» 59 / Hasr  6:

Kuran Sırası: 59
İniş Sırası: 101
Hasr Suresi = Mahser/Toplanma Suresi
adini 2-17. ayetler arasi anlatilan topraklarindan sürülen kavimden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَا (WME) = ve mā : ve şey ise
2. أَفَاءَ (ÊFEÙ) = efā'e : verdiği
3. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'ın
4. عَلَىٰ (AL) = ǎlā :
5. رَسُولِهِ (RSWLH) = rasūlihi : Elçisine
6. مِنْهُمْ (MNHM) = minhum : onlardan (ganimetlerden)
7. فَمَا (FME) = femā :
8. أَوْجَفْتُمْ (ÊWCFTM) = evceftum : siz sürmediniz
9. عَلَيْهِ (ALYH) = ǎleyhi : onun üzerine
10. مِنْ (MN) = min :
11. خَيْلٍ (ḢYL) = ḣaylin : bir at
12. وَلَا (WLE) = ve lā : ve ne de
13. رِكَابٍ (RKEB) = rikābin : deve
14. وَلَٰكِنَّ (WLKN) = velākinne : fakat
15. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
16. يُسَلِّطُ (YSLŦ) = yuselliTu : musallat eder
17. رُسُلَهُ (RSLH) = rusulehu : elçilerini
18. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerine
19. مَنْ (MN) = men : kimselerin
20. يَشَاءُ (YŞEÙ) = yeşā'u : dilediği
21. وَاللَّهُ (WELLH) = vallahu : Allah
22. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerine
23. كُلِّ (KL) = kulli : her
24. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : şey
25. قَدِيرٌ (GD̃YR) = ḳadīrun : kadirdir
ve şey ise | verdiği | Allah'ın | | Elçisine | onlardan (ganimetlerden) | | siz sürmediniz | onun üzerine | | bir at | ve ne de | deve | fakat | Allah | musallat eder | elçilerini | üzerine | kimselerin | dilediği | Allah | üzerine | her | şey | kadirdir |

[] [FYE] [] [] [RSL] [] [] [WCF] [] [] [ḢYL] [] [RKB] [] [] [SLŦ] [RSL] [] [] [ŞYE] [] [] [KLL] [ŞYE] [GD̃R]
WME ÊFEÙ ELLH AL RSWLH MNHM FME ÊWCFTM ALYH MN ḢYL WLE RKEB WLKN ELLH YSLŦ RSLH AL MN YŞEÙ WELLH AL KL ŞYÙ GD̃YR

ve mā efā'e llahu ǎlā rasūlihi minhum femā evceftum ǎleyhi min ḣaylin ve lā rikābin velākinne llahe yuselliTu rusulehu ǎlā men yeşā'u vallahu ǎlā kulli şey'in ḳadīrun
وما أفاء الله على رسوله منهم فما أوجفتم عليه من خيل ولا ركاب ولكن الله يسلط رسله على من يشاء والله على كل شيء قدير

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | WME ve mā ve şey ise And what
أفاء ف ي ا | FYE ÊFEÙ efā'e verdiği (was) restored
الله | ELLH llahu Allah'ın (by) Allah
على | AL ǎlā to
رسوله ر س ل | RSL RSWLH rasūlihi Elçisine His Messenger
منهم | MNHM minhum onlardan (ganimetlerden) from them,
فما | FME femā then not
أوجفتم و ج ف | WCF ÊWCFTM evceftum siz sürmediniz you made expedition
عليه | ALYH ǎleyhi onun üzerine for it
من | MN min of
خيل خ ي ل | ḢYL ḢYL ḣaylin bir at horses
ولا | WLE ve lā ve ne de and not
ركاب ر ك ب | RKB RKEB rikābin deve camels,
ولكن | WLKN velākinne fakat but
الله | ELLH llahe Allah Allah
يسلط س ل ط | SLŦ YSLŦ yuselliTu musallat eder gives power
رسله ر س ل | RSL RSLH rusulehu elçilerini (to) His Messengers
على | AL ǎlā üzerine over
من | MN men kimselerin whom
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills.
