Hakkı Yılmaz Meali | |
(19-21) "Şüphesiz insan dayanıksız ve huysuz oluşturulmuştur; kendisine kötülük dokundu mu sızlanır. Kendisine hayır dokundu mu/ kendisi varlıklı kılındığında da küçük bir yardımı bile engeller. "(70:19) | |
"Ancak “salâtçılar” [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmayı ilkeleştirmişler] bunun dışındadır. "(70:22) | |
"Salâtçılar ki salâtlarını [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmalarını; toplumu aydınlatmayı] sürdürenlerdir. "(70:23) | |
(24,25) Ve salâtçılar, kendi mallarında, isteyen ve istemekten utanan yoksullar için belli bir hak olan kimselerdir. (70:24) | |
Ve salâtçılar, ceza gününü tasdik ederler. (70:26) | |
Ve salâtçılar, Rablerinin azabından korkanlardır. –(70:27) | |
Şüphesiz Rablerinin azabından güvende olunmaz.– (70:28) | |
(29-31) "Ve salâtçılar, ırzlarını koruyanlardır. –Ancak eşleri veya sözleşmelerinin sahip oldukları hariçtir. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar. Artık ötesini isteyenler; işte onlar sınırı aşanların ta kendileridir.– "(70:29) | |
Ve salâtçılar, emanetlerine ve ahitlerine riâyet ederler. (70:32) | |
Ve salâtçılar, şâhitliklerini yerine getirirler. (70:33) | |
"Ve salâtçılar, salâtları [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma ilkeleri] üzerine korumacıdırlar. "(70:34) | |
İşte bu salâtçılar, cennetlerde ağırlanırlar. (70:35) |