» 45 / Câsiye  22:

Kuran Sırası: 45
İniş Sırası: 65
Casiye Suresi = Diz Çökme/Çöküs Suresi
ismini 28. ayetinde geçen casiye kelimesinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَخَلَقَ (WḢLG) = ve ḣaleḳa : ve yaratmıştır
2. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
3. السَّمَاوَاتِ (ELSMEWET) = s-semāvāti : gökleri
4. وَالْأَرْضَ (WELÊRŽ) = vel'erDe : ve yeri
5. بِالْحَقِّ (BELḪG) = bil-Haḳḳi : gerçek olarak
6. وَلِتُجْزَىٰ (WLTCZ) = velituczā : cezalandırılsın diye
7. كُلُّ (KL) = kullu : her
8. نَفْسٍ (NFS) = nefsin : can
9. بِمَا (BME) = bimā : şey ile
10. كَسَبَتْ (KSBT) = kesebet : kazandığı
11. وَهُمْ (WHM) = ve hum : ve olnara
12. لَا (LE) = lā : asla
13. يُظْلَمُونَ (YƵLMWN) = yuZlemūne : haksızlık edilmesin
ve yaratmıştır | Allah | gökleri | ve yeri | gerçek olarak | cezalandırılsın diye | her | can | şey ile | kazandığı | ve olnara | asla | haksızlık edilmesin |

[ḢLG] [] [SMW] [ERŽ] [ḪGG] [CZY] [KLL] [NFS] [] [KSB] [] [] [ƵLM]
WḢLG ELLH ELSMEWET WELÊRŽ BELḪG WLTCZ KL NFS BME KSBT WHM LE YƵLMWN

ve ḣaleḳa llahu s-semāvāti vel'erDe bil-Haḳḳi velituczā kullu nefsin bimā kesebet ve hum yuZlemūne
وخلق الله السماوات والأرض بالحق ولتجزى كل نفس بما كسبت وهم لا يظلمون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وخلق خ ل ق | ḢLG WḢLG ve ḣaleḳa ve yaratmıştır And Allah created
الله | ELLH llahu Allah And Allah created
السماوات س م و | SMW ELSMEWET s-semāvāti gökleri the heavens
والأرض ا ر ض | ERŽ WELÊRŽ vel'erDe ve yeri and the earth
بالحق ح ق ق | ḪGG BELḪG bil-Haḳḳi gerçek olarak in truth
ولتجزى ج ز ي | CZY WLTCZ velituczā cezalandırılsın diye and that may be recompensed
كل ك ل ل | KLL KL kullu her every
نفس ن ف س | NFS NFS nefsin can soul
بما | BME bimā şey ile for what
كسبت ك س ب | KSB KSBT kesebet kazandığı it has earned,
وهم | WHM ve hum ve olnara and they
لا | LE asla will not be wronged.
يظلمون ظ ل م | ƵLM YƵLMWN yuZlemūne haksızlık edilmesin will not be wronged.

45:22 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve yaratmıştır | Allah | gökleri | ve yeri | gerçek olarak | cezalandırılsın diye | her | can | şey ile | kazandığı | ve olnara | asla | haksızlık edilmesin |

[ḢLG] [] [SMW] [ERŽ] [ḪGG] [CZY] [KLL] [NFS] [] [KSB] [] [] [ƵLM]
WḢLG ELLH ELSMEWET WELÊRŽ BELḪG WLTCZ KL NFS BME KSBT WHM LE YƵLMWN

ve ḣaleḳa llahu s-semāvāti vel'erDe bil-Haḳḳi velituczā kullu nefsin bimā kesebet ve hum yuZlemūne
وخلق الله السماوات والأرض بالحق ولتجزى كل نفس بما كسبت وهم لا يظلمون

