtarıkdır. Hayrat Neşriyat : Nice yüzler de vardır ki, o gün buruşuktur! İbni Kesir : Bir takım yüzler de asıktır. İskender Evrenosoğlu : Ve izin günü çatılmış (kararmış) yüzler vardır. Muhammed Esed : ve o Gün bazı yüzler ümitsizlikle kararacak, Ömer Nasuhi Bilmen : Bir kısım yüzler de o gün pek ekşi bir haldedir. Ömer Öngüt : Nice yüzler de vardır ki o gün asıktır. Şaban Piriş : O gün asık yüzler de olacak. Suat Yıldırım : Ve nice suratlar vardır o gün asılır. Süleyman Ateş : Yüzler de var ki o gün asıktır. Tefhim-ul Kuran : O gün, öyle yüzler vardır ki kararmış, ekşimiştir. Ümit Şimşek : O gün yine yüzler vardır asılmış, Yaşar Nuri Öztürk : Ve yüzler vardır o gün, asık/buruk,