Ali Bulaç Meali |
|
Hayır; bu şehre yemin ederim,(90:1) | |
Ki sen, bu şehirde oturmakta iken,(90:2) | |
Babaya ve doğan çocuğa da.(90:3) | |
Andolsun, biz insanı bir zorluk içinde yarattık.(90:4) | |
O, hiç kimsenin kendisine asla güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?(90:5) | |
O: "Yığınla mal tüketip yok ettim" diyor.(90:6) | |
Kendisini hiç kimsenin görmediğini mi sanıyor?(90:7) | |
Biz ona iki göz vermedik mi?(90:8) | |
Bir dil ve iki dudak?(90:9) | |
Biz ona 'iki yol/iki amaç' gösterdik.(90:10) | |
Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.(90:11) | |
Sarp yokuşun ne olduğunu sana öğreten nedir?(90:12) | |
Bir boynu çözmek (bir köleye özgürlük vermek)tir;(90:13) | |
Ya da açlık gününde doyurmaktır,(90:14) | |
Yakın olan bir yetimi,(90:15) | |
Veya sürünen bir yoksulu.(90:16) | |
Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak.(90:17) | |
İşte bunlar, sağ yanın adamlarıdır (Ashab-ı Meymene).(90:18) | |
Ayetlerimizi inkar edenler ise, sol yanın adamlarıdır (Ashab-ı Meş'eme).(90:19) | |
"Kapıları kilitlenmiş" bir ateş onların üzerinedir.(90:20) | |