والله | WELLH vallahu Allah And Allah
على | AL ǎlā üzerine (is) on
كل ك ل ل | KLL KL kulli her every
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şey thing
قدير ق د ر | GD̃R GD̃YR ḳadīrun kadirdir All-Powerful.

59:6 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve şey ise | verdiği | Allah'ın | | Elçisine | onlardan (ganimetlerden) | | siz sürmediniz | onun üzerine | | bir at | ve ne de | deve | fakat | Allah | musallat eder | elçilerini | üzerine | kimselerin | dilediği | Allah | üzerine | her | şey | kadirdir |

[] [FYE] [] [] [RSL] [] [] [WCF] [] [] [ḢYL] [] [RKB] [] [] [SLŦ] [RSL] [] [] [ŞYE] [] [] [KLL] [ŞYE] [GD̃R]
WME ÊFEÙ ELLH AL RSWLH MNHM FME ÊWCFTM ALYH MN ḢYL WLE RKEB WLKN ELLH YSLŦ RSLH AL MN YŞEÙ WELLH AL KL ŞYÙ GD̃YR

ve mā efā'e llahu ǎlā rasūlihi minhum femā evceftum ǎleyhi min ḣaylin ve lā rikābin velākinne llahe yuselliTu rusulehu ǎlā men yeşā'u vallahu ǎlā kulli şey'in ḳadīrun
وما أفاء الله على رسوله منهم فما أوجفتم عليه من خيل ولا ركاب ولكن الله يسلط رسله على من يشاء والله على كل شيء قدير

[] [ف ي ا] [] [] [ر س ل] [] [] [و ج ف] [] [] [خ ي ل] [] [ر ك ب] [] [] [س ل ط] [ر س ل] [] [] [ش ي ا] [] [] [ك ل ل] [ش ي ا] [ق د ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | WME ve mā ve şey ise And what
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional noun
الواو عاطفة
اسم شرط
أفاء ف ي ا | FYE ÊFEÙ efā'e verdiği (was) restored
,Fe,Elif,,
,80,1,,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah'ın (by) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
على | AL ǎlā to
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
رسوله ر س ل | RSL RSWLH rasūlihi Elçisine His Messenger
Re,Sin,Vav,Lam,He,
200,60,6,30,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
منهم | MNHM minhum onlardan (ganimetlerden) from them,
Mim,Nun,He,Mim,
40,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
فما | FME femā then not
Fe,Mim,Elif,
80,40,1,
RSLT – prefixed result particle
NEG – negative particle
الفاء واقعة في جواب الشرط
حرف نفي
أوجفتم و ج ف | WCF ÊWCFTM evceftum siz sürmediniz you made expedition
,Vav,Cim,Fe,Te,Mim,
,6,3,80,400,40,
V – 2nd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليه | ALYH ǎleyhi onun üzerine for it
Ayn,Lam,Ye,He,
70,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
من | MN min of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
خيل خ ي ل | ḢYL ḢYL ḣaylin bir at horses
Hı,Ye,Lam,
600,10,30,
"N – genitive masculine indefinite noun → Horse"
اسم مجرور
ولا | WLE ve lā ve ne de and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
ركاب ر ك ب | RKB RKEB rikābin deve camels,
Re,Kef,Elif,Be,
200,20,1,2,
"N – genitive masculine indefinite noun → Camel"
اسم مجرور
ولكن | WLKN velākinne fakat but
Vav,Lam,Kef,Nun,
6,30,20,50,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
الواو استئنافية
حرف نصب من اخوات «ان»
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
يسلط س ل ط | SLŦ YSLŦ yuselliTu musallat eder gives power
Ye,Sin,Lam,Tı,
10,60,30,9,
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb
فعل مضارع
رسله ر س ل | RSL RSLH rusulehu elçilerini (to) His Messengers
Re,Sin,Lam,He,
200,60,30,5,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
على | AL ǎlā üzerine over
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
من | MN men kimselerin whom
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills.
Ye,Şın,Elif,,
10,300,1,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
والله | WELLH vallahu Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو عاطفة
لفظ الجلالة مرفوع
على | AL ǎlā üzerine (is) on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
كل ك ل ل | KLL KL kulli her every
Kef,Lam,
20,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şey thing
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
قدير ق د ر | GD̃R GD̃YR ḳadīrun kadirdir All-Powerful.
