» 45 / Câsiye  33:

Kuran Sırası: 45
İniş Sırası: 65
Casiye Suresi = Diz Çökme/Çöküs Suresi
ismini 28. ayetinde geçen casiye kelimesinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَبَدَا (WBD̃E) = ve bedā : ve göründü
2. لَهُمْ (LHM) = lehum : onlara
3. سَيِّئَاتُ (SYÙET) = seyyiātu : kötülükleri
4. مَا (ME) = mā : şeylerin
5. عَمِلُوا (AMLWE) = ǎmilū : yaptıkları
6. وَحَاقَ (WḪEG) = ve Hāḳa : ve kuşattı
7. بِهِمْ (BHM) = bihim : onları
8. مَا (ME) = mā : şey
9. كَانُوا (KENWE) = kānū : oldukları
10. بِهِ (BH) = bihi : onunla
11. يَسْتَهْزِئُونَ (YSTHZÙWN) = yestehziūne : alay ediyor(lar)
ve göründü | onlara | kötülükleri | şeylerin | yaptıkları | ve kuşattı | onları | şey | oldukları | onunla | alay ediyor(lar) |

[BD̃W] [] [SWE] [] [AML] [ḪYG] [] [] [KWN] [] [HZE]
WBD̃E LHM SYÙET ME AMLWE WḪEG BHM ME KENWE BH YSTHZÙWN

ve bedā lehum seyyiātu ǎmilū ve Hāḳa bihim kānū bihi yestehziūne
وبدا لهم سيئات ما عملوا وحاق بهم ما كانوا به يستهزئون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وبدا ب د و | BD̃W WBD̃E ve bedā ve göründü And (will) appear
لهم | LHM lehum onlara to them
سيئات س و ا | SWE SYÙET seyyiātu kötülükleri (the) evil
ما | ME şeylerin (of) what
عملوا ع م ل | AML AMLWE ǎmilū yaptıkları they did
وحاق ح ي ق | ḪYG WḪEG ve Hāḳa ve kuşattı and (will) envelop
بهم | BHM bihim onları them
ما | ME şey what
كانوا ك و ن | KWN KENWE kānū oldukları they used
به | BH bihi onunla [at it]
يستهزئون ه ز ا | HZE YSTHZÙWN yestehziūne alay ediyor(lar) (to) mock.

45:33 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve göründü | onlara | kötülükleri | şeylerin | yaptıkları | ve kuşattı | onları | şey | oldukları | onunla | alay ediyor(lar) |

[BD̃W] [] [SWE] [] [AML] [ḪYG] [] [] [KWN] [] [HZE]
WBD̃E LHM SYÙET ME AMLWE WḪEG BHM ME KENWE BH YSTHZÙWN

ve bedā lehum seyyiātu ǎmilū ve Hāḳa bihim kānū bihi yestehziūne
وبدا لهم سيئات ما عملوا وحاق بهم ما كانوا به يستهزئون

