Celal Yıldırım Meali |
|
Hayır, bu şehre (Kutsal Mekke'ye) and olsun.(90:1) | |
Sen bu şehirde yerli olarak oturmuşsundur. (Bu şehir sana daha lâyık ve daha helâldir).(90:2) | |
Babaya da, doğan çocuğuna da and olsun,(90:3) | |
Ki biz insanı (kendine has) sıkıntı ve zorluk içinde (yaratıp) meydana getirdik.(90:4) | |
O, kendisine hiç kimsenin güç getiremiyeceğini mi sanır?(90:5) | |
Yığın yığın mal sarfedip tükettim, diyor.(90:6) | |
Onu hiç gören olmadı mı sanıyor?(90:7) | |
(8-9) Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi ?(90:8) | |
(Doğru ve eğri olmak üzere) iki de yol göstermedik mi ?(90:10) | |
Ama o sarp geçidi geçmeye katlanmadı.(90:11) | |
Sarp geçidin ne olduğunu bilir misin ?(90:12) | |
Bir köle ya da esirin bağını çözüp hürriyetine kavuşturmaktır.(90:13) | |
(14-15-16) Veya açlık gününde (kıtlık zamanında) hısım sayılan bir yetime veya yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula yedirmektir.(90:14) | |
Sonra da birbirlerine sabır ve merhamet tavsiye eden mü'minlerden olmaktır.(90:17) | |
İşte bunlar sağ tarafta yerlerini alanlardır.(90:18) | |
Âyetlerimizi inkâr edenler ise sol tarafta yerlerini alanlardır.(90:19) | |
Ve üzerlerine kapılan kapanmış bir ateş..(90:20) | |