» 60 / Mümtehine  8:

Kuran Sırası: 60
İniş Sırası: 91
Mümtehine Suresi = Sorgulanan Kadin Suresi
Mümtehine sinav veren kadin anlamina gelir ve ismini 10. ayette müsriklerden kaçip inananlara gelen kadinlarin imtihan edilmesinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لَا (LE) = lā :
2. يَنْهَاكُمُ (YNHEKM) = yenhākumu : sizi men'etmez
3. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
4. عَنِ (AN) = ǎni : -den
5. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler-
6. لَمْ (LM) = lem :
7. يُقَاتِلُوكُمْ (YGETLWKM) = yuḳātilūkum : sizinle savaşmayan
8. فِي (FY) = fī : hakkında
9. الدِّينِ (ELD̃YN) = d-dīni : din
10. وَلَمْ (WLM) = velem : ve
11. يُخْرِجُوكُمْ (YḢRCWKM) = yuḣricūkum : sizi çıkarmayan
12. مِنْ (MN) = min : -dan
13. دِيَارِكُمْ (D̃YERKM) = diyārikum : yurtlarınız-
14. أَنْ (ÊN) = en :
15. تَبَرُّوهُمْ (TBRWHM) = teberrūhum : iyilik etmekten
16. وَتُقْسِطُوا (WTGSŦWE) = ve tuḳsiTū : ve adaletli davranmaktan
17. إِلَيْهِمْ (ÎLYHM) = ileyhim : onlara
18. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz ki
19. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
20. يُحِبُّ (YḪB) = yuHibbu : sever
21. الْمُقْسِطِينَ (ELMGSŦYN) = l-muḳsiTīne : adalet yapanları
| sizi men'etmez | Allah | -den | kimseler- | | sizinle savaşmayan | hakkında | din | ve | sizi çıkarmayan | -dan | yurtlarınız- | | iyilik etmekten | ve adaletli davranmaktan | onlara | şüphesiz ki | Allah | sever | adalet yapanları |

[] [NHY] [] [] [] [] [GTL] [] [D̃YN] [] [ḢRC] [] [D̃WR] [] [BRR] [GSŦ] [] [] [] [ḪBB] [GSŦ]
LE YNHEKM ELLH AN ELZ̃YN LM YGETLWKM FY ELD̃YN WLM YḢRCWKM MN D̃YERKM ÊN TBRWHM WTGSŦWE ÎLYHM ÎN ELLH YḪB ELMGSŦYN

yenhākumu llahu ǎni elleƶīne lem yuḳātilūkum d-dīni velem yuḣricūkum min diyārikum en teberrūhum ve tuḳsiTū ileyhim inne llahe yuHibbu l-muḳsiTīne
لا ينهاكم الله عن الذين لم يقاتلوكم في الدين ولم يخرجوكم من دياركم أن تبروهم وتقسطوا إليهم إن الله يحب المقسطين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لا | LE Not
ينهاكم ن ه ي | NHY YNHEKM yenhākumu sizi men'etmez (does) forbid you
الله | ELLH llahu Allah Allah
عن | AN ǎni -den from
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler- those who
لم | LM lem (do) not
يقاتلوكم ق ت ل | GTL YGETLWKM yuḳātilūkum sizinle savaşmayan fight you
في | FY hakkında in
الدين د ي ن | D̃YN ELD̃YN d-dīni din the religion
ولم | WLM velem ve and (do) not
يخرجوكم خ ر ج | ḢRC YḢRCWKM yuḣricūkum sizi çıkarmayan drive you out
من | MN min -dan of
دياركم د و ر | D̃WR D̃YERKM diyārikum yurtlarınız- your homes
أن | ÊN en that
تبروهم ب ر ر | BRR TBRWHM teberrūhum iyilik etmekten you deal kindly
وتقسطوا ق س ط | GSŦ WTGSŦWE ve tuḳsiTū ve adaletli davranmaktan and deal justly
إليهم | ÎLYHM ileyhim onlara with them.
إن | ÎN inne şüphesiz ki Indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
يحب ح ب ب | ḪBB YḪB yuHibbu sever loves
المقسطين ق س ط | GSŦ ELMGSŦYN l-muḳsiTīne adalet yapanları those who act justly.

