» 60 / Mümtehine  Suresi:

Kuran Sırası: 60
İniş Sırası: 91
Mümtehine Suresi = Sorgulanan Kadin Suresi
Mümtehine sinav veren kadin anlamina gelir ve ismini 10. ayette müsriklerden kaçip inananlara gelen kadinlarin imtihan edilmesinden alir.

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"

Kırık Meal (Okunuş) Meali
|: EY/HEY/AH | eyyuhā: SİZ! | elleƶīne: kimseler | āmenū: inanan(lar) | : | tetteḣiƶū: edinmeyin | ǎduvvī: benim düşmanımı | ve ǎduvve kum: ve sizin düşmanınızı | evliyā'e: dostlar | tulḳūne: siz iletiyorsunuz | ileyhim: onlara | bil-meveddeti: sevgi | veḳad: halbuki | keferū: onlar inkar ettiler | bimā: şeyi | cā'ekum: size gelen | mine: -tan | l-Haḳḳi: hak- | yuḣricūne: (yurdunuzdan) çıkardılar | r-rasūle: Elçiyi | ve iyyākum: ve sizi | en: dolayı | tu'minū: inandığınızdan | billahi: Allah'a | rabbikum: Rabbiniz | in: eğer | kuntum: iseniz | ḣaractum: çıkmış | cihāden: cihadetmek için | : | sebīlī: benim yolumda | vebtiğā'e: ve kazanmak için | merDātī: benim rızamı | tusirrūne: (nasıl) gizliyorsunuz | ileyhim: onlara | bil-meveddeti: içinizde sevgi | veenā: oysa ben | eǎ'lemu: bilirim | bimā: şeyleri | eḣfeytum: sizin gizlediğiniz | ve mā: ve şeyleri | eǎ'lentum: açığa vurduğunuz | ve men: ve kim | yef'ǎlhu: bunu yaparsa | minkum: sizden | feḳad: elbette | Delle: sapmıştır | sevā'e: doğru | s-sebīli: yoldan | (60:1)
|in: eğer | yeṧḳafūkum: onlar sizi ele geçirseler | yekūnū: olurlar | lekum: size | eǎ'dā'en: düşman | ve yebsuTū: ve uzatırlar | ileykum: size | eydiyehum: ellerini | ve elsinetehum: ve dillerini | bis-sū'i: kötülükle | ve veddū: ve isterler | lev: keşke | tekfurūne: inkar etseniz | (60:2)
|len: asla | tenfeǎkum: size fayda vermez | erHāmukum: akrabanız | ve lā: ne de | evlādukum: çocuklarınız | yevme: günü | l-ḳiyāmeti: kıyamet | yefSilu: ayırır | beynekum: aranızı | vallahu: ve Allah | bimā: şeyleri | teǎ'melūne: yaptıklarınız | beSīrun: görmektedir | (60:3)
|ḳad: elbette | kānet: vardır | lekum: sizin için | usvetun: bir örnek | Hasenetun: güzel | : | ibrāhīme: İbrahim'de | velleƶīne: ve bulunanlarda | meǎhu: onunla beraber | : hani | ḳālū: onlar demişlerdi | liḳavmihim: kavimlerine | innā: elbette biz | burā'u: uzağız | minkum: sizden | ve mimmā: ve | teǎ'budūne: taptıklarınızdan | min: | dūni: başka | llahi: Allah'tan | kefernā: tanımıyoruz | bikum: sizi | ve bedā: ve belirmiştir | beynenā: bizim aramızda | ve beynekumu: sizinle | l-ǎdāvetu: bir düşmanlık | velbeğDā'u: ve nefret | ebeden: sürekli | Hattā: kadar | tu'minū: siz inanıncaya | billahi: Allah'a | veHdehu: bir tek | illā: yalnız hariçtir | ḳavle: demesi | ibrāhīme: İbrahim'in | liebīhi: babasına | leesteğfiranne: mağfiret dileyeceğim | leke: senin için | vemā: fakat | emliku: gücüm yetmez | leke: senin için | mine: -tan | llahi: Allah- | min: (gelecek) | şey'in: bir şeye | rabbenā: Rabbimiz | ǎleyke: sana | tevekkelnā: dayandık | ve ileyke: ve sana | enebnā: yöneldik | ve ileyke: ve sanadır | l-meSīru: dönüş | (60:4)
|rabbenā: Rabbimiz | : | tec'ǎlnā: bizi yapma | fitneten: bir sınav | lilleƶīne: kimseler için | keferū: inkar eden(ler) | veğfir: e bağışla | lenā: bizi | rabbenā: Rabbimiz | inneke: ancak Sensin | ente: Sen | l-ǎzīzu: yegane galib | l-Hakīmu: hüküm ve hikmet sahibi | (60:5)
|leḳad: andolsun | kāne: vardır | lekum: sizin için | fīhim: onlarda | usvetun: bir örnek | Hasenetun: güzel | limen: kimseler için | kāne: | yercū: arzu edenler | llahe: Allah'ı | velyevme: ve gününü | l-āḣira: ahiret | ve men: ve kim | yetevelle: yüz çevirirse | feinne: şüphesiz | llahe: Allah | huve: O'dur | l-ğaniyyu: zengin olan | l-Hamīdu: övgüye layık olan | (60:6)
|ǎsā: belki de | llahu: Allah | en: | yec'ǎle: koyar | beynekum: sizinle | ve beyne: arasına | elleƶīne: | ǎādeytum: düşman olduklarınız | minhum: onlardan | meveddeten: bir sevgi | vallahu: ve Allah | ḳadīrun: kadirdir | vallahu: ve Allah | ğafūrun: çok bağışlayandır | raHīmun: çok esirgeyendir | (60:7)
