» 52 / Tûr  45:

Kuran Sırası: 52
İniş Sırası: 76
Tur Suresi = Tur Dagi Suresi
adini ilk ayetinde yer alan Tur dagindan almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَذَرْهُمْ (FZ̃RHM) = feƶerhum : bırak onları
2. حَتَّىٰ (ḪT) = Hattā : kadar
3. يُلَاقُوا (YLEGWE) = yulāḳū : kavuşuncaya
4. يَوْمَهُمُ (YWMHM) = yevmehumu : günlerine
5. الَّذِي (ELZ̃Y) = lleƶī :
6. فِيهِ (FYH) = fīhi : orada
7. يُصْعَقُونَ (YṦAGWN) = yuS'ǎḳūne : korkudan bayılacakları
bırak onları | kadar | kavuşuncaya | günlerine | | orada | korkudan bayılacakları |

[WZ̃R] [] [LGY] [YWM] [] [] [ṦAG]
FZ̃RHM ḪT YLEGWE YWMHM ELZ̃Y FYH YṦAGWN

feƶerhum Hattā yulāḳū yevmehumu lleƶī fīhi yuS'ǎḳūne
فذرهم حتى يلاقوا يومهم الذي فيه يصعقون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فذرهم و ذ ر | WZ̃R FZ̃RHM feƶerhum bırak onları So leave them
حتى | ḪT Hattā kadar until
يلاقوا ل ق ي | LGY YLEGWE yulāḳū kavuşuncaya they meet
يومهم ي و م | YWM YWMHM yevmehumu günlerine their Day
الذي | ELZ̃Y lleƶī which
فيه | FYH fīhi orada in it
يصعقون ص ع ق | ṦAG YṦAGWN yuS'ǎḳūne korkudan bayılacakları they will faint.

52:45 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

bırak onları | kadar | kavuşuncaya | günlerine | | orada | korkudan bayılacakları |

[WZ̃R] [] [LGY] [YWM] [] [] [ṦAG]
FZ̃RHM ḪT YLEGWE YWMHM ELZ̃Y FYH YṦAGWN

feƶerhum Hattā yulāḳū yevmehumu lleƶī fīhi yuS'ǎḳūne
فذرهم حتى يلاقوا يومهم الذي فيه يصعقون

[و ذ ر] [] [ل ق ي] [ي و م] [] [] [ص ع ق]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فذرهم و ذ ر | WZ̃R FZ̃RHM feƶerhum bırak onları So leave them
Fe,Zel,Re,He,Mim,
80,700,200,5,40,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular imperative verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء استئنافية
فعل أمر و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
حتى | ḪT Hattā kadar until
Ha,Te,,
8,400,,
P – preposition
حرف جر
يلاقوا ل ق ي | LGY YLEGWE yulāḳū kavuşuncaya they meet
Ye,Lam,Elif,Gaf,Vav,Elif,
10,30,1,100,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form III) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
يومهم ي و م | YWM YWMHM yevmehumu günlerine their Day
Ye,Vav,Mim,He,Mim,
10,6,40,5,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الذي | ELZ̃Y lleƶī which
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
فيه | FYH fīhi orada in it
Fe,Ye,He,
80,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
يصعقون ص ع ق | ṦAG YṦAGWN yuS'ǎḳūne korkudan bayılacakları they will faint.
Ye,Sad,Ayn,Gaf,Vav,Nun,
10,90,70,100,6,50,
V – 3rd person masculine plural passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَذَرْهُمْ: bırak onları | حَتَّىٰ: kadar | يُلَاقُوا: kavuşuncaya | يَوْمَهُمُ: günlerine | الَّذِي: | فِيهِ: orada | يُصْعَقُونَ: korkudan bayılacakları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فذرهم FZ̃RHM bırak onları | حتى ḪT kadar | يلاقوا YLEGWE kavuşuncaya | يومهم YWMHM günlerine | الذي ELZ̃Y | فيه FYH orada | يصعقون YṦAGWN korkudan bayılacakları |
Kırık Meal (Okunuş) : |feƶerhum: bırak onları | Hattā: kadar | yulāḳū: kavuşuncaya | yevmehumu: günlerine | lleƶī: | fīhi: orada | yuS'ǎḳūne: korkudan bayılacakları |
Kırık Meal (Transcript) : |FZ̃RHM: bırak onları | ḪT: kadar | YLEGWE: kavuşuncaya | YWMHM: günlerine | ELZ̃Y: | FYH: orada | YṦAGWN: korkudan bayılacakları |
Abdulbaki Gölpınarlı : Artık bırak onları helâk olacakları güne dek.
Adem Uğur : Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları kendi hallerine bırak.
Ahmed Hulusi : Bırak onları, dehşeti yaşayacakları (ölüm) günlerine kavuşuncaya kadar!
Ahmet Tekin : Artık ölecekleri, helâk edilecekleri, savaş meydanlarında öldürülecekleri güne kavuşuncaya kadar, onları kendi hallerine bırak.
Ahmet Varol : Öyleyse onları çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.
Ali Bulaç : Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azabla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.
Ali Fikri Yavuz : O halde (Ey Rasûlüm), bırak onları; tâ o çarpılacakları (ölüm) günlerine kadar...
Bekir Sadak : Carpilacaklari gune erismelerine kadar onlari birak.
Celal Yıldırım : Sen onları çarpılacakları güne kavuşmalarına kadar bırak.
Diyanet İşleri : Artık sen çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hâllerine bırak.
Diyanet İşleri (eski) : Çarpılacakları güne erişmelerine kadar onları bırak.
Diyanet Vakfi : Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları kendi hallerine bırak.
Edip Yüksel : Çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları (kendi hallerine) bırak.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O halde bırak onları ta çarpılacakları günlerine (kavuşuncaya) kadar.
Elmalılı Hamdi Yazır : O halde bırak onları ta o çarpılacakları günlerine kadar
Fizilal-il Kuran : Korkudan bayılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları.
Gültekin Onan : Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azabla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.
Hakkı Yılmaz : Artık onları, baygın düşüp yıkılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.
Hasan Basri Çantay : Artık onları çarpılacakları günlerine kadar (hallerine) bırak.
Hayrat Neşriyat : (Ey Habîbim!) Artık, içinde çarpılacakları günlerine (kıyâmete) kavuşuncaya kadar onları (kendi hâllerine) bırak!
İbni Kesir : Artık çarpılacakları günlerine erişinceye kadar bırak onları.
İskender Evrenosoğlu : Artık onları, helâk olacakları günlerine kavuşuncaya kadar terket.
Muhammed Esed : Bundan böyle, dehşete kapılacakları (Hesap) Günü ile karşılaşıncaya kadar kendi hallerine bırak onları!
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık onları bırak, o kavuşacakları güne değin ki, onda çarpılıp helâk olacaklardır.
Ömer Öngüt : Artık çarpılacakları günlerine erişinceye kadar bırak onları!
Şaban Piriş : -O halde, bırak onları, tâ ki çarpılacakları günlerine kavuşsunlar.
Suat Yıldırım : O halde sen onları, darbe yiyip çarpılacakları güne kadar kendi hallerine bırak!
Süleyman Ateş : Korkudan bayılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları.
Tefhim-ul Kuran : Öyleyse sen onları kendisinde (en dayanılmaz azabla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.
Ümit Şimşek : Çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar sen onları kendi hallerine bırak.
Yaşar Nuri Öztürk : Bayılıp yere serilecekleri günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}