60:8 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| sizi men'etmez | Allah | -den | kimseler- | | sizinle savaşmayan | hakkında | din | ve | sizi çıkarmayan | -dan | yurtlarınız- | | iyilik etmekten | ve adaletli davranmaktan | onlara | şüphesiz ki | Allah | sever | adalet yapanları |

[] [NHY] [] [] [] [] [GTL] [] [D̃YN] [] [ḢRC] [] [D̃WR] [] [BRR] [GSŦ] [] [] [] [ḪBB] [GSŦ]
LE YNHEKM ELLH AN ELZ̃YN LM YGETLWKM FY ELD̃YN WLM YḢRCWKM MN D̃YERKM ÊN TBRWHM WTGSŦWE ÎLYHM ÎN ELLH YḪB ELMGSŦYN

yenhākumu llahu ǎni elleƶīne lem yuḳātilūkum d-dīni velem yuḣricūkum min diyārikum en teberrūhum ve tuḳsiTū ileyhim inne llahe yuHibbu l-muḳsiTīne
لا ينهاكم الله عن الذين لم يقاتلوكم في الدين ولم يخرجوكم من دياركم أن تبروهم وتقسطوا إليهم إن الله يحب المقسطين

[] [ن ه ي] [] [] [] [] [ق ت ل] [] [د ي ن] [] [خ ر ج] [] [د و ر] [] [ب ر ر] [ق س ط] [] [] [] [ح ب ب] [ق س ط]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لا | LE Not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
ينهاكم ن ه ي | NHY YNHEKM yenhākumu sizi men'etmez (does) forbid you
Ye,Nun,He,Elif,Kef,Mim,
10,50,5,1,20,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
عن | AN ǎni -den from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler- those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
لم | LM lem (do) not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
يقاتلوكم ق ت ل | GTL YGETLWKM yuḳātilūkum sizinle savaşmayan fight you
Ye,Gaf,Elif,Te,Lam,Vav,Kef,Mim,
10,100,1,400,30,6,20,40,
V – 3rd person masculine plural (form III) imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY hakkında in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الدين د ي ن | D̃YN ELD̃YN d-dīni din the religion
Elif,Lam,Dal,Ye,Nun,
1,30,4,10,50,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
ولم | WLM velem ve and (do) not
Vav,Lam,Mim,
6,30,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
يخرجوكم خ ر ج | ḢRC YḢRCWKM yuḣricūkum sizi çıkarmayan drive you out
Ye,Hı,Re,Cim,Vav,Kef,Mim,
10,600,200,3,6,20,40,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min -dan of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
دياركم د و ر | D̃WR D̃YERKM diyārikum yurtlarınız- your homes
Dal,Ye,Elif,Re,Kef,Mim,
4,10,1,200,20,40,
N – genitive feminine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
تبروهم ب ر ر | BRR TBRWHM teberrūhum iyilik etmekten you deal kindly
Te,Be,Re,Vav,He,Mim,
400,2,200,6,5,40,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وتقسطوا ق س ط | GSŦ WTGSŦWE ve tuḳsiTū ve adaletli davranmaktan and deal justly
Vav,Te,Gaf,Sin,Tı,Vav,Elif,
6,400,100,60,9,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إليهم | ÎLYHM ileyhim onlara with them.
,Lam,Ye,He,Mim,
,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
إن | ÎN inne şüphesiz ki Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
يحب ح ب ب | ḪBB YḪB yuHibbu sever loves
Ye,Ha,Be,
10,8,2,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
المقسطين ق س ط | GSŦ ELMGSŦYN l-muḳsiTīne adalet yapanları those who act justly.
Elif,Lam,Mim,Gaf,Sin,Tı,Ye,Nun,
