» 59 / Hasr  15:

Kuran Sırası: 59
İniş Sırası: 101
Hasr Suresi = Mahser/Toplanma Suresi
adini 2-17. ayetler arasi anlatilan topraklarindan sürülen kavimden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. كَمَثَلِ (KMS̃L) = kemeṧeli : durumu gibidir
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimselerin
3. مِنْ (MN) = min :
4. قَبْلِهِمْ (GBLHM) = ḳablihim : kendilerinden önceki
5. قَرِيبًا (GRYBE) = ḳarīben : yakın zaman
6. ذَاقُوا (Z̃EGWE) = ƶāḳū : tadmışlardır
7. وَبَالَ (WBEL) = vebāle : vebalini
8. أَمْرِهِمْ (ÊMRHM) = emrihim : yaptıklarının
9. وَلَهُمْ (WLHM) = ve lehum : ve Onların
10. عَذَابٌ (AZ̃EB) = ǎƶābun : bir azab
11. أَلِيمٌ (ÊLYM) = elīmun : acıklı
durumu gibidir | kimselerin | | kendilerinden önceki | yakın zaman | tadmışlardır | vebalini | yaptıklarının | ve Onların | bir azab | acıklı |

[MS̃L] [] [] [GBL] [GRB] [Z̃WG] [WBL] [EMR] [LHM] [AZ̃B] [ELM]
KMS̃L ELZ̃YN MN GBLHM GRYBE Z̃EGWE WBEL ÊMRHM WLHM AZ̃EB ÊLYM

kemeṧeli elleƶīne min ḳablihim ḳarīben ƶāḳū vebāle emrihim ve lehum ǎƶābun elīmun
كمثل الذين من قبلهم قريبا ذاقوا وبال أمرهم ولهم عذاب أليم

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
كمثل م ث ل | MS̃L KMS̃L kemeṧeli durumu gibidir Like (the) example
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerin (of) those
من | MN min from
قبلهم ق ب ل | GBL GBLHM ḳablihim kendilerinden önceki before them
قريبا ق ر ب | GRB GRYBE ḳarīben yakın zaman shortly,
ذاقوا ذ و ق | Z̃WG Z̃EGWE ƶāḳū tadmışlardır they tasted
وبال و ب ل | WBL WBEL vebāle vebalini (the) evil result
أمرهم ا م ر | EMR ÊMRHM emrihim yaptıklarının (of) their affair,
ولهم ل ه م | LHM WLHM ve lehum ve Onların and for them
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab (is) a punishment
أليم ا ل م | ELM ÊLYM elīmun acıklı painful.

59:15 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

durumu gibidir | kimselerin | | kendilerinden önceki | yakın zaman | tadmışlardır | vebalini | yaptıklarının | ve Onların | bir azab | acıklı |

[MS̃L] [] [] [GBL] [GRB] [Z̃WG] [WBL] [EMR] [LHM] [AZ̃B] [ELM]
KMS̃L ELZ̃YN MN GBLHM GRYBE Z̃EGWE WBEL ÊMRHM WLHM AZ̃EB ÊLYM

kemeṧeli elleƶīne min ḳablihim ḳarīben ƶāḳū vebāle emrihim ve lehum ǎƶābun elīmun
كمثل الذين من قبلهم قريبا ذاقوا وبال أمرهم ولهم عذاب أليم