[خ ل ق] [] [س م و] [ا ر ض] [ح ق ق] [ج ز ي] [ك ل ل] [ن ف س] [] [ك س ب] [] [] [ظ ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وخلق خ ل ق | ḢLG WḢLG ve ḣaleḳa ve yaratmıştır And Allah created
Vav,Hı,Lam,Gaf,
6,600,30,100,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah And Allah created
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
السماوات س م و | SMW ELSMEWET s-semāvāti gökleri the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – accusative feminine plural noun
اسم منصوب
والأرض ا ر ض | ERŽ WELÊRŽ vel'erDe ve yeri and the earth
Vav,Elif,Lam,,Re,Dad,
6,1,30,,200,800,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative feminine noun → Earth"
الواو عاطفة
اسم منصوب
بالحق ح ق ق | ḪGG BELḪG bil-Haḳḳi gerçek olarak in truth
Be,Elif,Lam,Ha,Gaf,
2,1,30,8,100,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
ولتجزى ج ز ي | CZY WLTCZ velituczā cezalandırılsın diye and that may be recompensed
Vav,Lam,Te,Cim,Ze,,
6,30,400,3,7,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person feminine singular passive imperfect verb, subjunctive mood
الواو عاطفة
اللام لام التعليل
فعل مضارع مبني للمجهول منصوب
كل ك ل ل | KLL KL kullu her every
Kef,Lam,
20,30,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
نفس ن ف س | NFS NFS nefsin can soul
Nun,Fe,Sin,
50,80,60,
N – genitive feminine singular indefinite noun
اسم مجرور
بما | BME bimā şey ile for what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
كسبت ك س ب | KSB KSBT kesebet kazandığı it has earned,
Kef,Sin,Be,Te,
20,60,2,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
وهم | WHM ve hum ve olnara and they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو عاطفة
ضمير منفصل
لا | LE asla will not be wronged.
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يظلمون ظ ل م | ƵLM YƵLMWN yuZlemūne haksızlık edilmesin will not be wronged.
Ye,Zı,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,900,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural passive imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَخَلَقَ: ve yaratmıştır | اللَّهُ: Allah | السَّمَاوَاتِ: gökleri | وَالْأَرْضَ: ve yeri | بِالْحَقِّ: gerçek olarak | وَلِتُجْزَىٰ: cezalandırılsın diye | كُلُّ: her | نَفْسٍ: can | بِمَا: şey ile | كَسَبَتْ: kazandığı | وَهُمْ: ve olnara | لَا: asla | يُظْلَمُونَ: haksızlık edilmesin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وخلق WḢLG ve yaratmıştır | الله ELLH Allah | السماوات ELSMEWET gökleri | والأرض WELÊRŽ ve yeri | بالحق BELḪG gerçek olarak | ولتجزى WLTCZ cezalandırılsın diye | كل KL her | نفس NFS can | بما BME şey ile | كسبت KSBT kazandığı | وهم WHM ve olnara | لا LE asla | يظلمون YƵLMWN haksızlık edilmesin |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḣaleḳa: ve yaratmıştır | llahu: Allah | s-semāvāti: gökleri | vel'erDe: ve yeri | bil-Haḳḳi: gerçek olarak | velituczā: cezalandırılsın diye | kullu: her | nefsin: can | bimā: şey ile | kesebet: kazandığı | ve hum: ve olnara | : asla | yuZlemūne: haksızlık edilmesin |
Kırık Meal (Transcript) : |WḢLG: ve yaratmıştır | ELLH: Allah | ELSMEWET: gökleri | WELÊRŽ: ve yeri | BELḪG: gerçek olarak | WLTCZ: cezalandırılsın diye | KL: her | NFS: can | BME: şey ile | KSBT: kazandığı | WHM: ve olnara | LE: asla | YƵLMWN: haksızlık edilmesin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve halketmiştir Allah gökleri ve yeryüzünü gerçek olarak ve herkes, kazancına göre karşılık bulsun diye ve onlara zulmedilmez.
Adem Uğur : Allah, gökleri ve yeri yerli yerince yaratmıştır. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez.
Ahmed Hulusi : Allâh, semâları (bilinçleri) ve arzı (bedeni) Hak olarak (Esmâ'sıyla) yarattı; her kişi kazandığının sonucunu yaşasın diye; onlara haksızlık edilmez!
Ahmet Tekin : Allah gökleri ve yeri, haklı bir gerekçe ile, hikmete dayalı, hesaplı bir düzen içinde yaratmıştır. Herkes, işlediği amellerin, kazandığı sevapların, yüklendiği günahların karşılığını görür. Onlara haksızlık edilmez, zulmedilmez.
Ahmet Varol : Allah gökleri ve yeri hak üzere yarattı. Öyle ki her cana kazandığının karşılığı verilsin. Onlara haksızlık edilmez.
Ali Bulaç : Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.
