» 52 / Tûr  38:

Kuran Sırası: 52
İniş Sırası: 76
Tur Suresi = Tur Dagi Suresi
adini ilk ayetinde yer alan Tur dagindan almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَمْ (ÊM) = em : yoksa
2. لَهُمْ (LHM) = lehum : onların (var mıdır?)
3. سُلَّمٌ (SLM) = sullemun : bir merdivenleri
4. يَسْتَمِعُونَ (YSTMAWN) = yestemiǔne : dinleyecekleri
5. فِيهِ (FYH) = fīhi : orada
6. فَلْيَأْتِ (FLYÊT) = felye'ti : öyleyse getirsin
7. مُسْتَمِعُهُمْ (MSTMAHM) = mustemiǔhum : dinleyenleri
8. بِسُلْطَانٍ (BSLŦEN) = bisulTānin : bir delil
9. مُبِينٍ (MBYN) = mubīnin : açık
yoksa | onların (var mıdır?) | bir merdivenleri | dinleyecekleri | orada | öyleyse getirsin | dinleyenleri | bir delil | açık |

[] [] [SLM] [SMA] [] [ETY] [SMA] [SLŦ] [BYN]
ÊM LHM SLM YSTMAWN FYH FLYÊT MSTMAHM BSLŦEN MBYN

em lehum sullemun yestemiǔne fīhi felye'ti mustemiǔhum bisulTānin mubīnin
أم لهم سلم يستمعون فيه فليأت مستمعهم بسلطان مبين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أم | ÊM em yoksa Or
لهم | LHM lehum onların (var mıdır?) for them
سلم س ل م | SLM SLM sullemun bir merdivenleri (is) a stairway,
يستمعون س م ع | SMA YSTMAWN yestemiǔne dinleyecekleri they listen
فيه | FYH fīhi orada therewith?
فليأت ا ت ي | ETY FLYÊT felye'ti öyleyse getirsin Then let bring,
مستمعهم س م ع | SMA MSTMAHM mustemiǔhum dinleyenleri their listener,
بسلطان س ل ط | SLŦ BSLŦEN bisulTānin bir delil an authority
مبين ب ي ن | BYN MBYN mubīnin açık clear.

52:38 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

yoksa | onların (var mıdır?) | bir merdivenleri | dinleyecekleri | orada | öyleyse getirsin | dinleyenleri | bir delil | açık |

[] [] [SLM] [SMA] [] [ETY] [SMA] [SLŦ] [BYN]
ÊM LHM SLM YSTMAWN FYH FLYÊT MSTMAHM BSLŦEN MBYN

em lehum sullemun yestemiǔne fīhi felye'ti mustemiǔhum bisulTānin mubīnin
أم لهم سلم يستمعون فيه فليأت مستمعهم بسلطان مبين