Gaf,Dal,Ye,Re,
100,4,10,200,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَا: ve şey ise | أَفَاءَ: verdiği | اللَّهُ: Allah'ın | عَلَىٰ: | رَسُولِهِ: Elçisine | مِنْهُمْ: onlardan (ganimetlerden) | فَمَا: | أَوْجَفْتُمْ: siz sürmediniz | عَلَيْهِ: onun üzerine | مِنْ: | خَيْلٍ: bir at | وَلَا: ve ne de | رِكَابٍ: deve | وَلَٰكِنَّ: fakat | اللَّهَ: Allah | يُسَلِّطُ: musallat eder | رُسُلَهُ: elçilerini | عَلَىٰ: üzerine | مَنْ: kimselerin | يَشَاءُ: dilediği | وَاللَّهُ: Allah | عَلَىٰ: üzerine | كُلِّ: her | شَيْءٍ: şey | قَدِيرٌ: kadirdir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وما WME ve şey ise | أفاء ÊFEÙ verdiği | الله ELLH Allah'ın | على AL | رسوله RSWLH Elçisine | منهم MNHM onlardan (ganimetlerden) | فما FME | أوجفتم ÊWCFTM siz sürmediniz | عليه ALYH onun üzerine | من MN | خيل ḢYL bir at | ولا WLE ve ne de | ركاب RKEB deve | ولكن WLKN fakat | الله ELLH Allah | يسلط YSLŦ musallat eder | رسله RSLH elçilerini | على AL üzerine | من MN kimselerin | يشاء YŞEÙ dilediği | والله WELLH Allah | على AL üzerine | كل KL her | شيء ŞYÙ şey | قدير GD̃YR kadirdir |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve mā: ve şey ise | efā'e: verdiği | llahu: Allah'ın | ǎlā: | rasūlihi: Elçisine | minhum: onlardan (ganimetlerden) | femā: | evceftum: siz sürmediniz | ǎleyhi: onun üzerine | min: | ḣaylin: bir at | ve lā: ve ne de | rikābin: deve | velākinne: fakat | llahe: Allah | yuselliTu: musallat eder | rusulehu: elçilerini | ǎlā: üzerine | men: kimselerin | yeşā'u: dilediği | vallahu: Allah | ǎlā: üzerine | kulli: her | şey'in: şey | ḳadīrun: kadirdir |
Kırık Meal (Transcript) : |WME: ve şey ise | ÊFEÙ: verdiği | ELLH: Allah'ın | AL: | RSWLH: Elçisine | MNHM: onlardan (ganimetlerden) | FME: | ÊWCFTM: siz sürmediniz | ALYH: onun üzerine | MN: | ḢYL: bir at | WLE: ve ne de | RKEB: deve | WLKN: fakat | ELLH: Allah | YSLŦ: musallat eder | RSLH: elçilerini | AL: üzerine | MN: kimselerin | YŞEÙ: dilediği | WELLH: Allah | AL: üzerine | KL: her | ŞYÙ: şey | GD̃YR: kadirdir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Allah'ın, onların mallarından, Peygamberine verdiği şeyler için siz, gerçekten de ne deve sürdünüz, ne at oynattınız ve fakat Allah, peygamberlerini, dilediği kimselerin üstüne atıp üstün eder ve Allah'ın, her şeye gücü yeter.
Adem Uğur : Allah'ın, onlardan (mallarından) Peygamberine verdiği ganimetler için siz at ve deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, peygamberlerini dilediği kimselere karşı üstün kılar. Allah her şeye kadirdir.
Ahmed Hulusi : Allâh'ın onlardan Rasûlüne verdiği ganimete gelince, siz onun için ne bir at koşturdunuz ve ne de bir deveye bindiniz! Ne var ki Allâh, Rasûllerini dilediği kimsenin üzerine yönlendirir! Allâh her şey üzerine Kaadir'dir.
