Hayrat Neşriyat Meali |
|
Yemîn olsun Tûr (dağın)a!(52:1) | |
(2-3) Ve yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış Kitâb’a (Kur’ân’a)!(52:2) | |
Ve (gökte meleklerin tavâf ettiği) Beyt-i Ma'mûr’a!(52:4) | |
Ve yükseltilmiş tavana (göğe)!(52:5) | |
(6-8) Ve tutuşturulmuş denize (yemîn olsun) ki, şübhesiz Rabbinin azâbı elbette vâki'(olacak)tır; onun için hiçbir def' edici yoktur!(52:6) | |
O gün gök, bir çalkanışla çalkanır!(52:9) | |
Ve dağlar, bir yürüyüşle yürüyüverir!(52:10) | |
Artık yalanlayanların o gün vay hâline!(52:11) | |
O kimseler ki, onlar (bâtıl) bir dalış içinde oynayıp dururlar.(52:12) | |
O gün (onlar), Cehennem ateşine şiddetli bir itilişle itilip kakılırlar!(52:13) | |
(Kendilerine denilir ki:) 'İşte kendisini yalanlayıp durduğunuz ateş, budur!'(52:14) | |
Bu da mı (bu Cehennem de mi) bir sihirdir, yoksa siz mi görmüyorsunuz?(52:15) | |
Girin oraya! Artık sabretseniz de, sabretmeseniz de sizin için birdir. (Siz) ancak yapmakta olduklarınızla cezâlandırılacaksınız.(52:16) | |
Şübhesiz ki takvâ sâhibleri, Cennetlerde ve ni'metler içindedirler.(52:17) | |
Rablerinin kendilerine verdiği şeylerle zevk içinde olanlardır. Hem Rableri, onları Cehennem azâbından korumuştur.(52:18) | |
(Kendilerine:) 'Yapmakta olduklarınıza karşılık (mükâfât olarak) âfiyetle yiyin, için!' (denilir.)(52:19) | |
Sıra sıra dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmış kimseler olarak! Hem onları iri (güzel)gözlü hûrilerle evlendirmişizdir.(52:20) | |
Ve îmân edip zürriyetleri de kendilerine îmân ile tâbi' olanlara gelince, (biz) onların zürriyetlerini (Cennette) kendilerine katmışızdır; bununla berâber onların amellerinden kendilerine hiçbir şey eksiltmemişizdir. Her kişi, kendi kazandığına karşılık (bizzat kendi nefsiyle) bir rehindir!(52:21) | |
Onlara canlarının çekeceğinden (her) meyve ve eti bol bol vermişizdir!(52:22) | |
Orada (neş’e ile) birbirlerine kadeh çekişirler (verip alırlar); onda (onun içiminde)ne boş bir söz, ne de bir günâha sokma vardır (sarhoş etmez).(52:23) | |
Ve kendilerine âid genç hizmetçiler etraflarında dolaşır; sanki onlar (sadeflerinde)saklı inciler gibi (tertemiz)dirler!(52:24) | |
Hem (Cennet ehli) birbirlerine dönüp (hâllerinden) karşılıklı sorarlar.(52:25) | |
Derler ki: 'Daha önce gerçekten biz, (dünyada) âilemizin yanında iken (Allah’dan)korkan kimselerdik!'(52:26) | |
'İşte Allah bize lûtfetti de (derilerden içeri) nüfûz edici o azabdan bizi korudu!'(52:27) | |
'Gerçekten biz, bundan önce O’na duâ ediyorduk. Şübhesiz ki Berr (çok lütufta bulunan), Rahîm (çok merhamet eden) ancak O’dur.'(52:28) | |
(Ey Resûlüm!) O hâlde nasîhat et; çünki Rabbinin ni'meti hakkı için, sen ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun!(52:29) | |
Yoksa (onlar): '(O) bir şâirdir; (biz) onun, zamânın felâketlerine uğramasını bekliyoruz!' mu diyorlar?(52:30) | |
De ki: 'Bekleyin; doğrusu ben de sizinle berâber (size gelecek azâbı)bekleyenlerdenim.'(52:31) | |
Yoksa onlara bunu (bu iftirâlarını) akılları mı emrediyor? Yoksa onlar, bir azgınlar topluluğu mudur?(52:32) | |
Yoksa: 'Onu (Kur’ân’ı, kendisi) uydurdu!' mu diyorlar? Hayır! (Onlar) îmân etmezler.(52:33) | |
Eğer (iddiâlarında) doğru kimseler iseler, haydi onun benzeri bir söz getirsinler!(52:34) | |
Yoksa bir şey (bir yaratıcı) olmadan mı yaratıldılar? Yoksa o yaratıcılar kendileri midir?(52:35) | |
Yoksa gökleri ve yeri mi yarattılar? Hayır! (Onlar, yaratmak ne demektir) yakinen bilmiyorlar.(52:36) | |
Yoksa Rabbinin hazîneleri onların yanında mıdır? Yoksa (herşeye) hâkim olanlar kendileri midir?(52:37) | |
Yoksa onların merdiveni var da, (gökteki melekleri) orada mı dinliyorlar? Öyle ise onların dinleyicileri, apaçık bir delil getirsin!(52:38) | |
Yoksa kızlar O’nun da, oğullar sizin mi?(52:39) | |
Yoksa (sen) onlardan bir ücret istiyorsun da onlar (bu) borçtan (bu tekliften) dolayı ağır bir yük altında kalmış kimseler midir?(52:40) | |
Yoksa gayb (Levh-i Mahfûz) onların yanında da, onlar (ondan) mı yazıyorlar?(52:41) | |
Yoksa bir tuzak kurmak mı istiyorlar? Asıl o inkâr edenler, gerçekten (kendileri)tuzağa düşecek olanlardır.(52:42) | |
Yoksa onların Allah’dan başka bir ilâhı mı var? Allah, (onların) ortak koşmakta oldukları şeylerden pek münezzehtir.(52:43) | |
Hâlbuki gökten (üzerlerine azâb olarak) düşen bir parça görseler, (inadlarından:)'(Bu,) üst üste yığılmış bir buluttur!' derler.(52:44) | |
(Ey Habîbim!) Artık, içinde çarpılacakları günlerine (kıyâmete) kavuşuncaya kadar onları (kendi hâllerine) bırak!(52:45) | |
O gün, tuzakları kendilerine hiçbir fayda vermez, onlara yardım da edilmez.(52:46) | |
Ve şübhesiz ki o zulmedenlere, bundan başka (dünyada da) bir azab vardır; fakat onların çoğu bilmezler.(52:47) | |
(Ey Resûlüm!) Artık Rabbinin hükmüne sabret; çünki sen gözlerimizin önündesin(muhâfazamız altındasın); (uykudan veya yerinden) kalktığın zaman Rabbine hamd ile (O’nu)tesbîh et!(52:48) | |
Gecenin bir kısmında (akşam, yatsı ve teheccüd namazlarında) ve yıldızların batışından sonra da (sabah namazında) O’nu tesbîh et!(52:49) | |