[م ث ل] [] [] [ق ب ل] [ق ر ب] [ذ و ق] [و ب ل] [ا م ر] [ل ه م] [ع ذ ب] [ا ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
كمثل م ث ل | MS̃L KMS̃L kemeṧeli durumu gibidir Like (the) example
Kef,Mim,Se,Lam,
20,40,500,30,
P – prefixed preposition ka
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerin (of) those
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبلهم ق ب ل | GBL GBLHM ḳablihim kendilerinden önceki before them
Gaf,Be,Lam,He,Mim,
100,2,30,5,40,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قريبا ق ر ب | GRB GRYBE ḳarīben yakın zaman shortly,
Gaf,Re,Ye,Be,Elif,
100,200,10,2,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
ذاقوا ذ و ق | Z̃WG Z̃EGWE ƶāḳū tadmışlardır they tasted
Zel,Elif,Gaf,Vav,Elif,
700,1,100,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وبال و ب ل | WBL WBEL vebāle vebalini (the) evil result
Vav,Be,Elif,Lam,
6,2,1,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
أمرهم ا م ر | EMR ÊMRHM emrihim yaptıklarının (of) their affair,
,Mim,Re,He,Mim,
,40,200,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولهم ل ه م | LHM WLHM ve lehum ve Onların and for them
Vav,Lam,He,Mim,
6,30,5,40,
REM – prefixed resumption particle
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو استئنافية
جار ومجرور
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab (is) a punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
أليم ا ل م | ELM ÊLYM elīmun acıklı painful.
,Lam,Ye,Mim,
,30,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |كَمَثَلِ: durumu gibidir | الَّذِينَ: kimselerin | مِنْ: | قَبْلِهِمْ: kendilerinden önceki | قَرِيبًا: yakın zaman | ذَاقُوا: tadmışlardır | وَبَالَ: vebalini | أَمْرِهِمْ: yaptıklarının | وَلَهُمْ: ve Onların | عَذَابٌ: bir azab | أَلِيمٌ: acıklı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |كمثل KMS̃L durumu gibidir | الذين ELZ̃YN kimselerin | من MN | قبلهم GBLHM kendilerinden önceki | قريبا GRYBE yakın zaman | ذاقوا Z̃EGWE tadmışlardır | وبال WBEL vebalini | أمرهم ÊMRHM yaptıklarının | ولهم WLHM ve Onların | عذاب AZ̃EB bir azab | أليم ÊLYM acıklı |
Kırık Meal (Okunuş) : |kemeṧeli: durumu gibidir | elleƶīne: kimselerin | min: | ḳablihim: kendilerinden önceki | ḳarīben: yakın zaman | ƶāḳū: tadmışlardır | vebāle: vebalini | emrihim: yaptıklarının | ve lehum: ve Onların | ǎƶābun: bir azab | elīmun: acıklı |
Kırık Meal (Transcript) : |KMS̃L: durumu gibidir | ELZ̃YN: kimselerin | MN: | GBLHM: kendilerinden önceki | GRYBE: yakın zaman | Z̃EGWE: tadmışlardır | WBEL: vebalini | ÊMRHM: yaptıklarının | WLHM: ve Onların | AZ̃EB: bir azab | ÊLYM: acıklı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, kendilerinden az önce gelip de yaptıkları işin vebâlini tatmış olanlara benzerler ve onlara elemli bir azap var.
Adem Uğur : (Onların durumu) kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara acıklı bir azap vardır.
Ahmed Hulusi : (Bu Yahudilerin misali) kendilerinden yakın (zaman) önce (Bedir'de) işlerinin vebalini tatmış ve kendileri için (sonsuz gelecekte) feci bir azap olan kimselerin meseli gibidir.
Ahmet Tekin : Müşriklerin ve müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıkların durumu, kendilerinden bir müddet önce geçmiş ve mü’minlere karşı yaptıkları kötülük planlarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara can yakıp inleten, müthiş bir de azap vardır.
Ahmet Varol : Tıpkı kendilerinden kısa süre önce yaptıklarının cezasını tatmış olanlar gibi. Onlar için acıklı bir azap vardır.
Ali Bulaç : Kendilerinden önce yakın geçmişte olanların durumu gibi; onlar, yaptıklarının sonucunu tadmışlardır. Onlara acı bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz : Onların hali, kendilerinden az önce geçenlerin hali gibidir ki, yaptıklarının cezasını (dünyada) taddılar. Onlara (ahirette) acıklı bir azab da var.
Bekir Sadak : Onlarin durumu, kendilerinden az zaman once gecmis ve islerinin karsiligini tatmis olanlarin durumu gibidir. Onlara can yakici azap vardir.
Celal Yıldırım : Bunlar, kendilerinden yakın bir süre önce gelip geçen, işlerinin günah ve vebalini tadan kimselere benzerler. Bunlar için elem verici bir azâb vardır.
Diyanet İşleri : Onların durumu, kendilerinden az öncekilerin (Mekkeli müşriklerin) durumu gibidir. Onlar (Bedir’de) yaptıklarının cezasını tatmışlardır. Onlara (Ahirette de) elem dolu bir azap vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Onların durumu, kendilerinden az zaman önce geçmiş ve işlerinin karşılığını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara can yakıcı azap vardır.
