Kırık Meal (Okunuş) Meali |
|
|yusebbiHu: tesbih etmektedir | lillahi: Allah'ı | mā: bulunanlar | fī: | s-semāvāti: göklerde | ve mā: ve bulunanlar | fī: | l-erDi: yerde | lehu: O'nundur | l-mulku: mülk | ve lehu: ve onlar | l-Hamdu: hamd | ve huve: ve O | ǎlā: üzerine | kulli: her | şey'in: şey | ḳadīrun: kadirdir | (64:1) | |
|huve: O'dur | lleƶī: | ḣaleḳakum: sizi yaratan | fe minkum: kiminiz | kāfirun: kafirdir | ve minkum: ve kiminiz | mu'minun: mü'min | vallahu: ve Allah | bimā: şeyleri | teǎ'melūne: yaptıklarınız | beSīrun: görmektedir | (64:2) | |
|ḣaleḳa: yarattı | s-semāvāti: gökleri | vel'erDe: ve yeri | bil-Haḳḳi: hak (hikmet) ile | ve Savverakum: ve sizi biçimlendirdi | fe eHsene: güzel yaptı | Suverakum: biçimlerinizi | ve ileyhi: ve O'nadır | l-meSīru: dönüş | (64:3) | |
|yeǎ'lemu: bilir | mā: bulunanları | fī: | s-semāvāti: göklerde | vel'erDi: ve yerde | ve yeǎ'lemu: ve bilir | mā: şeyleri | tusirrūne: gizlediğiniz | ve mā: ve şeyleri | tuǎ'linūne: açığa vurduğunuz | vallahu: ve Allah | ǎlīmun: bilendir | biƶāti: özünü | S-Sudūri: göğüslerin | (64:4) | |
|elem: | ye'tikum: size gelmedi mi? | nebeu: haberi | elleƶīne: olanların | keferū: inkar etmiş | min: -den | ḳablu: daha önce- | feƶāḳū: taddılar | vebāle: vebalini | emrihim: işlerinin | ve lehum: ve Onların | ǎƶābun: bir azab | elīmun: acı | (64:5) | |
|ƶālike: bu | biennehu: sebepledir ki | kānet: | te'tīhim: getirirlerdi | rusuluhum: elçileri | bil-beyyināti: açık deliller | feḳālū: fakat onlar dediler | ebeşerun: bir insan mı? | yehdūnenā: bize yol gösterecek | fekeferū: ve inkar ettiler | ve tevellev: ve yüz çevirdiler | vesteğnā: muhtaç olmadığını gösterdi | llahu: Allah da | vallahu: ve Allah | ğaniyyun: zengindir | Hamīdun: övülmüştür | (64:6) | |
|zeǎme: sandılar | elleƶīne: kimseler | keferū: inkar eden(ler) | en: | len: kesinlikle | yub'ǎṧū: diriltilmeyeceklerini | ḳul: de ki | belā: hayır | verabbī: Rabbim hakkı için | letub'ǎṧunne: mutlaka diriltileceksiniz | ṧumme: sonra | letunebbe'unne: size haber verilecektir | bimā: şeyler | ǎmiltum: yaptıklarınız | ve ƶālike: ve bu | ǎlā: göre | llahi: Allah'a | yesīrun: kolaydır | (64:7) | |
|fe āminū: artık inanın | billahi: Allah'a | ve rasūlihi: ve Elçisine | ve nnūri: ve nura | lleƶī: | enzelnā: indirdiğimiz | vallahu: ve Allah | bimā: şeyleri | teǎ'melūne: yaptıklarınız | ḣabīrun: haber almaktadır | (64:8) | |
|yevme: gün | yecmeǔkum: sizi topladığı | liyevmi: günü için | l-cem'ǐ: toplanma | ƶālike: işte o | yevmu: günüdür | t-teğābuni: aldanma | ve men: ve kim | yu'min: inanırsa | billahi: Allah'a | ve yeǎ'mel: ve yaparsa | SāliHen: yararlı iş | yukeffir: örter | ǎnhu: onun | seyyiātihi: kötülüklerini | ve yudḣilhu: ve onu sokar | cennātin: cennetlere | tecrī: akan | min: | teHtihā: altlarından | l-enhāru: ırmaklar | ḣālidīne: kalırlar | fīhā: orada | ebeden: ebedi | ƶālike: işte budur | l-fevzu: başarı | l-ǎZīmu: büyük | (64:9) | |