Ahmet Tekin : Allah’ın, zahmet çektirmeden onlardan alıp peygamberinin tasarrufuna verdiği ganimetler için, siz at ve deve koşturup yorulmuş değilsiniz. Fakat Allah rasullerini, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak iradesinin tecellisine tabi kimseler üzerinde, savaşmadan da hakimiyet kurdurur. Allah’ın gücü kudreti her şeye yeter.
Ahmet Varol : Allah'ın, onlardan Peygamber'ine verdiği ganimet(e gelince); [3] siz onlar için ne at koşturdunuz ne de deve. Ancak Allah elçilerini dilediklerinin üzerine musallat eder. Allah her şeye güç yetirendir.
Ali Bulaç : Onlardan Allah'ın elçisine verdiği "fey'e" gelince, ki siz buna karşı (bunu elde etmek için) ne at, ne deve sürdünüz. Ancak Allah, elçilerini dilediklerinin üstüne musallat kılar. Allah, her şeye güç yetirendir.
Ali Fikri Yavuz : Allah’ın, onların (Nadir Oğullarının) mallarından Peygamberine verdiği ganimete gelince: Siz ona ne at koşturdunuz, ne deve... Fakat Allah peygamberlerini, dilediği kimselere musallat eder. Allah her şeye kâdirdir.
Bekir Sadak : Ey inananlar! Onlarin mallarindan, Allah'in peygamberine verdigi seyler icin siz ne at ve ne de deve surdunuz; fakat Allah peygamberlerine, diledigi kimselere karsi ustunluk verir. Allah herseye Kadir'dir.
Celal Yıldırım : Allah'ın kendi Peygamberine onlardan (alıp verdiği) ganimete karşı siz ne at sürdünüz, ne deve yürüttünüz. Ama Allah, Peygamberini dilediği kimselerin üzerine gönderip O'na üstünlük sağlar. Allah'ın kudreti her şeye yeter.
Diyanet İşleri : Onların mallarından Allah’ın, savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar için siz, at ya da deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, peygamberlerini, dilediği kimselerin üzerine salıp onlara üstün kılar. Allah’ın her şeye hakkıyla gücü yeter.
Diyanet İşleri (eski) : Ey inananlar! Onların mallarından, Allah'ın Peygamberine verdiği şeyler için siz ne at ve ne de deve sürdünüz; fakat Allah peygamberlerine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah herşeye Kadir'dir.
Diyanet Vakfi : Allah'ın, onlardan (mallarından) Peygamberine verdiği ganimetler için siz at ve deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, peygamberlerini dilediği kimselere karşı üstün kılar. Allah her şeye kadirdir.
Edip Yüksel : ALLAH'ın onlardan alıp elçisine verdikleri için, siz at ve deve sürmediniz (savaşmadınız); ama ALLAH elçisini dilediğinin üstüne gönderir. ALLAH her şeye kadirdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'ın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. Fakat Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeye kadirdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah'ın onlardan peygamberine tahvil buyurduğu (verdiği) fey'e (gelire) gelince siz ona ne at sürdünüz, ne de deve. Fakat Allah, peygamberlerini dilediği kimselere musallat kılar. Allah, herşeye gücü yetendir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Allahın Resulüne onlardan tahvil buyurduğu fey'e gelince siz ona ne at debrettiniz ne rikâb velâkin Allah Resullerini dilediği kimselere musallat kılar ve Allah her şey'e kadirdir
Fizilal-il Kuran : Allah'ın onların mallarında Peygamberine verdiği ganimetler için siz at ve deveye binip onları sürmüş değilsiniz. Fakat Allah, Peygamberlerini dilediği kimselere karşı üstün kılar. Allah herşeye kadirdir.
Gültekin Onan : Onlardan Tanrı'nın elçisine verdiği feye gelince, ki siz buna karşı (bunu elde etmek için) ne at ne deve sürdünüz. Ancak Tanrı, elçilerini dilediklerinin üstüne musallat kılar. Tanrı, her şeye güç yetirendir.