Ali Fikri Yavuz : Halbuki Allah gökleri ve yeri adaletle yarattı, (zulüm olsun diye değil). Hem de herkese kazandığının karşılığı verilmek için (yarattı)... Onlara asla haksızlık edilmez.
Bekir Sadak : Allah gokleri ve yeri gercekle yaratmistir; her cana, kazandiginin karsilgi verilir, onlara zulmedilmez.
Celal Yıldırım : Allah, gökleri ve yeri hakk ile yarattı. Herkes kazanıp elde ettiğinin karşılığını görsün diye (onları Dünya'ya getirdi). Onlar (amellerinin karşılığı verilirken) hiç de haksızlığa uğratılmazlar.
Diyanet İşleri : Allah, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak, herkese kazandığının karşılığı verilsin diye yaratmıştır. Onlara zulm edilmez.
Diyanet İşleri (eski) : Allah gökleri ve yeri gerçekle yaratmıştır; her cana, kazandığının karşılığı verilir, onlara zulmedilmez.
Diyanet Vakfi : Allah, gökleri ve yeri yerli yerince yaratmıştır. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez.
Edip Yüksel : ALLAH gökleri ve yeri belli bir amaç için yarattı ki her can, kazandığının karşılığını haksızlığa uğramadan görsün.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Halbuki Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Hem de herkese yaptığının karşılığı verilmek üzere, onlara asla haksızlık edilmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Halbuki Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Hem de herkesi, hakları hiç yenilmeksizin, kazandığı ile cezalandırmak için.
Elmalılı Hamdi Yazır : Halbuki Allah o Gökleri ve Yeri hakk ile halk etti, hem de her nefsi hiç hakları yenmeksizin kazandığı ile cezalandırmak için
Fizilal-il Kuran : Allah, gökleri ve yeri hak ilkesine dayalı olarak yarattı, ta ki herkes kazandığının karşılığını görsün. Onlara haksızlık edilmez.
Gültekin Onan : Tanrı, gökleri ve yeri hak olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.
Hakkı Yılmaz : Ve Allah, gökleri ve yeryüzünü gerçek ile ve de her kişiyi yaptığı ile karşılıklandırmak için oluşturdu. Ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.
Hasan Basri Çantay : Allah, gökleri ve yeri hakkın ikaamesine sebeb olarak ve herkesin kazandığı ne ise, kendilerine asla haksızlık edilmeyerek, onunla mukaabele edilmesi için yaratmışdır.
Hayrat Neşriyat : Ve Allah, gökleri ve yeri hak ile (herşeyi, yerli yerinde) yarattı ki (kudretine delâlet etsin) ve herkes kazandığının karşılığını görsün! Ve (o gün) onlara haksızlık edilmez.
İbni Kesir : Allah, gökleri ve yeri hak ile yaratmıştır. Ta ki her nefis, zulme uğratılmaksızın kazancına göre karşılık görsün.
İskender Evrenosoğlu : Ve Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Ve bütün nefslere kazandıklarının karşılığı (ceza veya mükâfat) verilsin diye. Ve onlara zulmedilmez.
Muhammed Esed : Çünkü Allah, gökleri ve yeri (deruni bir) hakikate göre yarattı ve (bu sebeple diledi ki) her insan kazandığının karşılığını görsün ve hiç kimseye haksızlık yapılmasın.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı ve herkesi kendi kazandığı ile cezalandırılmak için (yaratmıştır) ve onlar zulme uğratılmazlar.
Ömer Öngüt : Allah yeri ve göğü hak olarak yarattı. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez.
Şaban Piriş : Allah, gökleri ve yeri, herkes, hiçbir haksızlığa uğramadan kazandıklarının karşılığını görsün diye hak olarak yarattı.
Suat Yıldırım : Halbuki Allah gökleri ve yeri hikmetle, gerçek bir maksatla ve bir de herkes ne kazanmışsa, kendilerine asla haksızlık edilmeksizin, ona göre karşılık görmesi için yaratmıştır.
Süleyman Ateş : Allâh, gökleri ve yeri gerçek olarak yaratmıştır ki her can, kazandığıyle cezâlandırılsın, kimseye haksızlık edilmez.
Tefhim-ul Kuran : Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazanmakta olduklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.
Ümit Şimşek : Allah gökleri ve yeri hak ile yaratmıştır. Onun için, her nefis kendi kazandığıyla karşılık görür ve kimseye bir haksızlık yapılmaz.
Yaşar Nuri Öztürk : Ve Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Ta ki her benlik, kazancının karşılığıyla, hiç kimse zulme uğratılmaksızın, yüz yüze getirilsin.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}