1,30,40,100,60,9,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لَا: | يَنْهَاكُمُ: sizi men'etmez | اللَّهُ: Allah | عَنِ: -den | الَّذِينَ: kimseler- | لَمْ: | يُقَاتِلُوكُمْ: sizinle savaşmayan | فِي: hakkında | الدِّينِ: din | وَلَمْ: ve | يُخْرِجُوكُمْ: sizi çıkarmayan | مِنْ: -dan | دِيَارِكُمْ: yurtlarınız- | أَنْ: | تَبَرُّوهُمْ: iyilik etmekten | وَتُقْسِطُوا: ve adaletli davranmaktan | إِلَيْهِمْ: onlara | إِنَّ: şüphesiz ki | اللَّهَ: Allah | يُحِبُّ: sever | الْمُقْسِطِينَ: adalet yapanları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |لا LE | ينهاكم YNHEKM sizi men'etmez | الله ELLH Allah | عن AN -den | الذين ELZ̃YN kimseler- | لم LM | يقاتلوكم YGETLWKM sizinle savaşmayan | في FY hakkında | الدين ELD̃YN din | ولم WLM ve | يخرجوكم YḢRCWKM sizi çıkarmayan | من MN -dan | دياركم D̃YERKM yurtlarınız- | أن ÊN | تبروهم TBRWHM iyilik etmekten | وتقسطوا WTGSŦWE ve adaletli davranmaktan | إليهم ÎLYHM onlara | إن ÎN şüphesiz ki | الله ELLH Allah | يحب YḪB sever | المقسطين ELMGSŦYN adalet yapanları |
Kırık Meal (Okunuş) : |: | yenhākumu: sizi men'etmez | llahu: Allah | ǎni: -den | elleƶīne: kimseler- | lem: | yuḳātilūkum: sizinle savaşmayan | : hakkında | d-dīni: din | velem: ve | yuḣricūkum: sizi çıkarmayan | min: -dan | diyārikum: yurtlarınız- | en: | teberrūhum: iyilik etmekten | ve tuḳsiTū: ve adaletli davranmaktan | ileyhim: onlara | inne: şüphesiz ki | llahe: Allah | yuHibbu: sever | l-muḳsiTīne: adalet yapanları |
Kırık Meal (Transcript) : |LE: | YNHEKM: sizi men'etmez | ELLH: Allah | AN: -den | ELZ̃YN: kimseler- | LM: | YGETLWKM: sizinle savaşmayan | FY: hakkında | ELD̃YN: din | WLM: ve | YḢRCWKM: sizi çıkarmayan | MN: -dan | D̃YERKM: yurtlarınız- | ÊN: | TBRWHM: iyilik etmekten | WTGSŦWE: ve adaletli davranmaktan | ÎLYHM: onlara | ÎN: şüphesiz ki | ELLH: Allah | YḪB: sever | ELMGSŦYN: adalet yapanları |
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah, din husûsunda sizinle savaşmayan ve sizi, ülkenizden çıkarmayanlara iyilik etmenizi, onlara karşı insafla, adâletle muâmelede bulunmanızı nehyetmez; şüphe yok ki Allah, adâletle muâmele edenleri sever.
Adem Uğur : Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever.
Ahmed Hulusi : Allâh sizi, din yüzünden sizinle savaşmamış ve sizi yurtlarınızdan çıkarmamış kimselere iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan engellemez. Muhakkak ki Allâh muksitleri (her şeye hakkını verenleri) sever.
Ahmet Tekin : Allah, sizinle din, şeriat uğrunda savaşmayanlara, size düşmanca davranmayanlara, sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onların ekonomik haklarına riayet ederek âdil davranmanızı yasaklamaz. Allah ekonomik haklara riayet ederek adâleti yerine getirerek düzen sağlayanları sever.
Ahmet Varol : Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmamış ve sizi yurtlarınızdan çıkarmamış olanlara iyilik etmekten ve onlara karşı adaletli davranmaktan sakındırmaz. Çünkü Allah adaletli davrananları sever.
Ali Bulaç : Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever.
Ali Fikri Yavuz : Allah, din hususunda sizinle savaşmamış, sizi yurdlarınızdan da çıkarmamış kimselere sadakat göstermenizden, onlara iyilik etmenizden, onlara adalet yapmanızdan sizi yasaklamaz; çünkü Allah adalet yapanları sever.
Bekir Sadak : Allah, din ugrunda sizinle savasmayan, sizi yurdunuzdan cikarmayan kimselere iyilik yapmanizi ve onlara karsi adil davaranmanizi yasak kilmaz; dogrusu Allah adil olanlari sever.
Celal Yıldırım : Allah, din uğrunda sizinle savaşmıyanlara ve sizi yurdunuzdan çıkarmıyanlara iyilikte bulunmanızı, adaletle davranmanızı men'etmez. Şüphesiz ki, Allah, adaletle davranıp insaf ölçülerine bağlı kalanları sever.
Diyanet İşleri : Allah, sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah, âdil davrananları sever.
Diyanet İşleri (eski) : Allah, din uğrunda sizinle savaşmayan, sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara karşı adil davranmanızı yasak kılmaz; doğrusu Allah adil olanları sever.