[] [] [س ل م] [س م ع] [] [ا ت ي] [س م ع] [س ل ط] [ب ي ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أم | ÊM em yoksa Or
,Mim,
,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
لهم | LHM lehum onların (var mıdır?) for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
سلم س ل م | SLM SLM sullemun bir merdivenleri (is) a stairway,
Sin,Lam,Mim,
60,30,40,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
يستمعون س م ع | SMA YSTMAWN yestemiǔne dinleyecekleri they listen
Ye,Sin,Te,Mim,Ayn,Vav,Nun,
10,60,400,40,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فيه | FYH fīhi orada therewith?
Fe,Ye,He,
80,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
فليأت ا ت ي | ETY FLYÊT felye'ti öyleyse getirsin Then let bring,
Fe,Lam,Ye,,Te,
80,30,10,,400,
REM – prefixed resumption particle
IMPV – prefixed imperative particle lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
الفاء استئنافية
اللام لام الامر
فعل مضارع مجزوم
مستمعهم س م ع | SMA MSTMAHM mustemiǔhum dinleyenleri their listener,
Mim,Sin,Te,Mim,Ayn,He,Mim,
40,60,400,40,70,5,40,
N – nominative masculine (form VIII) active participle
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بسلطان س ل ط | SLŦ BSLŦEN bisulTānin bir delil an authority
Be,Sin,Lam,Tı,Elif,Nun,
2,60,30,9,1,50,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
مبين ب ي ن | BYN MBYN mubīnin açık clear.
Mim,Be,Ye,Nun,
40,2,10,50,
N – genitive masculine indefinite (form IV) active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَمْ: yoksa | لَهُمْ: onların (var mıdır?) | سُلَّمٌ: bir merdivenleri | يَسْتَمِعُونَ: dinleyecekleri | فِيهِ: orada | فَلْيَأْتِ: öyleyse getirsin | مُسْتَمِعُهُمْ: dinleyenleri | بِسُلْطَانٍ: bir delil | مُبِينٍ: açık |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أم ÊM yoksa | لهم LHM onların (var mıdır?) | سلم SLM bir merdivenleri | يستمعون YSTMAWN dinleyecekleri | فيه FYH orada | فليأت FLYÊT öyleyse getirsin | مستمعهم MSTMAHM dinleyenleri | بسلطان BSLŦEN bir delil | مبين MBYN açık |
Kırık Meal (Okunuş) : |em: yoksa | lehum: onların (var mıdır?) | sullemun: bir merdivenleri | yestemiǔne: dinleyecekleri | fīhi: orada | felye'ti: öyleyse getirsin | mustemiǔhum: dinleyenleri | bisulTānin: bir delil | mubīnin: açık |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊM: yoksa | LHM: onların (var mıdır?) | SLM: bir merdivenleri | YSTMAWN: dinleyecekleri | FYH: orada | FLYÊT: öyleyse getirsin | MSTMAHM: dinleyenleri | BSLŦEN: bir delil | MBYN: açık |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yoksa merdivenleri var da gökten mi duyuyorlar? Öyleyse duyanları, apaçık bir delil göstersin.
Adem Uğur : Yoksa onların, üzerine çıkıp gizli sırları dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri, açık bir delil getirsinler.
Ahmed Hulusi : Yoksa onların tırmanıp (ilâhî sırları) dinledikleri bir merdiveni mi var? (Eğer öyleyse) onların dinleyenleri apaçık bir karşı konulmaz delil getirsinler.
Ahmet Tekin : Yoksa onların, üzerine çıkıp, kâinatın sırlarını dinleyecekleri merdivenleri mi var? Öyleyse, dinleyenleri açık anlaşılır bir delil getirsin.
Ahmet Varol : Yoksa onların merdivenleri mi var da onunla (göklerde konuşulanları) dinliyorlar? Öyleyse dinleyenleri açık bir belge getirsin.
Ali Bulaç : Yoksa onların bir merdivenleri mi var (ki) onunla (yükselip en yüce makamda konuşulanları) dinliyorlar? Öyleyse, dinleyenleri açık bir delil getirsin.
Ali Fikri Yavuz : Yoksa, onların bir merdiveni var da (göğe yükselib meleklere vahy edilen sözü) ondan mı dinliyorlar? Öyle ise dinleyicileri, (dinlediklerini isbat edecek) açık bir delil getirsin.
Bekir Sadak : Yoksa, uzerine cikip vahiy dinledikleri bir merdivenleri mi var? Oyleyse, dinleyenleri acik bir delil getirsin.
Celal Yıldırım : Yoksa onların merdivenleri var da onunla mı (yükselip göklerin haberlerini) dinliyorlar ? O halde dinleyenleri (bu hususta) açık belge, isbatlayıcı delil getirsinler.
Diyanet İşleri : Yoksa onların, kendisi vasıtasıyla (ilâhî vahyi) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? (Eğer varsa) dinleyenleri, açık bir delil getirsin!
Diyanet İşleri (eski) : Yoksa, üzerine çıkıp vahiy dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse, dinleyenleri açık bir delil getirsin.
Diyanet Vakfi : Yoksa onların, üzerine çıkıp gizli sırları dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri, açık bir delil getirsinler.
Edip Yüksel : Yoksa üzerine çıkıp (vahyi) dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyicileri açık bir delil getirsin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yoksa kendilerine mahsus (üzerine çıkıp sırları) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri, açık bir delil getirsin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yoksa onlara mahsus bir merdiven var da (çıkıp) ondan dinliyorlar mı? Öyleyse dinleyenleri, açıklayıcı bir delil getirsin.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yoksa onlara mahsus bir merdiven var da ondan dinliyorlar mı? Öyle ise dinleyicileri beyan edecek bir bürhan getirsin
Fizilal-il Kuran : Yoksa onlar, üzerine çıkıp gizli sırları dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse, dinleyenleri açık bir delil getirsin.
Gültekin Onan : Yoksa onların bir merdivenleri mi var (ki) onunla (yükselip en yüce makamda konuşulanları) dinliyorlar? Öyleyse, dinleyenleri açık bir delil getirsin.
Hakkı Yılmaz : Yoksa kendileri için dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri, açık bir delil getirsin.
Hasan Basri Çantay : Yoksa onlara haas bir merdiven vardır da onun üstünden mi dinliyorlar Öyleyse dinleyicileri açık bir bürhan getirsin (ler)!
Hayrat Neşriyat : Yoksa onların merdiveni var da, (gökteki melekleri) orada mı dinliyorlar? Öyle ise onların dinleyicileri, apaçık bir delil getirsin!
İbni Kesir : Yoksa, üzerine çıkıp dinlendikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyicileri açık bir delil getirsinler.
İskender Evrenosoğlu : Yoksa onların orada (konuşulanları) dinleyecekleri merdivenleri mi var? Öyleyse onları dinleyenler açık delil getirsinler.
Muhammed Esed : Yoksa onların (nihai hakikatlere yükselecekleri ve insan kavrayışının ötesindekini) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse, (onu) dinlemiş olanlardan birisi (bilgisinin) açık bir delilini getirsin!
Ömer Nasuhi Bilmen : Yoksa onlar için bir merdiven mi var, orada dinliyorlar? Öyle ise dinleyicileri açık bir bürhan getirsin.
Ömer Öngüt : Yoksa onların, üzerine çıkıp dinledikleri merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri apaçık bir delil getirsinler.
Şaban Piriş : Yoksa onların bir araçları mı var ki onun hakkında duyum ediniyorlar? Haydi onlardan duyum edinenler açık delillerini getirsinler.
Suat Yıldırım : Yoksa onların yükselmelerini sağlayan bir merdivenleri, kuleleri var da o sayede mi göklerin haberlerini dinliyorlar? Öyleyse o haber dinleyenleri kim ise, meleklerin sözlerini dinlediğine dair kesin bir delil getirsin!
Süleyman Ateş : Yoksa onların, (göğe çıkıp meleklerin sözlerini ve onlara vahyedileni) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri, (meleklerin sözlerini dinlediklerine) açık bir delil getirsin.
Tefhim-ul Kuran : Yoksa onların bir merdivenleri mi var (ki) onunla (yükselip en yüce makamda konuşulanları) dinliyorlar? Öyleyse, dinleyenleri açık bir delil getirsin.
Ümit Şimşek : Yoksa bir merdivenleri var da onunla çıkıp gökleri mi dinliyorlar? Eğer öyleyse, onların dinleyenleri, buna dair açık bir delil getirsinler.
Yaşar Nuri Öztürk : Yoksa onlara özgü bir merdiven var da onun üzerinde mi dinliyorlar? Eğer böyleyse, dinleyenleri açık bir kanıt getirsin.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}