|velleƶīne: ve kimseler | keferū: inkar eden(ler) | ve keƶƶebū: ve yalanlayanlar | biāyātinā: ayetlerimizi | ulāike: işte onlar | eSHābu: halkıdır | n-nāri: ateş | ḣālidīne: sürekli kalacaklardır | fīhā: orada | ve bi'se: ne kötü | l-meSīru: gidilecek yerdir orası | (64:10) | |
|mā: | eSābe: isabet etmez | min: hiçbir | muSībetin: musibet | illā: dışında | biiƶni: izni | llahi: Allah'ın | ve men: ve kim | yu'min: inanırsa | billahi: Allah'a | yehdi: doğruya iletir | ḳalbehu: onun kalbini | vallahu: ve Allah | bikulli: her | şey'in: şeyi | ǎlīmun: bilendir | (64:11) | |
|veeTīǔ: o halde ita'at edin | llahe: Allah'a | ve eTīǔ: ve ita'at edin | r-rasūle: Elçiye | fein: eğer | tevelleytum: dönerseniz | feinnemā: şüphesiz | ǎlā: düşen | rasūlinā: Elçimize | l-belāğu: duyurmaktır | l-mubīnu: açıkça | (64:12) | |
|Allahu: Allah (ki) | lā: yoktur | ilāhe: tanrı | illā: başka | huve: O'ndan | ve ǎlā: ve | llahi: Allah'a | felyetevekkeli: dayansınlar | l-mu'minūne: mü'minler | (64:13) | |
|yā : EY/HEY/AH | eyyuhā: SİZ! | elleƶīne: kimseler | āmenū: inanan(lar) | inne: şüphesiz | min: -den (bazıları) | ezvācikum: eşleriniz- | ve evlādikum: ve çocuklarınızdan | ǎduvven: düşmandır | lekum: size | feHƶerūhum: onlardan sakının | vein: ama | teǎ'fū: affederseniz | ve teSfeHū: ve hoşgörürseniz | ve teğfirū: ve bağışlarsanız | feinne: muhakkak ki | llahe: Allah (da) | ğafūrun: bağışlayandır | raHīmun: esirgeyendir | (64:14) | |
|innemā: elbette | emvālukum: mallarınız | ve evlādukum: ve evladlarınız | fitnetun: bir imtihandır | vallahu: Allah ise | ǐndehu: O'nun yanındadır | ecrun: ödül | ǎZīmun: büyük | (64:15) | |
|fetteḳū: öyle ise korkun | llahe: Allah'tan | mā: | steTaǎ'tum: gücünüz yettiği kadar | vesmeǔ: ve dinleyin | ve eTīǔ: ve ita'at edin | ve enfiḳū: ve infak edin | ḣayran: en hayırlı olanı | lienfusikum: kendiniz için | ve men: ve kim | yūḳa: korunursa | şuHHa: cimriliğinden | nefsihi: nefsinin | feulāike: işte | humu: onlar | l-mufliHūne: başarıya erenlerdir | (64:16) | |
|in: eğer | tuḳriDū: borç verirseniz | llahe: Allah'a | ḳarDan: bir borçla | Hasenen: güzel | yuDāǐfhu: onu kat kat yapar | lekum: sizin için | ve yeğfir: ve bağışlar | lekum: sizi | vallahu: Allah | şekūrun: karşılık verendir | Halīmun: halimdir | (64:17) | |
|ǎālimu: bilendir | l-ğaybi: görünmeyeni | ve şşehādeti: ve görüneni | l-ǎzīzu: azizdir | l-Hakīmu: hakimdir | (64:18) | |