[ب د و] [] [س و ا] [] [ع م ل] [ح ي ق] [] [] [ك و ن] [] [ه ز ا]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وبدا ب د و | BD̃W WBD̃E ve bedā ve göründü And (will) appear
Vav,Be,Dal,Elif,
6,2,4,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
لهم | LHM lehum onlara to them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
سيئات س و ا | SWE SYÙET seyyiātu kötülükleri (the) evil
Sin,Ye,,Elif,Te,
60,10,,1,400,
N – nominative feminine plural noun
اسم مرفوع
ما | ME şeylerin (of) what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
عملوا ع م ل | AML AMLWE ǎmilū yaptıkları they did
Ayn,Mim,Lam,Vav,Elif,
70,40,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وحاق ح ي ق | ḪYG WḪEG ve Hāḳa ve kuşattı and (will) envelop
Vav,Ha,Elif,Gaf,
6,8,1,100,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
بهم | BHM bihim onları them
Be,He,Mim,
2,5,40,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
ما | ME şey what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
كانوا ك و ن | KWN KENWE kānū oldukları they used
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
به | BH bihi onunla [at it]
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
يستهزئون ه ز ا | HZE YSTHZÙWN yestehziūne alay ediyor(lar) (to) mock.
Ye,Sin,Te,He,Ze,,Vav,Nun,
10,60,400,5,7,,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form X) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَبَدَا: ve göründü | لَهُمْ: onlara | سَيِّئَاتُ: kötülükleri | مَا: şeylerin | عَمِلُوا: yaptıkları | وَحَاقَ: ve kuşattı | بِهِمْ: onları | مَا: şey | كَانُوا: oldukları | بِهِ: onunla | يَسْتَهْزِئُونَ: alay ediyor(lar) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وبدا WBD̃E ve göründü | لهم LHM onlara | سيئات SYÙET kötülükleri | ما ME şeylerin | عملوا AMLWE yaptıkları | وحاق WḪEG ve kuşattı | بهم BHM onları | ما ME şey | كانوا KENWE oldukları | به BH onunla | يستهزئون YSTHZÙWN alay ediyor(lar) |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve bedā: ve göründü | lehum: onlara | seyyiātu: kötülükleri | : şeylerin | ǎmilū: yaptıkları | ve Hāḳa: ve kuşattı | bihim: onları | : şey | kānū: oldukları | bihi: onunla | yestehziūne: alay ediyor(lar) |
Kırık Meal (Transcript) : |WBD̃E: ve göründü | LHM: onlara | SYÙET: kötülükleri | ME: şeylerin | AMLWE: yaptıkları | WḪEG: ve kuşattı | BHM: onları | ME: şey | KENWE: oldukları | BH: onunla | YSTHZÙWN: alay ediyor(lar) |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve belirir, görünür onlara yaptıkları işlerin kötülükleri ve başlarına gelir alay ettikleri şey.
Adem Uğur : Yaptıklarının kötülükleri onlara görünmüş, alay edip durdukları şey onları kuşatmıştır.
Ahmed Hulusi : Yaptıkları şeylerin kötülükleri onlarda açığa çıktı ve alay ettikler şey kendilerini kapsadı!
Ahmet Tekin : Derken, yaptıkları amellerin cezaları ortaya, gözlerinin önüne serildi. Alay edip durdukları şeyin gücü, onları kuşattı, işlerini bitirdi.
Ahmet Varol : Yaptıklarının kötülükleri karşılarına çıkmış ve alaya aldıkları şey kendilerini kuşatmıştır.
Ali Bulaç : Onların yaptıkları şeylerin kötülüğü kendileri için açığa çıktı ve alay konusu edindikleri de onları sarıp kuşattı.
Ali Fikri Yavuz : Derken yaptıkları amellerin kötülükleri onlara zahir olmuş ve alay edib durdukları şeyin cezası (olan azab) kendilerini kuşatıvermiştir.
Bekir Sadak : Isledikleri kotulukler kendilerine belli oldu ve onlari, alaya aldiklari seyler kusatip mahvetti.
Celal Yıldırım : Yapageldikleri işlerin kötülükleri kendilerine belli oldu ve alaya aldıkları şeyler(in vebali) her taraftan onları kuşatıverdi.
Diyanet İşleri : Yaptıklarının kötülükleri karşılarına dikilmiş ve alay edip durdukları şey, kendilerini kuşatıvermiştir.
Diyanet İşleri (eski) : İşledikleri kötülükler kendilerine belli oldu ve onları, alaya aldıkları şeyler kuşatıp mahvetti.
Diyanet Vakfi : Yaptıklarının kötülükleri onlara görünmüş, alay edip durdukları şey onları kuşatmıştır.
Edip Yüksel : Yaptıkları kötülükler kendilerine görünecek ve alay etmekte oldukları şey onları kuşatıp avlayacaktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Derken yaptıkları amellerin kötülüğü gözlerinin önüne serildi, alay edip durdukları şey onları kuşatıverdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Derken yaptıkları işlerin kötülükleri onlara yüz göstermiş (gözlerinin önüne serilmiş) ve o alay edip durdukları şey kendilerini kuşatıvermiştir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Derken onlara yaptıkları amellerin kötülüklerini yüz göstermiş ve o istihza edip durdukları şey kendilerini kuşatıvermiştir
Fizilal-il Kuran : Yaptıklarının kötülükleri onlara göründü ve alay edip durdukları şey onları kuşattı.
Gültekin Onan : Onların yaptıkları şeylerin kötülüğü kendileri için açığa çıktı ve alay konusu edindikleri de onları sarıp kuşattı.
Hakkı Yılmaz : Ve işledikleri şeylerin kötülükleri kendilerine belli oldu ve onları, kendisiyle alaya aldıkları şeyler kuşatıverdi.
Hasan Basri Çantay : Onların yapdıkları amel (ve hareket) lerin kötülükleri, kendilerine (âid olmak üzere), açığa çıkmış, istihza edib durdukları şey (azâb) onları çepçevre kuşatmışdır.
Hayrat Neşriyat : Yaptıkları şeylerin kötülükleri onlara görünmüş ve kendisiyle alay edip durdukları(azab) onları kuşatıvermiştir.
İbni Kesir : Onlara, yaptıkları işlerin kötülükleri belli oldu ve alaya aldıkları şeyler kendilerini kuşattı.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlara, yaptıkları şeylerin kötülüğü aşikâr oldu. Ve alay etmiş oldukları şey, onları kuşattı.
Muhammed Esed : (O Gün) yaptıkları kötülükler onlara apaçık görünecek ve alay edip durdukları şey onları alt edecektir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlar için yapmış oldukları şeylerin fenalıkları zuhûra geldi ve kendisiyle istihzâda bulundukları şey, onları kuşattı.
Ömer Öngüt : Yaptıklarının kötülükleri (amel defterinin okunmasıyla) kendilerine göründü ve alaya aldıkları şey onları çepeçevre kuşattı.
Şaban Piriş : Yaptıklarının günahları onlara belli olmuş ve alay ettikleri şey onları kuşatıvermişti.
Suat Yıldırım : Derken, yaptıkları ne kadar kötü, pis iş varsa karşılarına çıktı. Alay ettikleri cehennem azabı, kendilerini her taraftan sardı.
Süleyman Ateş : Yaptıklarının kötülükleri onlara göründü ve alay edip durdukları şey onları kuşattı.
Tefhim-ul Kuran : Onların yapmakta oldukları şeylerin kötülüğü kendileri için açığa çıktı ve kendisini alay konusu edindikleri de onları sarıp kuşattı.
Ümit Şimşek : Yaptıkları işin kötülüğü artık kendilerine görünmüş ve alay ettikleri şey onları çepeçevre kuşatmıştır.
Yaşar Nuri Öztürk : Yaptıklarının kötülükleri karşılarına dikilmiş, alay edip durdukları şey kendilerini kuşatıvermiştir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}