Hakkı Yılmaz : "Ve Allah'ın, onlardan Elçisi'ne verdiği fey'ler [savaşmadan zahmetsizce elde edilen gelirler]; siz, o gelirler için at oynatmadınız, deve de sürmediniz; hiç zahmet çekmediniz. Fakat Allah, elçilerini, dilediği kimselerin üzerine musallat eder. Ve Allah, her şeye en iyi güç yetirendir. "
Hasan Basri Çantay : Allahın onlar (ın malların) dan peygamberine verdiği «feyi» (e gelince:) Siz bunun üzerine ne ata, ne deveye binib koşmadınız. Fakat Allah peygamberlerini dileyeceği kimselere musallat eder. Allah her şey'e hakkıyle kaadirdir.
Hayrat Neşriyat : Allah’ın, onlar(ın malların)dan Resûlüne verdiği ganîmete gelince, (siz) onun üzerine ne at sürdünüz, ne de deve! (Onu kolayca elde ettiniz!) Fakat Allah, peygamberlerini dilediği kimselere musallat eder. Çünki Allah, herşeye hakkıyla gücü yetendir.
İbni Kesir : Allah'ın peygamberine verdiği fey'e gelince; siz onun için ne bir at, ne de bir deve sürdünüz. Fakat Allah; peygamberine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah; her şeye kadirdir.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlardan (onların mallarından), Allah'ın Resûl'üne fey olarak verdiği şey (savaşsız elde edilen ganimet) için, o zaman, onların üzerine at ve deve koşturmadınız (savaşmadınız). Ve lâkin Allah, resûllerini dilediklerine musallat eder. Ve Allah, herşeye kaadirdir.
Muhammed Esed : Yine (hatırlayın!) Düşmandan (ganimet olarak) ne alındıysa Allah hepsini Elçisi'ne devretti, onu (elde etmek) için at veya deve sevk etmek zorunda kalmadınız ama Allah elçilerini kimi dilediyse onlara üstün kılar; Allah dilediğini yapmaya kadirdir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Allah'ın Peygamberine onlardan bilâharp bir ganîmet malı olarak ne verdiğine gelince, siz onun üzerine ne attan ve ne de deveden bir şey koşturmadınız. Fakat Allah, Peygamberlerini dilediği kimselere musallat kılar ve Allah her şey üzerine bihakkın kâdirdir.
Ömer Öngüt : Allah'ın onların mallarından Peygamber'ine Fey' olarak verdiği şeyler için siz ne bir at, ne de bir deve sürdünüz. Fakat Allah, Peygamber'ini dilediği kimselere karşı üstün kılar. Allah her şeye kâdirdir.
Şaban Piriş : Allah’ın onların mallarından peygambere verdiği şeyler için siz ne at ne de deve koşturdunuz. Fakat Allah, Peygamberine dilediğine karşı üstünlük verir. Allah’ın her şeye gücü yeter.
Suat Yıldırım : Allah’ın, daha önce onlara ait olup Peygamberine ganimet olarak nasib ettiği mallara gelince, siz onun için ne at, ne de deve koşturmadınız. Fakat Allah, resullerini dilediği kimselere, savaş külfeti ve zahmeti olmaksızın galip getirir. Allah her şeye kadirdir.
Süleyman Ateş : Allâh'ın, onlardan Elçisine verdiği ganimetlere gelince, siz (onu elde etmek için) onun üzerine ne at ne de deve sürdünüz. Fakat Allâh, elçilerini, dilediği kimselerin üzerine salar (onlara üstün getirir). Allâh her şeyi yapabilir.
Tefhim-ul Kuran : Onlardan Allah'ın peygamberine verdiği «fey'e» gelince, ki siz buna karşı (bunu elde etmek için) ne at, ne deve sürdünüz. Ancak Allah, kendi elçilerini dilediklerinin üstüne musallat kılar. Allah, her şeye güç yetirendir.
Ümit Şimşek : Onlardan Allah'ın Peygamberine verdiği mallara gelince, siz bunları elde etmek için at veya deve koşturmadınız. Fakat Allah peygamberlerini dilediği kimselerin üzerine gönderir. Çünkü Allah herşeye hakkıyla kadirdir.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah'ın onlardan resulüne aktardığı ganimetlere gelince, siz onun için ne at bindiniz ne deve sürdünüz; ama Allah, resullerini dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeyi yapmakta sonsuz kudret sahibidir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}