Diyanet Vakfi : (Onların durumu) kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara acıklı bir azap vardır.
Edip Yüksel : Kendilerinden kısa bir süre önce geçmiş olanlara benziyorlar. Onlar, işlediklerinin karşılığını tatmışlar ve acı bir azabı haketmişlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Bu yahudilerin durumu) kendilerinden az önce, işlerinin günahını tatmış olan, ahirette de kendileri için acı bir azab bulunan kimselerin (Bedir'de cezalarını bulan putperestlerin) durumu gibidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (Onların durumu) kendilerinden az öncekiler gibidir ki, yaptıklarının cezasını tattılar, ayrıca onlara acı bir azap vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yakında önlerinden geçenler gibi ki emirlerinin vebalini tattılar, daha da onlara elîm bir azâb var
Fizilal-il Kuran : Onların durumu, kendilerinden az önce, yaptıklarının vebalini tatmış olan, ahirette de kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin durumu gibidir.
Gültekin Onan : Kendilerinden önce yakın geçmişte olanların durumu gibi; onlar, buyruklarının / buyrultularının sonucunu tatmışlardır. Onlara acı bir azab vardır.
Hakkı Yılmaz : (14-16) "Onlar, toplu olarak sizinle savaşamazlar, ancak, müstahkem şehirlerde yahut duvarların ardından savaşırlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri, kendilerinden az önce, işlerinin günahını tatmış olan, âhirette de kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin durumu gibi pek çetindir. Sen onları toplu sanırsın, oysa onların kalpleri, tıpkı, hani insana “Küfret; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddet” deyip de küfredince; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedince de “Kesinlikle ben, senden uzağım; şüphesiz ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım” diyen o şeytanın örneğinde olduğu gibi darmadağınıktır. Böyledir, çünkü onlar, aklını kullanmayan bir topluluktur. "
Hasan Basri Çantay : (Onların) haali kendilerinden az öncekiler (in haali) gibidir ki onlar, yapdıklarının kötü aakıbetini (dünyâda) tatmışlardır. Onlar için (âhiretde de) çetin bir azâb vardır.
Hayrat Neşriyat : (Onların misâli;) kendilerinden az önce, yaptıklarının vebâlini tatmış olanların(Bedir’de öldürülenlerin) hâli gibidir! Ve onlar için (âhirette de pek) elemli bir azab vardır.
İbni Kesir : Kendilerinden az önce geçmiş ve işlerin vebalini tatmış olanların durumu gibidir. Onlar için elim bir azab vardır.
İskender Evrenosoğlu : (Onların durumu) kendilerinden yakın zaman önce, yaptıkları işlerin sonucunu tatmış olanların durumu gibidir. Ve onlar için acı bir azap vardır.
Muhammed Esed : (Ey müminler, düşmanlarınızın her ikisinin akibeti de) onlardan kısa bir süre önce, kendi yaptıklarından doğan felaketi tatmış olanlar(ınki) gibi (olacak)tır ve onları (öteki dünyada daha şiddetli) bir azap beklemektedir;
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar, kendilerinden biraz zaman evvel işlerinin vebalini tatmış kimseler gibidirler ve kendileri için pek elemli bir azap vardır.
Ömer Öngüt : (Bu yahudilerin durumu) kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara elem verici bir azap vardır.
Şaban Piriş : Onlar, kendilerinden az önce, yaptıklarının cezasını tadan kimseler gibidir. Onlar için acı bir azap vardır.
Suat Yıldırım : Bu Yahudilerin hali, kendilerinden az önce, yaptıkları işlerin vebalini tatmış olan, âhirette de ayrıca gayet acı bir azap çekecek olan kimselerin durumuna benzer.
Süleyman Ateş : (Onların durumu), kendilerinden az önce, yaptıklarının vebâlini tatmış olan, âhirette de kendileri için acı bir azâb bulunan kimselerin durumu gibidir.
Tefhim-ul Kuran : Kendilerinden önce yakın geçmişte olanların durumu gibi; onlar, yaptıklarının sonucunu tadmışlardır. Onlar için acı bir azab vardır.
Ümit Şimşek : Onların durumu, kendilerinden az bir zaman önce, yaptıklarının vebalini tatmış olanların durumu gibidir. Onlar için ayrıca acı bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Kendilerinden biraz önce günahlarının vebalini tadanlara benziyorlar. Acı bir azap var onlara...


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}