Diyanet Vakfi : Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever.
Edip Yüksel : ALLAH, din uğrunda sizinle savaşmayan ve sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz. ALLAH adaletli davrananları sever.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Çünkü Allah adalet yapanları sever.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah size, sizinle din hususunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmenizi ve kendilerine adaletli davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adalet gösterenleri sever.
Elmalılı Hamdi Yazır : Allah sizi din hakkında size kıtal yapmıyan ve sizi yurdlarınızdan çıkarmıyan kimselerden, onlara iyilik etmeniz ve kendilerine adalet yapmanızdan nehyetmez, çünkü Allah adalet yapanları sever
Fizilal-il Kuran : Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanız ve adil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever.
Gültekin Onan : Tanrı, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Tanrı, adalet yapanları sever.
Hakkı Yılmaz : Allah, sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara hakkaniyetle davranmaktan men etmez. Şüphesiz ki Allah, hakkaniyetle davrananları sever.
Hasan Basri Çantay : Sizinle dîn hususunda muhaarebe etmemiş, sizi yurdlarınızdan da çıkarmamış olanlara iyilik, onlara adalet (le muaamele) etmenizden Allah sizi men'etmez. Çünkü Allah adalet yapanları sever.
Hayrat Neşriyat : Allah, din husûsunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten ve onlara karşı âdil davranmaktan sizi yasaklamaz. Şübhesiz ki Allah, adâletli olanları sever.
İbni Kesir : Sizinle din uğrunda savaşmayan, sizi yurdunuzdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve adil davranmanızı Allah yasaklamaz. Doğrusu Allah; adil olanları sever.
İskender Evrenosoğlu : Allah, dîn konusunda sizinle savaşmamış ve sizi yurdunuzdan çıkarmamış olan kimselere iyilik etmenizden ve onlara adaletle davranmanızdan sizi nehyetmez (yasaklamaz). Muhakkak ki Allah, adaletli olanları (adaletle davrananları) sever.
Muhammed Esed : İnanc(ınız)dan dolayı size karşı savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan sürmeyen (inkarcılara) gelince, Allah onlara nezaketle ve adaletle davranmanızı yasaklamaz çünkü Allah adil davrananları sever.
Ömer Nasuhi Bilmen : Allah, sizinle din hususunda savaşta bulunmamış ve sizi yurdunuzdan çıkarmamış kimselere iyilik etmenizden ve onlara adâlette bulunmanızdan sizi nehyetmez. Şüphe yok ki Allah, adâlette bulunanları sever.
Ömer Öngüt : Allah din uğrunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve adil davranmanızı yasak kılmaz. Şüphesiz ki Allah adaletli olanları sever.
Şaban Piriş : Allah, sizinle din hususunda savaşmayan, sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik etmenizi onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz. Şüphesiz Allah, adil olanları sever.
Suat Yıldırım : Dininizden ötürü sizinle savaşmayan, sizi yerinizden, yurdunuzdan etmeyen kâfirlere gelince, Allah sizi, onlara iyilik etmeden, adalet ve insaf gözetmeden menetmez. Çünkü Allah âdil olanları sever.
Süleyman Ateş : Allâh sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adâletli davranmaktan men'etmez. Çünkü Allâh, adâlet yapanları sever.
Tefhim-ul Kuran : Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever.
Ümit Şimşek : Sizinle din uğrunda savaşmamış ve sizi yurdunuzdan çıkarmamış olanlara iyilik yapmaktan ve âdil davranmaktan Allah sizi men etmez. Aslında Allah adalet edenleri sever.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}