|: | yenhākumu: sizi men'etmez | llahu: Allah | ǎni: -den | elleƶīne: kimseler- | lem: | yuḳātilūkum: sizinle savaşmayan | : hakkında | d-dīni: din | velem: ve | yuḣricūkum: sizi çıkarmayan | min: -dan | diyārikum: yurtlarınız- | en: | teberrūhum: iyilik etmekten | ve tuḳsiTū: ve adaletli davranmaktan | ileyhim: onlara | inne: şüphesiz ki | llahe: Allah | yuHibbu: sever | l-muḳsiTīne: adalet yapanları | (60:8)
|innemā: ancak | yenhākumu: sizi men'eder | llahu: Allah | ǎni: -den | elleƶīne: kimseler- | ḳātelūkum: sizinle savaşan | : hakkında | d-dīni: din | ve eḣracūkum: ve sizi çıkaran | min: -dan | diyārikum: yurtlarınız- | ve Zāherū: ve yardım eden | ǎlā: | iḣrācikum: çıkarılmanıza | en: | tevellevhum: dost olmanızdan | ve men: ve kim | yetevellehum: onlarla dost olursa | feulāike: işte | humu: onlardır | Z-Zālimūne: zalimler | (60:9)
|: EY/HEY/AH | eyyuhā: SİZ! | elleƶīne: kimseler | āmenū: inanan(lar) | iƶā: zaman | cā'ekumu: size geldiği | l-mu'minātu: mü'min kadınlar | muhācirātin: göç ederek | femteHinūhunne: onları imtihan edin | llahu: Allah | eǎ'lemu: daha iyi bilir | biīmānihinne: onların imanlarını | fe in: eğer | ǎlimtumūhunne: anlarsanız | mu'minātin: inanmış olduklarını | felā: | terciǔhunne: onları geri döndürmeyin | ilā: | l-kuffāri: kafirlere | : değildir | hunne: bunlar (kadınlar) | Hillun: helal | lehum: onlara | ve lā: ve değildir | hum: onlar | yeHillūne: helal | lehunne: bunlara | ve ātūhum: ve onlara verin | : şey(leri) | enfeḳū: onların harcadıkları | ve lā: ve yoktur | cunāHa: bir günah | ǎleykum: sizin için | en: | tenkiHūhunne: bunlarla evlenmenizde | iƶā: takdirde | āteytumūhunne: kendilerine verdiğiniz | ucūrahunne: ücretlerini | ve lā: ve | tumsikū: tutmayın | biǐSami: ismetlerini | l-kevāfiri: kafir kadınların | veselū: isteyin | : şeyi (mehri) | enfeḳtum: harcadığınız | velyeselū: ve onlar da istesinler | : şeyi | enfeḳū: harcadıkları | ƶālikum: bu size | Hukmu: hükmüdür | llahi: Allah'ın | yeHkumu: (böyle) hükmediyor | beynekum: aranızda | vallahu: ve Allah | ǎlīmun: bilendir | Hakīmun: hüküm ve hikmet sahibidir | (60:10)
|ve in: ve eğer | fetekum: giderse | şey'un: herhangibir şey | min: -den | ezvācikum: eşleriniz- | ilā: | l-kuffāri: kafirlere | feǎāḳabtum: sonra sıra size gelirse | fe ātū: verin | elleƶīne: | ƶehebet: gidenlere | ezvācuhum: eşleri | miṧle: mislini | : | enfeḳū: harcadıklarının | vetteḳū: ve sakının | llahe: Allah'a | lleƶī: ki | entum: siz | bihi: ona | mu'minūne: inanıyorsunuz | (60:11)
|: EY/HEY/AH | eyyuhā: SİZ! | n-nebiyyu: peygamber | iƶā: zaman | cā'eke: sana geldiği | l-mu'minātu: inanmış kadınlar | yubāyiǎ'neke: sana bi'at ederlerse | ǎlā: hususunda | en: | : | yuşrikne: ortak koşmamaları | billahi: Allah'a | şey'en: hiçbir şeyi | ve lā: ve | yesriḳne: hırsızlık etmemeleri | ve lā: ve | yeznīne: zina etmemeleri | ve lā: ve | yeḳtulne: öldürmemeleri | evlādehunne: çocuklarını | ve lā: ve | ye'tīne: getirmemeleri | bibuhtānin: uydurup | yefterīnehu: bir iftira | beyne: arasında | eydīhinne: elleri | ve erculihinne: ve ayakları | ve lā: ve | yeǎ'Sīneke: sana karşı gelmemeleri | : | meǎ'rūfin: iyi bir işte | febāyiǎ'hunne: onlarla bi'atleş | vesteğfir: ve mağfiret dile | lehunne: onlar için | llahe: Allah'tan | inne: şüphesiz | llahe: Allah | ğafūrun: çok bağışlayandır | raHīmun: çok esirgeyendir | (60:12)
|: EY/HEY/AH | eyyuhā: SİZ! | elleƶīne: kimseler | āmenū: inanan(lar) | : | tetevellev: dostluk etmeyin | ḳavmen: bir topluluk ile | ğaDibe: gazabettiği | llahu: Allah'ın | ǎleyhim: kendilerine | ḳad: | yeisū: umudu kesmiş olan | mine: -ten | l-āḣirati: ahiret- | kemā: gibi | yeise: umudu kestiği | l-kuffāru: kafirlerin | min: -ndan | eSHābi: halkı- | l-ḳubūri: mezarlık | (60:13)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}